Özet:
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirmeye teşebbüs suçundan sanıklar Mahmut ve Cem’in mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanık ... ve sanık ... müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A)Sanık ...’un mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış ve Dairemizce de benimsenen 12.07.1948 tarihli ve 163-121 sayılı, 07.12.1987 tarihli ve 322-588 sayılı, 31.01.2017 tarihli ve 982-29 sayılı, 09.06.2020 tarihli ve 39-272 sayılı, 18.03.2021 tarihli ve 464-123 sayılı kararlarına göre, 23.01.2015 tarihli önceki hükmü temyiz etmeyen ve lehe bozmadan sirayet nedeniyle yararlanan sanık ...’un, bozmadan sonra yeniden kurulan 20.11.2019 tarihli mahkumiyet hükmünü temyiz etme hakkının bulunmaması nedeniyle temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi gereğince isteme aykırı olarak REDDİNE,
B)Sanık ...’in mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik sanık ... müdafinin temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, incelenen dosya kapsamına göre;
1-Gerekçeli karar başlığında, “14.01.2011” olan suçun işlendiği tarihin “01/01/2010-2011” olarak eksik ve yanlış gösterilmesi, suçun işlendiği zaman diliminin de gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/2-c maddesine uyulmaması,
2-Sanık ... hakkında düzenlenen iddianamede, sanığın banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılmasına teşebbüs suçundan TCK’nın 245/2, 35/2. maddeleri gereğince cezalandırılmasının talep edildiği ve yapılan yargılama sonunda sanığın aynı suçtan mahkumiyetine ilişkin 23.01.2015 tarihli hükmün, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 20.11.2017 tarihli ilamıyla; “...Sanıkların, işlem yapmaya gelen kişilere ait kartların manyetik şerit bilgilerini kopyalamak ve şifrelerini elde etmek için ATM cihazına yerleştirdikleri düzenek ve hafıza kartında herhangi bir bilgi bulunup bulunmadığı araştırılıp, bilgi bulunması halinde eylemlerinin TCK'nın 136. maddesinde düzenlenen kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme, bulunmaması halinde ise kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmeye teşebbüs suçunu oluşturacağı gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde aynı Yasanın 245/2. ve 35. maddeleri uyarınca hükümler kurulması…” nedenine dayalı olarak bozulmasına karar verilmesinin ardından, sanığın bozma ilamına karşı beyanlarının alınması için çıkarılan davetiyenin bila tebliğ iade edildiği, sanık müdafiine Yargıtay ilamı ekli davetiye tebliğ edilmesine rağmen sanık müdafinin mazaret dilekçeleri sunarak duruşmaya gelmediği anlaşılmakla; bozma ilamında açıklanan suç ve uygulanması istenen maddeler ile ilgili beyanı alınmayan sanığa suçun hukuki niteliğinin değişmesinden dolayı CMK'nın 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, sanık hakkında TCK’nın 136/1, 35/2. maddeleri gereğince verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirmeye teşebbüs suçundan yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurularak, sanığın savunma hakkının kısıtlanması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
a)Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 20.11.2017 tarihli bozma ilamında, ATM cihazına yerleştirilen düzenek ve hafıza kartında herhangi bir bilgi bulunup bulunmadığının araştırılması istenilmesine rağmen bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, Türkiye ... Bankası A.Ş.' nin 09.10.2018 tarihli; “… Bankamız… Kalp Merkezi Acil Servis giriş kapsısında bulunan ATM’sinde 14.01.2011 tarihinde kopyalama cihazı ile kopyalanan herhangi bir kart bilgilerine rastlanmamıştır…” biçimindeki cevabi yazısı ile yetinilerek, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) TCK'nın 136/1. maddesinde bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası öngörülmüş iken, anılan maddede, suç tarihinden sonra ve karar tarihinden önce 06.03.2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6526 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 4. maddesi ile yapılan değişiklikle ceza miktarının iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiş olması karşısında, TCK'nın 7/2. maddesi gereğince, suçun işlendiği zamandaki Kanun ile sonradan yürürlüğe giren Kanunun ilgili tüm hükümlerinin somut olaya ayrı ayrı uygulanması ve her iki kanuna göre hükmedilecek sonuç cezalar belirlendikten sonra sanığın lehine olan kanunun tespiti ile lehe kanunun bir bütün halinde uygulanması ve bu durumun kararın gerekçesine yansıtılması suretiyle hüküm kurulması gerekirken, sanık ... hakkında TCK'nın 136/1. maddesi gereğince takdiren ibaresine dayalı olarak 2 yıl hapis cezası hükmolunması,
Kanuna aykırı olup, sanık ... müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeksizin hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 12.01.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.