ArabicAzerbaijaniEnglishFrenchGermanRussianSpanishTurkish

Kollukta Alınan İfadelerin Müdafi Huzurunda Alınmaması Halinde Duruşmada Okunamayacağı ve Hükme Esas Teşkil Edemeyeceği

28 Haziran 2025, 11:19 - 13

Kollukta Alınan İfadelerin Müdafi Huzurunda Alınmaması Halinde Duruşmada Okunamayacağı ve Hükme Esas Teşkil Edemeyeceği


Bu kararı Favorilerinize Eklemek veya Kopyalayabilmek için giriş yapın veya üye olun
Yargıtay 4. Ceza Dairesi
2021/17836
2023/25607
2023-12-13





 

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

Karar başlığında tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkemenin kararı ile sanık hakkında hakaret suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile 62 nci, 52 nci maddeleri uyarınca 7.080,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanığın temyiz isteği; sübuta, eksik ,inceleme sonucu hüküm kurulduğuna, vesaire ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Sanığın, doktor olan katılana yerine getirdiği görev nedeniyle aleni sayılan hastane koridorunda "Hastama bakmıyorsun, senin gibi doktor olmaz olsun, ananı, avradını, bacını, dinini, imanını sinkaf edeyim, o... çocuğu doktor." şeklinde sözler söyleyerek hakaret ettiği iddia ve Yerel Mahkemece kabul olunmuştur.

IV. GEREKÇE

Sanığın Temyiz Sebepleri ve Sair Yönlerden Yapılan İncelemede

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, sanığın temyiz sebepleri ile sair yönlerden yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1. 5271 sayılı Kanun'un 148 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan "Müdafii hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, hâkim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz" ve aynı Kanun'un 213 üncü maddesinde yer alan "Aralarında çelişki bulunması halinde; sanığın, hâkim veya mahkeme huzurunda yaptığı açıklamalar ile Cumhuriyet savcısı tarafından alınan veya müdafiinin hazır bulunduğu kolluk ifadesine ilişkin tutanaklar duruşmada okunabilir." şeklindeki yasal düzenlemelere göre; sanığın önceki ifadesinin duruşmada okunmasının ilk koşulunun iki ifade arasında çelişki bulunması, ikinci koşulun ise sanığın önceki ifadesinin; hakim, mahkeme ya da Cumhuriyet savcısı tarafından alınması veya kollukta alındığı taktirde ise ifadeye müdafiinin katılması olduğu, somut olayda her ne kadar sanık kolluk beyanında "İt oğlu it dedim." şeklinde söylediğini tevilli ikrar etmiş ise de bu ifadenin müdafii huzurunda alınmadığı, duruşmada da böyle bir söz söylemediğini beyan etmesi nedeniyle sanığın kolluk ifadesinin duruşmada okunamayacağı ve hükme esas alınamayacağının anlaşılması karşısında, sanığın müdafisiz kolluk ifadesinin dışlanması yerine hükme esas alınması,

2. Sanığın, katılana "...dinini, imanını sinkaf edeyim." diyerek hakaret etmesi biçimindeki eyleminin, 5237 sayılı Kanun'un 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendinde düzenlenen kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle hakaret suçunu da oluşturduğu, birden fazla nitelikli hal ihlaline neden olan sanık hakkında aynı Kanun'un 3 üncü maddesindeki orantılılık ilkesi ve 61 inci maddesindeki ölçütler dikkate alınarak, belirlenen temel cezada asgari hadden uzaklaşılması gerektiği gözetilmeyerek eksik ceza tayin edilmesi nedeniyle, karar hukuka aykırı görülmüştür.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun'un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname'ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanun'un 8 inci maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca cezayı aleyhe değiştirme yasağının dikkate alınmasına,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

13.12.2023 tarihinde karar verildi.

KARARI YAZDIR


Bu kararı Favorilerinize Eklemek için giriş yapın veya üye olun

Bu kategorideki diğer İçtihatlardan bazıları