Taraflar arasında görülen davada Ulukışla Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 29.05.2019 tarih ve 2017/114 E. - 2019/81 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı bankanın davalı hakkında Ulukışla İcra Müdürlüğü’nün 2013/73 esas sayılı dosyası ile kredi kartı borcundan dolayı icra takibi başlattığını, davalının söz konusu takibe itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, kullanmış olduğu kredi kartı limitinin 1.000,00.- TL olduğunu, borcunun 56.953.,00.-TL olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, limit artırımının kendi isteği dışında olduğunu, buna ilişkin ses ve kayıtların bankaca tutulmasının zorunlu olduğunu, davacının olağanüstü kart hareketlerinden dolayı uyarıcı ikaz edici bir görevi ihmal ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, bankanın kredi kartı ile ilgili gerekli güvenlik önlemlerini almakla mükellef olduğu, kart sahibinin ise banka kartlarını ve şifrelerini özenle koruyarak bilgileri saklamak yönünde sorumlulukları olduğu, davacı banka tarafından konu edilen harcamalar için gereken tüm önlemler alınmadığından bankanın kusurlu olduğu, diğer yandan kredi kartına ait güvenlik kodunun davalı tarafından saklanmadığı, ceza dosyasında kart ile birlikte şifresini kaybettiğini ifade ettiği, davalının şifreyi saklama özenini yerine getirmemesi sonucunda bu işlemlerin gerçekleştiği, aynı zamanda bankaya kredi kartını kaybettiğini bilgilendirmediği, bu nedenle tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
İşbu karara karşı, taraf vekilleri temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
Dava banka kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra alınan bilirkişi raporunda davacı bankanın tam kusurlu olduğu, alınan ikinci bilirkişi raporunda ise davacı ve davalının zararın meydana gelmesinde %50 eşit kusurlu oldukları belirtilmiştir. Mahkemece son alınan rapor hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere bankalar, özel yasa ile kurulan ve kendilerine alanlarında çeşitli imtiyazlar tanınan ve sahip oldukları bu vasıfları sebebiyle bankacılık işlemlerinin güvenilen tarafı konumundadırlar. Bu durum bankaların bir güven kurumu olarak kabul edilmesini ve bankanın sorumluluğunun özel güven sebebiyle ağırlaştırılmasını gerektirir. Bankalar ağırlaştırılmış sorumluluğun bir gereği olarak objektif özen yükümlülüğü altında bulunmakta olup, buna karşılık hafif kusurlarından dahi sorumludurlar. Bankanın kusuru az da olsa meydana gelen zarardan sorumludur. Mahkemece, meydana gelen zarardan bankanın sorumlu olduğu miktar değerlendirilerek uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece davalının limit dahilindeki 1000,00.- TL yönünden meydana gelen zarardan sorumlu olduğu miktar belirlenerek uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı bankanın tüm itirazlarının ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine (2)numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün 1000,00TL yönünden BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 16.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
KARARI YAZDIR