Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davalı ... aleyhine açılan davanın tefrik edilmesine, davalı ... yönünden davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesi ile; davacı ile davalılardan ...’un boşandıklarını, davalılardan ...'un davalı ...'in annesi olduğunu, davacı ve davalı ...’in birlikte bir ev almayı düşündükleri, bu nedenle davacının ziynet eşyalarını muhafaza ettiği kiralık banka kasasından 25/07/2011 tarihinde ziynetlerin tamamını alarak, sadece eşiyle müşterek ev alınacak düşüncesiyle davalılara verdiğini ancak, dairenin davalılardan kayın valide olan ... adına alındığını, davalılardan ...'un bu davranışı ile ziynet miktarı kadar sebepsiz zenginleştiğini, ziynet eşyalarının daha sonra iade edileceğinin söylenmesine rağmen iade etmediklerini iddia ederek, 110 adet çeyrek altın, 10 adet tam cumhuriyet altını, 7 adet 22 ayar burma bilezik, 8 adet 22 ayar normal bileziğin aynen iadesini, olmazsa bedelinin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; davalılardan ...'un evi kendi adına çektiği krediyle satın aldığını, daha sonra oğlu ile gelinin bu evde oturmalarına izin verdiğini, ...'un bu davada 3. kişi durumunda olduğunu, bu nedenle hakkında açılan davanın husumet yönünden reddedilmesi gerektiğini, davacının takılan ziynet eşyalarının tamamını bir banka kasasına koyduğunu ayrıca düğün merasimi sırasında takılan takıların örf ve adet gereğince eşlere müştereken verilen hediyeler olup, eşlerin ortak malları olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; bilirkişi raporundan davacıya bir adet 3'lü burma bilezik, 1 adet tırnak bilezik, 1 adet meltem model bilezik, 2 adet Kumsetina model bilezik takıldığı , tam altın çeyrek altın gibi altınların gelinin üzerinde takılı olarak görülmediği, davalı ...'un üzerinde takılı çeyrek, tam altın gibi altınların bulunduğu, düğünden sonra taraflara takılan takıların hepsinin bir araya toplandığı ve davacı tarafından banka kasasına yatırıldığı, davacıya ne kadar çeyrek ve tam altın takıldığı ispat edilemediği gerekçesi ile; davalılardan ... aleyhine açılan davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine, bilirkişi ... tarafından düzenlenen 19/03/2015 tarihli rapor dikkate alınarak bir adet 3 lü burma bilezik ( 1642, 00 TL ) bir adet Tırnak model bilezik ( 1478,00 TL ), bir adet ... ( 657,00 TL ), iki adet kumsetina model bileziğin ( 1806,00 TL ) aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde bedellerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Dava; düğünde takılan ziynet eşyalarının aynen iadesi olmazsa bedelinin tahsili talebine ilişkindir.
Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı kabul edilir.
Ne var ki somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda geline ve damada takılan ziynetler eşyaları ayrı ayrı değerlendirilmiş, mahkemece de yalnızca geline takılanlar yönünden tahsil kararı verilmiş, damada takılan altınlar yönünden talep reddedilmiştir.
O halde mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, düğün sırasında geline ve damada takıldığı tespit edilen tüm ziynet eşyaları ve altınlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yukarıdaki şekilde davanın kısmen kabulü doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
3- Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden ise;
Somut olayda; davacının düğünden sonra ziynet ve altınları kendi adına banka kasasına koyduğu her iki tarafın da kabulündedir. Davacı kadın bu ziynetlerin tümünün davalılardan ... adına ev alınırken bozdurulduğunu iddia etmiş, davalılar ise bahse konu evin kredi ile alındığını davacının ziynetlerine dokunulmadığını belirtmişlerdir.
Dosya arasında bulunan tapu kaydının incelenmesinde; bahse konu evin davalı ... adına 27.07.2011’de satın alındığı, banka tarafından gönderilen yazı cevabında ise; davacı kadının ziynetlerin bulunduğu kasaya 27.07.2011 tarihinden sonra da ziyaretlerde bulunduğu anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece; davacının davaya konu olan banka kasasına bahse konu evin satın alındığı tarihten sonra da ziyaretlerde bulunmasının nedeni araştırılıp gerekirse davacının isticvabına başvurarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yukarıdaki gibi karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince her iki taraf yararına BOZULMASINA ,peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.