İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 03/07/2018 tarih ve E:2018/40, K:2018/40 sayılı kararıyla;…. ……. ve …. …… vekilleri Av…. , Av …. , Av…… , Av…… tarafından, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi İkinci İdari Dava Dairesinin muhtelif kararları ile Konya Bölge İdare Mahkemesi Üçüncü İdari Dava Dairesinin 29/11/2017 tarih ve E:2017/2847, K:2017/2895 sayılı kararı arasındaki aykırılığın giderilmesinin istenmesi nedeniyle,
"Aykırılığın, dava konusu işlemin iptali yolundaki İstanbul Bölge İdare Mahkemesi İkinci İdari Dava Dairesi kararları doğrultusunda giderilmesi gerektiği" görüşüyle, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun'un 3/C maddesinin 5. fıkrası uyarınca karar verilmesi için Danıştaya gönderilmesi üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten sonra konu ile ilgili kararlar ve yasal düzenlemeler incelenerek gereği görüşüldü:
I- AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI :
A-İSTANBUL BÖLGE İDARE MAHKEMESİ İKİNCİ İDARİ DAVA DAİRESİNİN KARARLARINA KONU YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istemlerin özeti: ….. Sendikaları Konfederasyonu ( …..)'nun..../..../ tarih ve sayılı kararı ile '' çağrısı ile 29/12/2015 tarihinde "savaşa hayır barışı savunacağız" şiarıyla 29 Aralık günü genel grev yapılmasına karar verilmiş; öğretmen olarak görev yapan davacıların bağlı olduğu sendikanın aldığı karar uyarınca iş bırakma eylemine katılarak mazeretsiz olarak göreve gelmediğinden bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca aylıktan kesme veya kınama cezası ile cezalandırılmış; davalar, anılan disiplin cezalarının iptali istemiyle açılmıştır.
Kocaeli İdare Mahkemeleri kararlarının özeti:
Davacıların üyesi bulundukları sendikanın ve sendikanın bağlı olduğu konfederasyonun aldığı kararlar uyarınca gerçekleşen göreve gelmeme eyleminin sendikal faaliyet kapsamında bir fiil olarak kabulü gerekeceğinden, disiplin suçu teşkil etmeyen eylem nedeniyle tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu disiplin cezalarının iptaline karar verilmiştir.
İstanbul Bölge İdare Mahkemesi İkinci İdari Dava Dairesinin kararlarının özeti :
Kocaeli İdare Mahkemelerinin kararları usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının reddine kesin olarak karar verilmiştir.
B-KONYA BÖLGE İDARE MAHKEMESİ UÇUNCU İDARİ DAVA DAİRESİNİN E:2017/2847 SAYILI DOSYASINA KONU YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istemin özeti: Sendikaları Konfederasyonu Yürütme Kurulunun ..../..../ tarih ve sayılı kararıyla "Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bazı il, İlçe ve mahallerde bir süredir uygulanan sokağa çıkma yasaklarının hem kamu hizmeti sunmakla görevli kamu emekçilerinin ve ailelerinin hem de kamu hizmetinden yararlananların sadece kamu hizmeti sunma ve alma hakkı değil yaşam haklarını da tehdit eder boyutlara ulaştığı,...kamu hizmeti sunma ve alma hakkının yanı sıra yaşam hakkını tehdit eden gelişmelere karşı , ile birlikte; 29 Aralık 2015 tarihinde ’e bağlı sendika üyelerinin işyerlerinden çıkıp tüm illerin merkezi alanlarda basın açıklamaları yapmaları" yönünde karar aldığı, davacının üyesi olduğu Sendikası'nın da, Konfederasyonun kararına uygun olarak / / tarih ve .... sayılı kararla; “29 Aralık 2015 tarihinde Konfederasyonumuz ’in diğer emek ve meslek örgütleri ile birlikte aldığı sayılı karan gereği Savaşa Hayır Barışı Savunacağız şiarıyla gerçekleştireceği 1 günlük hizmet üretmeme kararının işkolunda hayata geçirilmesine” karar verdiği; Sendika üyesi davacının, 29/12/2015 tarihinde işe gelmeme eylemine katıldığı, öğretmen olan davacının bu eyleme katılarak özürsüz olarak bir gün göreve gelmediğinden bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C-(b) maddesi ve bir alt ceza uygulanmak suretiyle kınama cezası ile cezalandırılması üzerine anılan işlemin iptali istenilmiştir.
Antalya 3. İdare Mahkemesinin 06/07/2017 tarih ve E:2017/467, K:2017/978 sayılı kararının özeti:
Kamu görevlilerinin, ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve menfaatlerinin ve bu kapsamda özlük ve parasal haklarının, çalışma koşullarının korunması, iyileştirilmesi, geliştirilmesi, bu konulara dikkat çekilmesinin ve kamuoyu oluşturulmasının sağlanması amacıyla ve başka seçeneklerinin bulunmaması durumunda üyesi bulundukları sendikaların aldıkları kararlar uyarınca işi bırakma eylemlerine ilgili mevzuatına uygun olarak katılmaları nedeniyle disiplin cezaları ile cezalandırılmalarının demokratik bir toplumda gerekli olduğundan söz edilemeyeceği,
Ancak uyuşmazlık konusu olayda davacının üyesi olduğu sendikanın aldığı eylem kararının ve bu kapsamda göreve katılan davacının göreve gelmeme nedeninin 29 Aralık 2015 tarihinde 'in diğer emek ve meslek örgütleri ile birlikte aldığı sayılı kararı gereği "Savaşa Hayır Barışı Savunacağız" şiarıyla gerçekleştireceği bir günlük hizmet üretmeme kararının işkolunda hayata geçirilmesine yönelik olduğu,
Öğretmen olan davacının gerek kendi meslek grubunun gerekse diğer kamu görevlilerinin, ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve menfaatlerinin ve bu kapsamda özlük ve parasal haklarının, çalışma koşullarının korunması, iyileştirilmesi, geliştirilmesi amacını taşıyan bir eyleme katıldığından söz edilemeyeceği; davacının bir gün süreyle göreve gelmemesinin haklı mazeretinin bulunmadığı gerekçesiyle davacı hakkında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Konya Bölge İdare Mahkemesi Üçüncü İdari Dava Dairesinin 29/11/2017 tarih ve E:2017/2847, K:2017/2895 sayılı kararının özeti:
Antalya 3. İdare Mahkemesinin 06/07/2017 tarih ve E:2017/467, K:2017/978 sayılı kararının usul ve hukuka uygun olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar verilmiştir.
II-İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
……. Sendikaları Konfederasyonu Yürütme Kurulunun 22/12/2015 tarih ve 92 sayılı kararıyla "Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bazı il, İlçe ve mahallerde bir süredir uygulanan sokağa çıkma yasaklarının hem kamu hizmeti sunmakla görevli kamu emekçilerinin ve ailelerinin hem de kamu hizmetinden yararlananların sadece kamu hizmeti sunma ve alma hakkı değil yaşam haklarını da tehdit eder boyutlara ulaştığı, ... kamu hizmeti sunma ve alma hakkının yanı sıra yaşam hakkını tehdit eden gelişmelere karşı …. ,…… ile birlikte; 29 Aralık 2015 tarihinde …. ’e bağlı sendika üyelerinin işyerlerinden çıkıp tüm illerin merkezi alanlarda basın açıklamaları yapmaları" yönünde karar almıştır.
Sendika üyesi olan ve öğretmen olarak görev yapmakta olan davacılar, Konfederasyon'un aldığı bu karar doğrultusunda bir gün göreve gelmeme eylemine katılmışlar ve mazeretsiz olarak göreve gelmedikleri gerekçesiyle haklarında disiplin cezaları tesis edilmiştir.
Disiplin cezalarının iptali istemiyle açılan davalarda aynı konuda verilen farklı nitelikteki kararların kesinleşmesi üzerine incelenen aykırılığın oluştuğu görülmüştür.
İLGİLİ MEVZUAT :
1-2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası:
Madde 51 - (Değişik: 3/10/2001-4709/20 md.)
Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.
…
Madde 90-
…
Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.
2- 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu:
Madde 22-
Devlet memurları, Anayasada ve özel kanununda belirtilen hükümler uyarınca sendikalar ve üst kuruluşlar kurabilir ve bunlara üye olabilirler.
Madde 26-
Devlet memurlarının kamu hizmetlerini aksatacak şekilde memurluktan kasıtlı olarak birlikte çekilmeleri veya görevlerine gelmemeleri veya görevlerine gelipte Devlet hizmetlerinin ve işlerinin yavaşlatılması veya aksatılması sonucunu doğuracak eylem ve hareketlerde bulunmaları yasaktır.
Madde 125 - (Değişik: 12/5/1982 - 2670/31 md.)-
…
C - Aylıktan kesme : Memurun, brüt aylığından 1/30 - 1/8 arasında kesinti yapılmasıdır. Aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:
…
b) Özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek,
3- 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu:
Madde 1-
Bu Kanunun amacı, kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve menfaatlerinin korunması ve geliştirilmesi için oluşturdukları sendika ve konfederasyonların kuruluşu, organları, yetkileri ve faaliyetleri ile sendika ve konfederasyonlarda görev alacak kamu görevlilerinin hak ve sorumluluklarını belirlemek ve toplu sözleşme yapılmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
Madde 3-
…
f) Sendika : Kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve meslekî hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşları
…
Madde 19-
…
Sendika ve konfederasyonlar kuruluş amaçları doğrultusunda toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeterek aşağıdaki faaliyetlerde bulunabilirler:
a) (Değişik bent: 04/04/2012-6289 S.K./14.md.) Genel olarak kamu personelinin hak ve ödevleri, çalışma koşulları, yükümlülükleri, iş güvenlikleri ile sağlık koşullarının geliştirilmesi konularında görüş bildirmek ve toplu sözleşmenin uygulanmasını izlemek üzere yapılacak çalışmalara temsilciler göndermek.
b) Devlet personel mevzuatında kamu görevlilerinin temsilini öngören çeşitli kurullara temsilci göndermek.
c) Verimlilik araştırmaları yapmak, sonuçlarla ilgili raporlar düzenlemek, önerilerde bulunmak ve işverenlerle bu konularda ortak çalışmalar yapmak.
d) Üyelerin mesleki yeterliliklerinin artırılması ve sorunlarının çözülmesi ile sendikal faaliyetlerinin geliştirilmesine yönelik kurs, seminer ve sosyal amaçlı toplantılar düzenlemek, bilimsel çalışmalar yapmak ve yayınlarda bulunmak.
e) Üyelerin ortak ekonomik ve sosyal hak ve menfaatleri ile personel hukukunu ilgilendiren konularda ilgili kurumlara ve yetkili makamlara sunulmak üzere çalışmalar yapmak ve öneriler getirmek.
f) Üyelerin idare ile ilgili doğacak ihtilaflarında, ortak hak ve menfaatlerinin zlenmesinde veya hukuki yardım gerekliliğinin ortaya çıkması durumunda üyelerini veya mirasçılarını, her düzeyde ve derecedeki yönetim ve yargı organları önünde temsil etmek veya ettirmek, dava açmak ve bu nedenle açılan davalarda taraf olmak.
g) Üyeleri ve ailelerinin yararlanmaları için hizmet amacıyla, eğitim ve sağlık tesisleri, dinlenme yerleri, misafirhane, spor alanları ve benzeri yerler ile kitaplık, kreş, yuva ve huzur evleri, yardımlaşma sandıkları kurmak ve yönetmek ile herhangi bir bağışta bulunmamak kaydı ile üyeleri için kooperatifler kurulmasına yardım etmek ve nakit mevcudunun yüzde onundan fazla olmamak kaydıyla bu kooperatiflere kredi vermek
…
4- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi:
Madde 11- Dernek Kurma ve Toplantı Özgürlüğü
1) Herkes asayişi bozmayan toplantılar yapmak, dernek kurmak, ayrıca çıkarlarını korumak için başkalarıyla birlikte sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak haklarına sahiptir.
2) Bu hakların kullanılması, demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla ve ancak yasayla sınırlanabilir. Bu madde, bu hakların kullanılmasında silahlı kuvvetler, kolluk mensupları veya devletin idare mekanizmasında görevli olanlar hakkında meşru sınırlamalar konmasına engel değildir.
5- Türkiye'nin de onayladığı 87 No’lu Sendika Özgürlüğü ve Sendikalaşma Hakkının Korunması Sözleşmesi:
Madde 3-
Çalışanların ve işverenlerin örgütleri tüzük ve iç yönetmeliklerini düzenlemek, temsilcilerini serbestçe seçmek, yönetim ve etkinliklerini düzenlemek ve iş programlarını belirlemek hakkına sahiptirler.
Kamu makamları bu hakkı sınırlayacak veya bu hakkın yasaya uygun şekilde kullanılmasına engel olacak nitelikte her türlü müdahaleden sakınmalıdırlar.
6- 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun:
Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulu:
Madde 3/C- (Ek: 18/6/2014-6545/6 md.)
…
4. Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulunun görevleri şunlardır:
…
c) Benzer olaylarda, bölge idare mahkemesi dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında veya farklı bölge idare mahkemeleri dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında aykırılık veya uyuşmazlık bulunması hâlinde; resen veya ilgili bölge idare mahkemesi dairelerinin ya da istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların bu aykırılığın veya uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, istemin uygun görülmesi hâlinde kendi görüşlerini de ekleyerek Danıştaydan bu konuda karar verilmesini istemek.
…
5. (Değişik:17/10/2019-7188/7 md.) Dördüncü fıkranın (c) bendine göre yapılacak istemler, konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Kuruluna iletilir. İlgili dava daireleri kurulunca üç ay içinde karar verilir. Aykırılık veya uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.
KONU İLE İLGİLİ DİĞER KARARLAR : Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 08/05/2019 tarih ve E:2018/707, K:2019/2181 sayılı sayılı kararı da, Konya Bölge İdare Mahkemesi Üçüncü İdari Dava Dairesinin 29/11/2017 tarih ve E:2017/2847, K:2017/2895 sayılı kararıyla aynı doğrultudadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Başvuruya konu olan kararlar arasındaki aykırılığı, sendikal faaliyetler nedeniyle verilen disiplin cezaları hususu oluşturmaktadır.
Örgütlenme özgürlüğü, Anayasa Mahkemesi kararlarında da belirtildiği gibi, bireylerin kendi çıkarlarını korumak için kendilerini temsil eden kolektif bir yapı meydana getirecek bir araya gelme özgürlüğünü ifade etmektedir. Örgütlenme özgürlüğü, bireylere topluluk halinde siyasal, kültürel, sosyal ve ekonomik amaçlarını gerçekleştirme imkanı sağlar. Demokrasilerde vatandaşların bir araya gelerek ortak amaçları izleyebileceği örgütlerin varlığı, sağlıklı bir toplumun önemli bir göstergesidir. Demokrasilerde böyle bir oluşum, devlet tarafından saygı gösterilmesi ve korunması gereken temel haklara sahiptir. İstihdam alanında kendi üyelerinin çıkarlarının korunmasını amaçlayan örgütler olan sendikalar, bireylerin kendi çıkarlarını korumak için kolektif oluşumlar meydana getirerek bir araya gelebilme özgürlüğü olan örgütlenme özgürlüğünün çok önemli bir yönüdür.
Örgütlenme özgürlüğünün temelinde de ifade özgürlüğü olduğu düşünüldüğünde, düşünceyi korkmadan açıklayarak, bu düşünce çevresinde kişilerin toplanma hakkının da varlığının kabulü gerekeceği açıktır.
Örgütlenme özgürlüğü, bireylere topluluk halinde siyasal, kültürel, sosyal ve ekonomik amaçlarını gerçekleştirme olanağı sağladığı gibi, sendika hakkı da çalışanların, bireysel ve bu ortak çıkarlarını korumak amacıyla bir araya gelerek örgütlenme serbestisini gerektirmekte ve niteliğiyle bağımsız bir hak değil, örgütlenme özgürlüğünün özel bir şekli olarak görülmektedir.
Anayasa'nın 51-54. maddelerinde düzenlenen sendikal hak ve özgürlükler, benzer güvenceler getiren başta Örgütlenme Özgürlüğü Sözleşmesi ile Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkı Sözleşmesi olmak üzere ilgili Uluslararası Çalışma Örgütü Sözleşmeleri ve Avrupa Sosyal Şartı ile tamamlanmaktadır.
Anayasa'nın 51. maddesi, devlet için hem negatif hem de pozitif yükümlülükler getirmektedir. Anılan maddede yer alan, "üyelerin menfaatlerini korumak için" ibaresi, üyelerin mesleki menfaatlerini korumak için gerçekleştirecekleri sendikal faaliyetlerin Anayasa tarafından korunduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle, sendikaların üyelerinin menfaatlerini korumak için en etkili yollardan olan grev ve toplu sözleşme hakkını da kullanabileceği açıktır.
Sendikal faaliyet kapsamında, işe gelinmemesi halinde kişilerin mazeret izinli sayılacakları konuya ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları, Anayasa Mahkemesi kararları ve Danıştay İdari Dava Daireleri kararlarında da vurgulanmıştır ancak, anılan kararlardaki uyuşmazlık konusu olaylarda, sendikal faaliyetlerin amacının üyelerin mesleki menfaatlerinin korunması olduğunun da gözden kaçırılmaması gerekir.
Kamu görevlileri sendikalarının asli faaliyetleri 4688 sayılı Kanun'un 19. maddesinde belirtilmiş, "çalışma koşulları, yükümlülükleri, iş güvenlikleri ile sağlık koşullarının geliştirilmesi konularında görüş bildirmek, işverenlerle bu konularda ortak çalışmalar yürütmek, üyelerin mesleki yeterliliklerinin arttırılması ve sorunlarının çözülmesi ile sendikal faaliyetlerin geliştirilmesine yönelik kurs, seminer ve sosyal amaçlı toplantılar yapmak" asli faaliyetler arasında sayılmıştır. Sendikaların öne çıkan asli görevleri, üyelerinin ekonomik ve sosyal menfaatlerini korumaktır. Bunun dışındaki konulara ilişkin faaliyetlerinin ikincil nitelikte olduğunun kabulü gerekmektedir.
Bununla birlikte, Devletin pozitif ve negatif yükümlülükleri arasında kesin ayrımlar yapmak her zaman mümkün değildir. Devletin ister pozitif isterse de negatif yükümlülüğü söz konusu olsun bireyin ve bir bütün olarak toplumun çatışan çıkarları arasında adil bir denge kurulması gerekmektedir.
Sınırlanabilir bir hak olan sendika hakkı Anayasa'da yer alan temel hak ve özgürlüklerin sınırlanma rejimine tabidir. Anayasa'nın 51. maddesinde sendika hakkına yönelik sınırlama nedenlerine yer verilmiştir. Ancak, bu özgürlüklere yönelik sınırlamaların da bir sınırının olması gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır. Sendika hakkıyla ilgili olarak; temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasında Anayasa'nın 13. maddesindeki ölçütler ve 33. maddesi ile 51. maddelerinin göz önünde bulundurulması zorunludur.
Sendikalar, demokratik toplumun vazgeçilmez bir parçası olduğu için getirilebilecek sınırlamaların kamu makamlarının keyfi müdahalelerine karşı korunması gerektiği, getirilecek sınırlamaların demokratik toplum düzenine uygunluğunun denetlenmesi gerektiği izahtan varestedir. Ayrıca, getirilecek sınırlamaların, toplumsal ihtiyacın karşılanması amacıyla istisnai olarak uygulanması gerektiği de açıktır.
Yukarıda yapılan değerlendirmeler ışığında, olayda sendika hakkının ihlal edilip edilmediğinin değerlendirilmesine gelince; kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve çıkarlarının korunması ve geliştirilmesi için oluşturdukları sendikalar tarafından, ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve çıkarlarının ve bu kapsamda özlük ve parasal haklarının, çalışma koşullarının korunması, iyileştirilmesi, geliştirilmesi, bu konulara dikkat çekilmesi ve kamuoyu oluşturulmasının sağlanması amacıyla aldıkları kararlar uyarınca kamu görevlilerinin toplantı, gösteri ve iş bırakma eylemlerine katılmalarında demokratik bir toplumda herhangi bir sakınca bulunmadığından, anılan eylemlerin AİHS'nin 11. maddesi kapsamında korunması gerektiği açıktır.
Buna karşılık, kamu görevlilerinin atanma, nakil ve cezalandırılmasına ilişkin esasların belirlenmesi konusunda yasa koyucunun takdir yetkisi bulunmaktadır. Yasa koyucuya tanınan bu takdir yetkisinin amacı; kamu hizmetlerinin kesintisiz bir şekilde yürütülmesini sağlamaktır. Ayrıca Anayasa'nın 129. maddesinin birinci fıkrasında "Memurlar ve diğer kamu görevlileri Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler" denilerek, kamu görevlilerinin Anayasa'ya ve yasalara sadakat yükümlülüğünün kamu hizmetlerinin devamlılığının ve belli bir disiplin içinde yürütülmesinin sağlanmasıyla yakından ilişkili olduğuna dikkat çekilmiştir. Dolayısıyla, Anayasa'nın 129. maddesinde belirtilen sadakat yükümlülüğü kapsamında, kamu hizmetinin etkin bir şekilde yürütülmesi ve mesleki disiplinin sağlanması amacıyla idarenin takdir yetkisini kullanarak işlem tesis etmesinin olanaklı olduğu anlaşılmaktadır.
Kamu görevlilerinin, normal vatandaştan farklı olarak yükümlülükleri, sorumlulukları ve tabii olduğu yasaklar vardır. Kamu görevlilerine tanınan bir takım avantajlar, ayrıcalıklar olmakla birlikte, bu kişilerin katlanmak zorunda oldukları külfetler ve sorumluluklar nedeniyle onların bazı sınırlamalara da tabii olacağı açıktır. Dolayısıyla, kamu hizmetinin kesintisiz olarak yürütülmesini sağlamak ve görevinin başında olmak kamu görevlisinin sorumluluklarındandır.
Sendika kararları doğrultusunda kamu görevlileri tarafından gerçekleştirilmesi planlanan eylemlerin, kamu hizmetinin gereklerine dayanan bir sınırının olması gerektiği açıktır. Kamu hizmetini kesintiye uğratacak, "iş bırakma" gibi eylemlerin nedenini mesleki menfaatler dışında bir neden oluşturuyorsa devletin müdahale hakkının da daha geniş yorumlanması gerekir.
Sendika üyesi olan kamu görevlileri tarafından, sendika yöneticilerinin aldıkları kararların içeriklerinin değerlendirilmesi suretiyle hareket tarzı geliştirmeleri gerekmektedir. Bir kamu görevlisinin, sendikal faaliyetlere ilişkin eylem hakkını kullanırken yükümlülükleri nedeniyle kanunların öngördüğü sınırlar içerisinde hareket etmesi gerekir. Aksi takdirde, kamu görevlileri olan sendika üyeleri, sendika tarafından alınan konusu suç oluşturan bir eyleme de katılmak zorunda kalabileceklerdir.
Bu değerlendirmeler çerçevesinde; sendikaların, Anayasa ve kanunlara aykırı olmayan herhangi bir amacı gerçekleştirmek için faaliyet yapabileceğinin kabulü ile birlikte "işe gitmeme" gibi eylemlerle ilgili olarak yani kamu hizmetini kesintiye uğratacak, kamu görevlisinin sorumluluğunu yerine getirmesini engelleyici eylemlerle ilgili olarak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları, Anayasa Mahkemesi kararları ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun muhtelif kararlarında da vurgulandığı üzere, sendikal faaliyetlerle ilgili olmayan; kamu görevlilerinin sosyal, ekonomik ve meslek hayatlarını ilgilendirmeyen konular doğrultusunda gerçekleştirilen eylemlerin AİHS'nin 11. maddesi kapsamında korunması gerektiğinden bahsedilemez.
Dava konusu uyuşmazlıklarda, davacıların göreve gelmeme nedenini oluşturan sendika kararının amacının; Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bazı il, ilçe ve mahallerde uygulanan sokağa çıkma yasaklarını protesto etmek olduğu hususu sabittir. Anılan hususun, sendika üyelerinin ekonomik ve sosyal menfaatleriyle ilgisi bulunmayan bir eylem olduğu açıktır. Bu tür amaçla yola çıkılan durumlarda, yani sendikaların asli faaliyetlerinin değil de ikincil nitelikteki faaliyetlerinin söz konusu olduğu durumlarda, sendikaların seslerini duyurmak için kullanabileceği başka yollar olduğu da muhakkaktır.
"İşe gitmeme" eyleminin, toplum hayatına ve kamu düzenine etkileri göz önüne alındığında; politik yönü ağır basan bir amaçla işe gidilmiyorsa bu durumun sendikal faaliyet kapsamında sayılması mümkün değildir. Kaldı ki, bu eylemin sonuçları dikkate alındığında da; bunun yol açacağı zararlara katlanılmasını toplumdan beklemek de hakkaniyete aykırı bir durumdur.
Sonuç olarak, uyuşmazlık konusu olaydaki sendika kararı; kamu görevlilerinin, ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve çıkarları ile bu kapsamda özlük ve parasal haklarının, çalışma koşullarının korunması, iyileştirilmesi, geliştirilmesi amacını taşımadığından, bu haliyle "işe gitmeme" eylemi, sendikal faaliyet kapsamında bulunmamaktadır.
IV-SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle, Bölge İdare Mahkemesi kararları arasındaki aykırılığın, Konya Bölge İdare Mahkemesi Üçüncü İdari Dava Dairesinin 29/11/2017 tarih ve E:2017/2847, K:2017/2895 sayılı kararı doğrultusunda giderilmesine, kesin olarak, 24/02/2020 tarihinde, oybirliği ile karar verildi.
KARARI YAZDIR