ArabicAzerbaijaniEnglishFrenchGermanRussianSpanishTurkish

Tazminat İsteminde Başka Bir Dosyadan Alınan Bilirkişi Raporuna Dayanılması Nedeniyle Dayanak Belgelerin Dosyada Bulunmaması Karşısında Ek Rapor Yetersizdir

24-01-2021 - 949

Tazminat İsteminde Başka Bir Dosyadan Alınan Bilirkişi Raporuna Dayanılması Nedeniyle Dayanak Belgelerin Dosyada Bulunmaması Karşısında Ek Rapor Yetersizdir


Bu kararı Favorilerinize Eklemek veya Kopyalayabilmek için giriş yapın veya üye olun
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi
2016/6076
2018/4180
2018-05-15





Davacı A. Oto. Sey. Taş. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 31/08/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 18/11/2014 günlü kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 15/05/2018 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacı vekili Av. M. Ö. K. ile karşı taraftan davalı vekili Avukat M. R. A. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Dava, haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili; 18/12/2009 tarihinde yağan yağmur nedeniyle Ayvalı deresinin taşması sonucunda sel baskını meydana geldiğini ve İstanbul Esenler Otogarı'nın zemin katında bulunan işyerindeki tüm makine, ekipman ve büro malzemelerinin kullanılamaz hale geldiğini belirterek, uğranılan zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur.

Davalı vekili; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, alınan 30/06/2014 tarihli ek bilirkişi raporu benimsenerek, davalının meydana gelen zarardan sorumlu olmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.

Davalı ..., kamu kurumu olup İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlıdır ve kamu hizmeti niteliğindeki çalışmalarını özel hukuk kuralları dahilinde yürütür. 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un, ... görev ve yetkilerinin belirtildiği 2. maddesinin (b) fıkrasında, "Kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması için abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakılacakları noktaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak; gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak ya da kurdurmak; kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek"; 25. maddesinde ise; "Yağmur sularının uzaklaştırılması ile ilgili tesislerin yapılması veya bu tip tesislerin işletilmesi, gerekli harcamalar ilgili Belediyelerce karşılanmak şartıyla ... tarafından yerine getirilir. Bu tesislerin yapılması veya işletilmesine ilişkin harcamalar tarifelere dahil edilmez" hükmü yer almaktadır. Ayrıca, dere yataklarının ıslah, bakım ve onarımı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın 11/02/2004 tarihli Belediye Meclis Kararı ile davalı ...'ne devredilmiştir. ...'nün, anılan maddelerde belirtilen ./... görevleri ve 11/02/2014 tarihli meclis kararı nazara alındığında dava konusu zararlandırıcı olay nedeniyle sorumluluğu bulunmaktadır.

Dosya kapsamından; dava konusu uyuşmazlığın çözümü için bilirkişi heyetinden alınan ilk raporda; kanallara müdahalenin ...'nün iznine bağlı olduğu, kanalların yapım, bakım, onarım ve korunmasından sorumlu olduğu, somut olayda ... tarafından bu yükümlülüklerin yerine getirilmediği ve meydana gelen zarar nedeniyle davalı ...'nün sorumluluğunun bulunduğu yönünde görüş bildirildiği, tarafların itirazı üzerine aynı bilirkişi heyetinden alınan ek raporda ise; davaya konu sel baskını nedeniyle dava dışı sigorta şirketi ile dava dışı şirket ve ... arasında İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/375 esas sayılı dava dosyasına sunulan bilirkişi raporunda yer alan tespit ve belirlemelerden istifade edilerek, meydana gelen yağışların sağanak ve şiddetli olması nedeniyle bu yağışlar sonucu kanalın üst tabliyesi üzerindeki toprak dolgunun suya tamamen doygun hale gelerek çöktüğü, üst tabliyenin kırılması sonucu beton parçalarının ve dava dışı şirket tarafından inşa edilen Miyansere evlerinin bahçesinden şev kayması sonucu ortaya çıkan toprağın kanal kesitini doldurduğu, kanaldan geçemeyen suların çevreye ve özellikle otogar girişine doğru hızla aktığı, bu nedenle yüklenici inşaat firmasının oluşan zarardan 1. derecede sorumlu olduğu, ...'nün proje aşamasındaki onayında, inşaat aşamasında mevcut İSKİ yer altı tesislerine zarar verilmemesi ve kollektöre bağlantı yapılmaması şartı ile tasdik edildiği belirtilmesine rağmen yüklenici şirketin kolektörün üst tabliyesi üzerine toprak dolgu yapması, 1990'lı yıllardaki dere ıslahının ve dolayısıyla yağmur suyu kanalının ... tarafından yapılmamış olması, olay tarihinde dere ıslah çalışmalarının ...'nün görev ve sorumlulukları içinde olmaması nedenleriyle meydana gelen zarardan sorumlu tutulamayacağının bildirildiği anlaşılmaktadır.

Her ne kadar alınan ek raporda davalı ...'nün yukarıda belirtilen gerekçelerle sorumlu olmadığı yönünde görüş bildirilmiş ise de; ek raporun dava dosyasına sunulan ve İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/375 esas sayılı dava dosyasında alınan bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmerden yararlanılarak hazırlandığı, bu raporun hazırlanmasına dayanak bilgi ve belgelerin dosya kapsamında bulunmadığı görülmüştür.

Şu durumda; 2560 sayılı ... Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunu'nun 2. ve 25. maddeleri ile 11/02/2014 tarihli Belediye Meclis Kararı uyarınca davalının sorumlu olduğu nazara alınarak zarar kapsamının ve davalının olaydaki kusur durumunun belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yetersiz ve denetlemeye elverişli olmayan bilirkişi raporu esas alınarak davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve davacı yararına takdir olunan 1.630,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

KARARI YAZDIR


Aşağıdaki arama terimleri ile ilgili kararlara etiketlere tıklayarak ulaşabilirsiniz :
bilirkişi raporu başka dosya tazminat yetersiz rapor dayanak belge
Bu kararı Favorilerinize Eklemek için giriş yapın veya üye olun

Bu kategorideki diğer İçtihatlardan bazıları