I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, ateşli silah yaralanmasına bağlı olarak meydana gelen ölüm nedeniyle etkili soruşturma yürütülmediği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucuların müşterek çocukları B.G. (doğum yılı 2003) Cizre'de uygulanan sokağa çıkma yasakları sırasında 6/1/2016 tarihinde, Cudi Mahallesi'ndeki bir sokakta başına isabet eden ateşli silah mermi çekirdeğiyle yaralanmış, götürüldüğü Cizre Devlet Hastanesinde hayatını kaybetmiştir.
3. Olay Yeri İnceleme ekipleri tarafından Cizre Devlet Hastanesinde maktulün svap izleri alınmış, 17/3/2016 tarihinde olay yeri incelemesi yapılmıştır. Olay yeri incelemesi sırasında başvurucuların yakınının vurulma yeri tespit edilerek krokilendirilmiş, başkaca bir delile rastlanmamıştır.
4. Ölüm olayına ilişkin başlatılan soruşturmada alınan otopsi raporundan başvurucuların yakınının ölümünün başına uzak mesafeden isabet eden bir adet ateşli silah mermi çekirdeğiyle yaralanması neticesinde yüz ve kafatası kırıkları ile beyin doku hasarı ve beyin kanamasına bağlı olarak gerçekleştiği, cesetten silah mermi çekirdeği veya parçası elde edilemediği anlaşılmıştır.
5. Kolluk görevlileri, müşteki ve bilgi sahibi sıfatıyla müteveffanın kardeşleri ile başvurucu anne ve babanın beyanlarını almıştır. Bu kişiler olay anında müteveffanın yanında değildir. Annesi ve kardeşleri müteveffanın kim tarafından vurulduğunu bilmediklerini beyan etmiştir. Yine kolluk görevlileri; başvurucu babanın beyanında, kızını vuran bölücü terör örgütü mensuplarının tespit edilmesi hâlinde bu kişilerden şikâyetçi olduğunu ifade ettiğini tutanak altına almıştır. Ayrıca vurulma anında olay yerinde bulunan amca ile yengenin beyanları alınmıştır. Amca ve yenge beyanlarında, evden çıktıktan sonra göremedikleri bir yerden üzerilerine yaklaşık yirmi el ateş edildiğini, B.G.nin kim tarafından vurulduğunu görmediklerini, çocuk vurulduktan sonra yüzü poşu ile kapalı birinin gelip "Cenazeyi taziye evine götürelim." dediğini ancak buna izin vermediklerini belirtmiştir.
6. Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı, faillerin araştırılarak tespit edilmesi için kolluk birimlerine yazı yazmıştır. Gelen cevabi yazıda; olay yerini gören kamuya/özel kişiye ait kamera sisteminin bulunmaması, fail/faillerin tespitini yapabilecek herhangi bir tanığın olmaması sebebiyle fail ya da faillerin kimlik bilgilerinin tespit edilemediği belirtilmiştir. Bunun üzerine Başsavcılık 24/4/2017 tarihinde aynı gerekçeyle dosyanın daimî arama kapsamına alınmasına karar vermiştir.
7. Başvurucular 8/1/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. 2023 yılının Ocak ayında müteveffanın vurulduğu zaman yanında olan yengesi ile kuzeninin beyanının alınması için talimat yazıldığı ve bu kapsamda anılan kişilerin savcılık tarafından beyanının alındığı görülmüştür. Ölenin vurulma anında yanında olan kuzeni beyanında ateş edenlerin yüzlerinin kapalı olduğunu, yalnızca gözlerinin göründüğünü söylemiştir. Ölenin yengesi ise şehri terk etmek için evden ayrıldıklarını, sokakta kalabalık grupların bulunduğunu, 15-20 kişilik bir grubun içinden dört kişinin kendilerine doğru ateş ettiğini, bu kişilerin yüzlerinin poşu ile sarılı olduğunu, yalnızca gözlerinin göründüğünü ifade etmiştir.
8. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
9. Başvurucular müşterek çocuklarının nereden ve kim tarafından atıldığı belli olmayan bir kurşunla hayatını kaybettiğini, olayın fail ya da faillerinin tespit edilmediğini, soruşturmada bir gelişme olmadığını belirterek yaşam hakkına ilişkin etkili soruşturma yükümlülüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünü bildirmiştir. Başvurucular, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
10. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
11. Şüpheli bir ölüm olayında soruşturma makamlarının hızla harekete geçerek ölüm olayını aydınlatabilecek bütün delilleri tespit etmeleri, soruşturmanın makul bir özen ve süratle yürütülmesi gerekmektedir (Ahmet Ataman, B. No: 2019/7441, 13/9/2022, §§ 50-58). Suç faillerinin kimliklerinin tespit edilerek olayın soruşturulması görevi soruşturma makamına ait olup bu konuda makul süreler içinde gerekli adımlar atılmaksızın daimî arama kararı vermek suretiyle suç faillerinin kimliklerinin tespit edilmesi görevinin ifasının kolluk biriminin inisiyatifine bırakılması etkili soruşturma yükümlülüğüyle bağdaşmamaktadır (Salih Kılıç, B. No: 2013/5330, 21/1/2016, § 86).
12. Somut olayda başvurucuların müşterek çocukları 2016 yılında Cizre ilçesi Cudi Mahallesi'nde sokakta başına isabet eden bir adet ateşli silah mermisiyle yaralanarak hayatını kaybetmiştir. Yürütülen soruşturmada otopsi raporu alındıktan sonra faillerin tespit edilmesi için kolluk birimlerine yazı yazıldığı, kolluk birimlerinden gelen faillerin tespit edilemediği yönündeki cevap üzerine 2017 yılında daimî arama kararı alındığı, bu tarihten sonra 2023 yılının Ocak ayına kadar dosyada herhangi gelişme yaşanmadığı görülmüştür. Dosya kapsamında alınan beyanların tamamı -2023 yılında alınan tanık beyanlarına kadar- kolluk birimlerince olay günü hastanede ya da daha sonra kolluk merkezinde alınan beyanlardır. Suç faillerinin kimliklerinin tespit edilerek olayın soruşturulması görevinin gerek delillerin toplanması aşamasında gerek henüz tüm delillerin toplanmadığı bir aşamada daimî arama kararı verilmek suretiyle kolluk birimlerinin inisiyatifine bırakıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Bunun yanı sıra 2023 yılında alınan ifadelerin soruşturmada ilerleme sağlanması açısından faydalı olabileceği değerlendirilmekte ise de tanıklarının ifadelerinin savcılık tarafından alınmasının olay tarihinin üzerinden geçen yedi yılın sonunda gerçekleştiği de gözönünde bulundurulduğunda soruşturmanın makul bir sürat ve özenle sürdürüldüğü sonucuna ulaşılamayacaktır.
13. Açıklanan gerekçelerle yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
14. Başvurucular; 1.000.000 TL manevi, 500.000 TL maddi tazminat talebinde bulunmuştur.
15. Soruşturma dosyası açık olduğundan ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama (soruşturma) yapılmasına karar verilmesine gerek olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
16. İhlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için başvuruculara manevi zararları karşılığında net 120.000 TL manevi tazminatın müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
17. Başvurucular, maddi zarara ilişkin olarak bilgi/belge sunmadığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının usul boyutunun İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvuruculara net 120.000 TL manevi tazminatın MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 364,60 TL harç ve 9.900 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 10.264,60 TL yargılama giderinin başvuruculara MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için Cizre Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 16/3/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan: Kadir ÖZKAYA
Üye: Engin YILDIRIM
Üye: Rıdvan GÜLEÇ
Üye: Basri BAĞCI
Üye: Kenan YAŞAR
KARARI YAZDIR