İstemin Özeti : Ankara 11. İdare Mahkemesince verilen 18.04.2016 tarih ve E:2015/737; K:2016/1246 sayılı kararın; davacı tarafından, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi : Özgür Atmaca
Düşüncesi :Uyuşmazlıkta, 5510 sayılı Yasanın Geçici 4. maddesi kapsamında bulunan davacı hakkında 5434 sayılı Yasanın uygulanmaya devam edeceği ve anılan Yasanın 75. maddesi uyarınca boşanan kız çocuklarına bu tarihi takip eden ay başından itibaren aylık bağlanacağı açık olup, bu aylığın boşanılan eşle fiilen birlikte yaşamaya devam edildiğinin tespiti durumunda kesileceğine yönelik bir düzenlemenin 5434 sayılı Yasada yer almadığı gözetildiğinde, davacıya uygulanma kabiliyeti bulunmayan 5510 sayılı Yasanın 56. maddesinin son fıkrasına dayanılarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı anlaşıldığından, aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:
Dava, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşamaya devam ettiğinden bahisle vefat eden babasından dolayı aldığı yetim aylığı kesilen davacının, yetim aylığının kesilmesine ilişkin işlemin iptali ile ödemesi durdurulan aylıklarının ödenmesi gereken tarihlerden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığı ve boşanmalarının muvazaalı olduğu gerekçesiyle 5510 sayılı Kanun uyarınca tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürmekte ve temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na 8.5.2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5754 sayılı Kanunun 68. maddesiyle eklenen "5434 sayılı Kanuna İlişkin Geçiş Hükümleri" başlıklı Geçici 4. maddesinin 1. fıkrasında, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 8.6.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanun'a göre aylık, tazminat, harp malullüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 8.2.2006 tarihli ve 5434 sayılı Kanun'un 1. maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanunda kendileri için belirtilmiş olan şartlara haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunacağı; 5. fıkrasında, bu madde kapsamına girenlerin aylıkların bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılacağı kuralına yer verilmiş, aynı Kanunun "Gelir ve aylık bağlanmayacak haller başlıklı 56. maddesinin son fıkrasında da, "Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96 ncı madde hükümlerine göre geri alınır." kuralı yer almıştır.
Yukarıda belirtilen mevzuat kuralına göre, 5754 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce 5434 sayılı Yasaya göre aylık bağlananların gerekli şartları haiz oldukları müddetçe aylıklarının ödenmesine devam edileceği ve bunların aylıklarının kesilmesi hakkında da 5434 sayılı Yasada yer alan kuralların uygulanması gerekeceği tabiidir
5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu'nun 75. maddesinde ise, kendisinden aylık bağlanacak olanların ölümü tarihinde evli bulunmayan kız çocuklarına aylık bağlanacağı, evlenme dolayısıyla aylığı kesilmiş olanlardan sonradan boşanan veya dul kalanlara da eski aylıklarının bağlanarak ödeneceği, ölüm tarihinde evli olmaları sebebiyle aylık bağlanmamış kız çocuklarından bilahare boşanan veya dul kalanlara da bu tarihleri takibeden ay başından itibaren aylık bağlanacağı, bu takdirde evvelce 68 inci madde gereğince ölüm tarihinde müstahak dul ve yetimlere bağlanmış olan aylıklarda; bu kere aylık bağlanan çocuk da nazara alınmak suretiyle gerekirse düzeltme yapılacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 5434 sayılı Yasa kapsamında emekli aylığı almakta iken vefat eden babasından dolayı bağlanan yetim aylığının, boşandığı eşiyle beraber yaşadıklarının tespit edilmesi nedeniyle kesilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 5510 sayılı Yasanın Geçici 4. maddesi kapsamında bulunan davacı hakkında 5434 sayılı Yasanın uygulanmaya devam edeceği ve anılan Yasanın 75. maddesi uyarınca boşanan kız çocuklarına bu tarihi takip eden ay başından itibaren aylık bağlanacağı açık olup, bu aylığın boşanılan eşle fiilen birlikte yaşamaya devam edildiğinin tespiti durumunda kesileceğine yönelik bir düzenlemenin 5434 sayılı Yasada yer almadığı gözetildiğinde, davacıya uygulanma kabiliyeti bulunmayan 5510 sayılı Yasanın 56. maddesinin son fıkrasına dayanılarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA; dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere Mahkemeye gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.