
Özet:
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesi'nin 26.09.2023 tarihli kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi'nin 08.01.2024 tarihli kararı ile başvurunun kabulüyle davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi'nin kaldırma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılamada, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili işçinin davalı ... Savunma Bakanlığının 2. ... Bakım Fabrika Müdürlüğü işyerinde çalıştığını, davacının... Sendikası üyesi olup işyerinde yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinden yararlandığını, toplu iş sözleşmelerinde servis hizmetinin düzenlendiğini, işçilere servis hizmetinin verilemediği durumlara ilişkin olarak yol ücreti ödeneceğinin belirtildiğini, davacının "... Köyü/..." adresinde ikamet ettiğini, işyerindeki servis hizmetine dâhil edilmediğini, işverence servisle bırakıldıktan sonra toplu taşıma kullanmak zorunda kaldığını ileri sürerek yol ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, servisten yararlanmak isteyen personelin ikametgah adreslerine en yakın servis noktalarına gelip buradan toplanıp servise bindirildiğini, işverenin tüm işçileri tek tek ikametgahına kadar servisle taşıma yükümlülüğünün bulunmadığını, işçi sayısının mevcudiyetine göre merkez ilçelerde oturanların neredeyse her yerinde servis güzergâhı bulunduğunu, toplu iş sözleşmesinin uygulanabilmesi için servisin o bölgeye hiç çıkarılmamış olması gerektiğini, davacının servis hizmetinden yararlandığını; ayrıca davacı tarafça talep edilen faizin oranı ve başlangıç tarihinin hatalı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlçe Nüfus Müdürlüğüne yazılan müzekkere sonucundaki yazı cevabına göre davacının son adresinin "... Mahallesi/.../Kayseri" olduğunun anlaşıldığı, davalı ... Savunma Bakanlığı Asgari Fabrikalar Genel Müdürlüğü 2. ... Bakım Fabrika Müdürlüğünün 13.02.2024 tarihli yazısı ile davacının sistemlerinde kayıtlı adresi ve servis planlamasında dâhil olduğu adreslerin farklı adresler olduğunun ve .../Kayseri adresine ... sınırları dışında olmasından ötürü servis planlaması yapılmadığının bildirilmiş olması karşısında davacının işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi uyarınca servis ücretine hak kazandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının İdareye bildirdiği ve servis hizmetinden yararlandığı adresi ile dava dilekçesinde bildirilen adresinin birbirinden farklı olduğu belirtilmiş olmasına rağmen Mahkemece hiçbir araştırma yapılmadığını, personelin işe gidiş-dönüşünü sağlamak amacıyla servis araçları planlandığını, servisten yararlanmak isteyen personelin ikamet adreslerine en yakın servis noktalarına gelip buradan toplanıp işyerine bırakıldığını, toplu iş sözleşmesi gereğince servis araçlarının hangi mesafe ve güzergâhlarda çalışacağının makul ölçüler çerçevesinde işveren vekilince belirleneceğini, dolayısıyla işverenin işçiyi ikametgahına kadar taşıma yükümlülüğünün bulunmadığını, toplu iş sözleşmesinin ilgili maddesinin uygulanabilmesi ve işçiye yol ücreti ödenebilmesinin şartının işyerinin hiç servis çıkartmaması olduğunu, işçinin servis noktasına olan mesafeyi gitmek istememesinin veya ikametgah tercihinin işçinin yol parasını hak ettiği anlamına gelmeyeceğini, davacının davalı işyerinin servislerinden faydalandığı için yol ücretine hak kazanamadığını, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 17.02.2021 tarihli ve 2021/5721 Esas, 2021/10142 Karar sayılı kararının da aynı doğrultuda olduğunu, bilirkişi raporuna ve ıslaha karşı itirazları dikkate alınmaksızın karar verildiğini, hükmedilen faizin türü ile başlangıç tarihine de itiraz ettiklerini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Bakanlığın 13.02.2024 tarihli yazısı ile davacının 2013'ten bu yana ikametgah kaydının bulunduğu .../Kayseri adresinin ... sınırları dışında olduğundan servis planlaması yapılmadığının; ancak işçinin talebinde belirttiği üzere ... servis güzergahından servis planlamasına dâhil olduğunun belirtildiği, işçinin servis imkânından yararlandığı belirtilmeyip davacı tarafça, davacının işyerine toplu taşıma ile gidip geldiği belirtildiğinden davanın kabulünün yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesindeki gerekçelere dayanarak ve resen dikkate alınacak nedenlerle davanın reddine karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının toplu iş sözleşmesi hükümlerinden kaynaklı yol ücretine hak kazanıp kazanmadığı, hak kazandığının kabulü hâlinde hükmedilen alacağın miktarı, alacağa uygulanması gereken faizin oranı ve başlangıç tarihi ile davalı aleyhine harca hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369. maddesinin birinci fıkrası ile 371. maddesi.
2. 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39. maddesi.
3. 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesi.
4. 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 13. maddesinin ( j ) bendi.
3. Değerlendirme
1. Davacı vekili, dava dilekçesinin ilk sayfasında sendika üyesi olan müvekkilinin ".../.../Kayseri" adresinde ikamet ettiğini, servis hizmetine dâhil olmadığından toplu taşıma kullanarak işe gidip geldiğini ifade etmiş olup devam eden ikinci sayfasında ise çelişkili olacak şekilde işveren tarafından servisle bırakıldıktan sonra müvekkilinin toplu taşıma kullanmak zorunda kaldığını belirtmiştir.
2. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının servis hizmetine dâhil olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Nitekim dosya içerisinde yer alan ... Savunma Bakanlığı ... Fabrikalar Genel Müdürlüğü 2. ... Bakım Fabrika Müdürlüğünün 05.04.2023 tarihli yazısında, ... ilçesinin merkez ilçe olmasına rağmen ... Komutanlığı sorumluluk bölgesi dışında olmasından dolayı bu ilçeye servis planlaması yapılmadığı; ancak davacı hakkında servis planlaması yapıldığı, zira adresinin "Mevlana Mah. ... Sok. No:8/27 Kat:7 .../Kayseri" olduğu belirtilmiş olup ilgili yazıda aynen "Personelin yaz dönemlerinde ( 4 ay ) ... Köyü/... adresinde ikamet ettiğini bizlere sözlü olarak yeni beyan etsede, bizdeki resmi adresi olan .../KAYSERİ için ...-Kayseri Ünv. ... servis aracımızın ( A-101 Market önü ) durağına yürüme mesafesi ile 350 m olup servis planlamasına dâhil edilmiştir." şeklindeki ifadeye yer verilmiştir.
3. Bölge Adliye Mahkemesince verilen kaldırma kararı öncesinde İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılamada da, 26.09.2023 tarihli karar ile davalı Bakanlığın 05.04.2023 tarihli yazı içeriği dikkate alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
4. Ancak davacı vekili, davanın reddine ilişkin 26.09.2023 tarihli İlk Derece Mahkemesi kararına karşı sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; müvekkilinin bulunduğu bölgeye servis verilmediğinden müvekkilinin servis durağına mecburen toplu taşıma ile gitmek zorunda kaldığını, kişiler servis hizmetinden faydalansalar dahi sonrasında bir ulaşım vasıtasına binmek zorunda kalıyorlarsa toplu taşıma bedelinin de ödenmesi gerektiğini, işçinin ikametinden işyerine veya servis durağına kadar yalnızca tek vasıta ile gidip gelmek zorunluluğunun bulunmadığını beyan etmiştir.
5. Bölge Adliye Mahkemesi de 08.01.2024 tarihli kaldırma kararında, "Davacının sendika üyesi olduğu ve ... Köyü İncesi/Kayseri'de ikamet ettiği, servis noktasına kadar kendi imkanları ile gelip buradan servise bindiği hususları ihtilafsızdır." şeklinde tespitte bulunarak davacının belirli bir mesafeden sonra servis güzergahına dâhil olduğunu kabul etmiştir.
6. Kaldırma kararı sonrasında kapsama alınan 13.02.2024 tarihli davalı Kurum yazı cevabında da, davacının kaynaklar yönetim sistemindeki adresinin ... Mahallesi'ndeki adresi olduğu; ancak davacının servis planmasında Müdürlüğün ilgili birimine dâhil edilmesi için verdiği adresin ise .../Kayseri mevkiindeki adres olduğu, konuya ilişkin personel güzergah duraklarının ve servis oturma düzeninin de ayrıca sunulduğu, işyerindeki adres sisteminin personel beyanı ve amirin izni ile sisteme girilmek suretiyle oluşturulduğu, sistemdeki adresin güncelliğinin de işçinin beyanı ile korunduğu belirtilmiştir.
7. Her ne kadar ... İlçe Nüfus Müdürlüğünden gelen yazı cevabında davacının ikametgah adresi "... Mahallesi/.../Kayseri" olarak geçmekte olup davalının 05.04.2023 tarihli yazı cevabında söz konusu ilçenin merkez ilçe olmasına rağmen ... Komutanlığı sorumluluk bölgesi dışında olmasından dolayı bu ilçeye servis planlaması yapılmadığı ifade edilmiş ise de, davacının gerek dava dilekçesinden gerekse de İlk Derece Mahkemesi'nin 26.09.2023 tarihli davanın reddine ilişkin kararına ilişkin sunmuş olduğu istinaf dilekçesi içeriğinden ve tüm dosya kapsamından, davacı işçinin ...'dan ... mevkiine kendi imkânları ile gelip .../Kayseri mevkiinden servis hizmetine dâhil olduğu, işyerinde işçilerin tek tek evlerinin önünden alınıp tekrar aynı şekilde bırakılmak suretiyle taşınmaları gibi bir uygulamanın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı işçinin servis planlamasına dâhil edildiği ve işyerinde devam eden servis hizmetinden yararlandığı anlaşılmakla, yol ücretine yönelik talep yerinde olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
8. Diğer yandan davalı Bakanlık harçtan muaf olmasına ve bu husus İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında da belirtilmiş olmasına rağmen 361,40 TL harcın davalıdan tahsiline karar verilmesi de hatalı olmuştur.
SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 02.12.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.