ArabicAzerbaijaniEnglishFrenchGermanRussianSpanishTurkish

İşçinin İhtarname ile İşvereni Temerrüde Düşürmesi

23 Ocak 2023, 18:42 - 327

İşçinin İhtarname ile İşvereni Temerrüde Düşürmesi


Bu kararı Favorilerinize Eklemek veya Kopyalayabilmek için giriş yapın veya üye olun
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi
2022/12424
2022/14071
2022-11-02





Özet:

İşçinin ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilmesi için alacak miktarını belirtmek gibi bir zorunluluğu olmasa da alacakların tek tek sayılması gerekir.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun faiz başlangıcı, türü ve arabuluculuk ücreti yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Somut uyuşmazlıkta 696 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçen davacının ücretinin eksik ödendiği iddiasına bağlı fark alacak taleplerinin reddine karar verildiği, hüküm altına alınan alacakların ise davalı bakımından kesinlik sınırını aşacak mahiyette ileriye yönelik bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktarın, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ile dava dışı alt işverenler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmeleri kapsamında alt işveren işçisi olarak davalı Bakanlığa ait işyerinde belirsiz süreli ... sözleşmesi ile çalışırken 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretinin düşürüldüğünü, bundan dolayı ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı alacaklarının bulunduğunu; ayrıca davacının pandemi döneminde davalı Bakanlık tarafından yayımlanan genelge çerçevesinde 7,10 ve 15'er günlük nöbetler ile gece gündüz yirmi dört saat kapalı sistem çalıştığını, bu çalışma şeklinde fazla çalışma yapıp ulusal ... ve genel tatil günleri ile hafta tatillerinde çalıştığını ve gece çalışması yaptığını, ancak bu çalışmalara ilişkin zamlı ücretlerin ödenmediğini ileri sürerek fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacakları ile fazla çalışma, ulusal ... ve genel tatil, hafta tatili ve gece zammı ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; ücret politikasının hukuka uygun olduğunu ve davacının ödenmeyen alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının sürekli işçi kadrosuna geçiş sürecinde imzalanan sözleşmede asgari ücretin belirli oran fazlasına yönelik bir düzenleme bulunmaması ve dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporu dikkate alınarak ücret, ikramiye ve ilave tediye fark alacaklarının reddi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kazanılmış hak ilkesine aykırı olduğunu, davacının ücretinin kadroya geçirilmeden önce asgari ücretin belirli bir oran fazlası üzerinden belirlendiğini ve ayrıca hesaplamaların hatalı yapıldığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Bakanlık uygulamasının yerinde olduğunu ve davacının alacaklarının eksiksiz bir biçimde ödendiğini, faiz türü ve başlangıç tarihlerinin hatalı olduğu, alacaklardan indirim yapılması ve davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının sürekli işçi kadrosuna geçiş sürecinde imzalanan sözleşmede asgari ücretin belirli oran fazlasına yönelik bir düzenleme bulunmaması dikkate alınarak davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf istinaf başvurusunun ise faiz başlangıcı ve türü ile arabuluculuk ücretinin haklılık durumuna göre oranlaması gerektiği yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde, Bölge Adliye Mahkemesi kararında muhalefet şerhi olduğunu, davacının ücretinin kadroya geçirilmeden önce asgari ücretin belirli bir oran fazlası üzerinden belirlenmesinin kazanılmış hak teşkil ettiğini, davacının ücretinin tek yanlı düşürülmesi mümkün olmadığından ücret farkı, ilave tediye ve ikramiye farkı taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, ücret farkı çıkmasa bile diğer alacakların hesaplanması gerektiğini, ilgili ayda yapılan ödemenin sadece o aydan mahsubu gerektiğini, hükmedilen alacaklara arabuluculuk son tutanak tarihinden faiz işletilmesi gerektiğini, gece zammı alacağı toplu ... sözleşmesinden kaynaklandığından bu alacağa en yüksek işletme kredi faizi işletilmesi gerektiğini ileri sürerek ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli ... sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklarının bulunup bulunmadığı, gece zammı, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal ... ve genel tatil alacaklarının ispatı, hesabı ve hüküm altına alınan alacaklara uygulanan faizin türü ile başlangıç tarihleri hususlarındadır.

İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 34 üncü maddesi, 696 sayılı KHK hükümleri.

Değerlendirme

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin aşağıda yer alan paragrafların dışındaki temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca, işçi muaccel alacaklarını tek tek belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir. Söz konusu ihtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez. Dava tarihinden önce yürütülen arabuluculuk süreci sonucunda anlaşma yapılamadığına dair düzenlenen son tutanak bu bağlamda değerlendirildiğinde dava konusu alacakların dava tarihinden önce arabuluculuk aracılığıyla talep edilmesi karşısında davalı işverenin arabuluculuk son tutanak tarihi itibarıyla temerrüde düştüğünün kabulü gerekmektedir. Bu sonuç davalı işverenin usulüne uygun davet edilmesine rağmen arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı durumlarda da geçerlidir. Dolayısıyla, somut olayda davalının daha önce temerrüde düşürüldüğü ispat edilemediğinden, Mahkemece hüküm altına alınan alacaklarına arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.

Dava konusu gece zammı alacağına en yüksek banka mevduat faizi yerine yasal faiz işletilmesi de isabetsiz olmuştur.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Yukarıda açıklanan sebeplerle;

A. Davalı Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

B. Davacı Temyizi Yönünden

Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2) nci bendinin (b), (c) (d) ve (e) alt bentlerinin hükümden tamamen çıkartılarak yerlerine;

"b-13.266,28 TL brüt fazla çalışma ücreti alacağının, arabuluculuk son tutanak tarihi olan 25.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

c-109,05 TL brüt ulusal ... ve genel tatil ücreti alacağının, arabuluculuk son tutanak tarihi olan 25.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

d-1.415,62 TL brüt hafta tatil ücreti alacağının, arabuluculuk son tutanak tarihi olan 25.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

e-10,00 TL brüt gece zammı alacağının arabuluculuk son tutanak tarihi olan 25.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” bentlerinin yazılması suretiyle kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

KARARI YAZDIR


Bu kararı Favorilerinize Eklemek için giriş yapın veya üye olun

Bu kategorideki diğer İçtihatlardan bazıları