Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 35. maddesi hükmüne göre adli işlemler ve takipler ancak baroda kayıtlı avukatlar eli ile yürütülebilir. İcra Dairelerinde yapılan ihale bir adli işlem ise de ihalede pey ileri sürülmesi adli bir işlem değildir.Dolayısıyla ihaleye Türk Borçlar Kanunu'na göre düzenlenen vekaletname ile bir başkası adına katılabilmek mümkündür ve bu vekilin avukat olması zorunluluğu yoktur.
Somut olayda taşınmaz hissedarı olan şahsın ihaleye katılmak üzere vekalet verdiği kişinin ihaleye katılıp pey sürme isteminin satış memurunca reddedilmesi isabetsiz olup bu durum ihaleye katılımın azalması sonucunu doğurmuş ve zarar unsuru da meydana gelmiştir.
O halde mahkemece yukarıda yazılı nedenlerle şikayetin kabulü ile taşınmazlara ilişkin ihalelerin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
KARARI YAZDIR