Taraflar arasında görülen davada Malatya 3.Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 18/06/2019 tarih ve 2018/527-2019/322 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı ... tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, dava dışı şirkete ait iplik emtiasının müvekkili tarafından nakliyat abonman sigorta poliçesi ile sigortalandığını, davalı kooperatif ile yapılan taşıma sözleşmesi kapsamında diğer davalı ...'ın sevk ve idaresindeki aracın kaza yapması sonucu emtianın hasar gördüğünü, hasar bedelinin tahsili için başlatılan takibe itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; dava konusu kazada müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, müvekkiline teslim edilmeyen emtiaların müvekkilinin aracına yüklenmiş ve kaza sırasında zarar görmüş gibi gösterildiğini, sevk irasliyelerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Kooperatif 09.05.2013 tarihli celsede davayı kabul etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; bilirkişi raporu uyarınca taşınan ve kaza sonrası hasar gören emtiada oluşan zararın 31.301,54 TL, taşıma, hamaliye ve işçilik bedeliyle birlikte toplam zararın 32.495,46 TL olduğu, takipteki asıl alacak miktarının 23.823,00 TL olduğu, davacı ile davalı kooperatif arasında taşıma sözleşmesinin düzenlendiği, davalı ...’ın ise şoför olduğu, aracın kaza yaptığı, taşınan malın kısmen zarar gördüğü, toplam zararın tekstil mühendisi tarafından tam olarak belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne, icra takibine vaki itirazın iptaline, alacağın belirli olmaması nedeniyle icra inkar tazminatına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı ... temyiz etmiştir.
1-)Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkin olup mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak davalı ... tarafından gönderilen 31.12.2019 havale tarihli dilekçede davanın kabul edildiği bildirilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikte olup, davanın kabulü, hüküm kesinleşinceye kadar yapılabileceği ve karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı gibi, yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğuracağından, davalı ...’ın davayı kabule ilişkin dilekçesinin, HMK’nın 308 vd. maddeleri uyarınca sonuç doğurucu nitelikte olduğu anlaşılmış olup davanın davalı ... yönünden davayı kabul beyanına ilişkin bir hüküm verilmesini teminen mahkemece verilen kararın bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı ...’ın temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ...’ın temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 03/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.