ArabicAzerbaijaniEnglishFrenchGermanRussianSpanishTurkish

Nitelikli Zimmet Suçu - Kooperatif Yönetim Kurulu Başkanı

22-07-2021 - 1657

Nitelikli Zimmet Suçu - Kooperatif Yönetim Kurulu Başkanı


Bu kararı Favorilerinize Eklemek veya Kopyalayabilmek için giriş yapın veya üye olun
Yargıtay Ceza Genel Kurulu
2016/557
2018/124
2018-03-27





Sanıklar ... ve ...'nın zimmet suçundan 765 sayılı TCK'nun 202/2, 80 ve 33. maddeleri uyarınca 17 yıl 6 ay hapis ve 654.402 TL ağır para cezası ile cezalandırılmalarına ve kısıtlılık altında bulundurulmalarına ilişkin Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 25.10.2001 tarihli ve 243-320 sayılı hükümlerin, sanıklar müdafileri ve katılan S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 07.05.2002 tarih ve 817-3270 sayı ile;

"...Birleştirilen Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 1999/122 Esas sayılı dosyasındaki iddianame ile sanıklar hakkında zimmet ve sahtecilik suçundan açılan kamu davasına 8.7.1999 günlü dilekçesi ile katılma talebinde bulunan SS Umutpark Konut Yapı Kooperatifi vekilinin bu istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi,

Birleştirilen Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 1999/216 Esas sayılı dosyasındaki iddianame ile sanıklar hakkında zimmet ve görevi kötüye kullanma suçundan açılan kamu davasına 28.9.1999 tarihli dilekçesi ile katılma talebinde bulunan SS Umutpark Konut Yapı Kooperatifi yerine aynı günlü oturumda kooperatif başkanı Onural Şeref Bozkurt'un davaya katılmasına karar verilmesi..." isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiş,

Bozma kararına uyan yerel mahkemece 20.09.2002 tarih ve 180-299 sayı ile; sanıkların zimmet suçundan 765 sayılı TCK'nun 202/2, 80, 219/son ve 33. maddeleri uyarınca 17 yıl 6 ay hapis ve 654.402 TL ağır para cezası ile cezalandırılmalarına, memuriyetten müebbeten mahrumiyetlerine ve kısıtlılık altında bulundurulmalarına karar verilmiş, resen temyize tabi bu hükümlerin sanıklar ve katılanlar S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 05.06.2003 tarih ve 8917-3564 sayı ile;

"...Kooperatif arsalarının alımı nedeniyle sanıkların 23.140.000.000 TL'yi zimmetlerine geçirdikleri kabul edilmiş ise de; gerek tapuda gerekse kooperatifin muhasebe kayıtlarında arsaların toplam alım tutarlarının 54.920.000.000 TL olarak gösterilip belirtilmesi, ayrıntıların 24.3.1989 gün ve 1/2 sayılı içtihadı birleştirme kararında açıklandığı gibi bu yazılı kanıtların aksinin tanık dinlenerek ispatının mümkün bulunmamasına bu konudaki sanıkların savunmalarının aksinin de kanıtlanamaması karşısında bu iddia ve eylemin zimmete esas alınamayacağı,

Öte yandan....Ticarete 21.12.1997 tarihli 2 fatura karşılığında 5.060.998.200 TL ile ilgili olarak bu firmanın yetkili temsilcisi tanık olarak dinlenip ticari defter ve belgeleri üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılarak bu faturaların, kesilip kayıtlara işlenip işlenmediğinin, keza Sabanca İnşaat Malz. Tic. San. Firmasına 3 ayrı fatura ile ödenmiş gösterilen 3.471.797.500 TL ile ilgili olarak Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2000/50 esas, 2001/255 karar ve 13.6.2001 tarihli kararının kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması daha sonra arsa ve inşaat konusunda uzman mülk ve inşaatçı bilirkişilerin iştiraki ile mahallinde keşif yapılıp kooperatif inşaatlarına ait plan proje metraj cetvelleri ve hak ediş raporları ve sanıkların Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesine yaptırdıkları tespit dosyaları da incelenerek, sanıkların yönetimden ayrıldıkları 4.7.1998 günü itibarı ile kooperatif arsası ve inşaatları ile dikilen ağaçlar ve yapılan tüm yapılanmaların Bayındırlık rayiçlerine göre toplam maliyetlerinin saptanması, Akbay Şirketinin hak ediş raporlarında belirtildiği gibi 38.001.818.523 TL tutarında imalat yapıp yapmadığının tespit edilmesi yine aynı tarih itibarı ile kooperatifin üyelerinden topladığı paralar aldığı krediler ve sağladığı diğer gelirlerin toplam tutarının belirlenmesi için oluşturulacak ayrı hesap bilirkişilerinden rapor alınması, bu şekilde bulunulacak toplam gelirlerin kooperatif inşaat maliyetlerini ve arsa giderlerini karşılayıp karşılamadığı, giderlere esas tutulan gerçek dışı fatura, hak ediş ve tahsil makbuzlarının kooperatif parasının zimmete geçirilmesi için mi yoksa yapılan giderlerin harcama yerlerini gösterebilmek amacıyla düzenlenmiş veya temin edilmiş belgeler mi olup olmadığı hususları üzerinde durulması, tüm bu kanıtlar toplandıktan sonra sanıkların hukuki durumlarının takdiri ve suç niteliğinin belirlenmesinin gerekeceği, gözetilmeden müşteki kooperatifçe görevlendirilmiş ve daha sonra Yönetime de seçilmiş bir inşaatçı bilirkişi raporu ile yeminli mali müşavir ve bunların saptamalarını esas alan/müfettiş raporları ile yargılamadaki bilirkişi raporlarına itibar edilerek noksan soruşturma ile hüküm kurulması;

Kabule göre de;

Kooperatif kayıtları ile saptanması olanaklı bulunan Kumsal Şirketine ödeme gösterilen 2.221.800.000 TL; kooperatifin Vakıfbank Maltepe Şubesindeki muhasebe kayıtlarına intikal ettirilmeyen 6,5 milyar TL ve SSK primi ile muhtasar vergi ödemesi olarak gösterilen 472.443.095 TL'nin basit zimmet niteliğinde olduğunun gözetilmemesi.

Eski hükümlülüğü bulunduğu anlaşılan sanık ... hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması,

Nisbi harçta 10 bin TL küsürlerinin nazara alınamayacağının düşünülmemesi,

Hükümden sonra değişikliğe uğrayan TCK.nun 30/2 maddesi uyarınca ‘bin’ TL küsürlerinin hesaba katılamayacağının gözetilememesi..." isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiş,

Bozma ilamına uyan yerel mahkemece, 19.12.2006 tarih ve 367-568 sayı ile sanıkların zimmet suçundan 5237 sayılı TCK'nun 247/1, 247/2, 43 ve 53. maddeleri uyarınca 8 yıl 16 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiş, bu hükümlerin sanıklar müdafileri ve katılan S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 15.11.2007 tarih ve 4008-8809 sayı ile;

"...Mahkemece Dairemizin 05.06.2003 gün ve 2002/8917 Esas, 2003/3564 sayılı bozma kararına uyulduğu halde; bozma kararı doğrultusunda, arsa ve inşaat konusunda uzman mülk ve inşaatçı bilirkişilerin iştiraki ile mahallinde keşif yapılıp kooperatif inşaatlarına ait plan, proje, metraj cetvelleri, hak ediş raporları ve sanıkların Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesine yaptırdıkları tespit dosyaları da incelenerek, sanıkların yönetimden ayrıldıkları 4.7.1998 günü itibarı ile kooperatif arsası ve inşaatları ile dikilen ağaçlar ve tüm yapılanmaların Bayındırlık rayiçlerine göre toplam maliyetinin saptanması yine aynı tarih itibarı ile kooperatifin üyelerinden topladığı paralar, aldığı krediler ve sağladığı diğer gelirlerin toplam tutarının belirlenmesi için oluşturulacak ayrı hesap bilirkişilerinden rapor alınması, bu şekilde bulunacak toplam gelirlerin kooperatif inşaat maliyetlerini ve arsa giderlerini karşılayıp karşılamadığı, giderlere esas tutulan gerçek dışı- fatura, hak ediş ve tahsil makbuzlarının kooperatif parasının zimmete geçirilmesi için mi yoksa yapılan giderlerin harcama yerlerini gösterebilmek amacıyla düzenlenmiş veya temin edilmiş belgeler mi olup olmadığı hususları üzerinde durulması, tüm bu kanıtlar toplandıktan sonra sanıkların hukuki durumlarının taktiri ve suç niteliğinin belirlenmesinin gerekeceği gözetilmeden eksik soruşturmayla yazılı şekilde hüküm kurulması..." isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiş,

Yerel mahkemece bozma kararına uyularak, 25.12.2009 tarih ve 20-410 sayı ile sanıkların zimmet suçundan 5237 sayılı TCK'nun 247/1, 43 ve 53. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiş, bu hükümlerin sanıklar müdafileri ve katılan S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 01.03.2012 tarih ve 5258-1384 sayı ile;

"...Hükmün tefhim edildiği celsede duruşmada hazır bulunan sanık ... yerine müdafiinden son sözü sorulduğu halde sanık ... yerine müdafiinden son sözü sorulmaması suretiyle CMK'nın 216/3. maddesi ihlal edilerek savunma hakkının kısıtlanması,

Kabule göre de;

Dairemizin 15.11.2007 gün 2007/4008 Esas, 2007/8809 Karar sayılı bozma kararına uyulup inşaat maliyeti ile ilgili olarak bilirkişiler Hasan Işıldak, Mustafa Tutal, Ruhi Yücesoy, Celal Akkaya, İbrahim Gülbağ tarafından düzenlenen 17/02/2009 havale tarihli raporda sanıkların yönetimden ayrıldıkları 04/07/1998 günü itibarı ile kooperatif arsası ve inşaatları ile dikilen ağaçlar ve tüm yapılanmaların toplam maliyetinin hesabında arsa bedeli olan 54.920.000.000,00 TL ile nakliye, proje, bitki ve ağaç bedelinin de eklenmek suretiyle Bayındırlık rayiçlerine göre 297.123.660.191,00 TL, taşeronlarla yapılan sözleşmelere ve DİE katsayısı oranında yapılan artışa göre de toplam maliyetin 393.950.014.804,00 TL olarak saptanmasına rağmen, hesap bilirkişileri olan Emekli Sayıştay Denetçileri C. Murat Seven, A. Yüksel Polatkaya, Vedat Cankara tarafından düzenlenen 08.04.2009 havele tarihli raporda bozma kararı yanlış yorumlanarak toplam inşaat maliyeti olan 305.503.843.006 TL'ye arsa bedeli ile nakliye, proje, bitki ve ağaç bedeli de eklenip karne katsayısı esas alınarak imalat bedeli hesaplaması yapıldığı anlaşıldığından, bu defa mahkemece hesap uzmanları olan bilirkişilerden toplam maliyet olan 393.950.014.804,00 TL den arsa, nakliye, proje, bitki ve ağaç bedeli düşülüp, bulunacak miktar üzerinden kooperatifin 16/10/1995 tarihli duyurusunda imar ve proje çalışmalarının bittiği, örnek binanın temel atma töreni yapıldığı, şantiyenin kurulduğu ve inşaata 1995 yılında başlandığı ve 1994 yılında inşaat yapılmadığı nazara alınarak yapılan diğer giderler ile 1995-1998 yıllarında yapılan inşaat maliyeti miktarına arsa, nakliye, proje, bitki ve ağaç bedelleri eklenerek bulunacak bu tutarın kooperatifin toplam gelirlerini karşılayıp karşılamadığını tespit eden ek rapor alınması, bundan sonra hasıl olacak sonuca göre sanıkların hukuki durumlarının takdiri ve suç niteliğinin belirlenmesi gerekirken eksik araştırmayla ve zimmetin basit ya da nitelikli olduğuna dair yeterli gerekçe de gösterilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,

5237 sayılı Yasanın 53/1-d maddesindeki yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle atılı zimmet suçunu işleyen sanıklar haklarında aynı Yasanın 53/5. madde ve fıkrası gereğince cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan ceza esas alınarak duraksamaya yer vermeyecek şekilde ‘yarısından bir katına kadar’ bir süre belirlenmek suretiyle ve sadece ‘TCK’nun 53/1-d maddesinde belirtilen hak ve yetkinin’ kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmemesi,

Sanıklar hakkında evrakta sahtecilik suçlarından da davalar açıldığı ve bu suçlar ile ilgili verilen kararlar kesinleşmediği halde kesinleştiğinden bahisle yeniden karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verilmesi ve karar başlığında evrakta sahtecilik suçlarının gösterilmemesi..." isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiş,

Bozma kararına uyan yerel mahkemece, 10.05.2013 tarih ve 171-170 sayı ile sanıkların zimmet suçundan 5237 sayılı TCK'nun 247/1, 43, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 5 yıl 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiş, bu hükümlerin sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 14.01.2016 tarih ve 10171-346 sayı ile;

“...Suç tarihlerinde S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi yönetim kurulu başkanı ve muhasip üyesi olan sanıkların, bir kısım giderlere esas tutulan gerçek dışı fatura, hakediş ve tahsil makbuzlarının kooperatif parasını zimmetlerine geçirmek için düzenlendiğinin ve temin edildiğinin bilirkişi incelemesi ve ilgili kurumlardan araştırma yaptırılması suretiyle ortaya çıkartıldığı, bu haliyle zimmetlerinin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla gerçekleştirildiği anlaşılan ve daire dışı araştırmalarla mahiyeti ve miktarı ortaya çıkarılabilen eylemlerinin nitelikli zimmet suçunu oluşturacağı ve anılan suçtan cezalandırılmaları gerektiği nazara alınmadan, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde basit zimmet suçundan hüküm kurulması ile sanıklar lehine olduğu kabul edilen 5237 sayılı TCK'nın 212. maddesindeki 'sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur.' şeklindeki düzenleme nedeniyle, zimmet eylemlerinde sahtecilik suçunun unsurlarının bulunup bulunmadığının karar yerinde tartışılması ve sahteciliğin varlığının kabulü halinde bu suçtan da mahkumiyet hükmü kurularak sonucuna göre lehe yasanın belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi hususları aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır” eleştirileriyle ve “Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08.10.2015 tarih ve 140-85 sayılı TCK'nun 53/1-5. maddesinde yer alan bazı ibarelerin iptaline ilişkin ilamının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüş ve lehe yasa belirlenirken denetime olanak verecek biçimde her iki kanunla ilgili uygulamanın kararda açıkça gösterilmesi zorunluluğuna uyulmaması ise, 765 sayılı Yasaya göre temel cezanın alt sınırdan tayini, artırım ve indirimlerin ise en lehe oranlar üzerinden yapılması halinde dahi açıkça aleyhe sonuç doğurması, 5237 sayılı Yasayla uygulama yapılması ve temyiz edenin sıfatı nazara alındığında sonuca etkili bulunmamıştır” açıklamalarıyla, TCK'nun 53. maddesi yönünden düzeltilerek onanmasına oy çokluğuyla karar verilmiş,

Daire Başkanı B. Demirel ve Daire Üyesi H. Arslan;

"Olayın şekli konusunda sayın çoğunluk ile aramızda görüş farkı bulunmamaktadır. Sanıkların eylemlerinin basit zimmet suçunu oluşturduğu kanaatinde olduğumuzdan karara muhalif kalınmıştır. Şöyle ki;

Nitelikli zimmet suçuna, olay tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nın 202/2 ve 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 247/2. maddelerinde yer verilmiştir.

765 sayılı TCK'nın 202/2. maddesine göre, 'maddenin birinci fıkrasında tanımlanan zimmet suçu, dairesini aldatacak ve fiilin ortaya çıkmamasını sağlayacak her türlü hileli faaliyette bulunmak suretiyle işlenirse', faile daha ağır ceza verilecektir.

5237 sayılı TCK'nın 247/2. maddesine göre ise 'suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi hâlinde', verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır.

Her iki yasadaki düzenlemeye göre nitelikli zimmet suçunun oluşumu için zimmetin hile ile gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca 765 sayılı Yasa hilenin dairesini aldatacak ve eylemin ortaya çıkmasını önleyecek vasıfta olmasını, 5237 sayılı Yasa ise zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik davranışlarla işlenmesi koşulunu aramaktadır.

Her iki yasada hilenin tanımına ve hileli davranışların neler olduğuna yer verilmeyerek bu husus uygulama ve doktirine bırakılmıştır. Hilenin sözlük anlamı 'birini aldatmak için yapılan düzen, dolap, oyun, desise' dir. Uygulamaya göre hile nitelikli yalandır, bunun belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olması, sergileniş biçimi açısından ilgilisinin denetleme olanağını ortadan kaldırması gerekmektedir. Zimmet suçu, kamu görevlisinin zilyetliğinde bulunan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu, diğer bir ifadeyle hakimiyeti altındaki mala karşı işlendiği için, bunun mal edinilmesini sağlamak amacıyla başkasının aldatılması gerekmemektedir. Nitelikli zimmete vücut veren hile, suçun ortaya çıkmasını önlemek için yapılan ve aldatıcılığı olan, suç kanıtlarını gizlemeye yönelik her türlü faaliyettir. Hilenin kaba ve ilk bakışta anlaşılabilen, olağan denetimlerle kolayca ortaya çıkarılabilen nitelikte olmaması gerekmektedir. Aksine yorum, nitelikli zimmetin sınırlarının yasal olmayan biçimde genişletilmesine neden olacaktır. Kurum içindeki kayıt ve belgeler ile malları üzerinde bilirkişiler veya kurumun denetim organlarına yaptırılan incelemeler ve normal denetimle zimmetin ortaya çıkarılması durumunda, nitelikli zimmetten söz edilemez. Dairemiz uygulamaları da bu yöndedir.

Somut olayda özetle, sanıkların yönetim kurulu başkanı ve muhasip üyesi oldukları kooperatifin parasını zimmetlerine geçirdikleri, gerçekte yapılmayan bir kısım giderlere ilişkin sahte belgeler düzenleyip kayıtlara işledikleri ve bu şekilde eylemlerini gizleyip nitelikli zimmet suçunu işledikleri iddiası ile kamu davası açılmıştır. Yargılama sırasında alınan ve hükme esas tutulan bilirkişiler kurulu raporuna göre suç tarihleri arasında kooperatifin toplam 362.007,91 TL geliri bulunmaktadır. Kooperatifin inşaat ve imalatları üzerinde yapılan tespitlere ve kayıtlara göre, 244.430,74 TL lik bölümü inşaatlara ilişkin olmak üzere toplam 268.800,10 TL harcama yapıldığı saptanmış ve aradaki 93.207,80 TL lik fark zimmet olarak kabul edilmiştir. Bu oluşa ve kabule göre inşaat ve imalat giderleri fazla gösterilerek zimmet eylemi gerçekleştirilmiş ve bunların değerlerinin belirlenip gelirle karşılaştırması yapılarak eylem ortaya çıkarılmıştır. Kooperatiflerin malları ve inşaatlarının incelenmesi ve değerinin tespit edilip gelirleriyle mukayese edilmesi daire dışı araştırma sayılamaz ve doğru sonuca ulaşmak için olağan denetim içerisinde de yapılması gereken bir kontrol işlemidir. İddianamelerde nitelikli zimmet sayılabilecek başka eylemlere yer verilmekle birlikte, sabit görülüp hükme esas alınan ve temyiz incelemesinin kapsamında olan zimmet tutarının tamamı bu yolla saptanmıştır. Sahte düzenlendiği ileri sürülen belgelerin incelenmesi veya başka kurumlarda araştırma yapılması yoluyla belirlenmiş ve mahkumiyete dayanak yapılmış zimmet kalemi bulunmamaktadır. Sahte olduğu ileri sürülen belgeler hükme esas alınan zimmeti gizlemeye yönelik sayılamaz ve buna elverişli aldatıcılıkta değildir.

Özetle, sanıkların temyiz kapsamı içerisinde kalan zimmet fıilerinin daire dışı araştırma, bilgi ve belgeye başvurulmadan kooperatif kayıtları ve daire içi sayılan imalatlarının karşılaştırılmasıyla belirlenmesi, düzenlenen sahte belgelerin zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya uygun aldatıcılıkta bulunmaması nedeniyle basit zimmet suçunu oluşturduğu, öngörülen ceza miktarına göre 765 sayılı TCK'nın 102/3 ve 104/2. maddelerinde belirlenen 15 yıllık asli ve ilaveli dava zamanaşımı süresinin suç ve inceleme tarihleri arasında gerçekleşmesi sebebiyle, açılan kamu davasının bu nedenle düşürülmesi gerektiği" görüşüyle karşıoy kullanmışlardır.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 18.02.2016 tarih ve 251352 sayı ile;

“...Sanıkların temyiz kapsamı içerisinde kalan zimmet fiillerinin daire dışı araştırma, bilgi ve belgeye başvurulmadan kooperatif kayıtları ve daire içi araştırma sayılan imalatlarının karşılaştırılmasıyla belirlenmesi ve düzenlenen sahte belgelerin zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya uygun aldatıcılıkta bulunmaması nedenleriyle basit zimmet suçunu oluşturduğu ve öngörülen ceza miktarına göre 765 sayılı TCK'nun 102/3 ve 104/2. maddelerinde belirlenen 15 yıllık asli ve ilaveli dava zamanaşımı süresinin suç ve inceleme tarihleri arasında gerçekleşmesi sebebiyle kamu davasının bu nedenle düşürülmesi gerektiği..." düşüncesiyle itiraz kanun yoluna müracaat etmiştir.

CMK'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 5. Ceza Dairesince 24.03.2016 tarih, 2375-3010 sayı ve oy çokluğuyla, itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Sanıklar ... ve ... hakkında sahte bono düzenlemek, sanıklar Ahmet Yıldızhan ve Duygu Baygeldi hakkında zimmet ve özel belgede sahtecilik suçlarından verilen beraat hükümleri ile sanıklar ..., ..., Ahmet Yıldızhan, Orhan Duman ve Yusuf Gürhan Keleş hakkında görevi kötüye kullanma suçundan verilen kamu davasının kesin hükme bağlanmasının ertelenmesi kararları temyiz edilmeksizin, sanık ... Kalaycı hakkında zimmet ve sahtecilik suçlarından verilen beraat hükümleri ile sanıklar ... ve ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen düşme hükümleri ise Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup, itirazın kapsamına göre inceleme, sanıklar ... ve ... hakkında zimmet suçundan verilen mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.

Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıkların eylemlerinin basit zimmet suçunu mu, yoksa nitelikli zimmet suçunu mu oluşturduğunun, basit zimmet suçunu oluşturduğunun kabulü hâlinde ise dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesine ilişkindir.

İncelenen dosya kapsamından;

İnceleme dışı diğer eylemler ile birlikte, Sınırlı Sorumlu ... Konut Yapı Kooperatifinde yönetim kurulu başkanı olan sanık ... ile muhasip üye olan sanık ...’nin; katılan ...’in yöneticisi olduğu Yüzgeç İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin kooperatif için yaptığı inşaatlar nedeniyle tahakkuk eden 41.000 TL'lik alacağını ödenmiş gibi göstermek amacıyla başlık bölümünde katılanın yöneticisi olduğu şirketin unvanı bulunan ve 31.05.1997-20.07.1998 arasındaki tarihleri taşıyan 25 adet tahsilat makbuzunu, katılanın imzasını taklit etmek suretiyle imzalayarak anılan miktarı zimmetlerine geçirdikleri, ödemedikleri kooperatif aidatlarını ödenmiş gibi göstermek için hayali ödemeler yaptıkları, bu kapsamda aidat ödemesi olarak gösterdikleri toplam 26.339 TL'yi arsa için Bülent Kocabaş ve Timuçin Dedeoğlu'na ve hiç iş yapmamış MZT ve ... İnşaat isimli firmalara ödenmiş gibi gösterdikleri, kasaya ve Ziraat Bankası şubesine bu şekilde kayıt düştükleri, Gölbaşı Virancık köyü Kepir Mevkii 591 No.lu parseldeki arsayı Bülent Kocabaş'tan gerçek değeri 24.480 TL olduğu halde 36.720 TL'ye satın aldıkları, aradaki 12.240 TL'yi ise yönetim kurulunun ortak aidatı olarak gösterdikleri, yine 18.200 TL'yi Timuçin Dedeoğlu'ndan alınan arsanın karşılığı olarak adı geçene ödenmiş gibi göstermelerine karşın gerçek ödemenin 7.300 TL olduğu ve aradaki 10.900 TL'yi zimmetlerine geçirdikleri, bu şekilde arsa alımında toplam 23.140 TL yolsuzluk yaptıkları, mimari proje müellifi ....'e 14.510 TL avans verilmiş gibi göstermelerine karşın anılan şahsa yalnızca 450 TL ödeme yaptıkları, ödenmiş olarak gösterilen bu paraların sanıkların talimatı ile inceleme dışı sanık ... tarafından geri çekildiği, söz konusu avansı ....Ltd. Şti'ne proje çizim parası olarak ödenmiş gibi gösterdikleri, oysa projenin bu firma tarafından değil .... ve Abdulkadir Kayakuşu tarafından çizildiğinin anlaşıldığı, aradaki 14.060 TL'nin sanıkların zimmetinde kaldığı, Pover Ltd. Şti'ne proje çizdirilmediği hâlde proje çizim parası olarak anılan şirkete 8.064 TL ödenmiş gibi gösterdikleri, şirketten alınan faturaların naylon fatura olduğu ve bu paranın şirketin zimmetinde kaldığı, kooperatifle hiçbir ilişkisi olmadığı hâlde sanık ...'nin ortağı olduğu Poliplast A.Ş.'ne 2.352 TL aktardıkları, yine aynı dönemde bankadan çekilen toplam 3.500 TL'nin defterde kaydının bulunmadığı, bu şekilde toplam 5.852 TL'nin sanıkların zimmetinde kaldığı, kooperatifle hiçbir ilişkisi olmadığı halde fatura düzenlemeksizin yalnızca yanıltıcı ve sahte bir hak ediş belgesi düzenleyerek iş yaptığı gerekçesiyle MZT İnş. Ltd. Şti'ne 20.455 TL ödenmiş gibi gösterdikleri, Akbay İnş. Ltd. Şti'ne yaptığı işin karşılığından fazla olarak 7.276 TL ödemede bulundukları, Yüzgeç İnş. San. Tic. Ltd. Şti'ne gerçeği yansıtmayan yüksek faturalarla ve müteahhidin bilgisi dışında hak ediş düzenlemek suretiyle gerçek dışı 130.778 TL ödeme gösterdikleri, Kumsan Madencilik İnş. San. Ltd. Şti'nden aldıkları 2.221 TL tutarındaki fatura ve ödeme ile....Ticaret firmasından aldıkları iki adet faturanın karşılığı olan 5.060 TL ödemenin gerçek olmadığı, kooperatifin Vakıfbank Maltepe Şubesinden çektikleri 6.500 TL'nin defterlere kaydını yaptırmadıkları, sanık ...’nın kooperatifle arasında muvazaa olduğu düşünülen Timuçin Dedeoğlu ve sahte hak ediş düzenlenen MZT firmasına kooperatif hesabından 6.297 TL'yi ödenmiş gibi gösterdiği, sanıkların kooperatif hesabından kesilen ve ilgili yerlere ödenmiş gibi gösterilen toplam 472 TL'lik vergi ve sigorta primini yatırmadıkları ve bu miktarın sanıkların zimmetinde kaldığı, .... ... firmasına üç adet fatura karşılığı gerçeği yansıtmayan 3.471 TL ödeme gösterdikleri, kooperatifin muhasebe defterlerine göre katılan ...'a 1997 yılında 79.115 TL civarında, 1998 yılında ise yaklaşık 96.287 TL olmak üzere toplam 165.403 TL ödenmiş gibi görünmesine rağmen aynı yevmiye kaydı tarih ve numaralarına göre banka ekstreleri ile karşılaştırıldığında yapılan ödemelerin yalnızca 17.852 TL olduğunun görüldüğü, geriye kalan paraların sanıkların talimatıyla inceleme dışı sanıklar ... ve Duygu tarafından bankadan çekildiği iddialarıyla kamu davaları açılmış, aralarında şahsi ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesiyle de bu davaların birleştirilmelerine karar verilmiştir.

S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi ile Öz-Arda Ltd. Şti. arasında akdedilen 14.03.1997 tarihli sözleşmeye göre; kooperatif tarafından Ankara ili Gölbaşı ilçesi Bahçelievler Semtinde, kat karşılığı alınan arsa ile sonradan alınan iki parselin (591 parsel hariç) üzerinde yapılacak villaların mimari, statik, betonarme, sıhhi ve müşterek elektrik tesisatı projelerinin şirket tarafından yapılmasının kararlaştırıldığı,

S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi ile taşeron firma olan Yüzgeç İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. arasında akdedilen "S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi'nin Gölbaşı'da Yapılacak 84 Adet Villa (Konut) İnşaatları İşidir" başlıklı sözleşmeye göre; kooperatife ait Ankara ili Gölbaşı ilçesi Boyalık Mevkiinde, projesi ve imarı tamamlanan 41 adet villa inşaatı ile projesi kooperatif tarafından, projenin ilgili makamlara onaylattırılması işi ise taşeron tarafından yaptırılacak olan 43 adet villadan oluşan toplam 84 adet villa ve sosyal tesislerinin kaba ve ince inşaat işlerinin, sıhhi tesisat, müşterek kalorifer ve elektrik (zayıf, kuvvetli akım) tesisatı yapımı, çevre düzenlemesi, peyzaj ve altyapı işleri ile bilcümle inşaat işlerinin taşeron tarafından yapılmasının kararlaştırıldığı,

T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teşkilatlandırma Genel Müdürlüğünün 20.08.1999 tarih ve 4982 sayılı yazısına göre; S.S. ... Konut Yapı Kooperatifinin kuruluşuna Bakanlık tarafından 14.07.1994 tarih ve 547 sayılı onay ile izin verildiği, kooperatifin Ankara Ticaret Sicili Memurluğunda 104258 sicil numarası ile kayıtlı bulunduğu, 72 ortağı olan kooperatifte; sanıklar Yusuf Fevzi ve Hüseyin Avni ile inceleme dışı sanık Ahmet'in 15.07.1994–13.09.1998 tarihleri arasında yönetim kurulu, inceleme dışı sanık Duygu ve Muhtalip Ceylan'ın 15.07.1994–25.06.1995; inceleme dışı sanıklar Orhan ve Gürhan'ın ise 25.06.1995–13.09.1998 tarihleri arasında denetim kurulu, yine 13.09.1998 tarihinden itibaren katılan Onural Şeref Bozkurt, ... Berkmen, ... Deveci, Recai Ersoy ve Şahap İnmez'in yönetim kurulu; ... Yılmaz ve Hikmet Hamzaoğlu'nun ise denetim kurulu üyeleri olarak görev yaptıkları,

Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu Mülk Bilirkişisi ve Ziraat Yüksek Mühendisi tarafından tanzim edilen 09.09.1998 tarihli rapora göre; taşınmazın değerinin 647.500 TL, ağaçların değerinin 5.368 TL, çiftlik gübresinin değerinin ise 210 TL olarak belirlendiği, toplam tutarın 653.178 TL olduğu,

Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu makine mühendisi ve iki inşaat mühendisi tarafından tanzim edilen 11.09.1998 tarihli rapora göre; imalat miktarlarına göre S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi ile Akbay İnşaat arasında yapılan sözleşme uyarınca Akbay İnşaat tarafından sözleşme fiyatı esas alınarak yapılan işlerin tutarının 37.182 TL, Yüzgeç İnşaat ile S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi arasındaki sözleşmeye dayanılarak Yüzgeç İnşaat tarafından yapılan işlerin tutarının 139.712 TL, Akbay ve Yüzgeç İnşaat firmalarının hak edişleri haricinde yapılan işlerin tutarının ise 1998 yılı fiyatlarına göre 96.092 TL olmak üzere genel inşaat maliyet tutarının toplam 272.987 TL olduğu, alt yapı bedeli olarak yol, kanalizasyon ve benzeri projeler olmadığından, imalat miktarları tespit edilemeyen alt yapı bedelinin hesaba katılmadığı,

Yeminli mali müşavir tarafından tanzim edilen 24.12.1998 tarihli denetim raporuna göre; arsa alımındaki yolsuzluk miktarının 23.140 TL, kayıtlarda önce mimari proje müellifi ....’e iş avansı olarak, sonra kooperatifle iş ilişkisi tespit edilemeyen Öz-Arda Ltd. Şti’ne yapılmış ödeme gibi gösterilen miktarın 14.409 TL, naylon fatura düzenleyen Pover Ltd. Şti.’ne yapılan ve gerçek olmayan ödeme miktarının 8.064 TL, kooperatifle iş ilişkisi olmadığı hâlde fatura olmaksızın yalnızca sahte bir hak ediş belgesi tanzim edilmek suretiyle iş yapmış gibi gösterilen MZT İnş. Ltd. Şti’ne yapılan ödeme miktarının 20.455 TL, Akbay İnş ve Tic. Ltd. Şti’ne fazla yapılan ödeme miktarının 7.276 TL, Yüzgeç İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin bilgisi dışında gerçeği yansıtmayan yüksek tutarlarda hak ediş düzenlemek suretiyle yapılmış gösterilen ödeme miktarının 130.778 TL, naylon fatura düzenleyen Kumsan Ltd. Şti.’ne yapılan ödeme miktarının 2.221 TL, yetkilisi Adem Dosdoğru olan....Ticaret isimli firmaya ait iki adet fatura karşılığı yapılan ödeme miktarının 5.060 TL, sanık ...’nin ortağı olduğu ve kooperatifle iş ilişkisi veya anlaşması mevcut olmayan Poliplast Şirketine faturasız yapılan ödemelerin toplam miktarının 5.852 TL, kooperatifin Vakıfbank Maltepe Şubesinden çekilen ve resmî defterlere kaydedilmeyen paraların toplam miktarının 6.500 TL, kooperatif hesaplarından sanık ...’nin kredi hesaplarına aktarılan, ancak muhasebe kayıtlarında arsa satışı karşılığı kooperatifle arasında muvazaa olduğu tahmin edilen Timuçin Dedeoğlu ile sahte hak ediş düzenlenmek suretiyle MZT firmasına ödenmiş gibi gösterilen miktarın 6.297 TL, muhasebe kayıtlarında ödenmiş gibi gösterildiği hâlde gerçekte ödenmeyen muhtasar vergi ve sigorta primleri tutarının 842 TL ve .... ... firmasına üç adet fatura karşılığı yapılan ödeme miktarının 3.471 TL olduğu, bu şekilde yaklaşık 234.372 TL'nin sanıkların zimmetinde kaldığı,

Adli Tıp Uzmanı tarafından tanzim edilen 24.02.1999 tarihli bilirkişi raporuna göre; inceleme konusu Yüzgeç İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne ait S.S. Umutpark Konut Yapı Kooperatifine hitaben düzenlenen toplam 25 adet tahsilat makbuzu ön yüzündeki teslim alan adına atılı imzalar ile sanıklar Yusuf Fevzi ve Hüseyin Avni, inceleme dışı sanık ... ve katılan ...'ın karşılaştırma belgelerindeki imza örnekleri arasında uygunluk ve benzerlik bulunmadığı, makbuzların ön yüzlerinde teslim alan adına atılı imzaların sanıklar Yusuf Fevzi ve Hüseyin Avni, inceleme dışı sanık ... ve katılan ...'ın el ürünleri olmadıkları, tahsilat makbuzları ön yüzlerindeki teslim alan imzalarının katılan ...'ın gerçek imzası taklit edilmek suretiyle atılmış sahte imzalar oldukları,

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teftiş Kurulu tarafından düzenlenen 17.05.1999 tarih ve 1 sayılı rapora göre; yönetim kurulu üyeleri olan sanıklar Yusuf Fevzi ve Hüseyin Avni ile inceleme dışı sanık Ahmet ve sanık ...'nin eşi Tülay Arıcı'nın ortaklık aidatı olarak yapmış oldukları ödemelerin gerçek olup olmadığı hususunda yapılan incelemede; alınan genel kurul kararı gereğince tüm ortaklar aidatlarını banka kanalıyla veya senet karşılığı ödemelerine rağmen anılan şahıslara ait ödemelerin müteselsil sıra numarası içermeyen ve kime ödendiği belli olmayan makbuzlarla ödenmiş gibi gösterildiği veya kooperatife hiç iş yapmamış hayali firmalara, arsacılara veya sahte belge düzenleyen firmalara ödeme yapılmış gibi gösterildiği, genel kurul toplantısının yaklaşmakta olduğu dönemde eksik aidatlar bankaya yatırıldıktan iki gün sonra sanık ...'nin sekreteri vasıtasıyla bankadan çekildiği, anılan şahısların yatırmış gibi gösterdikleri aidatları yatırma tarihlerinin ve küsuratlarının hep aynı olması nedeniyle bunların hayali olduklarının anlaşıldığı, kaldı ki yönetim kurulu üyesi olan inceleme dışı sanık Ahmet'in bugüne kadar aidatını yatırmadığını belirtmesine karşın aidatının yukarıda anılan yöntemle yatırılmış olduğunun görüldüğü, böylece aidat ödemesi olarak gösterdikleri toplam 26.339 TL'nin arsa için Bülent Kocabaş ve Timuçin Dedeoğlu isimli şahıslara, hiç iş yaptırılmamış MZT ve ... İnşaat isimli firmalara, kasaya ve Ziraat Bankası Meclis Şubesine ödenmiş gibi gösterildiği, ancak gerçekte ödenmediklerinin anlaşıldığı, arsa alımında yolsuzluk yapıldığı iddiası ile ilgili olarak yapılan incelemede; Gölbaşı Virancık köyü Kepir Mevkii 591 No.lu parseldeki arsanın Bülent Kocabaş isimli şahıstan 36.720 TL karşılığında satın alındığı, anılan şahsın aynı arsayı iki gün önce 200 TL karşılığında Ali Karagöz'den aldığının tapu kayıtlarından anlaşıldığı, arsanın Bülent Kocabaş'tan 15.06.1995 tarihinde alınmasına rağmen ödemelerin 28.02.1995 tarihinde başlamış gibi gösterildiği, arsanın esasen sanık ... tarafından alınmak istenmesine karşın arsa sahibinin satmaya yanaşmaması üzerine böyle bir yol izlendiği, gerçek bedeli 24.400 TL olan arsanın tapuda 36.720 TL karşılığında alınmış gibi kayıt düşüldüğü, aradaki 12.320 TL'lik farkın yönetim kurulunun ortaklık aidatı olarak gösterildiği, Timuçin Dedeoğlu'ndan alınmış gibi gösterilen arsa için ise 1995 ve 1996 yıllarında toplam 18.200 TL ödenmiş gibi işlem yapıldığı, oysa banka ekstresinin incelenmesinde bu ödemelerin gerçekte sanık ...'nin kullanmış olduğu tüketici kredisinin ödenmesinde kullanıldığının anlaşıldığı, 6.297 TL'lik kredi ödemesinin ise Timuçin Dedeoğlu'na arsa ödemesi olarak gösterildiği, kooperatif hesabından Poliplast şirketine para aktarımı yapıldığı hususundaki incelemede; yevmiye defteri kayıtları ile banka ekstrelerinin karşılaştırılması sonucu, yevmiye defterinde sanık ...'ye verilen ve iş avansı şeklinde gösterilen 2.352 TL'nin gerçekte sanık ...'nin sahibi olduğu ve kooperatifle hiçbir iş ilişkisi bulunmayan Poliplast isimli bir şirkete aktarıldığının anlaşıldığı, aynı dönemde aynı bankadan çekilen toplam 3.500 TL'nin ise defterlerde kaydının bulunmadığı, projeci firmalarla ilgili yolsuzlukların incelenmesinde; .... isimli mimara 14.510 TL avans verilmiş gibi gösterilmesine karşın adı geçen kişiye yalnızca 450 TL ödeme yapıldığının anlaşıldığı, ....'e ödeme olarak gösterilen paraların inceleme dışı sanık ... tarafından çekildiği, genel kurulda eski yönetim kurulunun seçilememesi sonucu bu avansın Öz-Arda Ltd. Şti.'ne proje çizim parası olarak ödenmiş gibi gösterildiği, ancak projenin bu firma tarafından değil .... ve Abdulkadir Kayakuşu tarafından çizildiğinin anlaşıldığı, Öz-Arda Ltd. Şti. ile sözleşme yapıldığı tarihte böyle bir şirketin bulunmadığı, bu nedenle yukarıda belirtilen 14.510 TL'den 450 TL'nin düşülmesi sonucunda kalan 14.060 TL'nin yönetim kurulunun zimmetinde kaldığı, proje çizim parası olarak Pover Ltd. Şti. unvanlı şirkete 8.064 TL ödenmiş gibi gösterilmesine karşın böyle bir şirkete proje çizdirilmediğinin ve bu şirketin adresinde bulunmadığının anlaşıldığı, bu ödemenin Vakıfbank Finansmarket Şubesinden alınan 30.000 TL'lik kredinin harcanma yerlerinden birisi olarak gösterildiği, MZT isimli firmaya bir hak ediş karşılığı 20.455 TL ödenmiş gibi gösterilmesine karşın hangi işi yaptığı belli olmayan, yanıltıcı ve sahte belge düzenlediği bilinen böyle bir firmaya yapıldığı belirtilen bu ödemenin gerçek olmadığının ve alınan kredilerin ödendiği hayali yerlerden biri olduğunun anlaşıldığı, üstlendiği iş karşılığında Akbay firmasına 7.276 TL, Yüzgeç firmasına ise 75.225 TL fazla ödeme yapıldığı, kooperatifin hesabından kesilip ilgili yerlere yatırılmış gibi gösterilen toplam 472 TL vergi ve sigorta priminin yatırılmadığı ve yönetim kurulunun zimmetinde bulunduğu, banka hesabından çekilip defterlere geçmeyen 6.500 TL'nin sonucunun ne olduğunun bilinmediği, sonuç olarak, diğer kalemlerle birlikte toplam 234.661 TL'nin kooperatif yönetim kurulu başkanı olan sanık ... ve üyeler sanık ... ile inceleme dışı sanık Ahmet'in zimmetinde bulunduğu,

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teftiş Kurulu tarafından düzenlenen 30.06.1999 tarih ve 2 sayılı rapora göre; Yüzgeç İnşaat Ltd. Şti.'ne 1997 yılında yaklaşık 79.115 TL, 1998 yılında ise yaklaşık 96.287 TL olmak üzere toplam 175.403 TL ödenmiş görünmesine rağmen aynı yevmiye kaydında yer alan tarih ve numaralara göre katılan ...’a ödenmiş gibi gösterilen paraların banka ekstreleri ile karşılaştırılmasında bunların yalnızca 17.852 TL'sinin katılan ... tarafından, geri kalanının çoğunun ise sanık ...’nin sekreterleri olan inceleme dışı sanıklar ... ve Duygu tarafından çekildiğinin belirlendiği, defter ve belgelere göre katılan ...’a ödendiği gösterilen 175.403 TL'nin gerçekte bu şahsa ödenmediğinin tespit edildiği ve 121.000 TL kooperatif parasının yönetim kurulu eski başkanı olan sanık ... ve üyeler sanık ... ile inceleme dışı sanık Ahmet tarafından zimmete geçirildiği, bu paraların anılan kişiler tarafından alınmasına yardımcı olan inceleme dışı sanıklar ... ve Duygu’nun da suça iştirak ettikleri,

Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu mimar ve inşaat mühendisi tarafından tanzim edilen 28.08.2000 tarihli rapora göre; dava konusu kooperatifte değeri istenen şantiye binası ve terasın toplam bedelinin 4.150 TL, çelik konstrüksiyon atölye binasının bedelinin 4.149 TL, 1 No.lu villanın ince iş bedelinin 15.509 TL, 7 No.lu villanın ince iş bedelinin 14.099 TL, sondaj kuyusu delme bedelinin 1.250 TL, parsel içi sulama boruları hafriyat bedelinin 125 TL, mimari maket bedelinin 500 TL, yapılan imalatın toplam bedelinin ise 39.783 TL olduğu,

Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu makine mühendisi tarafından tanzim edilen 28.08.2000 tarihli rapora göre; makine mühendisliği görev alanı içinde bulunan ve tespiti istenen işlerin tespit tarihindeki piyasa rayiçlerine göre toplam ederinin 9.820 TL olduğu ve hesaplamaya KDV’nin dahil edilmediği,

Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu elektrik yüksek mühendisi tarafından tanzim edilen 20.08.2000 tarihli rapora göre; kooperatif tarafından yaptırılmış elektrik tesisatının tespit tarihindeki toplam değerinin 6.984 TL olduğu,

Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu ziraat yüksek mühendisi tarafından tanzim edilen 12.09.2000 tarihli rapora göre; dava konusu kooperatifte; şantiye binası çevresinde gelişigüzel ağaç dikildiği, çevre düzenlemesi yapılmadığı ve bazı çam, karaağaç ve ateş dikenlerinin inşaat sahasındaki toprak ve molozlar altında kaldığının tespit edildiği, 04.07.2000 olan tespit tarihinde ağaçların toplam değerinin 378 TL olarak hesaplandığı,

Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu hukukçu ve iki Sayıştay emekli uzman denetçisi tarafından tanzim edilen 26.10.2000 tarihli rapora göre; S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi yönetim kurulu üyeleri olan sanıklar Yusuf Fevzi ve Hüseyin Avni ile inceleme dışı sanık Ahmet’in kooperatif parası olan 121.108 TL'yi zimmetlerine geçirdikleri, gerçeğe uygun olmayan tahsilat makbuzu ve hak ediş raporlarını kullanarak sahte evrak düzenledikleri, sahte tahsilat makbuzları ile 2 No.lu hak ediş raporunun aldatma kabiliyetinin bulunduğu,

Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu hukukçu ve iki Sayıştay emekli uzman denetçisi tarafından tanzim edilen 2001 tarihli rapora göre; Öz-Arda Ltd. Şti. lehine düzenlenen 885 TL bedelli senetle ilgili takibat devam ettiğinden bu meblağın değerlendirilmediği, birleşen dosyalardan Ankara Ağır Ceza Mahkemesinin 1999/216 esas dosyasındaki zimmet miktarının 97.025 TL olup genel toplamın 218.134 TL olduğu, bu miktarın ilgililerden tahsilinin gerektiği,

Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim edilen 20.06.2001 tarihli rapora göre; mevcut mukayese imzalarına kıyasla, tespit edilen çeşitli fiziki, itiyadi, kaligrafik, grafolojik bulgular ve arızalara atfen tetkik konusu tahsilat makbuzlarındaki imzaların katılan ... elinden çıkmayıp adı geçenin örnek imzalarına benzetilme gayretiyle sahte olarak atıldıkları, tahsilat makbuzları üzerindeki imzaların sahteliğinin ilk nazarda dikkati çekip kolaylıkla anlaşılabilir mahiyette arıza ve emareler taşımadığı, menşei araştırılıp esaslı bir incelemeye tabi tutulmadığı takdirde düzenleniş amacına uygun olarak hukuki sonuçlar doğurmaya müsait bulunduklarından iğfal kabiliyetini haiz oldukları,

Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu akademisyen, inşaat mühendisi ve mali müşavir tarafından tanzim edilen 03.10.2005 tarihli rapora göre; yatırılmayan 472 TL tutarındaki SSK primi ve muhtasar vergi, bankadan çekildiği hâlde kayda geçirilmeyen 6.500 TL ve Poliplast şirketine havale edilen 5.582 TL'nin sanık ...'nin uhdesinde olduğu, eylemin basit bir inceleme ile ortaya çıkartılabileceği, sanık ...'nin zimmeti olduğuna dair somut bir kanıt bulunmadığı, müteahhit firmalara ödenen paralarla ilgili kullanılan belgelerde sahtecilik yapıldığı, ancak yerel teknik bilirkişilerce inşaat mahallinde yapılan incelemelerde işlerin yapılmış olduğunun tespit edilmesi sebebiyle bu firmalara ödenen paraların zimmet olarak değerlendirilmediği, sanık ...'nin uhdesinde bulunan tutarın kooperatife iade edildiğine dair somut belge bulunmadığı,

Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu hukukçu ve iki yeminli mali müşavir tarafından tanzim edilen 27.03.2006 tarihli rapora göre; sanıklar Yusuf Fevzi ve Hüseyin Avni'nin arsa alımıyla ilgili olarak 23.140 TL'yi zimmetlerine geçirdikleri iddiasına ilişkin; gerek tapuda gerekse kooperatifin muhasebe kayıtlarında arsaların toplam alım tutarının 54.920 TL olarak gösterilmesi, 24.03.1989 tarihli içtihadı birleştirme kararında açıklandığı gibi yazılı kayıtların aksinin tanık dinlenerek ispatının mümkün bulunmaması ve konuya ilişkin sanık savunmalarının aksinin kanıtlanamaması karşısında, bu iddia ve eylemin zimmete esas alınamayacağı,....Ticaret tarafından katılan kooperatif adına düzenlenen 20.12.1997 tarihli 1.455 TL ve 31.12.1997 tarihli 3.605 TL'lik toplam 5.060 TL tutarındaki faturaların ödendiği ileri sürülmüş ise de Ankara Ticaret Sicili Memurluğunun 26.05.2004 tarihli yazısında Şahgül Ticaret Şirketinin ticaret sicil numarasının tespit edilemediği ve bu unvanda bir şirket kaydına rastlanmadığının belirtilmesi karşısında böyle bir şirketin olmadığı ticari sicil kayıtlarına göre sabit olduğundan, bu miktarın basit zimmet niteliğinde bulunduğu, kooperatifçe ... firmasına karşılığı ödenen 25.12.1996 tarihli 869 TL ve 26.12.1996 tarihli 875 TL'lik toplam 3.471 TL tutarındaki faturaların karşılığı olan malzemelerin alınıp alınmadığının tespiti mümkün bulunmamakta ise de, Yargıtay kararında sözü edilen Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.06.2001 tarih ve 50-255 sayılı kararında; “Yukarıda açıklandığı üzere ... ...’nın elinde mevcut demiri olmadığına göre satması da mümkün değildir” şeklindeki tespit ve şirketin sahibi olan ... ... ile .... ....’ın 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359/b-1. maddesi gereğince 18 ay hapis cezası ile cezalandırılmaları hususu nazara alındığında, bu ödemelerin gerçek bir ödemeye dayanmadığı ve dolayısıyla sanıkların zimmetinde kaldığı, eylemin basit zimmet niteliğinde olduğu, Akbay şirketinin hak ediş raporlarında belirtilen 38.001 TL tutarında imalat yapılıp yapılmadığı hususuna ilişkin; kooperatifçe Akbay firmasına imalat bedeli olarak yukarıda anılan miktarda para ödenmesine karşın teknik bilirkişilerce düzenlenen raporda imalat bedelinin 37.182 TL olarak belirlendiği, bu nedenle arada yaklaşık 818 TL'lik bir fark bulunduğu, bu miktarın ilgililerce fazla ödendiği ve kendilerinden tahsili gerektiği söylenebilirse de 38.000 TL civarındaki bir hak edişte 800 TL'lik bir farkın toplam imalat bedeline oranının % 2 gibi çok cüzi bir orana tekabül ettiği, bu durumun hesaplamada esas alınan kriterlerin farklı değerlendirilmesinden kaynaklanabileceği ve dolayısıyla zimmet olarak değerlendirilemeyeceği, Yargıtay kararında basit zimmet olarak kabul edilen ve Kumsan şirketine ödeme gibi gösterilen 2.291 TL, kooperatif hesabından Poliplast şirketine aktarılan 5.852 TL, kooperatif kayıtlarına intikal ettirilmeyen 6.500 TL ve SSK primi ile muhtasar vergi ödemesi olarak gösterilen 472 TL'nin basit zimmet niteliğinde olduğu, 03.10.2005 tarihli ikinci bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen raporun 10. sayfasında sözü edilen “müteahhit firmalara ödenen paralarla ilgili kullanılan belgelerde sahtecilik eylemlerinin mevcut olduğu, ancak yerel teknik bilirkişilerce inşaat mahallinde yapılan incelemelerde işlerin yapılmış olduğunun tespit edilmesi sebebiyle bu firmalara ödenen paraların zimmet olarak değerlendirilmediği” şeklinde ifade edilen görüşe iştirak edildiği,

Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu ziraat yüksek mühendisi, emlak danışmanı ve üç inşaat mühendisi tarafından tanzim edilen 14.02.2009 tarihli rapora göre; Yargıtayın bozma ilamı doğrultusunda yapılan hesaplara göre 04.07.1998 tarihine kadar kooperatif inşaatlarında yapılan imalatların, KDV hariç, sadece Bayındırlık ve İskan Bakanlığı birim fiyatlarına göre imalat bedelinin 297.123 TL, villaların taşeronlarla yapılan sözleşmelere göre imalat bedellerinin ise 393.950 TL olduğu,

Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu Sayıştay emekli uzman denetçileri tarafından tanzim edilen 06.04.2009 tarihli rapora göre; 2008/20 esas sayılı dava dosyasının incelenmesi sonucunda, S.S. ... Konut Yapı Kooperatifinin suç tarihi olan 1994 ile 4.7.1998 tarihleri arasındaki gelir miktarının 362.007 TL, aynı dönemde kooperatifin rutin giderinin 24.369 TL olduğu, dolayısıyla kooperatifin söz konusu dönemde inşaata harcayabileceği kaynak miktarının 337.638 TL'ye ulaştığı, kooperatif yöneticisi olan sanıklarca gerçekleştirilen toplam imalat miktarının 1998 yılı itibariyle güncelleştirilmiş değerinin 166.819 TL olduğu, bu verilere göre 170.819 TL tutarındaki kooperatif parasının sanıklar Yusuf Fevzi ve Hüseyin Avni’nin zimmetinde bulunduğu, belirlenen zimmetin Yargıtay kararı doğrultusunda teknik heyetçe yapılan maliyet hesabına göre çıkarıldığı, dolayısıyla giderlere esas tutulan gerçek dışı fatura, hak ediş ve tahsil makbuzlarının kooperatif parasının zimmete geçirilmek amacıyla düzenlenip düzenlenmediğinin bir öneminin kalmadığı, esasen bu tespitten sonra bu yönde bir değerlendirmenin de bilirkişi heyetince yapılamayacağı, son tahlilde bulunan zimmetin adi zimmet olduğu düşünülmekle birlikte bu konuda yapılacak hukuksal nitelemenin mahkemenin takdir alanına girdiği,

Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu Sayıştay emekli uzman denetçileri tarafından tanzim edilen 18.12.2012 tarihli rapora göre; 2012/171 esas sayılı dava dosyasının Yargıtayın bozma ilamı doğrultusunda yeniden incelenmesi sonucunda, S.S. ... Konut Yapı Kooperatifinin suç tarihi olan 1994 ile 04.07.1998 tarihleri arasındaki gelir miktarının (üyelerden toplanan aidat ve faiz gelirleri) 362.007 TL olduğu, sanıklarca gerçekleştirilen güncellenmiş imalat tutarının yanı sıra arsa, proje, ağaç bedeli, nakliye bedeli ve yapılan genel gider ile kredi finansman gideri toplamının, yani sanıkların görev süresine ilişkin tüm harcama miktarının 268.800 TL olduğu, bu verilere göre 04.07.1998 tarihi itibarıyla aradaki fark olan 93.207 TL'nin sanıkların uhdesinde bulunduğu, dosya içerisindeki bilgilere göre sanıklarca yapılmış bir iadenin bulunmadığı,

... firmasının yetkilisi ... ... ve .... .... hakkında 213 sayılı Kanuna muhalefet suçundan açılan kamu davası sonucunda Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.06.2001 gün ve 50-255 sayılı kararı ile; adı geçenlerin 213 sayılı Kanunun 359/b-1 ve 765 sayılı TCK'nun 59. maddeleri uyarınca 15 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verildiği ve anılan kararın Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 11.11.2003 gün ve 9008-7994 sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği,

Anlaşılmaktadır.

Katılan Onural Şeref Bozkurt; kooperatifin üyesi olduğu 1998 yılında, genel kurul toplantısının yaklaştığı bir dönemde inşaatı yapan bir müteahhit tarafından yolsuzluk yapıldığını öğrenmeleri üzerine hesap tetkik komisyonu oluşturulması konusunda karar aldıklarını, yaptırdıkları inceleme sonucunda bir takım yolsuzluklar yapıldığını tespit ettiklerini, genel kurul toplantısında yönetime seçildiklerini, kendisinin de başkan olarak görevlendirildiğini, hesap tetkik komisyonunca düzenlenen rapor doğrultusunda eski yönetimin genel kurulda ibra edilmediğini, bunun üzerine yönetim olarak yeminli mali müşavire inceleme yaptırdıklarını, bu raporda da yolsuzluk yapıldığının belirtilmesi üzerine durumu Sanayi ve Ticaret Bakanlığına intikal ettirdiklerini, düzenlenen tüm raporlarda eski yönetim tarafından arsa alımı ihalelerinin yapılması, bankadan para çekilmesi ve bankaya para yatırılması gibi işlemlerde sahte ve naylon faturalar, belgeler ve makbuzlar kullanıldığının belirtildiğini, hatta eski kooperatif başkanı sanık ...'nın eşinin kooperatif aidatlarını yatırmadığı halde yatırmış gibi makbuz düzenlendiğinin o dönem yönetim kurulu üyesi olan inceleme dışı sanık Ahmet Yıldızhan tarafından kendilerine söylendiğini, bununla ilgili tutanak düzenlediklerini, eski yönetimdeki sanıkların kooperatifi zarara uğrattıklarını ve zimmetlerine para geçirdiklerini,

Katılan ...; kooperatif taşeronluğu işine fiilen 1 Şubat 1997 tarihinde başladığını, ancak kooperatifle olan sözleşmesinin 15.04.1997 tarihli olduğunu, sözleşmeye göre kooperatif inşaatlarının ve inşaat sırasında kullanılacak her türlü malzeme ve işçilik alımlarının kendisi tarafından yapılacağını, 1997 yılının Haziran ayına kadar inşaatları tamamen mali gücü doğrultusunda yürütmeye çalıştığını, belirtilen tarihe kadar kooperatiften hiçbir şekilde para almadığını, bu tarihten sonra muhtelif zaman aralıkları içerisinde kooperatiften hak edişler karşılığında 37.000 TL aldığını, ancak hak edişlerin kendisi tarafından düzenlenmediğini ve üzerinde taşeron olarak kendi imzasının bulunmadığını, söz konusu hak edişlerin tamamıyla eski yönetim kurulu başkanı sanık ... ile kooperatif yetkili mühendisi tarafından düzenlenip imzalandığını, 1997 yılının Aralık ayında sanık ...’nın şifahi isteği üzerine taşeron firma olarak 31.12.1997 tarih ve 229130 seri No.lu 81.144 TL tutarındaki bir fatura düzenlediğini, bu fatura ile kooperatif tarafından kendisine anılan miktarın ödenmiş gibi gösterildiğini, ancak 1997 sene sonu itibarıyla kooperatiften yalnızca 37.000 TL almış olduğunu, genel kurul sırasında kooperatif hesapları ibra edilmeyince kurulan hesap tetkik komisyonunca incelenen 1997 yılına ilişkin belgelerde kendisi adına düzenlenmiş sahte belgeler tespit edildiğini, öğrendiği kadarıyla kendi firması adına basılı alındı makbuzlarının, imzası taklit edilmek suretiyle doldurulduğunu ve firmasına 200.000 TL ödeme yapılmış gibi gösterildiğini, 1998 yılı başından itibaren ifade tarihine kadar da kooperatifçe kendisine yaklaşık 2.100 TL ödenmiş olduğunu, bu ödemeye ilişkin olarak kendisi tarafından fatura kesilmediği gibi hak ediş de yapılmadığını, esasen 1998 yılından itibaren inşaatların tamamen kooperatif yetkilileri tarafından yapıldığını, ancak kooperatifin kendi firmasının ismini kullandığını, kooperatif ile firması arasında yapılan 15.04.1997 tarihli sözleşmenin tamamen sanıklar ... ve ... tarafından düzenlenip tarafına dikte ettirildiğini, kendi kanaatine göre bu sözleşmenin tamamen taşeron firma lehine ve kooperatif aleyhine olduğunu, kendi firmasından önce kooperatif inşaatlarının taşeron firma olarak Akbay İnşaat isimli firma tarafından yürütüldüğünü, anılan firmadan işleri devraldığında temel hafriyatı esas alarak yaptığı kaba bir hesaplama ile anılan şirketin 200 TL civarında bir iş yaptığını tespit ettiğini, ancak sonradan öğrendiği kadarıyla kooperatif eski yönetimince söz konusu temel hafriyatı karşılığında bu firmaya 1996 yılı birim fiyatlarıyla 1.461 TL ödendiğini, yine anılan temel hafriyat işi için kooperatif tarafından 5.487 TL'lik harcama yapıldığını ve bu hususun kooperatifin 31.12.1996 tarihli bilançosunda gösterildiğini öğrendiğini,

Tanık ... Berkmen; kooperatifin üyesi olup 27.06.1998 tarihinde yapılan olağan genel kurula iştirak ettiğini, müteahhidin toplantı sırasında söz isteyerek istihkakının büyük bir kısmının eline geçmediğini ve 40.000 TL civarında alacağı bulunduğunu belirttiğini, buna karşılık sanık ...’nın anılan miktardaki borcu kabul ettiğini, ancak müteahhidin gerekli belgeleri getirmediği için ödeme yapamadıklarını ifade ettiğini, yeni yönetim sırasında kooperatife ait evrakın yeminli mali müşavire tevdi edildiğini, düzenlenen raporda müteahhide 170.000 TL'ye yakın bir ödemenin yapıldığının ifade edildiğini, bunun üzerine müteahhidi çağırarak kendisine evrakı gösterdiklerini, ancak müteahhidin böyle bir istihkakı olmadığını, buna ilişkin imza atmadığı gibi 40.000 TL civarında bir para da almadığını söylediğini,

Tanık ... Deveci; kooperatifin üyesi olup 27.06.1998 tarihinde yapılan olağan genel kurula iştirak ettiğini, müteahhidin toplantı sırasında söz isteyerek kendisine yaklaşık 40.000 TL ödeme yapıldığını ve aynı miktarda alacağı bulunduğunu belirttiğini, buna karşılık sanık ...’nın anılan miktardaki borcu kabul ettiğini, ancak müteahhidin gerekli belgeleri getirmediği için ödeme yapamadıklarını ifade ettiğini, yeni yönetim zamanında kooperatif belgeleri kendisine teslim edilen yeminli mali müşavirce düzenlenen belgeleri incelediklerinde, sanık ...’nın imzası bulunan hak ediş raporlarının tamamının ödendiğini ve bir makbuzla beş altı ödeme yapıldığını, sanığın yanında çalışan inceleme dışı sanık ... Kalaycı’nın kooperatife ait banka hesaplarından çektiği paranın bu makbuzlara yazıldığını ve ödenen paranın 170.000 TL civarında olduğunu tespit ettiklerini,

Tanık ... Yıldırım; eşi kooperatif üyesi olduğu için 27.06.1998 tarihinde yapılan yönetim kurulu toplantısına katılmadığını, ancak duyduğu kadarıyla toplantıda müteahhidin alacağını tahsil edemediğini söylediğini, buna karşılık sanık ...’nın anılan miktardaki borcu kabul ettiğini, ancak müteahhidin gerekli belgeleri getirmemesi nedeniyle ödeme yapamadıklarını ifade ettiğini, bu hususun mektupla tüm üyelere bildirildiğini, ekonomist olduğu için yeni idarenin danışma kurulu başkanı olduğunu, yönetim kurulunun yapacağı her işlem konusunda kendisinden görüş aldığını, eski yönetim zamanındaki hesapların da incelenmek üzere kendisine getirildiğini, anılan belgeleri rapor düzenlenmek üzere yeminli mali müşavire ibraz ettiğini, ancak mali müşavirce düzenlenen raporda, sanık ...’nın ödenmediğini belirttiği borçların tamamının ödenmiş gibi gösterildiğine yer verildiğini,

Tanık .... Demirkol; eşi kooperatif üyesi olduğu için 27.06.1998 tarihli olağan genel kurul toplantısına iştirak ettiğini, toplantı sırasında müteahhidin 80.000 TL'den fazla alacağı olduğunu, bunların 40.000 TL kadarının ödenmediğini söylediğini, kooperatif başkanı sanık ...’nın müteahhit tarafından bazı belgelerin getirilmemesi nedeniyle ödeme yapmadığını heyet huzurunda beyan ettiğini, bu beyanı ihtiva eden 17.08.1998 tarihli mektubun üyelere postalandığını, yeni gelen yönetimin kooperatifin hesaplarını inceletmesi sonucu yeminli müşavir tarafından düzenlenen raporda, eski yönetim tarafından 80.000 TL'lik borcun tamamının ödendiğine yer verildiğini,

Tanık ... Yılmaz; kooperatifin üyesi olduğunu, yeni yönetim gelince de denetçi olarak seçildiğini, müteahhidin toplantıda kooperatife 81.000 TL'lik iş yaptığını, ancak kendisine 40.000 TL ödeme yapıldığını belirttiğini, sanık ...’nın ise anılan miktardaki borcu kabul ederek müteahhidin gerekli belgeleri getirmemesi nedeniyle ödeme yapamadıklarını ifade ettiğini, bu hususun genel kurul toplantısından sonra üç sayfalık mektupla üyelere bildirildiğini, 04.07.1998 tarihinde yönetimin değiştiğini, yeni yönetimin kooperatif evrakını yeminli mali müşavire tevdi ettiğini, düzenlenen raporda, inceleme dışı sanık ... Kalaycı tarafından kooperatif hesaplarındaki paraların çekilip müteahhide ödeme yapıldığı hususuna yer verildiğini,

Tanık Tuğran Aktam; 1998 yılında kooperatifin tesisat projesini yaptığını, yine kooperatife verdiği malzemelere karşılık kendisine yaklaşık 14.000 TL ödeme yapıldığını, 800 TL civarındaki alacağına ilişkini ise kendisine senet verildiğini, ancak kooperatifin yeni yönetiminin bu borcu kabul etmediğini, kendisinin de belirtilen alacağı icra yoluyla tahsil ettiğini, vermiş olduğu malzeme ve proje ile ilgili kooperatif yönetimi ile sözleşme yaptıklarını, sözleşmede hata bulunabileceğini,

Tanık Zafer Karahüseyinoğlu; sanık ... vekilinin uzman kişi sıfatıyla bilirkişi raporu hakkında görüşünü sorması üzerine görüşünü bir rapor halinde belirttiğini, mahkemeye sunulan bu görüşün kendisine ait olduğunu ve içeriğini aynen tekrar ettiğini, yaptığı incelemede 348.264 TL olması gereken kooperatif gelirlerinin 357.293 TL olarak gösterildiğini, kendi tespitlerine göre inşaat maliyetinin 253.840 TL olduğunu, ancak bunun bilirkişiler tarafından 166.821 TL olarak gösterildiğini, bu fark gözetildiğinde zimmetin söz konusu olmayacağını, bilirkişi raporlarında sabit kıymetlerin gösterilmediğini, yine 1994-1995 yıllarında imalat bulunmadığı hâlde imalat varmış gibi değerlendirme yapıldığını, arsa bedelinin de inşaat kalemi dışında olduğunu,

Tanık Ali Karagöz; hatırladığı kadarıyla 1994 yılında sanık ...'nın emlakçı kanalıyla satışa çıkarmış olduğu arsalarını satın almak istediğini söylediğini, para karşılığı satmak istediği arsanın sanık tarafından villa karşılığı satın alınmak istenmesi nedeniyle arsalarını satmaktan vazgeçtiğini, bunun üzerine milletvekili olan sanığın arsa ofisi kanalıyla arsalarına ve komşularına ait arsalara “satılamaz” şerhi koydurduğunu, bu durumu başka bir müşterisi vasıtasıyla öğrendiğini, şerhin sanık tarafından arsaları kendisine satması konusunda baskı oluşturmak amacıyla koydurulduğunu tahmin ettiğini, 1995 yılında Bekir Tan isimli bir şahsın gelerek tarlayı şerhli olarak satın alabileceğini ifade etmesi üzerine 61 dekarlık tarlasını 24.000 TL karşılığında sattığını, yine 18 dekarlık arsasını 5-6 ay sonra Burhanettin Uğurlu’ya yaklaşık 5.500-6.000 TL'ye sattığını, Burhanettin Uğurlu’nun arsayı kimin için satın aldığını bilmediğini,

Tanık ....; 1996 yılında kooperatifin projesini çizdiğini, ayrıca altı ay kadar şantiye şefliği yaptığını, ayrıldıktan yaklaşık bir buçuk sene sonra kendisine 450 TL civarında ödeme yapıldığını, kalan alacağının ödenmediğini, ancak bu konuda bir talebinin bulunmadığını, sonradan bir başkasına proje çizim parası ödendiğini öğrendiğini,

Tanık Sedat Öztürk; kooperatifin müteahhidi olan katılan ...'in makbuzlarını kendisinin bulunduğu bir ortamda imzaladıklarına tanık olduğunu, katılan ...’in alacağını tahsil ettiğinde makbuzları kendi yanında imzaladığını,

İnceleme dışı sanık Orhan Duman; eşinin kooperatif üyesi olması nedeniyle katıldığı genel kurul toplantısında denetim kurulu üyesi olarak seçildiğini, işleri yoğun olmasına rağmen bu durumu kabul etmek zorunda kaldığını, diğer üye arkadaşı ile birlikte belli süreler içerisinde kendilerine verilen gelir gider belgelerini incelediklerini ve hesapların uygun olduğunu tespit ettiklerini, ancak kendilerine verilen belgelerin gerçek olup olmadığını bilmelerinin mümkün olmadığını, yine de her hafta sonu özel merakı nedeniyle inşaat alanına gittiğini ve işlerin yürütüldüğünü tespit ettiğini, işlendiği iddia edilen zimmet suçuna ilişkin bilgisinin bulunmadığını,

İnceleme dışı sanık ... Gürhan Keleş; diğer denetim kurulu üyesi Orhan Duman'ın anlatımlarının doğru olduğunu, kendisinin de eşinin üye olması nedeniyle diğer üyelerin ısrarı üzerine kooperatif denetim kurulu üyeliğine seçildiğini, yönetim kurulu tarafından kendilerine verilen gelir gider belgelerini zaman zaman incelediklerini, hesaplarda herhangi bir aksaklık tespit etmediklerini, ancak belgelerin ne şekilde temin edildiğini ve gerçek olup olmadığını bilmelerinin mümkün olmadığını,

İnceleme dışı sanık Ahmet Yıldızhan; diğer sanıklarla birlikte yaklaşık dört yıl yönetimde kaldığını, ancak yönetim tarafından yapılan iş bölümünde kendisine para çekme, kurumlarla ilişkide bulunma, kooperatif adına harcama yapma gibi görevler verilmediğini, dolayısıyla bu süre içerisinde para çekilmesi, harcamalar ve arsa alımı ile ilgili hiçbir işleme katılmadığını, yönetimde bulunan diğer şahıslar tarafından arsa alınıp projeler çizildiğini ve inşaatın belli bir noktaya geldiğini, ancak gösterilen harcamaların doğru olup olmadığı konusunda bilgi sahibi olmadığını, sanıkların yanlış harcama yaptıkları ve görevlerini kötüye kullandıkları yönünde bir gözlemde bulunmadığını,

İnceleme dışı sanık ... Kalaycı; olay tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde sanık ...'nın sekreteri olarak görev yaptığını, birkaç kez adı geçen sanığın bankadan para çekilmesi yönündeki talimatlarını yerine getirdiğini, çektiği paraları sanığa verdiğini, kooperatifle hiçbir ilgisinin bulunmadığını,

İnceleme dışı sanık Duygu Baygeldi; olay tarihinde kooperatifin sekreteri olarak çalıştığı için yöneticilerin verdikleri talimatları yerine getirdiğini, sanıklar ... ve ... tarafından kendisine verilen talimatlar doğrultusunda bankadan çektiği paraları adı geçenlere verdiğini, bunun haricinde sözleşme yapma, para çekme ve diğer işlemler ile ilgili hiçbir yetkisinin bulunmadığını, yapılan işlemler konusunda bilgi sahibi olmadığını,

Beyan etmişlerdir.

Sanık ...; 1994 yılında faaliyete geçen S.S. ... Konut Yapı Kooperatifinin yönetimine seçildiğini, sanık ...'nın başkan, inceleme dışı sanık Ahmet Yıldızhan ve kendisinin ise üye olarak görev yaptığını, yönetime geldiklerinde arsa temin edip imar ve proje çalışmaları yaptıklarını, inşaatın büyük bir kısmını bitirdiklerini, yaklaşık 1.000.000 TL'lik yatırım yapılmasına karşın üyelerin yaptığı ödemelerin 350.000 TL civarında olduğunu, iddia edildiği şekilde zimmetlerine para geçirmiş olsalardı, inşaatı mevcut durumuna getiremeyeceklerini, 1998 yılında yapılan genel kurulda bazı üyelerin kooperatif parasının yönetim tarafından zimmete geçirildiği iddiasında bulunduklarını, bu nedenle yönetimin değiştiğini ve mahkemeye taşınan bir takım tespitlerin yapıldığını, iddia edildiği şekilde zimmet suçunun işlenmesinin söz konusu olmadığını,

Sanık ...; S.S. ... Konut Yapı Kooperatifinin 1994 yılında kurulduğunu ve yönetime seçildiklerini, 1998 yılının Temmuz ayına kadar yönetimdeki görevlerinin devam ettiğini, ancak bu tarihten sonra görevlerinin fiilen ellerinden alındığını, bu süre içerisinde toplam 340.000 TL aidat toplandığını, 30.000 TL'lik aidatın ise henüz toplanmamış olduğunu, topladıkları para ile 1.000.000 TL'nin üzerinde iş yaptıklarını, şikâyet sonrası Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesince yaptırılan inceleme sonucunda da kooperatifin mal varlığının ödenen aidatların çok üzerinde olduğunun tespit edildiğini, yaptıkları işlemlerde kanuna aykırılık olmadığını, yapılan işlerin kooperatif üyelerinin yararına olduğunu,

Savunmuşlardır.

Zimmet suçu 765 sayılı TCK’nun 202. maddesinde;

“(1) Görevi sebebiyle kendisine tevdi olunan veya muhafaza, denetim veya sorumluluğu altında bulunan para veya para yerine geçen evrak veya senetleri veya diğer malları zimmetine geçiren memura altı yıldan oniki yıla kadar ağır hapis ve meydana gelen zararın bir misli kadar ağır para cezası verilir.

(2)Yukarıdaki fıkrada gösterilen cürüm, dairesini aldatacak ve fiilin açığa çıkmamasını sağlayacak her türlü hileli faaliyette bulunmak suretiyle işlenmiş ise faile oniki yıldan aşağı olmamak üzere ağır hapis ve meydana gelen zararın üç misli kadar ağır para cezası verilir…” şeklinde düzenlenmiş ve suçun, dairesini aldatacak ve fiilin açığa çıkmamasını sağlayacak her türlü hileli faaliyette bulunmak suretiyle işlenmiş olması hâlinde ihtilasen zimmet suçunun oluşacağı hükme bağlanmıştı.

5237 sayılı TCK'nun 247. maddesinde ise;

"(1) Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(3) Zimmet suçunun, malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilebilir" şeklinde düzenlenmiştir.

Madde ile kamu görevlisinin görevi dolayısıyla kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu mallar üzerinde görevinin gerekleriyle bağdaşmayan bir surette tasarrufta bulunması, bu malları kendisinin veya başkasının zimmetine geçirmesi suç olarak tanımlanmıştır. Zimmete geçirme, suç konusu mal üzerinde malikmiş gibi tasarrufta bulunmayı ifade eder. Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere, zimmet suçunun oluşabilmesi için, suça konu malın kamu görevlisinin şahsının veya bir başkasının zimmetine geçirilmiş olması arasında fark bulunmamaktadır.

Maddenin ilk fıkrasında zimmet suçunun basit şekli düzenlenmiş, ikinci fıkrada, suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi daha fazla ceza verilmesini gerektiren nitelikli hâl olarak öngörülmüş, böylece hileli davranışlarla işlenen zimmet suçu, ayrı bir suç olarak değil, basit zimmet suçunun nitelikli hâli olarak kabul edilmiştir. Madde gerekçesinde "...Zimmet suçunda, suç konusu mal kamu görevlisinin zilyetliğinde veya koruma ve gözetim sorumluluğunda olduğu için, bunun zimmete geçirilmesi için herhangi bir kişinin aldatılmış olması gerekmez. Burada hile, sadece zimmet olgusunun sonradan anlaşılmasının önüne geçilmek amacıyla gerçekleştirilmektedir. Bu bakımdan, zimmet suçundaki hile, suçun delillerini gizlemeye yönelik bir davranıştır..." ifadelerine yer verilmek suretiyle nitelikli zimmet suçunun oluşması bakımından hilenin hangi davranışlarla gerçekleştirilmesi gerektiğine ilişkin açıklama yapılmıştır. Görüldüğü gibi hilenin aldatıcı nitelikte ve zimmet olgusunun sonradan anlaşılmasının önüne geçilmesine yönelik olması ve bunu sağlamaya elverişli nitelikte bulunması gerekir. 765 sayılı TCK'nun 202. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "dairesini aldatacak" ibaresine, maddede yer verilmeyerek nitelikli zimmet suçunun uygulama alanı genişletilmiş, böylece hileli davranışların olağan ve basit bir denetim, araştırma ve karşılaştırma ile ilk bakışta kolayca ve kesin bir biçimde anlaşılabilecek nitelikte olmamak şartıyla, zimmet veya miktarının kurum içi kayıtlardan ortaya çıkarılması hâlinde de eylemin nitelikli zimmet olarak kabulü mümkün hâle gelmiştir.

Öte yandan, suç tarihinde yürürlükte bulunan 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 62. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “Yönetim Kurulu üyeleri ve kooperatif memurları, kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludurlar. Bunların suç teşkil eden fiil ve hareketlerinden ve özellikle kooperatifin para ve malları bilanço, tutanak, rapor ve başka evrak, defter ve belgeleri üzerinde işledikleri suçlardan dolayı Devlet memurları gibi ceza görürler” şeklindeki düzenleme ile kooperatiflerin yönetim kurulu üyeleri ve memurlarının zimmet suçunun faili olabilecekleri hüküm altına alınmıştır. Anılan düzenlemede yer alan “Devlet memurları gibi ceza görürler” ibaresi, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 339. maddesi ile “kamu görevlisi gibi cezalandırılır” şeklinde değiştirilmiş ve 5237 sayılı TCK ile uyumlu hâle getirilmiştir.

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;

Sınırlı Sorumlu ... Konut Yapı Kooperatifinin yönetim kurulu başkanı ve muhasip üyesi olan sanıkların, gerçekte yapılmayan bir kısım giderlere ilişkin sahte belgeler düzenleyip kayıtlara işledikleri ve bu şekilde zimmetlerine para geçirdikleri sabit olan olayda;

Yönetim kurulu başkanı olan sanık ... ile muhasip üye olan sanık ...’nin, katılan ...’in yöneticisi olduğu Yüzgeç İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin kooperatif için yaptığı inşaatlar nedeniyle tahakkuk eden alacaklarını ödenmiş gibi göstermek amacıyla başlık bölümünde katılanın yöneticisi olduğu şirketin unvanı bulunan ve 31.05.1997-20.07.1998 arasındaki tarihleri taşıyan 25 adet tahsilat makbuzunu, katılanın imzasını taklit etmek suretiyle imzalayarak 41.000 TL'yi zimmetlerine geçirmeleri eyleminin; daire dışı araştırma ve zimmetin açığa çıkmamasını sağlayacak hileli davranışlarla işlendiğini gösteren katılan ...'in; kooperatife yaptığı iş karşılığında düzenlenen hak edişlerin kendisi tarafından değil sanık ... ve kooperatif yetkilisi olan mühendis tarafından düzenlendiğine, kendi firması adına basılı tahsilat makbuzlarının imzası taklit edilmek suretiyle doldurulduğuna ve firmasına ödenmiş gibi gösterilen 200.000 TL'nin gerçeği yansıtmadığına ilişkin beyanı, 24.12.1998, 24.02.1999, 26.10.2000 ve 20.06.2001 tarihli bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere, söz konusu tahsilat makbuzları üzerindeki imzaların katılan ... tarafından değil, adı geçenin imzasına benzetilme gayesiyle sahte olarak atıldıklarının saptanması,

Kooperatifin muhasebe defterlerine göre katılan ...'a 1997 yılında 79.115 TL civarında, 1998 yılında ise yaklaşık 96.287 TL olmak üzere toplam 165.403 TL ödenmiş gibi görünmesine rağmen yapılan ödemelerin yalnızca 17.852 TL olduğu, söz konusu miktarlardan 121.000 TL'nin sanıkların talimatıyla inceleme dışı sanıklar ... ve Duygu tarafından bankadan çekilerek zimmete geçirilmesi eyleminin; daire dışı araştırma sayılabilecek kooperatifçe tutulan yevmiye kaydı tarih ve numaralarının banka ekstreleri ile karşılaştırılması, katılan ...’ın 27.06.1998 tarihli olağan genel kurul toplantısında alacağının tamamını tahsil edemediği yönündeki beyanı ve bu beyanının tanıklar ..., ..., ..., .... ve ...'in anlatımları ile doğrulanması,

Sanıkların mimari proje müellifi ....'e 14.510 TL avans verilmiş gibi göstermelerine karşın anılan şahsa yalnızca 450 TL ödeme yaptıkları, ödenmiş olarak gösterilen bu paraları inceleme dışı sanık ...'ya talimat vererek geri çektirdikleri, söz konusu avansı ....Ltd. Şti'ne proje çizim parası olarak ödenmiş gibi gösterdikleri, ancak projenin bu firma tarafından değil .... tarafından çizilmesi nedeniyle aradaki fark olan 14.060 TL'yi zimmetlerine geçirmeleri eyleminin; daire dışı araştırma ve zimmetin açığa çıkmamasını sağlayacak hileli davranışlarla işlendiğini gösteren tanık ....'un, kooperatif için çizdiği proje karşılığında kendisine yalnızca 450 TL ödendiğine ve proje çizim parasının bir başkasına ödendiğini öğrendiğine ilişkin beyanı, paranın inceleme dışı sanık ... tarafından çekildiğine ilişkin banka kayıtları ve kooperatifle sözleşme imzalayan ....Ltd. Şti'ne avans ödendiği belirtilmesine karşın sözleşmenin imzalandığı tarihte anılan unvanda bir şirket bulunmadığının anlaşılması,

Sanıkların....Ticaret firmasından aldıkları ve kooperatif adına düzenlenmiş görünen 20.12.1997 tarihli 1.455 TL ve 31.12.1997 tarihli 3.605 TL olmak üzere iki adet faturanın karşılığında ödenmiş gibi gösterdikleri toplam 5.060 TL'yi zimmetlerine geçirmeleri eyleminin; daire dışı araştırma ve zimmetin açığa çıkmamasını sağlayacak hileli davranışlarla işlendiğini gösteren....Ticaret isimli firmanın ticaret sicil numarasının tespit edilemediğine ve bu unvanda bir şirket kaydına rastlanmadığına ilişin Ankara Ticaret Sicil Memurluğunun 26.05.2004 tarihli yazısıyla tespit edilmesi,

Sanıkların .... ... firmasından aldıkları üç adet fatura karşılığında ödenmiş gibi gösterdikleri toplam 3.471 TL'yi zimmetlerine geçirmeleri eyleminin ise; daire dışı araştırma ve zimmetin açığa çıkmamasını sağlayacak hileli davranışlarla işlendiğini gösteren söz konusu faturaların sahte olduğunun tespit edilmesi ve anılan faturaları düzenleyen ... ... ve .... ....'ın Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.06.2001 tarihli ve 50-255 sayılı kararı ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359/b-1 ve 765 sayılı TCK'nun 59. maddeleri uyarınca 15 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmesi ve bu hükümlerin Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 11.11.2003 tarihli ve 9008-7994 sayılı kararı ile onanarak kesinleşmesi,

Yoluyla ortaya çıkarılması karşısında; sanıkların, inceleme konusu hükme esas alınan 18.12.2012 tarihli bilirkişi raporuna göre bir kısmı belgelendirilemeyen ve kooperatif için harcandığı belirtilen miktarların kooperatifin toplam gelirinden düşülmesi ile tespit edilen 93.207 TL'yi uhdelerinde bulundurmaları şeklindeki eylemleri hem suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nun 202. maddesinin 2. fıkrasında, hem de suç tarihinden sonra 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nun 247. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen nitelikli zimmet suçunu oluşturmaktadır.

Kooperatifin mevcut kayıtlarından zimmet suçunun veya miktarının belirlenememesi ve daire dışı araştırma yoluyla elde edilecek bir delilin bulunmaması hâllerinde, Özel Daire azınlık görüşü ile Yargıtay Cumhuriyet Başavcılığının itirazında yer alan "Kooperatifin malları, inşaat ve imalat giderlerinin kooperatif gelirleriyle karşılaştırılması sonucu zimmetin tespiti" yöntemine başvurulabileceği, anılan yönteme başvurulduğunda ise zimmet fiilinin her durumda saptanmasının mümkün olduğu, aksine düşüncenin, bu yöntemi nitelikli zimmet suçuna konu eylemleri basit zimmet suçu kapsamında değerlendirmenin aracı hâline dönüştüreceği ve ceza adaleti ile bağdaşmayan bir durumun ortaya çıkacağı, zincirleme şekilde işlenen yukarıda sözü edilen eylemlerin nitelikli zimmet suçunu oluşturması nedeniyle, bu eylemler ile sanıkların basit zimmet suçu kapsamındaki eylemlerinin bir bütün hâlinde zincirleme şekilde nitelikli zimmet suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.

Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.

Ulaşılan bu sonuç karşısında ikinci uyuşmazlık konusu değerlendirilmemiştir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Ceza Genel Kurulu Üyesi; itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,

Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.03.2018 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.

KARARI YAZDIR


Bu kararı Favorilerinize Eklemek için giriş yapın veya üye olun

Bu kategorideki diğer İçtihatlardan bazıları