Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının davacı Hazine vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılıp yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
1979 yılında yapılan ilk kadastro tespiti sırasında dava konusu taşınmaz orman olarak kadastro harici bırakılan alanda kaldığı gerekçesi ile kadastroya tabi tutulmayarak tespit harici bırakılmıştır.
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) Geçici 8 inci maddesi uyarınca 2020 yılında yapılan kadastro sırasında, Antalya ili Demre ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 225 ada 3 parsel sayılı taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir.
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde, taşınmaz hakkında mahallinde yapılan inceleme neticesinde, taşınmaz üzerinde herhangi bir zilyetliğin bulunmadığı, taşınmazın ham toprak vasfında olduğu, kadastro tespit işlemlerinin hemen öncesinde zilyetlik ve imar-ihya faaliyetlerinin başladığı, açıklanan nedenlerle çekişmeli taşınmaz bakımından davalı lehine zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle, çekişmeli taşınmazın tespitinin iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama sonunda Mahkemece; dava konusu Antalya ili ... ilçesi ... Mahallesi 225 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının iptal edilerek, anılan parselden fen bilirkişi ... , jeodezi ve fotogrametri mühendisi ... ve orman mühendisi ... tarafından hazırlanan 23.09.2022 tarihli rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 4.381,05 m²'lik kısmının ifraz edilerek aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle "Tarla" vasfı ile Hazine adına tespit ve tesciline, parselin geri kalan kısmın 2.766,15 m² olarak tespit gibi tesciline karar verilmiş; hükme karşı, davacı Hazine vekili ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince, ziraat ve fen raporlarındaki harflendirmenin ters yapılması sebebiyle hükmün de ters kurulduğu ve Hazineye verilmesi gereken bölümün davalıya; davalıya verilmesi gereken bölüm de Hazine adına tescil edildiği, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği belirtilerek, tarafların istinaf başvurusunun bu yönden kabulüne ve kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353/(1)-b.2 nci maddesi uyarınca kaldırılmasına, "dava konusu Antalya ili ... ilçesi ... Mahallesi 225 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptal edilerek, anılan parselden fen bilirkişi ... Parlak, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ... ve orman mühendisi ... tarafından hazırlanan 23.09.2022 tarihli rapora ekli krokide B harfi ile gösterilen 2.766,15 m²'lik kısmının ifraz edilerek aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle "Tarla" vasfı ile Maliye Hazinesi adına tespit ve tesciline, parselin geri kalan kısmının 4.381,05 m² olarak tespit gibi tesciline" karar verilmiş olup, davacı Hazine vekili ve davalı vekili tarafından Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararı temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Davalı vekilinin teknik krokide (B) harfi ile gösterilen bölüme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, davalı vekilinin 225 ada 3 parsel sayılı taşınmazın (B) bölümüne ilişkin hükme yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; İlk Derece (Kadastro) ve Bölge Adliye Mahkemesince, teknik krokide (A) harfi ile gösterilen çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde, davalı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç usul ve Kanuna uygun bulunmamaktadır.
Şöyle ki; taşınmazın zilyetlikle kazanılabilmesi için, öncelikle zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olması, bundan sonra da 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 14 ve 17 nci maddeleri uyarınca, emek ve para harcanmak suretiyle imar-ihya edilerek tarıma elverişli ... getirilmesi ve bu işlemlerin tamamlanmasından sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi zorunludur.
Somut olayda; dosya arasında yer alan, ziraat mühendisi, harita mühendisi ve orman bilirkişi raporlarının içeriğinden ve raporlara ekli fotoğraflardan, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde ekim-dikim yapılmadığı ve ekonomik amaca uygun herhangi bir tasarrufun da bulunmadığı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıkça gözlemlendiği gibi, 1981, 1992, 2009 tarihli hava fotoğraflarında ve 2004 tarihli uydu fotoğrafında dava konusu taşınmaz üzerinde herhangi bir tarımsal faaliyetin yapılmadığı, sabit sınırların bulunmadığı, taşınmazların doğal görünümünde oldukları tetkik edilmiş, yine raporlara ek fotoğraflardan, dava konusu taşınmazın kullanılmayan vaziyette olan komşu parseller ile toprak yapısı ve bitki örtüsü bakımından benzerlik ve bütünlük gösterdikleri, aralarında herhangi bir ayırıcı unsurun da bulunmadığının anlaşılmış olması karşısında, çekişmeli taşınmaz bölümünde davalı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmaması nedeniyle davanın bu bölüm yönünden de kabulüne karar verilmesi gerekirken, soyut içerikli ve teknik bulgulara aykırı düşen ziraatçı bilirkişi raporuna ve mahalli bilirkişi ve tanık ifadelerine değer verilerek davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
S O N U Ç :
Davalı vekilinin, dava konusu 225 ada 3 parsel sayılı taşınmazın (B) bölümüne ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle REDDİNE,
Davacı Hazine vekilinin dava konusu 225 ada 3 parsel sayılı taşınmazın (A) bölümüne ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının yukarıda (2) no.lu bentte yazılı nedenlerle kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
İstek halinde peşin harcın temyiz eden davalıya iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.