SUÇ : Tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Tehdit suçunun nitelikli hali olan silahla tehdidin kabulü için, silahın, tehdit suçunda bizzat mağdura yönelik olarak görüp hissedilebileceği ve mağdurun üzerindeki etkisini artıracak biçimde teşhiri veya kullanılması gerekir. Mağdurun yokluğunda gerçekleştirilen tehdit eyleminin, silahla tehdit suçunu oluşturabilmesi bakımından, silahın, mağdurun evi, arabası gibi daimi kullanımında olan eşyalarında hasar, iz, emare gibi belirtiler oluşturacak ve bu suretle tehdidin mağdurun üzerinde meydana getirdiği korkunun etkisini artıracak tarzda kullanılması icap eder. Bu itibarla, mağdurun yokluğunda gerçekleşen tehdit eyleminde, salt silah teşhir edilmiş olması, suçun nitelikli halinin oluşumu için yeterli sayılamayacaktır.
Yargılamaya konu somut olayda, sanığın, katılan ... 'ın göndermiş olduğu mesajlardan dolayı katılanın evine gittiği, kapıyı katılanın babası olan ...'ın açtığı, bu sırada katılanın annesi olan ...'ın da olay yerinde olduğu, iletilmesi kastıyla ...'a "...'ye söyle hareketlerine dikkat etsin, ona buna mesaj atıp benim üzerine salmasın" dediği, eline almış olduğu tabancayı da havada sallayarak ''bu işi bundan sonra bu temizler" diyerek katılan ... 'ı gıyapta tehdit ettiğinin anlaşılması karşısında; sanığın eylemin TCK'nın 106/1. maddesinin 1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunu oluşturacağı ve sadece katılan ... 'a yönelik olduğu gözetilmeksizin, yazılı şekilde TCK'nın 106/2,a,43/2. maddeleri uygulanarak fazla ceza tayini,
Bozma ilamına uyularak eylemin TCK'nın 106/1-1. maddesinde düzenlenen tehdit suçunu oluşturduğunun kabulü halinde ise; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK'nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Sanık savunmasında, katılan ... 'ın kendisi ile ilgili küçük düşürücü mesajlar attığını iddia etmesi karşısında; olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek sonucuna göre sanık hakkında TCK’nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
Emanete kayıtlı "Akrep 2004, Magnum" marka kuru sıkı tabancanın suçta kullanılmadığının iddia ve kabulü karşısında, iadesi yerinde müsaderesine karar verilmesi,
Anayasa Mahkemesi’nin karar tarihinden sonra 24/11/2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı, TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararın ve TCK'nın 53/1-c maddesinde düzenlenen hak yoksunluğunun uygulanma süresi ve şeklinin Kanunda öngörülen biçimde uygulanması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'un temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 14/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
kaynak: (www.corpus.com.tr)
KARARI YAZDIR