Özet:
- Somut olayda davacı vekili çalışma süresi boyunca davacının sadece 10 gün izin kullandığını, kalan yıllık izin haklarının ise kullandırılmadığını iddia etmiştir.
- Mahkemece, davacının 15 yıllık toplam hizmet süresi karşılığı 270 gün izin hakkının bulunduğu ve sadece 10 gün izin kullanıldığı kabul edilerek bakiye 260 günlük izin hakkının kullanılmadığına ve bu süre için yıllık izin ücreti alacağının bulunduğuna karar verilmiştir.
- Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK m.194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m.31) bulunduğu göz önüne alınarak, davacının 15 yıllık çalışma süresi boyunca sadece 10 gün yıllık izin kullanılması hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalılar nezdinde taşeron işçisi ve endeks okuma operatörü olarak 03.05.1999-31.12.2014 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığını, iş akdinin emekliliğe hak kazanması sebebiyle haklı olarak feshettiğini, davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğunu, işyerinde fazla çalışma yapıldığını ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti alacağı, hafta tatili ücreti alacağı, fazla mesai ücreti alacağı ile resmi ve dini tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar Cevabının Özeti:
Davalı ...Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin yapılan ihalelerle sayaç okuma işini diğer davalı şirkete verdiğini, ve bu nedenle ihale makamı olduklarını, davacının kurum çalışanı olmadığını, yüklenici firmanın işçisi olduğunu, ilgili şirketler tarafından davacıya kıdem tazminatı ve diğer haklarının ödenip ödenmediğinin tespitinin gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... Petr. Ürn. Elektr. Nakl. Taah. İth. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının emeklilik nedeni ile iş akdini sonlandırması üzerine müvekkili şirkette çalıştığı dönemden kaynaklanan kıdem tazminatının kendisine ödendiğini, İş Kanunundan doğan haklarının kendisine ödendiğini, diğer dönemlerden sorumlu olmadıklarını, dava dilekçesinde ileri sürülen çalışma sürelerinin gerçek olmadığını, davacının yıllık izinlerini kullandığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller, tanık beyanları ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu :
Karar, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında, davacının yıllık izin ücreti alacağının miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31.maddesinde hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir şeklinde düzenleme yapılarak hakime yargılama sonunda doğruya ulaşma görevini yüklemiştir. Anayasamızın 141.maddesine göre, yargı basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmelidir. Devlet yargının basit, ucuz ve çabuk gerçekleşmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak durumundadır. Zira hakkın tanınması ve korunmasındaki gecikmeler, hukuk devleti ilkesi ile uyumlu değildir, adil yargılanma hakkını ihlâl eder. Bu sebeple yargılama sonucunda ulaşılacak hüküm, doğru, gecikmemiş ve kendisinden beklenen etkiyi gösteren bir niteliğe sahip olmalıdır. Bundan dolayı belirsiz vakıaların açıklattırılmasına, eksikliklerin hâkim tarafından işaret edilerek taraflarca giderilerek yargılamanın uzatılmasının önüne geçilmesine ilişkin hâkimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır. Usul hukukunda bu yükümlülüğün anlamı, doğru hüküm kurulmasıdır. Bu hususta yapılacak bir inceleme içinse, tarafların iddialarını eksiksiz ve zaman, yer gibi somut unsurlarıyla tam bir açıklık içinde yargılamaya getirmeleri gerekmektedir.
Somut olayda davacı vekili çalışma süresi boyunca davacının sadece 10 gün izin kullandığını, kalan yıllık izin haklarının ise kullandırılmadığını iddia etmiştir. Mahkemece, davacının 15 yıllık toplam hizmet süresi karşılığı 270 gün izin hakkının bulunduğu ve sadece 10 gün izin kullanıldığı kabul edilerek bakiye 260 günlük izin hakkının kullanılmadığına ve bu süre için yıllık izin ücreti alacağının bulunduğuna karar verilmiştir.
Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK m.194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m.31) bulunduğu göz önüne alınarak, davacının 15 yıllık çalışma süresi boyunca sadece 10 gün yıllık izin kullanılmaması hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 03.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.