Davacı vekili, davacı ...'ın 18.09.2012 tarihinde kamyoneti ile seyir halinde bulunduğu sırada aracın kontrolünü kaybederek refüjü aşıp karşı taraftan gelen tır ile çarpışması suretiyle meydana gelen trafik kazasında davacının ağır şekilde yaralandığını, kazaya plaka ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın sebep olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 2.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; plakası tespit edilemeyen aracın kazaya sebebiyet verdiğinin ispatının somut delillere dayanması gerektiğini, tarafların kusur oranlarının ve davacının maluliyet durumuna göre davacının talep ettiği tazminat konusunda hüküm kurulması gerektiğini, geçici işgöremezlik durumundan kaynaklanan maddi tazminat talebinin teminat kapsamında olmadığını ve davalının sorumluluğunun teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının olayda asli kusurlu olduğu değerlendirildiği ve aksi ispat edilemediği gerekçesiyle sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu cismani zarara uğrayan davacının, zarara neden olan aracın plakasının tespit edilememesi nedeniyle davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı taraf, kazaya plakası tespit edilemeyen aracın neden olduğunu belirterek dava konusu zarara uğradığını ve davalının zarardan sorumlu olduğu iddiasıyla dava açmış; mahkeme ise, keşif sırasında dinlenen tanık ...'un olayı ve olaya karıştığı iddia edilen aracı bizzat görmediğine ilişkin beyanını, kazaya sebep olduğu iddia edilen araç sürücüsünün tespit edilememesi nedeniyle savcılık aşamasında takipsizlik kararı verilmesini gerekçe göstererek, bilirkişi raporuna göre olay anında davacının asli kusurlu olduğu sonucuna vararak davanın reddine karar vermiştir.
Davaya konu olay hakkında yürütülen ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/3185 soruşturma sayılı dosyasında, tanık olarak dinlenilen ... plakasını alamadığı aracın başka bir aracı sıkıştırdığını, bu sıkıştırma neticesinde aracın kendisine çarptığını beyan etmiş, bu husus gerek davacı, gerekse soruşturma aşamasında bilgisine başvurulan davacının aracı içindeki kişiler ... ve ... tarafından da beyan edilmiştir.
Bu durum karşısında, davada tanık olarak dinlenilen ...'un mahkeme tarafından hükme esas kabul edilen beyanı, ceza soruşturmasındaki beyanı ile çelişki arzetmektedir. Kaldı ki, kazanın oluşu hakkında davacının tanık deliline dayandığı ve mahkeme tarafından davacının tanıkları dinlenmeden karar verildiği görülmektedir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
O halde mahkemece, ceza dosyasında alınan tüm beyanlar ile tanık ...'un kendi beyanıyla da çelişen beyanındaki çelişkinin giderilmesi, olayın oluşuna ilişkin olarak bilgisi bulunan davacı tanıklarının dinlenilmesi suretiyle, davacının zararından davalının sorumlu olup olmadığının belirlenmesi; davalının sorumlu olduğu kanaatine varılması halinde işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
KARARI YAZDIR