-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan ...'in, dava konusu 349 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 3 no’lu bağımsız bölüm ile 450 ada 11 parsel sayılı taşınmazdaki 8, 9 ve 11 no’lu bağımsız bölümleri ilk eşten olma çocuklarından mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak ikinci eşi olan davalı ...'ye satış yoluyla temlik ettiğini, mirasbırakanın davalı eşi ...'den olma oğlu ...'a verdiği vekâletname ile işlemin gerçekleştirildiğini; vekâletnamenin düzenlendiği ve temlik tarihinde mirasbırakanın hukuki ehliyeti haiz olmadığını, davalı ... tarafından da taşınmazların kısa bir süre sonra muvazalı biçimde diğer davalı ...'ye devredildiğini, ...'nin durumu bilerek hareket ettiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile mirasçılar adına tescilini istemişlerdir.
Davalı ...; iddiaların yersiz olduğunu; davalı ..., taşınmazları parasını ödeyerek satın aldığını, durumu bilmediğini belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davada, ilk el davalı ... yönünden muvazaa iddiasının kanıtlandığı, ancak ikinci el davalı ...'nin iyiniyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Dairece, davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olup; mirasbırakanın, alım gücü olmayan davalı eşine taşınmazları devretmesi için bir nedeninin olmadığı, işbu devrin diğer mirasçılardan mal kaçırmak için yapıldığının benimsenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ne var ki, ikinci el durumunda bulunan kayıt maliki davalı ...'nin ediniminde iyi niyetli olup olmadığının bir başka ifadeyle Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağı hususunda yapılan araştırmanın hükme elverişli ve yeterli olmadığı, taraf delillerinin toplanması, tanıkların dinlenmesi, toplanacak tüm delillerin davalı ... hakkında yapılan zabıta araştırmasında elde edilen bilgiler, temlikin kısa aralıkla gerçekleştirilmesi ve değerler arasında aşırı fark bulunması gibi mevcut olgularla birlikte değerlendirilmesi, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gereğine işaret edilerek bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, ikinci el durumunda olan davalı ...’nin iyiniyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1946 doğumlu mirasbırakan ...'in, 07.10.2009 tarihinde öldüğü, geriye mirasçıları olarak davalı eşi ..., ilk eşinden olma davacı çocukları ... ve ... ile davalı ...'den olma dava dışı çocukları ... ve ...'ın kaldığı; dava konusu 459 ada 11 sayılı parseldeki 8, 9 ve 11 nolu bağımsız bölümler ile 349 ada 5 sayılı parseldeki 3 nolu bağımsız bölümün mirasbırakan Mümin adına kayıtlı iken, oğlu ... tarafından vekâletnamesindeki satış yetkisine istinaden 17.08.2009 tarihinde toplam 33.000,00 TL bedelle davalı ...'ye satış yoluyla temlik edildiği; ...'nin de 23.09.2009 tarihinde dava konusu 349 ada 5 parselde kayıtlı 3 no’lu bağımsız bölümü 30.000 TL, 450 ada 11 parselde kayıtlı 8 no’lu bağımsız bölümü 2.500 TL, 9 no’lu bağımsız bölümü 3.500 TL bedelle, dava konusu 450 ada 11 parselde kayıtlı 11 no’lu bağımsız bölümü 25.09.2009 tarihinde 2.500 TL bedelle diğer davalı ...'ye satış suretiyle devrettiği, temlik ve dava tarihi itibariyle dava konusu 349 ada 5 parselde kayıtlı 3 no’lu bağımsız bölümün değerinin 57.847 TL, 450 ada 11 parselde kayıtlı 8 no’lu bağımsız bölümün değerinin 28.289 TL, 9 no’lu bağımsız bölümün değerinin 61.420 TL, 11 no’lu bağımsız bölümün değerinin ise 28.289 TL olarak keşfen saptandığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, ikinci el davalı ...’nin herhangi bir işi olmayıp eşinin aylık kazancının ise 1.000 TL olduğunun, aylık 320 TL kira ödediklerinin ve halen kirada oturduklarının kolluk marifetiyle saptandığı, öte yandan ilk el davalı ... ile ikinci el davalı ...’nin komşu oldukları, banka hesaplarında yapılan araştırmada davalıların mevduat hesabına ya da hesap hareketlerine rastlanmadığının belirlendiği, dinlenen davalı tanıklarından bir kısmının temlikle ilgili görgüye dayalı bilgi sahibi olmadığı, bir kısım yakın akraba olan tanıkların ise satış bedeliyle ilgili beyanlarının çelişkili olduğu, zira davalı ...’nin eniştesi olduğunu belirten davalı tanığı ...’un ev alımı için davalı ...’nin eşine 30.000 TL nakit elden para verdiğini beyan ettiği halde davalı ...’nin eşi olan tanık ...’nın ise daireleri alırken 60.000 TL’yi bacanağından borç aldığını beyan ettiği, değinilen koşullarda davalı ...’nin aynı anda dört adet bağımsız bölümü satın almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, temliklerin kısa aralıklarla yapıldığı ve değerler arasında aşırı fark bulunduğu da nazara alındığında davalı ...’nin iktisabının iyiniyetli olmadığı ve TMK 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı sonucuna varılmaktadır.
Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacıların yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacılar vekili için 2.540.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılardan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
kaynak: (www.corpus.com.tr)
KARARI YAZDIR