Davacı kadın tarafından açılan Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesine dayalı bağımsız nafaka davasının yapılan yargılaması sonucu verilen hüküm; davalı erkek tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 12.01.2017 tarihli 2016/23821 esas ve 2017/318 karar sayılı kararı ile “...taraflar ön inceleme ve tahkikat aşamalarına usulüne uygun davet edilerek ön inceleme ve tahkikat aşamaları kanuna uygun olarak tamamlanarak gösterdikleri takdirde tarafların delilleri de toplanarak hasıl olacak sonuç uyarınca karar verilmesi gerekirken, bu işlem ve aşamalar tamamlanmadan eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığı” gerekçesi ile bozulmuş mahkemece bozmaya uyularak yargılamaya devam edilerek davanın kısmen kabulü ile davacı kadın yararına 300 TL ve ortak çocuk yararına 150 TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 119/l-(f) hükmü uyarınca, gerek yazılı gerekse basit yargılama usulünde, iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğinin, dava dilekçesinde belirtilmesi gerekir. Delillerin bildirilmesi hakkındaki bu düzenleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunun'da kabul edilen somutlaştırma yükünün de bir gereğidir. Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir (HMK m. 140/5). Bu madde metninde vurgulanan husus "dilekçelerinde gösterdikleri" ibaresinin kullanılmış olmasıdır. Taraflar, Kanunda belirtilen süreden sonra delil gösteremezler (HMK m. 145).
Dava dilekçesinde davacı kadın her hangi bir delile dayanmamış, ön inceleme duruşmasında hazır ettiği tanıklar dinlenerek davanın kabulü ile kadın ve çocuklar yararına tedbir nafakasına karar verilmiştir. Davacı kadın dava dilekçesinde tanık da dahil olmak üzere her hangi bir delile dayanmadığına göre ön inceleme duruşmasında hazır ettiği tanıkların alınan beyanları hükme esas alınamaz. Gerçekleşen bu durum karşısında davacı kadın ayrı yaşamakta haklılığını ispatlayamamıştır. Davacı kadının kendisi yararına talep ettiği tedbir nafakasının reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 11.02.2019(Pzt.)
KARARI YAZDIR