Özet:
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca ONANMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 11/06/2020 gün ve 2020/2661 Esas – 2020/5263 Karar sayılı ilama karşı davacılar vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin olarak açılan davada; mahkemece verilen karar, davalı idare vekilinin temyizi üzerine onanmış, bu karara karşı davacılar vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
07.2020 tarih ve 31199 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 Sayılı yasa ile HMK’nın 177. maddesine getirilen 2. fıkrasında yer alan; “Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, İlk Derece Mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz.” hükmü yürürlüğe girmiştir.
Bu bağlamda; bozma ilamına uyulmakla oluşan ve Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usulü kazanılmış hak” olgusuna ve yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarına değinmekte yarar bulunmaktadır. Örneğin Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili yeni bir kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usulü kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır.
Bu itibarla; mahkemece husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş, Dairemizce davalı idarenin sorumlu olduğundan bahisle karar bozulmuştur, bozma sonrası yapılan yargılamada davacılar vekilinin talebini 05.11.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile arttırdığı ve Mahkemece ıslaha itibar edilerek karar verildiği, söz konusu kararın Dairemizin 19/03/2018 günlü ve 2017/26488 Esas - 2018/4740 Karar sayılı ilamı ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca alınan 06.05.2016 tarih ve 2015/1 Esas, 2016/1 Karar sayılı ilam doğrultusunda bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesi ile bozulduğu anlaşılmaktadır.
07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK’nın 177/2.maddesi ile Yargıtayın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabileceğine dair açık düzenleme yapıldığı gözetilerek, yukarıda açıklandığı üzere usulü kazanılmış hakkın istisnası niteliğindeki yasa değişikliği uyarınca karar verilmesi gerektiğinden;
Davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 11.06.2020 günlü 2020/2661 E.- 2020/5263 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan değerlendirmede;
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılara hüküm kurulmuş, karar davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
07.2020 tarih ve 31199 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 Sayılı yasa ile HMK’nın 177. maddesine getirilen 2. fıkrasında yer alan; “Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, İlk Derece Mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz.” hükmü yürürlüğe girmiştir.
Bu bağlamda; bozma ilamına uyulmakla oluşan ve Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usulü kazanılmış hak” olgusuna ve yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarına değinmekte yarar bulunmaktadır. Örneğin Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili yeni bir kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usulü kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır.
Bu itibarla; mahkemece husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş, Dairemizce davalı idarenin sorumlu olduğundan bahisle karar bozulmuştur, bozma sonrası yapılan yargılamada davacılar vekilinin talebini 05.11.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile arttırdığı ve Mahkemece ıslaha itibar edilerek karar verildiği, söz konusu kararın Dairemizin 19/03/2018 günlü ve 2017/26488 Esas - 2018/4740 Karar sayılı ilamı ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca alınan 06.05.2016 tarih ve 2015/1 Esas, 2016/1 Karar sayılı ilam doğrultusunda bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesi ile bozulduğu anlaşılmaktadır.
07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK’nın 177/2.maddesi ile Yargıtayın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabileceğine dair açık düzenleme yapıldığı gözetilerek, yukarıda açıklandığı üzere usulü kazanılmış hakkın istisnası niteliğindeki yasa değişikliği uyarınca karar verilmesi gerektiğinden;
Mahkemece davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacılardan peşin alınan karar düzeltme harcı ile davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, davalıdan peşin alınan temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 23/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.