Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Katılan ile sanık M.. K..'ın araba alışverişi yaptıkları, katılanın, sanık M..... 06 ...... plaka sayılı bir araç satın aldığı ve 19.000.00 TL'ye anlaştıkları, katılanın bu alışveriş karşılığında sanık M. Ford Escort marka bir aracı takas olarak verip, geri kalan miktar için ise 10.250 TL tutarında bir senet verdiği, sanığın katılana verdiği araç kusurlu çıkınca katılanın sözleşmeyi bozduğu, bu arada sanığın, 06..... plaka sayılı aracın devrini katılan üzerine yaptığı için, bu aracın tekrar sanık Mehmet'e devredilmesine kadar sanık Mehmet'in, katılandan teminat senedi istediği, katılanın bu kez, ödeme tarihi ve alacaklı kısmı boş olan borçlusunun katılan olduğu, 19.000,00 TL bedelli senedi imzalayarak sanık Mehmet'e verdiği, katılanın, noterde sanığa aracın satışını geri verdikten sonra sanık Mehmet'ten teminat senedini geri istediği, sanığın da, elindeki senedin bir kısmını yırtarak katılana verdiği, aslında verdiği bu senedin, asıl olmadığı, aslı yerine hazırlanmış renkli fotokopi olduğu, bu şekilde katılanı senedi imha ettiği konusunda
inandırdığı, katılanın da vermiş olduğu senedin imha edilmiş olduğunu ve artık borcunun kalmadığını düşündüğü, oysaki sanık Mehmet'in senedin aslını elinde muhafaza ederek diğer sanık H.. T..'ye verdiği, daha önce tanışan ve aynı işleri yapan sanıkların birlikte hareket ederek daha önceden bedeli ödenen suça konu senedi icraya koydukları, böylece sanıkların dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda,
Sanıkların hileli hareketlerde bulunarak, katılan tarafından kendilerine verilen senedin aslını ellerinde muhafaza ederek, katılana renkli fotokopiden oluşan senedi verip, bu senedin de gerçek olduğuna katılanı inandırıp, daha sonra asıl senedi icraya koymak suretiyle haksız menfaat temin ettikleri dikkate alınarak, 5237 sayılı TCK'nın 158/1-d maddesi kapsamında nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edilmesi nedeniyle, bu eyleme ilişkin delilleri taktir ve değerlendirmenin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık H.. T.. müdafiinin ve sanık M.. K..'ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu nedenle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı yönünden sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 05/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
KARARI YAZDIR