Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/06/2018 tarih ve 2017/475 E. - 2018/207 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 15/11/2019 tarih ve 2018/1632 E. - 2019/1131 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 2002/21178, 174119 sayılı ve "GO-LOGISTICS GLOBAL OPERATIONS LOCAL SOLUTIONS+şekil", "GO A C.OZDEMİR COMPANY GO ULUSLARARASI NAKLİYAT SERVİS VE TİC.A.Ş." ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "Go Güvenli Öde" ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TPMK’na başvuruda bulunduğunu, 2016/24917 sayılı başvuruya müvekkilinin itirazının, nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendinde öngörülmüş şekilde her koşulun gerçekleşmesi ile iltibasın mevcut olduğunu, davacının “GO” ibareli markasının 556 sayılı KHK.'nın 8/4 maddesi kapsamında tanınmış bulunduğunu, davalının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, davalı TPMK YİDK'nın 11.10.2017 tarihli ve 2017/M-8505 sayılı kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı, savunmada bulunmamıştır.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu 2016/24917 sayılı “Go Güvenli Öde” ibareli marka kapsamındaki 35.sınıf: Reklamcılık, pazarlama ve halkla iliskiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri. Büro hizmetleri: sekreterlik hizmetleri, gazete aboneligi düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanmas hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. Is yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danısmanlık, muhasebe ve mali müsavirlik hizmetleri, personel ise yerlestirme, ise alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik islemleri gibi is takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçeklestirilmesi hizmetleri. ve 36.sınıf: Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler. Gayrimenkul komisyonculugu, müsavirligi ve idaresi hizmetleri. Gümrük müsavirligi hizmetleri.” ile davacının itiraza dayanak markalarının kapsamındaki hizmetlerin aynı tür olduğu, fakat davaya konu markalar arasında iltibasa yol açabilecek bir benzerlik bulunmadığı kanaatine varıldığından YİDK kararının yerinde olduğu, dava ekinde sunulan delillerin de davacının markalarının tanınmışlığının ispatı için yeterli olmadığı, ayrıca davacı markasının tanınmış olduğunun kabulü halinde bile gerek marka işaretlerinin benzer olmaması gerekse dava konusu marka başvurusunda farklı mal ve hizmetin yer almaması nedeniyle KHK 8/4’ün somut olayda uygulanma imkanının olmadığı, kötüniyet iddialarının kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve her ne kadar davalı şirketin marka tescil başvurusunun kapsamındaki emtia ile davacının markalarındaki hizmetler aynı veya benzer ise de tertip tarzı itibariyle davalının başvuru konusu işaretin davacının markaları ile benzer olmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalı yanca “GO Güvenli Öde” ibaresinin 9.,35.,36. ve 38.sınıflarda marka olarak tescil edilmek üzere davalı TPMK’ya yapmış olduğu başvuruya karşı davacı yanca iltibas, tanınmışlık ve kötüniyet vakalarına dayanarak yapılan itirazın nihai olarak YİDK tarafından reddi üzerine tesis edilen kurum kararının iptali ve davalının anılan markasının hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Ancak, "GO" ibaresinin her iki taraf markasının da asıl ve ayırt edici unsuru olduğu, bu itibarla aynı veya ilişkilendirilebilecek mal ve hizmetler yönünden taraf markaları arasında 556 sayılı marka KHK'nın 8/1-b maddesi alamında ortalama tüketicileri karıştırma tehlikesine düşürebilecek derecede bir benzerlik bulunduğu, nazara alınarak bir karar verilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olması doğru olmayıp, hükmün bozularak kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 27.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
KARARI YAZDIR