ArabicAzerbaijaniEnglishFrenchGermanRussianSpanishTurkish

Borçlu İle İlgili Olmayan Adreste Tutulan Haczi Kabil Mal Bulunamadığına İlişkin Haciz Tutanağı Aciz Vesikası Niteliğinde Değildir

31-01-2021 - 729

Borçlu İle İlgili Olmayan Adreste Tutulan Haczi Kabil Mal Bulunamadığına İlişkin Haciz Tutanağı Aciz Vesikası Niteliğinde Değildir


Bu kararı Favorilerinize Eklemek veya Kopyalayabilmek için giriş yapın veya üye olun
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi
2019/3019
2020/5515
2020-10-13





Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı borçlu ... İnş. Nak. ve Pet. San Tic. Ltd.Şti., hakkında takip başlatıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlu şirketin dava konusu ... plakalı aracını şirket ortağı ve temsilcisi ... annesi davalı ...'ye devrettiğinden bu tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalılar, cevap dilekçesi sunmamıştır.

Mahkemece, borcun doğumundan kısa bir süre sonra ... plakalı aracın şirket yetkilisi ... tarafından 24.02.2012 tarihinde annesi ...'ye devredildiği, davalılar arasındaki bağlantı itibariyle alıcı ... şirket ortağının eşi olması nedeniyle İİK'nun 280/2. maddesi uyarınca satıcının borç ödemeden aciz içinde olduğunu bilerek satın almış olduğu, dava sürecinde davalı ...'nin satın aldığı aracı 24.01.2014 tarihinde 40.870,00 TL bedel ile satarak elinden çıkarmış olması nedeniyle İİK'nun 283 mad. uyarınca satış bedeli ile tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde sorumluluğuna karar verilmesi gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

İİK'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.

Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir.

Somut olayda, davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemiştir.

Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacının alacağının Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 2012/7372 sayılı takip dosyasındaki alacağa dayalı olduğu, borcun kaynağının 31.01.2012 tarihli çekten kaynaklandığı, borçlular hakkındaki takibin kesinleştiği, alacağın gerçek olduğu sabittir. Ancak takip dosyasında borçlu ... Gıda İnş. Nak. ve Pet. San. Tic. Ltd. Şti'nin takip adresinin ... Organize Sanayi Bölgesi ... Bulvarı No:3 ... olduğu ödeme emrinin bu adrese 25.06.2012 tarihinde sekretere tebliğ edildiği, borçlu şirketin Ticaret sicil adresinin ise ... Mahallesi ... Caddesi, 100. Yıl ... Apt.Daire No:1 ... olmasına rağmen, dava borçlusu ... Gıda İnş. Nak. ve Pet. San. Tic. Ltd. Şti için haczin ... Pazarı Mah. ... Cad. ... Apt. No:11/a ... adresinde yapıldığı, haciz tutanağında adreste faaliye olmadığı ve haczi kabil mal bulunmadığı belirtilmiştir. Bu adresin borçlu ile ilgisi tesbit edilmediği gibi borçlunun resmi kayıtlardaki adresinde de yapılmış haciz olmadığından 18.02.2013 tarihli haciz tutanağının İİK'nun 105. madde kapsamında aciz belgesi niteliğinde olduğundan söz edilmez.

Bu halde, davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 13/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

KARARI YAZDIR


Aşağıdaki arama terimleri ile ilgili kararlara etiketlere tıklayarak ulaşabilirsiniz :
aciz vesikası icra takibi haciz borçlu adres haczi kabil mal
Bu kararı Favorilerinize Eklemek için giriş yapın veya üye olun

Bu kategorideki diğer İçtihatlardan bazıları