ArabicAzerbaijaniEnglishFrenchGermanRussianSpanishTurkish

Tanı, Tedavi Ve Takip Aşamalarındaki Uygulamalarının Tıp Kurallarına Uygun Olması

26-09-2020 - 919

Tanı, Tedavi Ve Takip Aşamalarındaki Uygulamalarının Tıp Kurallarına Uygun Olması


Bu kararı Favorilerinize Eklemek veya Kopyalayabilmek için giriş yapın veya üye olun
Yargıtay 12. Ceza Dairesi
2016/5504
2018/5606
2018-05-17





Özet:

  • Katılan annenin gebelik takiplerinin Özel Akropal Hastanesinde yapıldığı, son adet tarihi 28.03.2011, beklenen doğum tarihi 02.01.2012 olan, 30.12.2011 günü 39 hafta 4 günlük gebe iken yapılan kontrol muayenesinde saat 12.00’da yapılan USG’sinde fetal kalp atımı hızı 140/dk saptandığı, NST’de non reaktif değerlendirildiği, 30 dakika sonra yapılan NST’de nonreaktifliğin devam etmesi üzerine saat 17.00’de yapılan USG ve NST’de bebeğin anne karnında öldüğünün tespit edildiği, 30.12.2011 günü bebeğin indüksiyonla spontan vaginal yolla boyuna iki kez kordon dolanmış olarak ölü doğduğu olayda; tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporlarındaki tespitlere göre, sanığın, tanı, tedavi ve takip aşamalarındaki uygulamalarının tıp kurallarına uygun olduğunun, bu suretle sanığın kusurunun bulunmadığının anlaşılmıştır.

 
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi

Suç : Taksirle Yaralama

Hüküm : Beraat

Taksirle yaralama suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;

Katılan annenin gebelik takiplerinin Özel Akropal Hastanesinde yapıldığı, son adet tarihi 28.03.2011, beklenen doğum tarihi 02.01.2012 olan, 30.12.2011 günü 39 hafta 4 günlük gebe iken yapılan kontrol muayenesinde saat 12.00’da yapılan USG’sinde fetal kalp atımı hızı 140/dk saptandığı, NST’de non reaktif değerlendirildiği, 30 dakika sonra yapılan NST’de nonreaktifliğin devam etmesi üzerine saat 17.00’de yapılan USG ve NST’de bebeğin anne karnında öldüğünün tespit edildiği, 30.12.2011 günü bebeğin indüksiyonla spontan vaginal yolla boyuna iki kez kordon dolanmış olarak ölü doğduğu olayda;

Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu'nun 14.03.2012 tarihli raporunda; bebeğe zamanında otopsi yapılarak iç organ değişimleri tespit edilmediğinden ölüm sebebi ve ölümüne etki eden başka bir patoloji olup olmadığının belirlenemediği, 30.12.2011 tarihinde saat 12.36 ve saat 13.21’de çekilen NST’lerin non reaktif olduğu, bu NST bulguları dikkate alındığında gebenin sezeryana alınması gerektiği, sezeryana alınmamasının eksiklik olduğu görüşlerine yer verildiği; Yine Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu'nun 30.10.2013 tarihli raporunda; NST lerin yapılan yeniden değerlendirilmesinde, NST lerin nonreaktif olduğu ancak disekerasyonun olmadığı, USG değerlendirilmesinde solunum olduğu, bebek hareketi olduğu, suyunun normal olduğu bildirildiğinden ve bebeğin uyku esnasında NST nin nonreaktif olabileceği de bilindiğinden, 3-4 saat sonra NST tekrarı önerilebileceği cihetle sanığa kusur atfedilemeyeceği görüşlerine yer verildiği, her iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosyanın tüm tedavi evrakları ile birlikte Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'na gönderilmesi akabinde Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu tarafından düzenlenen 30.10.2014 tarihli raporda; kişinin 30.11.2011 tarihinde ilk müracaatında muayenesinin ve gerekli tetkiklerinin yapılmış olduğunun, NST’si nonreaktif olması üzerine yeniden NST çekildiğinin, bunun da nonreaktif olması üzerine 3-4 saat sonra NST’sinin tekrar edilmesinin önerildiğinin, NST’lerin yeniden değerlendirmesinde NST’lerin nonreaktif olduğunun ancak deselerasyon olmadığının, USG değerlendirilmesinde solunumunun olduğu, bebek hareketi olduğu, suyunun normal olduğu bildirildiğinden ve bebeğin uyku esnasında NST’nin nonreaktif olabileceği de bilindiğinden 3-4 saat sonra NST tekrarı önerilebileceği görüşü ise sanığa kusur atfedilemeyeceğinin belirtildiği anlaşılmış olup;

Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporlarındaki tespitlere göre, sanığın, tanı, tedavi ve takip aşamalarındaki uygulamalarının tıp kurallarına uygun olduğunun, bu suretle sanığın kusurunun bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanığın beraatine ilişkin Mahkeme'nin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılarak yapılan incelemede;

Yapılan yargılama sonunda yüklenen suç açısından sanığın taksirinin bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanlar vekilinin sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle beraata ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA; 17.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

kaynak:(www.corpus.com.tr)

KARARI YAZDIR


Aşağıdaki arama terimleri ile ilgili kararlara etiketlere tıklayarak ulaşabilirsiniz :
Tanı Tedavi Takip Aşamalarındaki Uygulamalarının Tıp Kurallarına Uygun Olması
Bu kararı Favorilerinize Eklemek için giriş yapın veya üye olun

Bu kategorideki diğer İçtihatlardan bazıları