7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 23. maddesinin 19.3.2003 tarih ve 4829 Sayılı Kanunla değişik 8. bendinde "... tebliğ evrakı kime tebliğ edilmişse onun imzasıyla tebliğ memurunun adı, soyadı ve imzası..." tebliğ evrakında bulunması zorunlu unsurlar arasında sayılmıştır (HGK.nun 8.10.2008 tarih, 2008/12-536 Esas, 2008/574 Karar). Somut olayda: şikayetçi borçlu şirkete gönderilen ve Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ edilen 10.1.2013 tarihli tebligat evrakında tebliğ memurunun ad ve soyadının yazılı olmadığı anlaşılmış olmakla tebliğ işlemi usulsüz olup, alacaklının bu hususa dair temyiz istemi yerinde değildir.
İ.İ.K.nun 72/2. maddesi gereğince takipten önce açılan menfi tespit davasında: İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 23.10.2012 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile "...1.432.852,05 TL bedelli çek yönünden, çek bedelinin 1.000.000,00 TL'si yönünden yapılacak icra takibinin %15 tutarında hesap olunan 150.000,00 TL nakit veya kesin ve süresiz teminat mektubu verildiğinde taraflar arasında olmak kaydıyla tedbiren durdurulmasına..." karar verildiği görülmektedir. Tedbirde; çekin takibe konu edilmemesi yönünde bir karar mevcut olmayıp, sadece yapılacak icra takibinin durdurulması yönünde bir karar bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece şartları varsa durdurma yönünde bir karar verilmesi gerekirken takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Öte yandan tedbir kararı çekin 1.000.000,00 TL'si için verilmiş olup, bu hususta gözardı edilerek takibin tümden iptali de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İ.İ.K.366 ve H.U.M.K.nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 4.6.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
KARARI YAZDIR