Yurtdışı Hizmetlerde İşçilik Alacağı Uyuşmazlığı - Hesaplama ve Uygulanacak Hukuk Hataları Bozma Sebebi Sayıldı
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi
Esas No : 2024/13294
Karar No : 2024/15631
Karar Tarihi : 2024-12-02





Özet:

Yargıtay, yurtdışında çalışan işçiye ilişkin alacak taleplerinin değerlendirilmesinde uygulanacak hukuk, hesaplama yöntemi, ispat külfeti, mahsup, faiz ve yargılama giderleri yönünden titizlikle hareket edilmesi gerektiğini bir kez daha vurguladı. Karara konu olayda; Davacının iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın feshedildiği kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmiş, ancak Kuveyt Özel Sektör İş Kanunu'na göre yapılması gereken hesaplamalarda usul hataları yapılmıştır. Özellikle; İlk 5 yıl için 15 günlük ücret yerine 10 gün üzerinden kıdem tazminatı hesaplanması, 3 aylık ihbar süresi yerine yalnızca 1 aylık ücretle sınırlı ihbar tazminatı belirlenmesi, Kuveyt İş Kanunu’ndaki haftalık 48 saatlik çalışma süresi dikkate alınmaksızın, temel saat ücretinin yanlış hesaplanması, Hafta tatili ve fazla çalışma ücretlerinde mükerrer hesaplama yapılması, Ulusal bayram ve genel tatil ücretleri açısından çalışmanın ispatlanamamasına rağmen taleplerin kabul edilmesi, Tanık beyanlarına dayalı alacaklarda makul oranda indirim yapılmaması, Davacının banka kayıtlarıyla sabit ücret üstü ödemelerin mahsup edilmemesi, Yabancı para cinsinden hüküm altına alınan alacaklara uygulanması gereken faiz oranının yanlış belirlenmesi gibi sebeplerle karar bozulmuştur. Önemli Hatırlatma: Yabancı ülkede geçen hizmetlere ilişkin davalarda yalnızca iç hukukun değil, çalışılan ülke mevzuatının da doğru yorumlanması ve uygulanması, hesaplamaların ise delil, yöntem ve mahsup ilkeleri ışığında yapılması gerekmektedir.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketin Kuveyt Havalimanı Projesinde 14.12.2018-23.04.2020 tarihleri arasında kalıpçı ustası olarak çalıştığını, davacının son ücretinin aylık net 473,00 Kuveyt Dinarı (KWD) olduğunu, iş sözleşmesinin davalı tarafından feshedildiğini, tazminatlarının ödenmediğini, ödenmeyen ücret alacağı bulunduğunu, fazla çalışma yaptığını, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, karşılığı ücretlerin ödenmediğini, yıllık izinlerin kullandırılmadığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları, ücret, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının KWD cinsinden faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının kendi çalışanları olmadığını, davacının çalışmasının davalı ... İnş. San. Tic. AŞ’nin tüzel kişi ortak olarak yer aldığı ... İnşaat ... Şirketinde bulunduğunu, husumet itirazı ve zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davanın Kuveyt kanunlarına göre çözülmesi gerektiğini, davacının iş sözleşmesi haklı olarak feshedildiğinden davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, fazla çalışma ve tatil günleri çalışmalarına dair iddiaların gerçeği yansıtmadığını, çalışma karşılıklarının ödendiğini, yıllık izinlerin kullandırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 25.10.2022 tarihli ve 2020/324 Esas, 2022/730 Karar sayılı kararı ile; davacının davalı Şirketin yurt dışında bulunan işyerinde 1 yıl 4 ay 9 gün çalıştığı, en son aylık 473,00 KWD ücret aldığı, davalı işverence iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği ispatlanamadığından davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından davacının fazla çalışma yaptığı, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı, davalı tarafça bu çalışmaların karşılığı ücretlerin eksiksiz olarak ödendiğine ilişkin yazılı delil sunulmadığı, davacının kullanmadığı yıllık izinlerinin bulunduğu, ücret alacağı ise dosyada mevcut bordrolara göre ödendiğinden bu talebin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesinin 27.04.2023 tarihli ve 2022/5324 Esas, 2023/2053 Karar sayılı kararı ile; davacının davalı ile organik bağı bulunan dava dışı ... İnşaat ... Şirketinde kalıp ustası olarak çalıştığı, organik bağ ve birlikte istihdam olgusu dikkate alındığında davalı Şirketin davacıya karşı, dava dışı Firmayla birlikte sorumlu olduğu, davalı işverence uyuşmazlığa yabancı hukuk uygulanması talep edilmişse de dosyaya sunulan sözleşmenin İngilizce ve Arapça dillerinde düzenlendiği, davacının anılan yabancı dilleri bildiğinin davalı tarafından iddia ve ispat edilmediği birlikte gözetildiğinde taraflar arasında hukuk seçimi yapıldığına dair geçerli bir sözleşme hükmü bulunmadığı, uyuşmazlığın çözümünde Türk hukukunun uygulanmasının yerinde olduğu, iş sözleşmesinin devamsızlık sebebiyle feshedildiği inandırıcı delille ispatlanamadığından davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacının fazla çalışma yaptığı, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı, tanık anlatımlarına itibar edilmesinde hata bulunmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda %5 genel sağlık sigortası payının eklenmesi suretiyle ücretin brütleştirilmesinin hukuka uygun olduğu, çalışma süresi, temel ücret, giydirilmiş ücret açısından bir isabetsizlik bulunmadığı, yıllık izin ücretinin kabulünün de isabetli olduğu gerekçeleriyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Dairemizin 27.11.2023 tarihli ve 2023/13417 Esas, 2023/18274 Karar sayılı ilâmı ile; dosya kapsamından davacının 14.12.2018-22.04.2020 tarihleri arasında Kuveyt'te çalıştığı, her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi kararında dosyaya sunulan sözleşmeden bahsedilmiş ise de; dosya ve UYAP ile oluşturulan elektronik ortamda yapılan incelemede taraflar arasında yapılan bir yurt dışı iş sözleşmesine rastlanmadığı, tarafların hukuk seçimi anlaşması yapmadıkları veya yapılan hukuk seçimi anlaşmasının geçersiz olduğu dönemde iş sözleşmesine, kural olarak işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukukunun uygulanması gerektiği, somut olayda davalı işverenin yurt dışı projesinde çalıştırılmak üzere istihdam edilen davacının davalı Şirketin Kuveyt Havalimanı Projesinde çalıştığı, davacı tarafından iş görme ediminin fiilen söz konusu ülkede yerine getirildiği ve ilgili dönemlerde mutad işyerinin de işçinin işini fiilen yaptığı Kuveyt olduğu, hukuk seçimi anlaşması bulunmayan çalışma döneminde 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında mutad işyeri hukuku olan Kuveyt hukukunun uyuşmazlıkta uygulanması gerektiğinden, bu yönde uzman bir bilirkişiden denetime elverişli rapor alınarak dosyadaki delil durumu birlikte değerlendirilerek dava konusu alacaklar hakkında, usuli kazanılmış haklar da gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, Kuveyt hukuku konusunda uzman bilirkişiden rapor alındığı, davacının davalı nezdinde Kuveyt'te çalıştığı, 473,00 KWD ücret aldığı, uyuşmazlığın çözümünde Kuveyt hukukunun uygulanması gerektiği, davalı işverence iş sözleşmesinin haklı nedenlerle feshedildiğinin ispat edilemediği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, tanık beyanları ve dosya kapsamından davacının işyerinde fazla çalışma yaptığı, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı, bu çalışma karşılığı ücretlerin ödendiğine ilişkin delil sunulmadığı, davacının kullanmadığı yıllık izinlerinin bulunduğu, davalı tarafça bu izinlerin kullandırıldığı yada karşılığının ödendiğine ilişkin belge yada ödeme makbuzu sunulmadığı, dosyada mevcut bordrolar dikkate alındığında ücret alacağına ilişkin talebin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; davalı işverence yapılan ödemelerin hesaplamadan mahsup edilmediğini, bilirkişi raporunun hatalı tespitler içerdiğini, günlük ve saatlik ücret hesaplarının yanlış yapıldığını, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti hesaplarında dinlenme hakkı paraya çevrilerek fahiş hesaplamalar yapıldığını, tanık beyanına dayalı hesaplanan ücret alacaklarından indirim yapılmamasının hatalı olduğunu, önce indirim yapılıp ardından yapılan ödemelerin mahsubu gerektiğini, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, alacaklara faiz işletilmesi hatalı olduğu gibi faiz türünün de isabetsiz olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

Davacı vekili; uyuşmazlığa Türk hukuku uygulanması gerektiğini, iş sözleşmenin yabancı dilde hazırlandığını ve davacının yabancı dil bildiğine ilişkin dosyaya delil sunulmadığını, hukuk seçimi yapıldığını söylemenin mümkün olmadığını, aksi kanaatte dahi davacının Kuveyt hukukuna göre kıdem ve ihbar tazminatının hatalı hesaplandığını, davacı aylık ücretle çalıştığından Kuveyt Özel Sektör İş Kanunu’na göre kıdem tazminatının bir yıllık hesabında 10 gün değil, 15 günün esas alınması gerektiğini, yine ihbar tazminatının da 1 ay değil, 3 aylık ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini, hatalı bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, davalı tarafından düzenlenen imzasız "payroll" başlıklı belgeye göre alacaklardan mahsup yapılmasının mümkün olmadığını, davacının her ay ücret alacağının eksik ödendiğini, davacının aylık ücretinde sadece çalışılan günler ödenerek kesintiler yapıldığının "payroll" başlıklı belgeden de anlaşılacağını, bu nedenle ücret alacağı talebinin kabulü gerektiğini, davacının ücretine brütleştirme ve sosyal yardım eklemesi yapılmamasının hatalı olduğunu, davacı aleyhine ret vekâlet ücreti, yargılama gideri ve arabuluculuk masrafına hükmedilmemesi gerektiğini, yaptıkları yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, uyuşmazlığa uygulanacak hukuk, hüküm altına alınan alacakların ispatı ve uyuşmazlığın çözümünde esas alınan Kuveyt İş Kanunu hükümlerine göre yapılan hesaplamaların yöntemi, mahsup, uygun indirim, faiz, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hususlarındadır.

İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddeleri.

5718 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir:

"...

(3) Hukuk seçimi taraflarca her zaman yapılabilir veya değiştirilebilir. Sözleşmenin kurulmasından sonraki hukuk seçimi, üçüncü kişilerin hakları saklı kalmak kaydıyla, geriye etkili olarak geçerlidir.

..."

5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi şöyledir:

" (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.

(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.

(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.

(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir."

5718 sayılı Kanun'un 2, 24, 40 ve 44 üncü maddeleri.

Kuveyt Özel Sektör İş Kanunu'nun 44 üncü maddesi şöyledir:

"İş sözleşmesi belirsiz süreli olursa taraflardan herhangi biri diğer tarafa bildirimde bulunmak suretiyle sözleşmeyi sonlandırabilir. Bildirim aşağıdaki şekilde yapılacaktır:

a- Aylık ücret alanlar için sözleşmenin sonlandırılmasından en az 3 ay önce,

b- Diğer işçiler için sözleşmenin sonlandırılmasından en az 1 ay önce

Bildirim süresine uymayan tarafın diğer tarafa bildirim süresi miktarında işçi ücreti ödemesi gerekir."

Kuveyt Özel Sektör İş Kanunu'nun 45 inci maddesi şöyledir:

"İşveren kendisine verilen ve önceki maddede geçen sözleşmeyi sonlandırma hakkını, işçi bu Kanun’da sayılan izin haklarından birinden faydalandığı sırada kullanamaz."

Kuveyt Özel Sektör İş Kanunu'nun 51 inci maddesi şöyledir:

"İşçi aşağıdaki şekilde iş sonu ikramiyesine hak kazanır:

a- İlk 5 yıllık hizmetine karşılık her yıl için 10 günlük, izleyen yıllarda her yıl için 15 günlük ücret. Ücretleri günlük, haftalık, saatlik veya parça başı olarak ödenen işçilerin ikramiyeleri, bir yıllık ücretten fazla olamaz.

b- İlk 5 yıllık hizmetine karşılık her yıl için 15 günlük, izleyen yıllarda her yıl için bir aylık ücret. Ücretleri aylık olarak ödenen işçilerin ikramiyeleri bir buçuk yıllık ücretin toplamından fazla olamaz.

İşçi senenin bir kısmı için de çalıştığı süre kadar ikramiyeye hak kazanır. İşçinin almış olduğu borç ya da kredi miktarı, iş sonu ikramiyesinden kesilir.

..."

Kuveyt Özel Sektör İş Kanunu'nun 52 nci maddesi şöyledir:

"Bu Kanunun 45. Maddesi hükümleri gözetilmekle birlikte işçi, aşağıdaki hallerde bir önceki maddede belirtilen iş sonu ikramiyesini tam olarak hak eder:

a- İş sözleşmesi işveren tarafından feshedilmişse,

b- Belirli süreli iş sözleşmesinin süresi sona ermiş ve yenilenmemişse,

c- İş sözleşmesi bu Kanun’un 48, 49, 50. Maddeleri hükümlerine göre feshedilmişse,

d- İş sözleşmesi evlilik tarihinden itibaren bir yıl içinde ve evlilik sebebiyle kadın çalışan tarafından feshedilmişse."

Kuveyt Özel Sektör İş Kanunu'nun 64 üncü maddesi şöyledir:

"Bu Kanunun 21. Maddesinin hükümleri saklı kalmak kaydıyla ve yine bu Kanunda belirtilen hallerin dışında işçi, haftalık 48 ve günlük 8 saatten fazla çalıştırılamaz. Ramazan ayında çalışma saatleri haftalık 36 saattir.

..."

Kuveyt Özel Sektör İş Kanunu'nun 65 inci maddesi şöyledir:

"a- İşçinin, en az bir saatlik bir mola vermeden aralıksız olarak 5 saatten fazla çalıştırılması yasaktır. Dinlenme saatleri çalışma saatinden sayılmaz.

Bundan bankacılık, finans ve yatırım sektörü muaftır. Bu sektörlerde çalışma saatleri ara vermeden 8 saat olabilir.

..."

Kuveyt Özel Sektör İş Kanunu'nun 66 ncı maddesi şöyledir:

"Bu Kanunun 21 ve 64. Maddelerinin hükümleri saklı kalmak kaydıyla, işverenin yazılı talimatı ile tehlikeli bir kazayı önlemek, yapılanı düzeltmek, gerçek bir zararı engellemek veya günlük miktarın üstünde çalışmak gerektiği durumlarda ilave çalışma yapılabilir. İlave çalışma saatleri bir günde 2 saatten fazla artırılamaz. Yıllık ilave çalışma saati sınırı 180’dir. Ayrıca haftalık üç günden ve yılda 90 günden fazla günde ilave çalışma yapılamaz. İşçi, işverenin kendisinden ilave çalışma yapmasını istediğini herhangi bir yolla ispat etme hakkına sahip olacaktır. İşçi ayrıca ilave çalışma süresi için normal ücretinin yaptığı ilave çalışma kadarının % 25 fazlası ücret alacaktır. Bu Kanunun 56. Maddesi bu ücret için de uygulanır. İşveren, çalışma tarihlerini, ilave çalışma saatlerini, kendisinin yükümlülüğünde olan ve ilave çalışma karşılığında ödenen ücretleri açıklayan özel bir kayıt tutacaktır."

Kuveyt Özel Sektör İş Kanunu'nun 67 nci maddesi şöyledir:

"İşçi, her 6 iş gününün sonunda aralıksız 24 saat olarak belirlenen ücretli hafta tatilini hak eder. İşle ilgili koşulların gerektirdiği zorunlu durumlarda işveren hafta tatilinde işçiyi çalıştırabilir. İşçiye asıl ücretine ilave olarak en az % 50 oranında fazla ücret ödenir ve tatil günü başka bir gün ile telafi edilir.

..."

Kuveyt Özel Sektör İş Kanunu'nun 68 inci maddesi şöyledir:

"İşçinin tam ücretli olarak resmi izinli sayıldığı günler:

a- Hicri Yıl Başlangıcı, 1 gün

b- İsra ve Mirac günü, 1 gün

c- Ramazan Bayramı, 3 gün

d- Kurban Bayramı Arefe günü, 1 gün

e- Kurban Bayramı, 3 gün

f- Hz. Peygamberin Doğumu, 1 gün

g- Milli Gün 25 Şubat, 1 gün

h- Kurtuluş Günü 26 Şubat, 1 gün

i- Miladi Yıl Başlangıcı, 1 gün

İş koşulları bugünlerden birinde işçinin çalışmasını gerektirirse, işçi çift ücret ve bir gün tatil hakkı elde eder."

3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un (3095 sayılı Kanun) 4 üncü maddesinin (a) bendi.

Değerlendirme

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Somut uyuşmazlıkta; davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı nedenle feshedildiği ispatlanamadığından, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı kabulü yerinde ise de söz konusu alacak kalemlerinin Kuveyt Özel Sektör İş Kanunu hükümlerine göre hesap yöntemi hatalıdır. Şöyle ki; davacı işçi aylık ücretle çalışan işçi olup ilâmın İlgili Hukuk bölümünün (7) numaralı paragrafında yer verilen Kanun hükümleri doğrultusunda, davacının ilk 5 yıllık hizmetine karşılık her yıl için 15 günlük ücreti üzerinden kıdem tazminatının hesaplanması gerekirken, 10 günlük ücreti üzerinden hesaplama yapılması hatalıdır.

İhbar tazminatı talebi yönünden, ilâmın İlgili Hukuk bölümünün (5) numaralı paragrafında yer verilen Kanun hükümleri doğrultusunda, davacı aylık ücretle çalıştığından 3 aylık ücreti üzerinden ihbar tazminatının hesaplanması gerekirken, 1 aylık ücreti üzerinden hesaplama yapılması hatalı olup bozmayı gerektirir.

İlâmın İlgili Hukuk bölümünün (9) numaralı paragrafında yer verilen Kuveyt İş Kanunu'nun 64 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre genel bakımdan çalışma süresinin günlük 8 saat, haftalık ise 48 saat olduğu düzenlenmiştir. Dava konusu fazla çalışma alacağının hesaplanmasına esas alınan temel saat ücretinin tespitine ilişkin olarak hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının aylık ücreti 225'e bölünerek bulunan miktar üzerinden söz konusu alacağın hesaplandığı anlaşılmaktadır. Davacının Kuveyt İş Kanunu kapsamında çalıştığı dikkate alındığında günlük yasal çalışma süresine göre aylık çalışma süresinin 240 saat olduğu, bu nedenle fazla çalışma alacağının hesaplanmasına esas alınacak temel saat ücretinin, davacıya aylık ödenen ücretin 240'a bölünmesi neticesinde elde edilebileceği gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

İlâmın İlgili Hukuk bölümünün (12) numaralı paragrafında yer verilen Kuveyt İş Kanunu'nun 67 nci maddesinin birinci fıkrasında, işçinin hafta tatili günlerinde çalıştırılması hâlinde işçinin asıl ücretine ilave olarak en az % 50 oranında fazla ücret ödeneceği ve tatil gününün başka bir gün ile telafi edileceği düzenlemesi mevcuttur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu düzenleme doğrultusunda, davacının çalıştığı hafta tatili günleri için %50 oranında zam ve 1 gün tatil hakkı ücret hesabı yapılacağı belirtilmiş ve sonuca gidilmiş ise de bu hesap yöntemi denetime elverişsiz olup, kanunda düzenlenen 1 gün tatil hakkının paraya çevrilerek hesaba eklendiği izlenimini uyandırmaktadır. Yine 39.42 TL olarak belirlenen zamlı yevmiyenin nasıl tespit edildiği de anlaşılamamaktadır.

Hafta tatili ücreti talebinin ilâmın (4) numaralı paragrafında açıklandığı üzere; davacının Kuveyt İş Kanunu kapsamında çalıştığı dikkate alındığında günlük yasal çalışma süresine göre aylık çalışma süresinin 240 saat olduğu, bu nedenle hafta tatili ücretinin hesaplanmasına esas alınacak temel saat ücretinin, davacıya aylık ödenen ücretin 240'a bölünmesi neticesinde elde edilmesi ve bu şekilde tespit edilen saat ücretinin %50 zamlı miktarı tespit edilerek hafta tatili ücretinin hesaplanması gerekmektedir.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının ayda iki hafta tatili gününde yaptığı çalışmalar için ayrıca hafta tatili ücreti hesaplanmasına rağmen, davacının haftanın 7 günü çalıştığı ayda iki hafta için, bu hafta tatili günlerinde ara dinlenme süresi düşüldükten sonra ki yapılan 8 saat çalışmanın ayrıca fazla çalışma ücreti hesabına eklenerek mükerrer hesaplama yapılması bir diğer bozma sebebidir.

Davacı dava dilekçesinde; Türk dinî bayram günlerinin bir kısmı ile Türk millî bayramlarının tamamında çalıştığını iddia etmiştir. Davacının bu iddiasını tanık anlatımları ile ispat ettiği kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Yargılama sırasında dinlenen her iki davacı tanığı Kuveyt Ülkesinin resmî ve dinî bayramlarında çalışmadıklarını ve bugünlerde ücret ödenmediğini ifade etmişlerdir. Davalı tanıkları ise davacı ve tüm çalışanların Kuveyt Devletinin kanun ve mevzuatlarına göre çalıştıklarını, buna göre ulusal bayram ve genel tatil günleri ile dinî bayramlarda çalışmadıklarını, çalışırlarsa karşılığı ücretlerin Kuveyt kanunları gereği davacının maaş hesabına yatırıldığını ifade etmişlerdir.

Tanıkların anlatımı, işyerinin yabancı bir ülkede olması, tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; davacının çalıştığı Ülke mevzuatına göre ulusal bayram ve genel tatil olarak kabul edilen günlerde çalışmadığı anlaşılmaktadır. İspatlanamayan ulusal bayram ve genel tatil ücreti talebinin reddi yerine kabulü de bozmayı gerektirmiştir.

Davacıya ait banka kayıtlarının incelenmesinde, davacıya her ay değişik miktarlarda ve çoğunlukla aylık ücretinden fazla olacak şekilde ücret ödemesi yapıldığı tespit edilmiştir. Davacının aylık 473,00 KWD ücret karşılığı çalıştığı sabit olduğuna göre davacının çalışma süresi boyunca yapılan tüm ödemeler toplanarak, bu miktardan çalışma süresi boyunca aylık ücret karşılığı ödenmesi gereken tutarlar tenzil edilmeli, bakiye miktar bulunursa bu tutarın hüküm altına alınan fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarından mahsubu hususu değerlendirilmelidir.

Taraflar arasında fazla çalışma ücreti alacağından uygun indirim yapılması gerekip gerekmediği konusunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.

Usul hukukuna ilişkin yasal karineler ve ispat yükü hâkimin hukukuna (lex fori) tâbidir (..., Devletler Hususi Hukuku 21. Baskı, İstanbul 2015). Yabancılık unsuru taşıyan ve Türk mahkemelerinde görülen bir davada ispat hukukuna ilişkin konulara Türk hukukunun uygulanması gerekecektir.

Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması hâlinde Yargıtayca son yıllarda indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama hâlini almıştır. Bu indirim, dosyadaki delillerin durumu ve niteliğine göre yapılması gerekli uygun bir indirimdir. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Aynı ilkeler ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücreti alacakları için de geçerlidir. Dosya kapsamında tanık beyanları esas alınarak hesaplanan fazla çalışma ve hafta tatili ücretlerinden indirim yapılması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı isabetsizdir.

Diğer taraftan ilâmın (8) numaralı paragrafında açıklanan mahsup durumu söz konusu olursa, fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarından önce indirim yapılıp ardından mahsup işlemi yapılması gerektiği göz ardı edilmemelidir.

Yabancı para borcuna hangi faizin uygulanacağı 3095 sayılı Kanun'un "Yabancı para borcunda faiz" kenar başlıklı 4 üncü maddesinin (a) bendinde düzenlenmiş olup ilgili düzenlemede; “Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.” kuralına yer verilmiştir.

Dava dilekçesinde. uyuşmazlık konusu alacakların yabancı parayla tahsili talep edildiğinden hüküm altına alınan alacaklara, 3095 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin (a) bendi uyarınca Devlet bankalarınca Kuveyt Dinarı (KWD) üzerinden açılmış bir yıllık vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanması gerekir. Bu husus gözetilmeden karar verilmesi de hatalı olmuştur.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.