Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacının 24.01.2017 tarihinde yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğunu ancak "yanlış nüfus kaydının düzeltilmesine" ilişkin davanın "yaş tashihi" olarak kabul edilmesi ve 01.01.1973 doğum tarihine itibar edilmesi sonucu talebinin reddedildiğini, Kurum işleminin yerinde olmadığını belirtmek sureti ile davacıya 24.01.2017 tahsis talep tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; 506 sayılı Kanun'un 120 ve 5510 sayılı Kanun'un 57 nci maddeleri uyarınca davalı Kurum işlemlerinin hukuka uygun olduğunu belirtmek sureti ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile; davacı ...'in 24.01.2017 tarihli emeklilik tahsis talebi doğrultusunda emeklilik aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Kurum vekili, istinaf dilekçesinde özetle; davanın yasal dayanağını oluşturan ve 01.10.2008 tarihinden itibaren yürürlükte olan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 57/3 üncü maddesine göre; davacının yaş tahsisi sonucu ortaya çıkan neticenin, davanın kabulüne neden olamayacağını, yaş tashihi davasının huzurdaki davaya sirayet etmesinin kabul edilemez olduğunu, Kurum işleminin hukuka uygun bulunduğunu ve davanın açılmasına sebebiyet vermeyen Kurumun yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.1 inci maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kurum vekili, istinaf dilekçesinde öne sürdüğü hususlar ile birlikte İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacının mahkeme kararı ile düzeltilen doğum tarihinin, yaşlılık aylığının bağlanmasında esas alınıp alınamayacağına ilişkindir.
İlgili Hukuk
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanun'un 120/2 nci maddesinde “yaşlılık, ölüm ve maluliyet sigortalarına ilişkin yaş ile ilgili hükümlerin uygulanmasında; sigortalının ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihinin esas alınacağı” hükme bağlanmıştır. Hiçbir yoruma yer vermeyecek şekilde yapılan bu düzenleme karşısında sigortaya ilk tescil tarihinden sonra yapılan yaş düzeltilmesinin yaşlılık aylığı bağlanmasında nazara alınamayacağı açıktır. Nitekim, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu (Bağ-Kur) ve 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununda da anılan maddeye de aynı yönde hükümler getirilmiştir.
506 sayılı Kanun'un uygulanması açısından “yaş koşulunun” gerçekleşmesi, belli süre prim ödenmesi yaşlılık sigortasının uygulanması açısından önem taşımaktadır. Bu nedenle Yasanın 120. maddesi sonradan yapılacak yaş düzeltmelerinde kimi kötü uygulamaları önlemek amacıyla özel bir düzenleme getirmiş belli sigorta kollarında hangi doğum tarihinin esas alınacağını açıkça belirlemiştir. Buna göre yaşlılık ölüm ve maluliyet sigortalarının uygulanmasında sigortalının ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğüne kayıtlı bulunan doğum tarihinin esas alınacağını hükme bağlamıştır.
Burada ki yaş düzeltmelerinden kasıt, Mahkeme kararı ile yapılan düzeltmelerdir. Esasen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararlarında da aynı yaklaşım belirlenmiş olup, HGK 09.10.2002 tarih ve 2002/761-777, 02.06.2004 tarih 2004/316-322 sayılı kararı ile 14.04.2010 gün ve 2010/21-194 E. 2010/219 K.sayılı kararında bu yaklaşım aynen; “sigortaya ilk tescil tarihinden sonra kesinleşen mahkeme kararı ile yapılan yaş tashihinin yaşlılık aylığı bağlanmasında nazara alınamayacağı, bu hallerde mahkeme kararının kesinleşme tarihinin dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.
Ancak, sigortalının yaşı ile ilgili gerçek kayıtlar esas alınıp doğum tarihinin mahkeme kararı ile düzeltilmesi halinde, ilama konu dava, gerçek yaşının kayda yansıtılması ile ilgilidir ve nüfusa asıl doğum günü yazılmayıp da küçük veya büyük yazılan kişi tarafından açılan doğum gününün düzeltilmesi sonucunu doğuran klasik yaş tashihi davası değildir. Bu davalar, yaş tashihi ile ilgili değil kayıt tashihi ile ilgili olduğundan bu hallerde yaşlılık aylığı bağlanması ile ilgili emeklilik koşullarının oluşmasında mahkemece de tespit edilen bu yaşın dikkate alınmasında bir isabetsizlik yoktur (Hukuk Genel Kurulunun 24.12.2008 gün ve 2008/10-784 E. 2008/768 K.sayılı kararı).
Değerlendirme
Dosya kapsamından davacının ilk defa malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak 01.01.1986 tarihinde SSK (4/a) sigortalısı olarak tescilinin yapıldığı, kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiş olan Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.12.1986 tarih ve 1986/765 E. 1986/816 K. sayılı kararı ile, 01.01.1968 olarak tashihine karar verildiği, verilen kararın 30.01.1987 tarihinde kesinleştiği, 26.05.1988 - 27.11.1989 tarihleri arasında askerlik hizmetini yaptığı, Kocaeli - Kartepe İlçesi Arslanbey İlkokulu Müdürlüğünün cevabi yazısından; 1975/1976 eğitim-öğretim döneminde anılan okula kayıt yaptırdığı, 19.06.1981 tarihinde mezun olduğu ve diploma kayıt defterinde yazılı doğum tarihinin 01.01.1969 olduğu, 24.01.2017 tarihinde yaşlılık aylığı talebinde bulunan davacının bu isteğinin tescil tarihinden sonra yapılan yaş tashihinin dikkate alınamayacağı ve bu nedenle de 01.01.1973 doğum tarihine göre 49 yaş şartını yerine getirmediği gerekçesiyle davalı Kurumca reddedildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, anılan Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın yaş tashihi davası olması karşısında, yaş tashihi davasının sigortalı olarak çalışmaya başladığı tarihten sonra yapıldığı için yaşlılık aylığı tahsisi açısından dikkate alınamayacağı gözetilerek, yargılama aşamasında yaşlılık aylığı tahsis koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
VI. KARAR
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.