İPTAL DAVASINI AÇAN: Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri Engin ALTAY, Özgür ÖZEL ve Engin ÖZKOÇ ile birlikte 114 milletvekili
İPTAL DAVASININ KONUSU: 22/2/2018 tarihli ve 7100 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un;
A. 4. maddesiyle 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun başlığı ile birlikte değiştirilen 23. maddesinin (c) fıkrasında yer alan “...ek koşullar belirleyebilirler.” ibaresinin,
B. 5. maddesiyle 2547 sayılı Kanun’un başlığı ile birlikte değiştirilen 24. maddesinin (d) fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “...ek koşullar belirleyebilirler.” ibaresinin,
Anayasa’nın 2. ve 10. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi talebidir.
I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKÜMLERİ
Kanun’un iptali talep edilen kuralların da yer aldığı;
1. 4. maddesiyle 2547 sayılı Kanun’un başlığı ile birlikte değiştirilen 23. maddesi şöyledir:
“Doktor Öğretim Üyesi
Madde 23- (Değişik: 22/2/2018-7100/4 md.)
a) Yükseköğretim kurumlarında açık bulunan doktor öğretim üyesi kadroları rektörlükçe ilan edilir. İlan edilen bu kadrolara fakültelerde dekan; diğer birimlerde müdürler, biri o birimin yöneticisi biri de o yükseköğretim kurumunun dışından olmak üzere üç profesör veya doçent tespit ederek bunlardan adayların her biri hakkında yazılı mütalaa isterler. Dekan veya ilgili müdür yönetim kurullarının görüşünü aldıktan sonra önerilerini rektöre sunar. Atama rektör tarafından en çok dört yıl süre ile yapılır. Her atama süresinin sonunda görev kendiliğinden sona erer. Görev süresi sona erenler yeniden atanabilirler.
b) Doktor öğretim üyeliğine atanabilmek için, doktora ile tıpta, diş hekimliğinde, eczacılıkta ve veteriner hekimlikte uzmanlık unvanını veya Üniversitelerarası Kurulun önerisi üzerine Yükseköğretim Kurulunca tespit edilen belli sanat dallarının birinde yeterlik kazanmış olmak gerekir.
c) Yükseköğretim kurumları, doktor öğretim üyesi kadrosuna atama için Yükseköğretim Kurulunun onayını almak suretiyle, münhasıran bilimsel kaliteyi artırmak amacına yönelik olarak, bilim disiplinleri arasındaki farklılıkları da göz önünde bulundurarak, objektif ve denetlenebilir nitelikte ek koşullar belirleyebilirler.”
2. 5. maddesiyle 2547 sayılı Kanun’un başlığı ile birlikte değiştirilen 24. maddesi şöyledir:
“Doçentlik ve atama
Madde 24 – (Değişik: 22/2/2018-7100/5 md.)
a) Doçentlik başvuruları, Üniversitelerarası Kurulca belirlenen takvime göre yılda en az iki kez yapılır. Doçentlik başvuruları için aşağıdaki şartlar aranır:
(1) Bir lisans diploması aldıktan sonra, doktora ile tıpta, diş hekimliğinde, eczacılıkta ve veteriner hekimlikte uzmanlık unvanını veya Üniversitelerarası Kurulun önerisi üzerine Yükseköğretim Kurulunca tespit edilen belli sanat dallarının birinde yeterlik kazanmış olmak.
(2) Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen merkezî bir yabancı dil sınavından en az elli beş puan veya uluslararası geçerliliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen bir yabancı dil sınavından buna denk bir puan almış olmak; doçentlik bilim alanının belli bir yabancı dille ilgili olması halinde ise bu sınavı başka bir yabancı dilde vermek.
(3) Üniversitelerarası Kurulun görüşü üzerine Yükseköğretim Kurulu tarafından her bir bilim veya sanat disiplininin özellikleri dikkate alınarak belirlenecek yeterli sayı ve nitelikte özgün bilimsel yayın ve çalışmalar yapmak.
b) Üniversitelerarası Kurul, adayın başvurduğu bilim veya sanat dalından beş kişilik bir jüri ve bu jüri için iki yedek üye tespit eder. İlgili bilim veya sanat dalında yeterli öğretim üyesinin bulunmaması halinde, jüri üç üye ile teşkil edilebilir.
Doçentlik sınav jürisinde yer alan asıl ve yedek üyeler, adayın yayın ve çalışmalarını değerlendirerek hazırladıkları ayrıntılı ve gerekçeli kişisel raporlarını Üniversitelerarası Kurula gönderirler. Asıl üyelerin hukuken geçerli bir mazerete dayalı olarak raporunu verememesi halinde, yedek üyelerin raporları, sırasına göre değerlendirmeye esas alınır. (Değişik cümle:15/4/2020-7243/2 md.) Jüri üyelikleri, jüri, değerlendirmeye esas alınan raporlar ve başvuru sonucu ilgililere elektronik ortamda erişime açılır ve bu bilgiler, erişime açıldığı tarihi izleyen beşinci gün ilgililere tebliğ edilmiş sayılır.
c) Üniversitelerarası Kurulca yeterli yayın ve çalışmaya sahip olduğuna karar verilen adaya doçentlik unvanı verilir.
ç) Doçentlik başvurularında adayların yayın ve çalışmalarına ilişkin esas ve usuller Yükseköğretim Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
d) Yükseköğretim kurumları, doçent kadrosuna atama için, doçentlik unvanına sahip olmanın yanında Yükseköğretim Kurulunun onayını almak suretiyle, münhasıran bilimsel kaliteyi artırmak amacına yönelik olarak, bilim veya sanat disiplinleri arasındaki farklılıkları da göz önünde bulundurarak, objektif ve denetlenebilir nitelikte ek koşullar belirleyebilirler. Yükseköğretim kurumlarının belirlediği ek koşullar arasında sözlü sınavın yer alması halinde bu sınav Üniversitelerarası Kurul tarafından oluşturulacak jürilerce yapılır.
e) Doçentlik unvanına sahip olanlar yükseköğretim kurumları tarafından ilan edilen doçent kadrolarına başvurur. Doçent kadrosuna başvuran adayların durumlarını incelemek üzere rektör tarafından, varsa biri ilgili birim yöneticisi, en az biri de o üniversite dışından olmak üzere üç profesör tespit edilir. Bu profesörler her aday için ayrı ayrı olmak üzere birer rapor yazarlar ve kadroya atanacak birden fazla aday varsa tercihlerini bildirirler. Üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü yönetim kurulunun bu raporları göz önünde tutarak alacağı karar üzerine, rektör atamayı yapar.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Zühtü ARSLAN, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Serdar ÖZGÜLDÜR, Serruh KALELİ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Recep KÖMÜRCÜ, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, M. Emin KUZ, Hasan Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Rıdvan GÜLEÇ, Recai AKYEL ve Yusuf Şevki HAKYEMEZ’in katılımlarıyla 17/5/2018 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, yürürlüğü durdurma talebinin esas inceleme aşamasında karara bağlanmasına OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
III. ESASIN İNCELENMESİ
2. Dava dilekçesi ve ekleri, Raportör Elif KARAKAŞ tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, dava konusu kanun hükümleri, dayanılan ve ilgili görülen Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A. Anlam ve Kapsam
3. 2547 sayılı Kanun’un 23. maddesi “Doktor Öğretim Üyesi” başlığını taşımakta olup maddenin (a) fıkrasında yükseköğretim kurumlarında açık bulunan doktor öğretim üyesi kadrolarının rektörlükçe ilan edileceği, ilan edilen bu kadrolara fakültelerde dekanın, diğer birimlerde müdürlerin, biri o birimin yöneticisi biri de o yükseköğretim kurumunun dışından olmak üzere üç profesör veya doçent tespit ederek bunlardan adayların her biri hakkında yazılı mütalaa isteyeceği, dekan veya ilgili müdürün, yönetim kurullarının görüşünü aldıktan sonra önerilerini rektöre sunacağı, atamanın rektör tarafından en çok dört yıl süre ile yapılacağı, her atama süresinin sonunda görevin kendiliğinden sona ereceği ve görev süresi sona erenlerin yeniden atanabileceği ifade edilmiştir.
4. Anılan maddenin (b) fıkrasında doktor öğretim üyeliğine atanabilmek için doktora ile tıpta, diş hekimliğinde, eczacılıkta ve veteriner hekimlikte uzmanlık unvanının veya Üniversitelerarası Kurulun önerisi üzerine Yükseköğretim Kurulunca (YÖK) tespit edilen belli sanat dallarının birinde yeterliğin kazanılmış olması gerektiği belirtilmiştir.
5. Dava konusu ibarenin de yer aldığı (c) fıkrasında ise yükseköğretim kurumlarının, doktor öğretim üyesi kadrosuna atama için YÖK’ün onayını almak suretiyle münhasıran bilimsel kaliteyi artırmak amacına yönelik olarak bilim disiplinleri arasındaki farklılıkları da gözönünde bulundurarak objektif ve denetlenebilir nitelikte ek koşullar belirleyebileceği kural altına alınmıştır. Anılan fıkradaki “...ek koşullar belirleyebilirler.” ibaresi dava konusu kurallardan ilkini oluşturmaktadır.
6. Kanun’un “Doçentlik ve atama” başlıklı 24. maddesinin (a) fıkrasında ise doçentlik başvurularının Üniversitelerarası Kurulca belirlenen takvime göre yılda en az iki kez yapılacağı belirtildikten sonra doçentlik başvuruları için aranan şartlar üç bent hâlinde sayılmıştır. Bu şartlar; bir lisans diploması aldıktan sonra doktora ile tıpta, diş hekimliğinde, eczacılıkta ve veteriner hekimlikte uzmanlık unvanını veya Üniversitelerarası Kurulun önerisi üzerine YÖK tarafından tespit edilen belli sanat dallarının birinde yeterlik kazanmış olmak, Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen merkezî bir yabancı dil sınavından en az elli beş puan veya uluslararası geçerliliği YÖK tarafından kabul edilen bir yabancı dil sınavından buna denk bir puan almış olmak, doçentlik bilim alanının belli bir yabancı dille ilgili olması hâlinde ise bu sınavı başka bir yabancı dilde vermek ve Üniversitelerarası Kurulun görüşü üzerine YÖK tarafından her bir bilim veya sanat disiplininin özellikleri dikkate alınarak belirlenecek yeterli sayı ve nitelikte özgün bilimsel yayın ve çalışmalar yapmaktır.
7. Anılan maddenin (b) fıkrasında Üniversitelerarası Kurulca adayın başvurduğu bilim veya sanat dalından beş kişilik bir jüri ve bu jüri için iki yedek üyenin tespit edileceği, ilgili bilim veya sanat dalında yeterli öğretim üyesinin bulunmaması hâlinde jürinin üç üyeden teşkil edebileceği, doçentlik sınav jürisinde yer alan asıl ve yedek üyelerin adayın yayın ve çalışmalarını değerlendirerek hazırladıkları ayrıntılı ve gerekçeli kişisel raporlarını Üniversitelerarası Kurula gönderecekleri, asıl üyelerin hukuken geçerli bir mazerete dayalı olarak raporunu verememesi hâlinde yedek üyelerin raporlarının sırasına göre değerlendirmeye esas alınacağı, jüri üyeliklerinin, jürinin, değerlendirmeye esas alınan raporların ve başvuru sonucunun ilgililere elektronik ortamda erişime açılacağı, bu bilgilerin erişime açıldığı tarihi izleyen beşinci gün ilgililere tebliğ edilmiş sayılacağı belirtilmiştir.
8. Maddenin (c) fıkrasında Üniversitelerarası Kurulca yeterli yayın ve çalışmaya sahip olduğuna karar verilen adaya doçentlik unvanının verileceği ve (ç) fıkrasında doçentlik başvurularında adayların yayın ve çalışmalarına ilişkin esas ve usullerin YÖK tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği ifade edilmiştir. Dava konusu ibarenin yer aldığı (d) fıkrasında ise yükseköğretim kurumlarının doçent kadrosuna atama için doçentlik unvanına sahip olmanın yanında YÖK’ün onayını almak suretiyle münhasıran bilimsel kaliteyi artırmak amacına yönelik olarak bilim veya sanat disiplinleri arasındaki farklılıkları da gözönünde bulundurarak objektif ve denetlenebilir nitelikte ek koşullar belirleyebilecekleri, yükseköğretim kurumlarının belirlediği ek koşullar arasında sözlü sınavın yer alması hâlinde bu sınavın Üniversitelerarası Kurul tarafından oluşturulacak jürilerce yapılacağı kural altına alınmıştır. Bu fıkrada yer alan “...ek koşullar belirleyebilirler.” ibaresi dava konusu kurallardan ikincisini oluşturmaktadır.
9. Yukarıda yer alan hükümlere göre doktor öğretim üyesi ve doçent kadrolarına atanma birbirinden farklı usul ve kurallara tabidir. Bununla birlikte dava konusu ibarelerin yer aldığı, doktor öğretim üyesi kadrosuna atanmaya ilişkin (c) ve doçent kadrosuna atanmaya ilişkin (d) fıkraları uyarınca her iki kadroya yapılacak atamalarda yükseköğretim kurumlarına Kanun’da belirlenen koşulların yanında ek koşullar belirleyebilme yetkisi verilmiştir.
10. Yükseköğretim kurumlarına verilen bu yetki 7100 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce de mevcut olup 2547 sayılı Kanun’un 23. maddesinin 18/6/2008 tarihli ve 5772 sayılı Kanun’un 3. maddesiyle yeniden düzenlenen (c) fıkrasında ve 2547 sayılı Kanun’un mülga 25. maddesine 5772 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle eklenen (c) fıkrasında düzenlenmişti. Anılan düzenlemeler esas ve içeriğe etki etmeyen ibare değişiklikleriyle birlikte 7100 sayılı Kanun’la da muhafaza edilmiştir.
B. İptal Taleplerinin Gerekçesi
11. Dava dilekçesinde özetle; dava konusu kurallar ile doktor öğretim üyesi ve doçent kadrosuna yapılacak atamalarda yükseköğretim kurumlarına Kanun’da belirtilen koşulların yanında ek koşullar belirleme yetkisinin verildiği, bu yetkinin kişiye özel koşullar belirlenmesinin ve bu yolla şaibeli atamalar yapılmasının önünü açacağı, dolayısıyla anılan kadroların siyasallaşmasına neden olacağı, söz konusu ek koşulların nasıl belirleneceğine ilişkin bir netlik bulunmadığı, bu nedenle kuralların belirsiz olduğu ve bazı kişilere yönelik ayrımcı uygulamalara yol açacağı belirtilerek kuralların Anayasa’nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
C. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
12. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 130. maddesi yönünden incelenmiştir.
13. Anayasa’nın “Yükseköğretim kurumları” başlıklı 130. maddesinin dokuzuncu fıkrasında “Yükseköğretim kurumlarının kuruluş ve organları ile işleyişleri ve bunların seçimleri, görev, yetki ve sorumlulukları üniversiteler üzerinde Devletin gözetim ve denetim hakkını kullanma usulleri, öğretim elemanlarının görevleri, unvanları, atama, yükselme ve emeklilikleri, öğretim elemanı yetiştirme, üniversitelerin ve öğretim elemanlarının kamu kuruluşları ve diğer kurumlar ile ilişkileri, öğretim düzeyleri ve süreleri ... kanunla düzenlenir.” hükmü yer almaktadır. Buna göre öğretim elemanlarının atamalarının kanunla yapılması gerekir. Ancak Anayasa Mahkemesinin sıkça vurguladığı gibi kanunun şeklen var olması yeterli olmayıp yasal kurallar keyfîliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir nitelikte olmalıdır.
14. Esasen kanunun bu niteliklere sahip olması, Anayasa’nın 2. maddesinde güvenceye alınan hukuk devleti ilkesinin de bir gereğidir. Hukuk devletinde, kanuni düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfî uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi gerekir. Kanunda bulunması gereken bu nitelikler hukuki güvenliğin sağlanması bakımından da zorunludur. Zira bu ilke hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar (AYM, E.2015/41, K.2017/98, 4/5/2017, §§ 153, 154). Dolayısıyla Anayasa’nın 130. maddesinde yer verilen kanunilik ölçütü, Anayasa’nın 2. maddesinde güvenceye alınan hukuk devleti ilkesi ışığında yorumlanmalıdır.
15. 2547 sayılı Kanun’un 23. ve 24. maddeleri incelendiğinde doktor öğretim üyeliğine atanabilmek için doktora ile tıpta, diş hekimliğinde, eczacılıkta ve veteriner hekimlikte uzmanlık unvanının veya belli sanat dallarının birinde yeterliğin kazanılmış olması; doçentlik başvurusu için ise doktor öğretim üyeliğine atanmak için öngörülen şartın yanı sıra yabancı dil şartı ile özgün bilimsel yayın ve çalışmalar yapılmış olması gerektiği anlaşılmaktadır.
16. Dava konusu kuralların da yer aldığı, 23. maddenin (c) ve 24. maddenin (d) fıkraları uyarınca doktor öğretim üyeliği ve doçentlik kadrosuna yapılacak atamalarda yükseköğretim kurumlarına Kanun’un ilgili maddelerinde aranan şartların yanı sıra ek koşullar belirleme imkânı tanınmıştır.
17. Kanun’un genel gerekçesinde akademik yükseltilmelerde daha şeffaf ve sorunları giderici, merkeziyetçilikten daha uzak bir YÖK yönetimi ile üniversiteleri karar alma süreçlerinde daha öne çıkaran, onların kendi markalarını oluşturmasına ve sistemde çeşitliliğe imkân tanıyan düzenlemelerin öngörüldüğü ifade edilmiştir.
18. Kanun’un doçentlik kadrosuna atanmayı düzenleyen ve dava konusu “...ek koşullar belirleyebilirler.” ibaresinin yer aldığı 24. maddesinin gerekçesinde ise özetle yapılan değişiklikle yükseköğretim kurumlarının kendi kurumlarındaki akademik yükseltme ve atamalarda misyonları, gelişmişlik düzeyleri ve stratejileri kapsamında Kanun'da belirlenen asgari koşulların üzerinde kriterler koyabileceği, bu suretle kendi marka değerlerini oluşturabileceği, aynı zamanda doçentlik süreçlerinin daha da hızlanarak muhtemel mağduriyetlerin engelleneceği ifade edilmiş ve böylece yükseköğretim kurumlarının daha rekabetçi ve özerk bir yapıya dönüşümü sürecine katkı sağlanmasının hedeflendiği belirtilmiştir.
19. Üniversiteler, Anayasa’nın 130. maddesinde bilimsel çalışmaların yapıldığı ve bilimin öğretildiği kurumlar olarak nitelendirilmiş ve bilimsel özerkliğe sahip kılınmıştır. Anılan gerekçeler gözetildiğinde dava konusu kurallarla üniversitelerin Anayasa’nın kendilerine yüklediği görevleri kendi koşul, plan ve hedefleri çerçevesinde daha etkin ve özgün bir şekilde yerine getirebilmesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır.
20. Bilimsel ve akademik çalışmaların dinamik yapısı ile her yükseköğretim kurumunun kendi ihtiyaç ve şartları gözönüne alındığında akademik kadrolara yapılacak atamalarda yeni şartlar belirleme gereği duyulabilir. Böyle bir gereksinimin var olup olmadığı hususu ise yükseköğretim kurumlarının takdirinde olup bu kurumların ek koşul belirleme yetkisini kullanma zorunluluğu bulunmamaktadır.
21. Kanun’un doktor öğretim üyeliğine atanmaya ilişkin 23. maddesinin dava konusu ibarenin yer aldığı (c) fıkrası ile doçent kadrosuna başvuruyu ve atanmayı düzenleyen 24. maddesinin dava konusu diğer ibarenin yer aldığı (d) fıkrasında yükseköğretim kurumlarına Kanun’da belirtilen asgari koşulların yanı sıra ek koşullar belirleyebilme yetkisi tanınmakla birlikte bu yetkinin kullanımında hangi ölçütlerin esas alınacağı da gösterilmiştir. Söz konusu fıkralara göre ek koşullar münhasıran bilimsel kaliteyi artırmak amacıyla bilim veya sanat disiplinleri arasındaki farklılıklar gözönünde bulundurularak belirlenmeli ve objektif ve denetlenebilir nitelikte olmalıdır. Ayrıca yükseköğretim kurumlarının belirlediği ek koşullar YÖK’ün onayına tabidir.
22. Öte yandan yükseköğretim kurumlarınca ek koşulların belirlenmesinde Kanun’da gösterilen ölçütlere uygun hareket edilip edilmediği ve dolayısıyla yükseköğretim kurumlarına tanınan yetkinin keyfî olarak kullanılıp kullanılmadığı hususu da yargı denetimine tabidir.
23. Bu durumda doktor öğretim üyesi ve doçent kadrolarına yapılacak atamalarda yükseköğretim kurumlarına tanınan ek koşullar belirleyebilme yetkisine ilişkin kuralların belirli ve öngörülebilir nitelikte olduğu ve dolayısıyla Anayasa’nın 130. maddesinin dokuzuncu fıkrasında düzenlenen kanunilik ölçütüne aykırı olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
24. Açıklanan nedenlerle kurallar Anayasa’nın 130. maddesine aykırı değildir. İptal taleplerinin reddi gerekir.
Kuralların Anayasa’nın 2. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de bu bağlamda belirtilen hususların Anayasa’nın 130. maddesi yönünden yapılan değerlendirmeler kapsamında ele alınmış olması nedeniyle Anayasa’nın 2. maddesi yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralların Anayasa’nın 10. maddesiyle ilgisi görülmemiştir.
IV. YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI TALEBİ
25. Dava dilekçesinde özetle, dava konusu kuralların bu hâliyle uygulanmalarının telafisi güç veya imkânsız zararların doğmasına sebebiyet vereceği belirtilerek yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
22/2/2018 tarihli ve 7100 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un;
A. 4. maddesiyle 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun başlığı ile birlikte değiştirilen 23. maddesinin (c) fıkrasında yer alan “...ek koşullar belirleyebilirler.” ibaresine,
B. 5. maddesiyle 2547 sayılı Kanun’un başlığı ile birlikte değiştirilen 24. maddesinin (d) fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “...ek koşullar belirleyebilirler.” ibaresine,
yönelik iptal talepleri 11/6/2020 tarihli ve E.2018/88, K.2020/24 sayılı kararla reddedildiğinden bu ibarelere ilişkin yürürlüğün durdurulması taleplerinin REDDİNE 11/6/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
V. HÜKÜM
22/2/2018 tarihli ve 7100 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un;
A. 4. maddesiyle 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun başlığı ile birlikte değiştirilen 23. maddesinin (c) fıkrasında yer alan “...ek koşullar belirleyebilirler.” ibaresinin,
B. 5. maddesiyle 2547 sayılı Kanun’un başlığı ile birlikte değiştirilen 24. maddesinin (d) fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “...ek koşullar belirleyebilirler.” ibaresinin,
Anayasa’ya aykırı olmadıklarına ve iptal taleplerinin REDDİNE 11/6/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.