
Eskişehir 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.06.2021 tarihli ve 2021/362 Esas, 2021/1232 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 206 ncı maddesinin birinci fıkrası, 52 nci ve 62 nci maddeleri uyarınca 1.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 272 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin nitelikte olması sebebiyle karar tarihi olan 21.06.2021'de kesinleştiği belirlenmiştir.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 11.03.2024 tarihli ve 2023/31911 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 01.04.2024 tarihli ve KYB-2024/31027 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 01.04.2024 tarihli ve KYB-2024/31027 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan sanık ... hakkında basit yargılama usulü uygulanmak suretiyle yapılan yargılama sonunda, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 206/1, 62, 52/2 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 251/3. maddeleri gereğince 1.120,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Eskişehir 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/02/2021 tarihli ve 2020/1330 esas, 2021/239 sayılı kararına karşı sanık müdafi tarafından yapılan itiraz üzerine, bu defa duruşma açılmak suretiyle genel hükümlere göre yapılan yargılama sonunda, sanığın 5237 sayılı Kanunu'nun 206/1, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Eskişehir 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/06/2021 tarihli ve 2021/362 esas, 2021/1232 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
3194 sayılı İmar Kanunu'na 7143 sayılı Kanun'un 16. maddesi ile eklenen geçici 16. maddesinde yer alan, "Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar (31/12/2018 tarihine kadar uzatılmıştır) başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir. Yapı Kayıt Belgesi yapının kullanım amacına yöneliktir..." şeklindeki,
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslara İlişkin Tebliğ'in 10. maddesinde yer alan "..(2) (Değişik:RG-20/9/2018-30541) Yapı Kayıt Belgesi düzenlenmesi safhasında e-Devlet sistemi üzerinden veya kurum ve kuruluşlara yapılan müracaatta yalan beyanda bulunulması durumunda; a) Yapı Kayıt Belgesi bedeli eksik olarak ödenmiş ise müracaat sahibince e-Devlet üzerinden gerekli düzeltme işlemi yapılması ve eksik olanmeblağın ödenmesi sağlanarak, duruma uygun yeni Yapı Kayıt Belgesi düzenlenir. Eksik olan meblağın ilgilisince ödenmemesi halinde verilmiş olan Yapı Kayıt Belgesi iptal edilir, daha önce yatırılmış olan bedel iade edilmez ve yalan beyanda bulunan hakkında 5237 sayılı Kanunun 206 ncı maddesi uyarınca suç duyurusunda bulunulur.." şeklindeki düzenlemeler ile,
7143 sayılı Kanun ile 3194 sayılı İmar Kanun'a eklenen Geçici 16. maddenin 1. fıkrasına göre afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar başvurulması, anılan maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebileceği, başvuruya konu yapının ve arsasının mülkiyet durumu, yapı sınıf ve grubu ve diğer hususların Bakanlık tarafından hazırlanan Yapı Kayıt Sistemine yapı sahibinin beyanına göre kaydedileceği açıklamaları karşısında,
Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 04/10/2021 tarihli ve 2021/12552 esas, 2021/7722 karar sayılı ilâmında yer alan, "..5237 sayılı TCK'nın 206. maddesinde düzenlenen ve doktrinde "fikri sahtecilik" olarak adlandırılan "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak" suçunun oluşabilmesi için, kişinin açıklamaları üzerine bir resmi belge oluşturulması ve bu belgenin beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gereklidir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere beyanı alan memur bu beyanın doğruluğunu araştırıp daha sonra edindiği kanaate göre resmi belgeyi düzenlemek durumunda ise, bir başka ifade ile resmi belge sadece kişinin (sanığın) beyanına göre değil de memur tarafından yapılacak inceleme sonucuna göre meydana getirilmekte ise bu maddede tanımlanan suç oluşmayacaktır...mahkûmiyet hükmünün CMK'nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA" şeklindeki açıklamalar nazara alındığında,
Somut olayda Eskişehir ili Tepebaşı ilçesi, ... mahallesi, ... sokak Dış Kapı No:34 3459 ada 19 nolu parselde bulunan taşınmaz için 11/12/2018 tarihli ve ... belge nolu yapı kayıt belgesinin düzenlendiği, Eskişehir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün 05/08/2019 tarihli ve E.16167 sayılı yazısı ile Google Earth uydu görüntüleri ile yapı kayıt belgesine esas yapının 31/12/2017 tarihinden sonra inşa edildiğinin tespit edilmesini müteakip, Eskişehir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce Yapı Kayıt Belgesinin iptal edildiği anlaşılmakla, yapı kayıt belgesinin düzenlenmesi sonrasında Google uydu görüntülerinin incelenmesi ve basit bir araştırmayla yapının 31/12/2017 tarihinden sonra inşa edildiğinin tespit edilerek yapı kayıt belgesinin iptal edildiği, bu nedenle sanığın görevli memurları aldatabilecek, hile oluşturabilecek nitelikte davranışının bulunmadığı, yalan beyanda bulunma suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, bu nedenle sanığın beraati yerine, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendinin; “Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.” şeklinde düzenlendiği belirlenmiştir.
5237 sayılı Kanun'un resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan başlıklı 206 ncı maddesinin birinci fıkrasında; "Bir resmi belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır." denilmektedir.
3194 sayılı İmar Kanunu'nun Geçici 16 ncı maddesinin birinci fıkrasında; "Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir. Başvuruya konu yapının ve arsasının mülkiyet durumu, yapı sınıf ve grubu ve diğer hususlar Bakanlık tarafından hazırlanan Yapı Kayıt Sistemine yapı sahibinin beyanına göre kaydedilir." hükümleri yer almaktadır.
Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslara İlişkin Tebliği'nin 4 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları; "(1) Yapı Kayıt Belgesi 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için verilir. Yapı Kayıt Belgesi için müracaatın 31/10/2018 tarihine kadar yapılması ve Yapı Kayıt Belgesi bedelinin 31/12/2018 tarihine kadar ödenmesi gerekir. Başvuru ve ödeme süresini bir yıla kadar uzatmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir. (2) Yapı Kayıt Belgesi için yapı maliklerinden herhangi birisi veya vekili tarafından, e-Devlet üzerinden Yapı Kayıt Sistemindeki Yapı Kayıt Belgesi formunun doldurulmasısuretiyle müracaatta bulunulabileceği gibi kurum ve kuruluşlara başvurulmak suretiyle de müracaatta bulunulabilir.
(3) Müracaatın e-Devlet üzerinden yapılması durumunda, Yapı Kayıt Belgesi formunun eksiksiz olarak doldurulmasından ve Yapı Kayıt Belgesi bedelinin yatırılmasından sonra, Yapı Kayıt Sistemi tarafından oluşturulan Yapı Kayıt Belgesi talepte bulunan yapı sahibince e-Devlet üzerinden alınır." şeklinde ve aynı Tebliğ'in 10 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ise; "(1) Yapı Kayıt Belgesi verilmesine ilişkin iş ve işlemler Bakanlık tarafından denetlenebilir. (2) (Değişik:RG-20/9/2018-30541) Yapı Kayıt Belgesi düzenlenmesi safhasında e-Devlet sistemi üzerinden veya kurum ve kuruluşlara yapılan müracaatta yalan beyanda bulunulması durumunda; a) Yapı Kayıt Belgesi bedeli eksik olarak ödenmiş ise müracaat sahibince e-Devlet üzerinden gerekli düzeltme işlemi yapılması ve eksik olan meblağın ödenmesi sağlanarak, duruma uygun yeni Yapı Kayıt Belgesi düzenlenir. Eksik olan meblağın ilgilisince ödenmemesi halinde verilmiş olan Yapı Kayıt Belgesi iptal edilir, daha önce yatırılmış olan bedel iade edilmez ve yalan beyanda bulunan hakkında 5237 sayılı Kanunun 206 ncı maddesi uyarınca suç duyurusunda bulunulur." şeklinde düzenlenmiştir.
Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; sanığın Eskişehir İli Tepebaşı ilçesi, ... Mahallesi, ... sokakta bulunan taşınmaz için yapı kayıt belgesi aldığı, belgenin kanunun öngördüğü şekilde tamamen beyana dayalı olarak oluşturulduğu, sonrasında ise gerek yerinde yapılan tespitle, gerekse uydu üzerinden yapılan denetimlerde beyan edilen yapının 31.12.2017 tarihinden sonra yapıldığının anlaşıldığından bahisle suç duyurusunda bulunulması üzerine başlatılan soruşturma neticesinde açılan kamu davası sonucu, sanığın resmi belgenin düzenlenmesinde yalan suçundan mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılmış ise de; 5237 sayılı Kanun'un 206 ncı maddesinde düzenlenen ve doktrinde fikri sahtecilik olarak adlandırılan resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun oluşması için kişinin açıklamaları üzerine yetkili bir kamu görevlisi tarafından resmi bir belgenin düzenlenmesi ve düzenlenen resmi belgenin, beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olmasının gerektiği, yalan beyanın tek başına kanıtlama gücünün olmadığı, somut olayda basit bir araştırma sonucunda yalan beyanın tespit edilerek yapı kayıt belgesinin iptal edilmesi karşısında; 5237 sayılı Kanun'un 206 ncı maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan suçunun unsurlarının oluşmayacağı anlaşılmıştır.
Sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken, mahkûmiyet hükmü kurulması Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmekle, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bahse konu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.
III. KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
Eskişehir 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.06.2021 tarihli ve 2021/362 Esas, 2021/1232 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bozma nedeni sanığın cezasının kaldırılmasını gerektirdiğinden ve yüklenen suçun unsurları itibarıyla oluşmadığı anlaşıldığından; sanığın 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca BERAATİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
06.2024 tarihinde karar verildi.