Usul Hataları Nedeniyle Kesinleşmeyen Kararlar: Sanık Haklarının İhlali ve Kanun Yararına Bozma Engeli
Yargıtay 3. Ceza Dairesi
Esas No : 2022/20208
Karar No : 2022/5494
Karar Tarihi : 2022-09-27





Özet:

Sanıklar hakkında yurt dışında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan açılan dava ile ilgili süreçte birçok usul hatası tespit edilmiştir. Sanıklar ve müdafileri, duruşma günlerinden haberdar edilmemiş, bazı sanıklar için tebligatlar yanlış adreslere gönderilmiş veya tebligatlar geri dönmüştür. Ayrıca, sanıkların avukatlarına da gerekli bilgilendirmeler yapılmamıştır. Bu nedenle, sanıklara verilen düşme kararları usulüne uygun şekilde kesinleşmemiştir. Sonuç olarak, usulüne uygun tebliğ edilmediği için kararların kesinleşmediği ve bu aşamada kanun yararına bozma yoluna başvurulamayacağı belirtilmiştir.

I-TALEP;

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.03.2022 tarih ve 2022/25753 sayılı yazısı ile; silahlı terör örgütüne üye olma suçundan sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... haklarındaki kamu davasının düşürülmesine dair ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/12/2017 tarihli ve 2016/196 esas, 2017/522 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.

Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 25/02/2019 tarihli ve 2018/4074 esas, 2019/1939 karar sayılı ilâmında "..suçun mütemadi niteliği, kural olarak görevli mahkemenin belirlenmesi ya da kovuşturma usulünün tespiti bağlamında bir özellik taşımaz. Örgüt üyeliği temadi eden suçlardan olması nedeniyle hukuki ve fiili kesintiyle sona erecektir. Kesinti tarihi suç tarihidir. Mütemadi suçlarda iddianame düzenlemekle hukuki kesintinin gerçekleştiğinin kabulü halinde dava zamanaşımı süresi de işlemeye başlayacaktır.." şeklindeki açıklamaların yer aldığı,

Dosya kapsamına göre, sanıklar hakkında kurulan hükümde, haklarında çıkarılan yakalama emirlerinin infaz edilemediği, suç tarihinin 2002 yılı olduğu ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 102/3 ve 104/2. maddelerine göre zamanaşımı süresinin dolduğundan bahisle düşme kararı verilmiş ise de, sanıklar haklarında silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işledikleri iddiası ve bu eylemlerine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 314/2 ve 53/1. maddeleri uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmaları istemi ile kamu davası açıldığı, sanıkların soruşturma ve kovuşturma aşamalarında yakalanamadıkları, bu nedenle savunmalarının alınamadığı, sanıkların üzerine atılı suçun temadi eden suçlardan olduğu, yakalanamayan sanıklar hakkında kamu davası açılması ile birlikte temadinin kesintiye uğradığı, zamanaşımı süresinin iddianamenin tanzim edildiği 10/11/2015 tarihinde başlayacağı cihetle, zamanaşımı süresinin 11/12/2002 yılında başlatılması suretiyle, 765 sayılı Kanun'un 104. maddesine aykırı şekilde düşme kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.

5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 15/02/2022 gün ve 94660652-105-34-14161-2021-kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.

II-OLAY;

... Kraliyet Savcılığının 14.04.2003 tarihli yazısı ile Terörizm Yasası 2000'in 11 ve 18. maddeleri kapsamında aynı Yasanın 2. maddesince de yasak bir örgüt olduğu kabul edilen Devrimci Halk Kurtuluş Partisi Cephesi (DHKP-C) örgütüne üyelik ile bu örgüte destek ve para toplama suçlarından, Metropolitan Polisi, Anti-Terörist Şubesi... Yard, ... memurlarınca yürütülen bir ceza soruşturması ile ilgili olarak, ülkemiz yetkili makamlarından, ilgililer "İmam ..., ... İstanbullu ve ..." haklarında, adli yardım talebinde bulunulmuştur.

Adli yardım talebinde özetle; Birleşik Krallık’ta bulunan DHKP-C eylemcilerine yönelik yapılan operasyon neticesinde ele geçen yazışmalardan örgütün enformasyon bürosu olduğu belirlenen, sanıkların bazılarının birlikte yakalandıkları bir adresinde aralarında bulunduğu adresler ve de mahalde yapılan aramalarda örgüte ait çok sayıda belge ve dijital materyalin, bağış kutusu ile listelerin, DHKP-C’nin Avrupa Örgütleri isimli bir kitapçığın ayrıca kutular içerisinde daha sonra adı Ekmek ve Adalet olarak değiştirilen Vatan dergisi nüshalarının ele geçirildiği, yakalananlar ..., ..., ... ..., ... O'Driscoll, ... ... ve ... adlı kişiler hakkında cezai kovuşturmanın başlatıldığı ve 11.12.2002 tarihinde tutuklandıkları ancak süreçte kefaletle salıverildikleri, yargılama için ise henüz mahkeme gününün belirlenmediği, aralarında örgütün uluslararası ilişkilerden sorumlu üç kişiden birisi olduğu belirtilen ... ile örgüt içerisinde para toplamak yahut Avrupa'dan İngiltereye dergi dağıtımında kurye olarak görevlendirilmek gibi örgütsel rolleri bulunduğu belirlenen diğer sanıkların özetle, ilgili kısımlarda; gelir durumları, örgüt adına toplanan paraları ...’de örgüte aktardıkları yahut ... dergisi Dış Haberler Editörüne gönderdikleri, Hollanda'nın ... kentinde bulunan DHKP-C merkezinde yapılan operasyonda bazıları adına İtalya sosyal sigorta kartlarının ele geçirildiği gibi bilgiler de belirtilerek; ...'de örgüt bünyesinde faaliyetlerde bulundukları, gelir durumları ile orantılı olmayan paraları ülkemize gönderdikleri tespit edildiğinden, ayrıntıları bildirilen gönderilen paraların ...'de teslim alınıp alınmadığının, bu paraların gönderildiği kişiler olan;..., ... İstanbullu ve de ...'nun örgüt bağlantılarına dair delillerin ayrıca 09.04.2003 tarihinde ...'da örgüte yönelik yapılan operasyona ilişkin bilgiler ile operasyonda yakalanan şahısların da sanıklarla bağlantıları noktasında gereken bilgi ve belgelerin temini, delillerin araştırılması hususunda iş birliği talebinde bulunulmuştur. Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü 15.05.2003 tarih ve 31418 sayılı yazısı ile ... DGM C. Başsavcılığından, adli yardım isteği konusunun ayrıca CMK'nın 153. maddesi uyarınca da gereğinin yapılmasını istemiştir.

Süreçte ayrıca; Cumhuriyet Başsavcılığından, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün 28.04.2003 tarihli yazısı ile özetle; İngiliz İnterpolünce "... ..., ..., ..., ... ..., ..., ... ..." hakkında yürütülen tahkikata dair bilgiler verilerek, örgütün finanse edilmesine yardım ettikleri düşünülen bu şahıslardan yahut ev aramalarından elde edilerek tespit edilen telefon numaralarının liste halinde iletilip; yapılan araştırmanın, örgütün finansmanının tarzına ilişkin delillerin ..., ..., ... vb... bir çok ülkede bulunduğunu gösterdiği, edinilen bilgilerin kullanımının uygun olacağı değerlendirildiği bildirildiğinden; temin edilen telefon listesinden bilgi edinilmesi ve CMUK'un 153 maddesince gereğinin yapılması istenilmiştir. Yine, Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün 15.01.2014 tarih, 3290 sayılı yazısı ile de C. Başsavcılığından, özetle; DHKP-C üyeliği, örgüte destek ve para toplama suçlarından yürütülen soruşturmaya dair ... Kraliyet Savcılığının 07.01.2004 tarihli istek mektubu ile ilgililer "..., ..., ... ..., ... ..., ... ..., ..." hakkında cezai kovuşturma başlatıldığı, 11.02.2002 tarihinde tutuklanan sonrasında da kefaletle serbest bırakılan bu şahısların 16.02.2004 tarihinde yargılanmasına başlanacağı ve yargılamada delil olabileceğinden isteme konu olduğu ve Cumhuriyet Başsavcılığınca da mahiyeti bilinen olaylara ilişkin bombalama raporları ile ...'a sağlanan bilgilerin ve de şahit beyanlarına ihtiyaç duyulduğuna ilişkin ekli evrakta yer alan bilgilerin evveliyata eklenmesi ile CMUK'nun 153. maddesi çerçevesinde kanuni gereğinin takdir ve ifası istenmiştir.

... DGM Cumhuriyet Başsavcılığı, 10.02.2004 tarih ve 2004/251 hazırlık nolu müzekkere ile TEM Şube Müdürlüğünden, ...'de yasa dışı DHKP-C örgütü adına faaliyet yürüttükleri, yardım ve bağış topladıkları, topladıkları paraları ...'ye transfer ettikleri, bu işte ... Şubesini kullandıkları, telefon ve cep telefonları ile haberleştikleri, gönderilen paraları "İmam... ..., ... İstanbullu ve..." isimli şahısların çektiği anlaşıldığından, gerek ...'de yargılanan gerekse ...'de bankadan para çeken şahıslarla ilgili soruşturmanın yapılması, örgütsel faaliyetlerinin açığa çıkarılması, gerekirse istinabe yazılacağından kimliklerinin tespiti ile bu hususta bilgi verilmesi, yakalandıklarında soruşturma yapılarak adı geçenlerin mevcutlu olarak hazır bulundurulması istenmiştir.

... DGM Cumhuriyet Başsavcılığının, 23.03.2004 tarih, 2004/251 hazırlık nolu yazısı ile de, ... 1 Nolu DGM Nöbetçi Yedek Üyeliğinden; 23.03.2004 tarihli TEM Şube Müdürlüğünün arama talebinin gönderildiği de belirtilerek; ...'ın yakalanabilmeleri, örgütle ilişkilerinin tespit edilmesi, örgüte ait olası belge ve dökumanlar ile sözü edilen banka dekontlarının ele geçirilip bunlara el konulması için gündüz vakti bir defaya belirtilen ikametlerinde,... yönünden ise İdil Kültür Merkezine ait belirtilen adresinde arama, el koyma kararı verilmesi istenmiştir. ... 1 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi, 23.03.2004 tarih ve 2004/168 müteferrik kararı ile özetle; istem doğrultusunda, şüphelilerin yakalanabilmeleri, suç delillerinin elde edilmesi için arama yapılmasına ve el koyma işleminin yapılmasına karar vermiştir.

03.2004 tarihinde, şüphelilerden...ve ... yakalanarak gözaltına alınmış ve şüpheli sıfatı ile ifadeleri alınmıştır. 25.03.2004 tarihli fezlekeler ile de tahkikat evrakları Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. Bu fezlekelerin içeriklerinde özetle; şüphelilerden ... ... ve ...’ün açık kimliklerinin tespiti ile yakalanmalarına, şüpheli...'in ise yakalama faaliyetine devam edildiği, diğer şüphelilerin kimlik tespitlerinin yapıldığı belirtilmiştir. 25.03.2004 tarihinde de Cumhuriyet Başsavcılığında yakalaması yapılan şüphelilerin, 2004/251 hazırlık nolu dosyadan ifadeleri alınmış ve akabinde üçü de serbest bırakılmıştır.

03.2004 tarihli Emniyet Müdürlüğü yazısı ile Cumhuriyet Başsavcılığından, DHKP-C silahlı terör örgütüne yardım ve yataklık etmek suçundan ...,...'nun Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edildikleri, 25.03.2004 tarihinde serbest bırakıldıkları ancak yürütülen tahkikat neticesinde örgüt içerisinde faaliyet gösteren ve sehven aramaya aldırılmayan...ile ...'nun da arama kayıtlarına aldırılmaları talep edilmiştir.

Şüphelilerden ... Yorum üyesi oldukları belirtilen... ve ... ise 13.04.2004 tarihinde Elazığ'da verdikleri bir konser bitiminde yakalanmış; ifadelerinin teminine müteakip 14.04.2004 tarihinde salıverilmişlerdir. Aranma kaydı olan...'ın ise bulunmadığından yakalanamamıştır.

Cumhuriyet Başsavcılığı (5190 s.y ile yetkili), 19.07.2004 tarih ve 2004/251 hazırlık nolu yazısı ile TEM Şube Müdürlüğüne, başsavcılığın 5190 sayılı kanun ile yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı ünvanını aldığı bildirilerek, şüphelilerin yakalama çalışmalarına devam edilmesi ve yakalandıklarında savcılıkta hazır edilmeleri ayrıca 4 ayda bir tekide mahal olmadan evrak akibeti hakkında bilgi verilmesi istenmiştir.

Emniyet Genel Müdürlüğü, 06.10.2005 tarihli yazısı ile Adalet Bakanlığından, ... Başkonsolosluğundan pasaport talebinde bulunan ve hakkında yakalama kararı da bulunan ...'in yurda avdetinin istenip istenilmeyeceği hususunun Dışişleri Bakanlığına bildirilmesi istenilmiş, yazıda ayrıca genel güvenlik bakımından yurt dışında kalmasında sakınca görülmeyen şahıs hakkında Adalet Bakanlığından alınacak cevaba göre pasaport talebine ilişkin talimatın verileceği belirtilmiştir. 18.10.2005 tarihli yazı ile Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü, ... Cumhuriyet Başsavcılığından (CMK'nun 250 maddesi uyarınca yetkili) gerekli belge ve bilginin gönderilmesini istemiştir. Cumhuriyet Başsavcılığının 23.11.2005 tarihli yazısı ile de ... Kraliyet Savcılığınca yapılan istinabe istemi üzerine başlatılan 2004/251 numaralı soruşturmanın halen devam ettiği, şüphelinin ...' de para gönderdiği şüphelilerin ifadelerinde suçlamayı kabul etmedikleri, ...'de başlatılan soruşturma kapsamında ele geçen delillerin de dosyada mevcut olmadığı, henüz soruşturma evrakında deliller olmadığından ve de suçun şüphelisi olan ...'in suçları ...'de işlemiş olduğu ve...da bulunması nedeni ile İngiliz makamlarının daha önce yapılan çeşitli yazışmalarda non bis in idem kuralı gereği ülkelerinde suç işleyen yabancıları iade etmedikleri bilindiğinden iadesinin talep edilmediği, bu nedenle yurda avdetinin talep edilmeyeceği, şahsın yurda dönmesi durumunda veya sınır dışı edilmesi halinde yakalanarak DHKP-C örgüt üyesi olmak suçundan ifadesinin alınacağı ve gerekli soruşturmanın yapılacağı bildirilmiştir.

Kolluğun 03.02.2006 tarihli yazısına istinaden, ... Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK.250 madde ile yetkili) 14.02.2006 tarih, 2004/251 soruşturma nolu yazısı ile ... Emniyet Müdürlüğüne, Abdullah Armutlu, Abubekir Öztürk, İmam Berkpınar'ın ifadelerinde adı geçen ... ve ... adlı şahısların aranmasına yer olmadığı, yakalama çalışmalarına son verilmesi hususu bildirilmiştir.

Süreçte, şüpheliler ..., ..., ... ..., ..., ... O' ..., ... ...'ın yakalama çalışmalarına devam edilmiştir.

12.2010 tarihinde, şüpheli ..., ...'dan gelerek Sabiha Gökçen Havalimanından giriş yaptığı esnada yakalanmıştır. Nüfus kaydında bekar olduğu belirtilen şüpheli Songül'ün üzerinde bulunduğunu belirttiği 12.780 İngiliz sterlin ise 25.12.2010 tarihli tutanağa göre nişanlısı ...'a rızası ile teslim etmiştir. 25.12.2010 tarihli teslim tesellüm tutanağında şüphelinin karakolda yapılan GBT sorgulamasında aranmadığı ancak tahdit kaydının bulunduğunun görülmesi üzerine yakalanıp Havalimanı Karakol Amirliğine teslim edildiği, TEM Şube Müdürlüğü görevlileri ile yapılan görüşme neticesinde de şahsın TEM Şube Müdürlüğü ekiplerine teslim edildiği belirtilmiştir. 25.12.2010 ve 26.12.2010 tarihli avukat görüşme tutanaklarına göre, belirtilen bu tarihlerde, gözaltına bulunduğu süreçte Av. Gürsel Demir ile görüştürülmüştür.

Şüpheli ..., 26.12.2010 tarihinde, Av. ... eşliğinde ... TEM Şube Müdürlüğünde, 1995 yılından itibaren sürekli ikamet adresinin ...'de olduğunu, orada restoran işlettiğini ayrıca evlendiğini beyanla ifadesini vermiştir. 27.12.2020 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında, Av. ... eşliğinde verdiği ifadesinde de kollukta verdiği ifadesinin doğru olduğunu belirtmiş ancak ikamet bilgisinde bu sefer ...'da bulunan bir adresi beyan etmiştir. müdafii ise şüphelinin nişanlısının ailesi ile tanışmak için ...'a geldiğini ve ...'de iş yerinin bulunduğunu, sabit ikametgah sahibi olduğunu beyan etmiştir.

01.2013 tarih ve 07.01.2013 havaleli dilekçesi ile Av. ... ..., şüpheli...'a ilişkin vekaletnamesini ibraz ederek, Cumhuriyet Başsavcılığından müvekkili hakkında GBT'sinde görülen kayıt nedeni ile duyulan rahatsızlıktan ötürü dosyanın incelenerek ... Emniyet Müdürlüğüne bilgi verilmesini talep etmiştir.

03.20013 tarih ve DHKP-C faaliyetleri konulu ... Emniyet Müdürlüğünün dağıtımlı yazısı ve eki belgelerle, dağıtım yerlerine; 08.01.2013 tarihinde ... ve ... illerinde DHKP-C Terör örgütüne yönelik yapılan operasyonlarda yakalanan şahıslardan 55 kişinin tutuklanmasını protesto etmek amacı ile örgüt adına İngilterede faaliyet yürüten şahısların organizesinde 27.01.2013 tarihinde Londra'da düzenlenen yürüyüş ve basın açıklamasının örgütün yayın organı olan internet sitesinde yayınlanması üzerine görüntülerin incelenmesinde, toplanan gruba karşı şüpheli ...'in konuşma yaptığının tespit edildiği bildirilmiştir.. Basın açıklamasını okuyan kişinin ise ... olduğuna dair tespitte bulunulmuştur.

... Cumhuriyet Başsavcılığının (TMK'nın 10.maddesi ile görevli bölümü), 27.02.2013 tarih, 2004/251 soruşturma nolu ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı ile şüphelilerin yurt dışında akrabaları bulunan şahısların kendilerine göndermiş olduğu paraları çektikleri, bu paraların terör örgütü adına çekildiği ve bu amaçla kullanıldığına dair soyut iddia dışında başkaca delil elde edilemediği, şüpheliler... ve ...'in ise ... yorum solisti oldukları, bu amaçla turnelere çıktıkları, silahlı terör örgütü adına eylemlere katıldıklarına, faaliyette bulunduklarına dair delil elde edilememesi nedeniyle, şüpheliler; "..., ... İstanbullu, ...ç..." hakkında, "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan kamu adına ek kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Karar başlığında suç tarihi 2002 yılı olarak belirtilmiştir. Ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar süreçte; ifadesi alınan şüphelilere ve şüpheli İmam Berkpınar vekiline tebliğe gönderilmiştir.

... Emniyet Müdürlüğü, 02.04.2013 tarihli yazı ile ... Cumhuriyet Başsavcılığına, 13.03.2013 tarihli yazıda adreslerinin araştırılması istenilen şüphelilerden; ...'nın ülkede bulunduğu süre içerisinde DHKP-C örgüt üyesi olarak ...'da faaliyet yürütmekte iken 06.12.1995 tarihinde ...'ye ailesinin yanına gittiği, ülkemizde ikamet bilgisinin bulunmadığı; ...'ün 1998 yılında legal yolla ülkeden ayrılarak ...'ye gittiği, ülkemizde ikamet bilgisinin bulunmadığı; ... ...' in 1995 yılında illegal yolla yurt dışına çıktığı, ...'de DHKP-C terör örgütü içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet yürüttüğü, ailesinin Kahramanmaraş ili... ilçesinde belirtilen adreste ikamet ettiği; ... ...'ın ...'de faaliyet yürüttüğü, ailesinin... ilçesinde belirtilen adreste ikamet ettiği; ...'ün ...'de faaliyet yürüttüğü, ailesinin savcılık ifadesinde belirtildiği görülen ... ilinde ki adreste ikamet ettiği bildirilmiştir.

... Cumhuriyet Başsavcılığının (TMK'nın 10.maddesi ile görevli bölümü), 03.03.2014 tarih ve 2004/251 soruşturma nolu yazısı ile kolluktan, ... adli makamları tarafından yapılan soruşturmada ..., ..., ... ..., ..., ... O' ..., ... ...'ın örgüt adına bağış adı altında para topladıkları ve örgüte destekte bulunmaları nedeni ile soruşturma açıldığı belirtilerek, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, şüpheliler hakkında fezleke düzenlenmesi istenilmiştir. Bu kapsamda hazırlanan 08.04.2014 tarihli fezlekede ise; ..., ...'ün ...'de bulundukları ve ülkede ikamet bilgilerinin bulunmadığı; ... ...'in ailesinin ikamet bilgisinin bulunduğu ayrıca ... Cumhuriyeti, ... Asliye Hukuk Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının devam eden bir soruşturma kapsamında hakkında bilgi talebinde bulunduğu; ...'nun ailesinin ikamet bilgisinin bulunduğu, yurt dışında sorumlu düzeyde faaliyet yürüten ... ile evlendiği; ...'ün ailesinin ikamet bilgisinin bulunduğu, ...'de faaliyet yürüttüğü, 24.12.2010 tarihinde ifadesinin alınıp serbest bırakıldığı belirtilmiştir.

... Cumhuriyet Başsavcılığının 04.04.2013 tarihli talimat yazıları ile ailelerinin ikamet adresleri tespit edilen şüpheliler ... ile ... ... (Korkulu)'nın ifadelerinin alınması ilgili Başsavcılıklardan istenilmiştir. Talimat doğrultusunda mahallinde düzenlenen evraklara göre; 15.04.2013 tanzim tarihli yokluk belgesi başlıklı, ilgili muhtarca tanzim olunan belgede ...'in muhtarlık kaydının bulunmadığı belirtilmiştir. 15.04.2013 tarihli kolluk tutanağında, ... ilinde belirtilen adreste yapılan araştırmada ... ... (...)'ın annesi ... ile yapılan görüşmede, annesinin kızının 17-18 yıl önce kaçak yollardan yurt dışına gittiğini, 2002 yılında evlendiği, ailesi ile ...'de yaşadığını, telefonla görüştüklerini ancak açık adresini bilmediğini, ülkeye hiç gelmediğini beyan ettiği, şüphelinin ..., ... ve ... soyadları ile yapılan sorgulamalarında gelen giden yolcu kaydının bulunmadığı, mahalle muhtarı ile yapılan görüşmede de şüphelinin babasının zaman zaman diğer çocukları ile ilgili belge almak için muhtarlığa geldiğini ancak bahse konu kızı ile ilgili hiç bir evrak talebinin olmadığını, mahallinde yapılan araştırmada şüphelinin yakalanmasının mümkün olmadığı bildirilmiştir. Talimat evrakı adreste anne ve babası ikamet etmekte ise de şüphelinin ... ülkesinde olması, uzun zamandır gelmemesi nedeni ile yakalanarak ifadesinin alınması mümkün olmadığından iade edilmiştir. 18.04.2013 tarihli kolluk tutanağında ise şüpheli ...'in ailesinin belirtilen adresinde ikamet etmediği, babası ile yapılan görüşmede 18 yıl önce oğlunun kaçak yolla ...'ye gittiğini, adresi ve iletişim bilgileri hususunda bir bilgisinin olmadığını beyan ettiği belirtilmiştir. Bu kapsamda talimat evrakı, şüphelinin yurt dışında olması nedeni iade edilmiştir.

... Cumhuriyet Başsavcılığı (Mülga TMK nın 10 Maddesi ile Görevli Bölümü) 14.03.2014 tarih, 2004/251 hazırlık ve 2014/682 karar sayılı görevsizlik kararı ile teşekkül halinde cürüm işleyenleri barındırmak suçundan, başlık kısmında suç tarihinin 11.12.2002 ve suç yerinin de İstnabul olarak belirtilmesi sureti ile şüpheliler: ..., ..., ..., ..., ... ... hakkında 3713 sayılı TMK'nın 10. maddesinin 6526 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılması nedeni ile görevsizlik kararı verilerek soruşturma evrakının ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar vermiştir.

... Cumhuriyet Başsavcılığının 04.08.2015 tarih, 2014/40801 soruşturma sayılı, tutuklamaya yönelik ve içeriğinde yol tutuklamasına karar verilmesi isteminde bulunulduğu anlaşılan yakalama talebi konulu yazısı ile Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğinden, şüpheliler ..., ..., ... ve ...'nun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5271 sayılı CMK'nın 94. maddesi uyarınca haklarında yakalama emri düzenlenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.

... 8.Sulh Ceza Hakimliğinin 04.08.2015 tarih, 2015/2230 değişik iş sayılı kararı ile özetle; 6526 sayılı Kanun ile yol tutuklaması düzenlemesinin 21.02.2014 tarihinde kaldırıldığı, bulunamayan şüpheliler hakkında CMK'nın 98. maddesince yakalama kararının istenebileceği, kaçak olduğuna hükmedilenler dışında gıyabi tutuklama müessesenin ise CMK'da düzenlenmediği, şüphelinin kaçak olma durumunun söz konusu olmadığı, CMK'nın 196/2 maddesine göre alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda talimat yoluyla şüphelinin savunmasının alınamayacağı, bu durumda CMK'nın 94. maddesince 24 saat içerisinde yetkili mahkeme önüne çıkarılamayacak ise SEGBİS sistemi ile yetkili mahkeme ya da hakim tarafından dinleneceği, şüphelinin üzerine atılı suçun CMK'nın 10. maddesinde belirtilen katalog suçlardan kasten adam öldürme suçu olduğu, tanık ifadeleri dikkate alındığında da kuvvetli suç süphesinin varlığını gösteren delillerin bulunduğu, atılı suç ve öngörülen ceza miktarları dikkate alındığında da adli kontrol kararının yetersiz kalacağından bahisle; CMK'da öngörülen yasal düzenlemeler ve tutuklamaya yönelik değerlendirmeler dikkate alınarak bulunamayan ve ifadesi alınamayan şüphelinin CMK'nın 98. maddesi gereğince yakalanmasına karar verilmiş ancak CMK'nın 94 ve 196/2 maddeleri ile SEGBİS'in kullanılmasına dair 20.09.2011 tarihli yönetmelik hükümleri dikkate alınarak, şüphelinin en geç 24 saat içinde yetkili hakim ya da mahkeme önüne çıkarılması, bunun mümkün olmaması halinde 24 saat içinde yakalandığı yer adliyesinde, mevcut sistem olmaması durumunda en yakın adliyede kurulu SEGBİS sisteminin kullanılması suretiyle yetkili hakim veya mahkeme tarafından sorgusunun yapılmasına karar verildiği belirtilerek; silahlı terör örgütüne üye olma suçundan şüpheliler, ..., ..., ... ..., ... hakkında, CMK'nın 98. maddesince yakalama emri düzenlenmesine karar verilmiştir.

... 8. Sulh Ceza Hakimliğinin 05.08.2015 tarihli yazısı ekinde ise 05.08.2015 tarihli şüpheliler, ..., ..., ..., ... haklarında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, TCK'nın 314/2 maddesi belirtilmek sureti ile düzenlenen yakalama emirleri, Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.

... Cumhuriyet Başsavcılığının 09.11.2015 tarih ve 2014/40801 soruşturma, 2015/3586 karar sayılı ayırma kararı ile silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yürütülen soruşturma kapsamında İngiliz vatandaşı olduğu belirtilen şüpheli ... O' ...'un açık kimlik bilgilerinin tespit edilememesi nedeniyle evrakının tefrik edilerek 2015/134415 sayılı numaraya kayıt edilmesine, diğer şüpheliler hakkında ise kamu davası açılacağından, soruşturmaya bu dosya numarası üzerinden devam edilmesine karar verilmiştir.

Cumhuriyet savcısı tarafından 10.11.2015 tarihinde elektronik ortamda mernisten temin edilerek dosya içeriğine alınan nüfus kayıtlarında ise şüpheliler ..., ..., ..., ... ve ...'in yerleşim yerleri, Büyük ... ve Kuzey ... Birleşik Krallığı olarak belirtilmiştir.

... Cumhuriyet Başsavcılığının 10.11.2015 tarih, 2014/40801 soruşturma,

2015/42202 esas ve 2015/3532 iddianame nolu iddianamesi ile şüpheliler ..., ..., ..., ..., ...'ün, iddianamenin başlık kısmında, suç tarihi "2002" ve suç yeri "...", suçun "silahlı terör örgütüne üye olma" ve sevk maddeleri ise TCK'nın "314/2,53/1" maddeleri ayrıca şüpheli ... hakkında ise "24.12.2010 ve 27.12.2010" tarihlerinde "3 gün" gözaltında kaldığı, sevk maddelerinin ise TCK'nın "314/2, 63,53/1" maddeleri olduğu belirilmek sureti ile cezalandırılmalarına karar verilmesi kamu adına talep olunmuştur. 26.11.2015 tarihinde Cumhuriyet Başsavcı vekilince görüldü yapılan iddianamede özetle; şüpheliler hakkında süreçte yapılan istinabe istemine konu yazışmalarda belirtilen ...'de yapılan operasyon kapsamında bildirilen hususlara ve ...'ye para gönderiklerine dair tespitlere yer verilmiş, şüpheli ... ile ilgili kısımda ise ayrıca ülkemizde Ekmek ve Adalet Dergisi'nin merkez bürosunda yapılan aramada örgütün yurt dışında bulunan sorumlularının ülkemizdeki örgüt mensuplarına gönderdikleri talimatlar ile ülkede bulunan örgüt mensuplarının yurt dışındaki sorumlularına gönderdiği gizli, kodlanmış ve dijital ortamda saklanmış yazışmalar ile dokümanlarda ayrıca ...’da bulunan Özgürlük haber Ajansı, DHKC ... Enformasyon bürosuna ve örgütle ilişkili adreslere yapılan operasyonlarda ele geçirilen dokümanlarda ve de 1999 yılında ...'da terör örgütü liderinin de kaldığı bazı adreslere yapılan aramalarda ele geçen bilgisayar kayıtları ve dokümanlarda adının geçtiği notlar belirtilerek anlatımlarda bulunulmuştur. Bahse konu notlarda sanık ...'ün örgüt mensubu olduğu, örgüt içerisinde eğitim aldığı, ...’da örgüt adına faaliyet yürüttüğüne ve yakalanarak hakkında işlem yapıldığına dair yazışmalar ve de iletişim bilgileri bulunmaktadır. ... ...in ise ayrıca 18.01.2013 tarihinde ... ve ... illerinde DHKP-C Terör örgütüne yönelik yapılan operasyonlarda yakalanan şahıslardan 55 kişinin tutuklanmasını protesto etmek amacı ile örgüt adına ... faaliyet yürüten şahısların organizesinde 27.01.2013 tarihinde...'da düzenlenen yürüyüş ve basın açıklamasının örgütün yayın organı olan www.halkinsesi.tv internet sitesinde yayınlanması üzerine görüntülerin incelenmesinde "AKP Faşizmine boyun eğmeyeceğiz milyonları örgütleyip korkularını büyüteceğiz", yazılı Halk Cephesi imzalı pankartın açıldığı, "Devrimci avukatlar onurumuzdur! devrimci tutsaklar onurumuzdur baskılar bizi yıldıramaz, titre oligarşi parti cephe geliyor, yaşasın devrimci halk kurtuluş cephesi,...'den dayıya sürüyor bu kavga.... kadar savaş, kurtuluş kavgada zafer cephede.umudun adı DHKP-C" şeklinde sloganların atıldığı, toplanan gruba karşı konuşma yaptığının tespit edildiği belirtilmiştir.

... 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 03.12.2015 tarih, 2015/308 esas ve 2015/215 iddianame değerlendirme nolu kararı ile iddianamenin kabulüne karar verilmiştir. Dosya mahkemenin 2015/308 esasına kayıt edilmiştir. Mahkemenin 03.12.2015 tarihli müzekkeresi ile ... Anadolu Ağır Ceza Mahkemelerinin yetkili olduğunun düşünüldüğü belirtilerek, Cumhuriyet Başsavcılığından mütalaa istenmiştir. Cumhuriyet savcısı, 31.12.2015 tarihli mütalaasında özetle; sanıkların birinin Sabiha Gökçen havaalanında yakalandığı, diğerlerinin ise yakalanamadığı, bu kapsamda ilk usulü işlemin yapıldığı yer itibari ile yetkili mahkemenin Anadolu Ağır Ceza Mahkemeleri olduğundan yetkisizlik kararı verilmesini, mahkemeden istemiştir. 03.12.2015 tarihli tensiple; zaptın başlık kısmında suç yeri "..." olarak belirtilmek sureti ile verilen karar ile de silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan, 5237 sayılı TCK'nın 13/1-b; 5271 sayılı CMK'nın 13/1-2 ve 14/1 maddelerince mahkemenin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde dosyanın ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine, sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında ... 8. Sulh Ceza Hakimliğince verilen yakalama emirlerinin devamına karar verilmiştir.

... 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 03.12.2015 tarih, 2015/308 esas ve 2015/400 karar sayılı gerekçeli kararında da özetle; şüphelilerin ...'de terör örgütü DHKP-C üyesi oldukları ve örgüt adına bağış adı altında para topladıkları, finansman sağladıkları, yurt dışında faaliyetlerde bulundukları ve ikametlerinde yapılan aramalarda da örgüt adına para toplama ile ilgili makbuz ve listelerin ele geçirildiği, bir kısmının ikametlerinin örgütün para toplama faaliyetlerinde kullanıldığı, bu suretle de silahlı terör örgütü üyesi olduklarından cezalandırılmalarının istenildiği; dosya kapsamı ile iddianamede anlatılan hususlara ve ... Emniyet Müdürlüğünün 02.04.2013 tarihli yazıları ile nüfus kayıtlarına nazaran sanıkların tamamının 1995-1998 yılları arasındaki dönemde legal ve illegal yollardan ...'ye gittikleri, halen bu ülkede yaşadıkları, ...'de yerleşim yeri adres kayıtlarının bulunmadığı, ...'de örgütsel faaliyetlerinin varlığının iddia edilmediği gibi bilakis iddia konusu suçları ...'de işledikleri iddiasında bulunulduğu anlaşıldığından, 5271 sayılı CMK'nın 14/1 ve 13/1-2 maddelerince, sanıklardan ...'ün 24.12.2010 tarihinde yakalanarak soruşturmada ifadesinin alındığı, diğer sanıkların ise halen yakalanamadıkları, tüm sanıkların ...'de yerleşim yeri adresleri bulunmadığı, en son oturdukları adreslerinin de belli olmadığı, iddianamede belirtilen adreslerin ise nüfusa kayıtlı oldukları yer adresleri olduğundan ve sanıkların birbirleriyle irtibat halinde hareket ederek silahlı terör örgütüne üyelik suçunu işlediklerinin iddia edildiğinden, yetki hususunun Anadolu Adliyesinin yargı çevresi içerisinde... Uluslararası Havalimanında yakalanan sanık ...'e göre belirlenmesi gerektiğinden görevli ve yetkili mahkemenin ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi olduğu sonuç ve kanısına varıldığı belirtilmiştir.

Yetkisizlik kararını içerir tebligat mazbataları incelendiğinde; sanık ...'in...'da bulunan ve süreçte ailesinin yaşadığı belirtilen adresine gönderilen tebligat, muhatabın adres bırakmadan taşınması ve yeni adresinin bilinmemesi nedeni ile 21.12.2015 tarihinde iade edilmiştir. 18.12.2013 tarihinde ise bu kez Tebligat Kanunu 35. maddesine göre belirtilen adrese tebligat yapılmıştır. Sanık ...'nun Kahramanmaraş ilinde bulunan ve süreçte ailesinin yaşadığı belirtilen adrese gönderilen tebligat ise annesi ...'un beyanına istinaden, adresten taşındığından, 18.12.2015 tarihinde iade edilmiştir. 07.01.2016 tarihinde ise bu kez Tebligat Kanunu 35. maddesine göre belirtilen adreste tebligat yapılmıştır. Sanık ... yönünden ise tebligat soruşturma aşamasında ifadesinde görev alan Av. ...'e gönderilmek sureti ile 18.12.2015 tarihinde yapılmıştır. Gerek dosya içeriğinde ve gerekse UYAP sisteminde, diğer sanıklara ilişkin düzenlenen başkaca bir tebligat evrakı bulunmamaktadır.

... 14.Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/308 esas, 2015/400 karar sayılı kararının itiraz edilmeden 19.01.2016 tarihinde kesinleştiği, 27.01.2016 tarihli kesinleşme şerhinde belirtilmiştir.

... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen dosya, mahkemenin 2016/53 esasına kayıt edilmiştir. 09.02.2016 tarih ve 2016/53 esas sayılı tensiple de karşı yetkisizlik kararı verilerek uyuşmazlığın çözümü için Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. Tensipte ve de mahkemenin 09.02.2016 tarih, 2016/53 esas ve 2016/25 karar sayılı gerekçeli kararında özetle; dosya kapsamında örgüt merkezinin belli olmadığı, para transferindeki banka şubelerinin ... Avrupa yakasında olduğu, sanıkların bilinen son adreslerinin ise Maraş ve ... Avrupa yakası bulunduğu, bunların hiçbirinin mahkemenin yargı çevresinde bulunmadığı, örgüt merkezinin belli olmaması halinde, ilk usul işlemlerinin yapıldığı yer mahkemesinin yetkili olacağından, ilk usul işlemleri yapan yerin ise ... Avrupa yakasında bulunan ... DGM Başsavcılığı, ... Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ve ... Cumhuriyet Başsavcılığı olması nedeniyle karşı yetkisizlik kararı verilerek dosyanın olumsuz yetki uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmesine, sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında soruşturma aşamasında ... 8. Sulh Ceza Hakimliğince çıkartılan yakalama emirlerinin ayrı ayrı devamına karar verildiği belirtilmiştir.

Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 19.04.2016 tarih, 2016/3234 esas ve 2016/4010 sayılı kararı ile ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/02/2016 gün ve 2016/53 esas 2016/25 karar sayılı yetkisizlik kararının kaldırılmasına karar vermiştir.

Süreçte dosyada; Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Müdürlüğü Suçluların İadesi ve Hükümlü Nakli Bürosunun 09.05.2016 tarih ve ... konulu yazısı ile ... Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığından, İçişleri Bakanlığının 22.12.2015 tarihli yazısı ile ...'in 11.12.2002 tarihinde ...'de gözaltına alınıp, serbest bırakıldığına dair istihbari bilgiler edinildiğinden yapılacak işlemler hususunda bilgi talep edildiğinden sanığın interpole üye ülkeler nezdinde uluslararası seviyede aranmasını teminen kırmızı bülten çıkarılmasının talep edilip edilmeyeceğinin bildirilmesi, talep edilmesi halinde düzenlenecek evrakların gönderilmesi, şayet uluslararası seviyede arattırılmasına gerek duyulmaması ve iadesinin talep edilmemesi halinde ise bu hususun dağıtımlı bir yazıyla İçişleri Bakanlığına (... D.Başkanlığı) ayrıca bildirilmesi istenmiştir. Bahse konu yazı, ... 14 Ağır Ceza Mahkemesinin 21.04.2016 tarihli yazısı ile dosyanın yetkisizlik kararı ile kapatılıp, ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesine tevzisinin yapılması nedeni ile işlemsiz olarak ve gereği yapılmak üzere ilgili birimlere gönderilmiştir. ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin

05.2016 tarihli yazısı ile ise de dosyanın yetkisizlik kararı verilerek Yargıtay'a gönderilmesi nedeni ile bu aşamada yapılacak bir işlem bulunmadığı bildirilmiştir.

Yargıtay kararı sonrası dosya, ... Anadolu 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/196 esasına kayıt edilmiştir. 31.05.2016 tarihli tensiple, sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında çıkartılan yakalama emirlerinin devamına, duruşmanın bu nedenle 27/10/2016 gününe bırakılmasına karar verilmiştir.

10.2016 tarihinde yapılan duruşmaya gelen olmamış ve sanıklar hakkında verilen yakalama kararının infazının beklenilmesine, bozma ilamına uyulup uyulmaması hususunun ise sanık savunmaları alındıktan sonra değerlendirilmesine, karar verilmiştir. 31.01.2017, 01.06.2017 ve 23.11.2017 tarihlerinde yapılan duruşmalara da gelen olmamış ve sanıklar ..., ... ve ... hakkında verilen yakalama kararının; sanık ... hakkında çıkartılan kırmızı bülten kararının infazının beklenilmesine ve de bozma ilamına uyulup uyulmaması hususunun sanık savunmaları alındıktan sonra değerlendirilmesine, karar verilmiştir.

Süreçte dosya içeriğinde yer alan belge ve müzekkerelerden anlaşıldığı üzere, sanık ... hakkında tutuklamaya yönelik yeniden verilen 05.10.2016 ve 18.10.2016 tarihli yakalama kararları/emirleri ile birlikte kırmızı bülten formu düzenlenerek gönderilmiş ancak Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü, Suçluların İadesi ve Hükümlü Nakli Bürosunun 25.08.2017 tarihli yazısı ile kırmızı bülten formunda dava zamanaşımı süresinin 11.12.2017 tarihinde sona ereceğinin belirtilmesi nedeni ile İçişleri Bakanlığına iletilmek üzere kırmızı bültenin geçerlilik süresinin hangi tarihe kadar uzatılması gerektiği hususunda dosya inceleme tutanağı hazırlanarak gönderilmesi istenmiştir.

Hükmün tefhim olunduğu, 25.12.2017 tarihli duruşmada ise Cumhuriyet savcısınca özetle, sanığa atılı suçun suç tarihi itibariyle 5237 sayılı TCK'nın 314/2 maddesine uyan suçu oluşturduğu ve zamanaşımı süresinin 765 sayılı TCK'nın 102/3, 104/2 maddesinde belirlenen 15 yıl olağanüstü zamanaşımı süresi dolduğundan düşme kararı verilmesi mütalaa olunmuş, sanıkların yokluğunda yapılan yargılama neticesinde tefhim olunan hükümle de; sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan açılan kamu davasında suç tarihi itibari ile 765 sayılı TCK'nın 102/3, 104/2 maddesi anlamında olağanüstü dava zamanaşımı süresinin dolmuş olması nedeniyle kamu davasının CMK'nın 223/8 maddesi gereğince düşürülmesine, sanık Alettin ... hakkında çıkartılan 05.10.2016 tarihli kırmızı bülten kararının kaldırılmasına, sanıklar ..., ... ve ... hakkındaki çıkartılan yakalama kararlarının kaldırılmasına, yargılama giderlerinin hazine üzerinde bırakılmasına, Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verilmiştir.

12.2017 tarihli müzekkereler ile Cumhuriyet Başsavcılığından, sanıklar ..., ... ve ... hakkında verilen, 11.11.2015 tarih 2016/196 esas sayılı yakalama emirlenin geri alınmasına karar verildiği belirtilerek, yakalama emirlerinin infaz edilmeksizin, bila infaz kapatılarak gönderilmesi istenmiştir.

... Anadolu 2 Ağır Ceza Mahkemesinin 25.12.2017 tarih 2016/196 esas ve 2017/522 karar sayılı gerekçeli kararında özetle; sanıkların 11.12.2012 yılından sonra terör örgütüne üyeliğinin devam ettiğine ilişkin delil bulunmadığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince temadinin 11.12.2012 yılında kesildiğinin kabulünün gerektiği, sanıkların üzerine atılı suç açısından 765 ve 5237 sayılı Kanunlar kapsamında değerlendirme yapıldığında, 765 sayılı TCK'nın 165/2, 102/3, 104 maddeleri dikkate alındığında son suç tarihinin 11.12.2002 yılı olması nedeniyle olağan üstü zamanaşımı süresi olan 15 yıllık sürenin 11.12.2017 yılında dolduğu; 5237 sayılı TCK uygulandığında ise, TCK'nın 314/2, 66, 67. maddelerince son suç tarihinin 11.12.2002 yılının olması nedeniyle olağan üstü zamanaşımı süresi olan 22 yıl 6 aylık sürenin 11.06.2025 yılında dolacağı anlaşıldığından, 765 sayılı TCK'nın lehe olduğu belirlenerek, zamanaşımı süresi dolduğundan açılan kamu davasının ayrı ayrı düşürülmesine karar verildiği belirtilmiştir.

Gerekçeli kararı içerir tebligatlar; sanık ...'in...'da bulunan adresine gönderilmiş ancak ... adreste tanınmadığından 13.02.2018 tarihinde iade edilmiştir. Sanık ...'nun Maraş'ta bulunan adresine gönderilen tebliga...'un beyanına göre adresten taşındığından 09.02.2018 tarihinde iade edilmiştir. Sanık ... yönünden ise soruşturma aşamasında görev alan ancak kovuşturma sürecinde duruşma günleri kendisine de bildirilmeyen Av. Gürsel Demir'in adresine gönderilmiş ve 12.02.2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.

Mahkemenin 15.03.2008 tarihli kesinleşme şerhlerine göre 20.02.2018 tarihinde düşme kararları istinaf edilmeden kesinleşmiştir.

06.2021 tarih 25/06-03 sayılı HSK Başmüfettişliğinin yazısı ile ... Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığından mahkeme denetimi esnasında kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşen kararın ve dosyanın incelenmesinde, sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan düşme kararı verilmiş ise de iddianamenin 10.11.2015 tarihinde tanzim edildiği, örgüt üyeliği suçunun temadi eden suçlardan olduğu, yakalanamayan sanık hakkında kamu davasının açılması ile temadinin kesileceği, bu nedenle zamanaşımı süresinin iddianamenin düzenlendiği 10.11.2015 tarihinden başlayacağı gözetilmeden 11.12.2002 tarihinden başlatılmasının, 765 sayılı kanunun 104. maddesine aykırı görülmesi nedeni ile kesinleşen karara ilişkin CMK'nın 309. maddesince kanun yararına bozma yoluna gidilmesi istenmiştir.

06.2021 tarihli ... Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının yazısı ile Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne, ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/12/2017 tarih, 2016/196 esas ve 2017/522 sayılı kararının; sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... haklarında haklarında silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işledikleri iddiası ve bu eylemlerine uyan TCK'nın 314/2 ve 53/1 maddeleri uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmaları istemi ile kamu davası açıldığı, sanık ... hariç sanıkların soruşturma ve kovuşturma aşamalarında yakalanamadıkları, bu nedenle savunmalarının alınamadığı, sanıklara atılı suçun temadi eden suçlardan olduğu, yakalanamayan sanıklar haklarında kamu davası açılması ile birlikte temadinin

kesintiye uğradığı, zamanaşımı süresinin iddianamenin tanzim edildiği 10.11.2015 tarihinde başlayacağı, bu haliyle zamanaşımı yönünden gözetilmesi gereken maddelerin 5237 sayılı TCK'nın 66/1-d ve 67/4 maddeleri olduğu, anılan Kanuna göre de zamanaşımı süresinin dolmadığı, dolayısı ile sanıklar hakkındaki davanın düşürülmesine dair kararının usul ve yasaya aykırı olduğundan, kanun yararına bozma yoluna gidilmesi ihbar ve görüşünde bulunulmuştur.

UYAP sisteminde temin edilen nüfus kayıtlarında sanıklar ...'in yerleşim yerinin...'da bulunan adres, diğer sanıkların ise yerleşim yerlerinin ise yurt dışında olduğu; karar tarihinden sonra dosya içeriğine gönderilen Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün bir kısım sanıklar hakkında İç İşleri Bakanlığının istemlerine istinaden aranmalarına devam edilip edilmediğinin belirlenmesi ile iadelerinin talep edilip edilmeyeceğinin bildirilmesine dair yazılarında, sanıklar ..., ... ... ...'nun konsolosluk.net sisteminde adreslerinin ...'de olduğunun belirtildiği görülmüştür.

Mahkemenin 31.01.2018 tarihli yazıları ile Cumhuriyet Başsavcılığına ve İçişleri Bakanlığı İnterpol Daire Başkanlığına, sanıklar hakkında düşme kararı verilmesinden dolayı kırmızı bülten kararlarının kaldırıldığı bildirilmiştir.

06.2022 tarihinde sanık ... vekilince dosyaya apostille ve vekaletname ibraz edilmiş, vekaletnamede ... ülkesinde bulunan adresin yazılı olduğu görülmüştür.

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 15.02.2022 gün ve 94660652- 105-34-14161-2021-Kyb sayılı yazısı ile ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/12/2017 tarihli ve 2016/196 esas, 2017/522 sayılı kararının bozulması istenilmiştir.

III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:

Sanıklar hakkında ülke dışında işledikleri iddia olunan silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yapılan kovuşturma neticesinde olağanüstü zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile verilen düşme kararında hukuka aykırılık bulunup bulunmadığına dair uyuşmazlık bulunmakta ise de öncelikli olarak kararın kanun yararına bozmaya konu olup olmayacağının değerlendirilmesi gereklidir.

IV- HUKUKİ MEVZUAT;

A- 5271 sayılı CMK;

Tebligat usulleri

Madde 37 - (1) Tebligat, bu Kanunda belirtilen özel hükümler saklı kalmak koşuluyla, ilgili kanunda belirtilen hükümlere göre yapılır.

B- 7201 SAYILI TEBLİGAT KANUNU

Bilinen adreste tebligat:

Madde 10 - Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.

(Ek fıkra: 11/1/2011-6099/3 md.) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.

Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir.

Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina:

Madde 21 - (Değişik : 6/6/1985 - 3220/7 md.)

Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.

(Ek fıkra: 11/1/2011-6099/5 md.) Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, ... o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.

(Ek: 19/3/2003-4829/5 md.) Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar.

Yabancı memlekette tebligat usulü:

Madde 25- Yabancı memlekette tebliğ o memleketin salahiyetli makamı vasıtasiyle yapılır. Bunun için anlaşma veya o memleket kanunları müsait ise, o yerdeki ... siyasi memuru veya konsolosu tebligat yapılmasını salahiyetli makamdan ister.

(Mülga: 19/3/2003-4829/18 md.)

Yabancı memleketlerde bulunan kimselere tebliğ olunacak evrak, tebligatı çıkaran merciin bağlı bulunduğu vekalet vasıtasiyle Dışişleri Bakanlığına, oradan da memuriyet havzası nazarı itibara alınarak ilgili ... Elçiliğine veya Konsolosluğuna gönderilir.

(Ek : 6/6/1985 - 3220/8 md.) Şu kadar ki, Dışişleri Bakanlığının aracılığına lüzum görülmeyen hallerde tebligat evrakı, ilgili Bakanlıkça doğrudan doğruya o yerdeki ... Büyükelçiliğine veya Başkonsolosluğuna gönderilebilir.

Siyasi temsilcilik aracılığıyla yabancı ülkedeki Türk vatandaşlarına tebligat:

Madde 25/a- (Ek: 19/3/2003-4829/8 md.)

Yabancı ülkede kendisine tebliğ yapılacak kimse Türk vatandaşı olduğu takdirde tebliğ o yerdeki ... Büyükelçiliği veya Konsolosluğu aracılığıyla da yapılabilir.

Bu halde bildirimi ... Büyükelçiliği veya Konsolosluğu veya bunların görevlendireceği bir memur yapar.

Tebliğin konusu ile hangi merci tarafından çıkarıldığı bilgilerinin yer aldığı ve otuz gün içinde başvurulmadığı takdirde tebliğin yapılmış sayılacağı ihtarını içeren bildirim, muhataba o ülkenin mevzuatının izin verdiği yöntemle gönderilir.

Bildirimin o ülkenin mevzuatına göre muhataba tebliğ edildiği belgelendirildiğinde, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde ... Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna başvurulmadığı takdirde tebligat otuzuncu günün bitiminde yapılmış sayılır. ... ... Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna başvurduğu takdirde tebliğ evrakını almaktan kaçınırsa bu hususta düzenlenecek tutanak tarihinde tebliğ yapılmış sayılır. Evrak bekletilmeksizin merciine iade edilir.

 

 

(Ek fıkra: 11/1/2011-6099/7 md.) Bu maddeye göre kazaî merciler tarafından çıkarılacak tebligatta, tebliğ evrakı doğrudan o yerdeki ... Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna gönderilebilir

İlanen Tebligat:

Madde 28 -Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır.

Yukarıki maddeler mucibince tebligat yapılamıyan ve ikametgahı, meskeni veya iş yeri de bulunamıyan kimsenin adresi meçhul sayılır.

Adresin meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tesbit edilir. (Değişik ikinci cümle: 19/3/2003-4829/9 md.)

Bununla beraber tebliği çıkaran merci, muhatabın adresini resmî veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir.

Yabancı memleketlerde oturanlara ilanen tebligat yapılmasını icabettiren ahvalde tebliği çıkaran merci, tebliğ olunacak evrak ile ilan suretlerini yabancı memlekette bulunan kimsenin malüm adresine ayrıca iadeli taahhütlü mektupla gönderir ve posta makbuzunu dosyasına koyar.

İlan şekli:

Madde 29 İlan suretiyle tebliğ, tebliği çıkartacak merciin mucip sebep beyaniyle vereceği karar üzerine aşağıdaki şekilde yapılır.

İlan alakalının ıttılaına en emin bir şekilde vasıl olacağı umulan ve varsa (…) (1) tebliği çıkaran merciin bulunduğu yerde intişar eden birer gazetede ve ayrıca elektronik ortamda yapılır.

Tebliğ olunacak evrak ve ilan sureti, tebliği çıkaran merciin herkesin kolayca görebileceği bir yerine de asılır

(Değişik : 6/6/1985 - 3220/9 md.) Merci, icabına göre ikinci defa ilan yapılmasına karar verebilir. İki ilan arasındaki müddet bir haftadan aşağı olamaz. Gerekiyorsa ikinci ilan, yabancı memleket gazeteleriyle de yaptırılabilir.

İlanın ihtiva edeceği kayıtlar:

Madde 30 - İlanda, alakalıların ad ve soyadları, işleri, ikametgah veya mesken yahut iş yerleri, tebliğ olunacak evrak muhteviyatının hulasası, tebliğin anlaşılabilecek şekilde mevzuu, sebebi, ilanın hangi merciden verildiği, ilan daveti tazammun ediyorsa nerede ve ne için, hangi gün ve saatte hazır bulunulacağı yazılmak lazımdır.

İlanen tebligatta tebliğ tarihi:

Madde 31 - (Değişik : 6/6/1985 - 3220/10 md.)

İlanen tebliğ, son ilan tarihinden itibaren yedi gün sonra yapılmış sayılır.İlanen tebliğe karar veren merci, icabına göre daha uzun bir müddet tayin edebilir. Ancak, bu süre 15 günü geçemez.

Adres değiştirmenin bildirilmesi mecburiyeti:

Madde 35 - Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.

 

 

(Değişik fıkra: 11.1.2011-6099/9 md.) Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.

(Değişik: 19.3.2003-4829/11 md.) Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.

(Ek : 6.6.1985-3220/12 md.; Değişik fıkra: 11.1.2011-6099/9 md.) Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmi kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır.

(Ek fıkra: 11.1.2011-6099/9 md.) Daha önce yurt dışındaki adresine tebligat yapılmış Türk vatandaşı, yurt dışı adresini değiştirir ve bunu tebliğ çıkaran mercie bildirmez, adres kayıt sisteminden de yerleşim yeri adresi tespit edilemezse, bu kişinin yurt dışında daha önce tebligat yapılan adresine ... Büyükelçiliği veya Konsolosluğunca 25/a maddesine göre gönderilen bildirimin adrese ulaştığının belgelendiği tarihten itibaren otuz gün sonra tebligat yapılmış sayılır.

C- Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik

Bilinen adreste tebligat

MADDE 16 - (1) Tebligat, öncelikle tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınır.

(2) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.

Adresten başka yerde tebligat

MADDE 17 - (1) Bir şahsa, adresinden başka bir yerde tebligat yapılabilmesi, o şahsın kabulü halinde mümkündür.

(2) Tebliğ yapılacak şahsın, tebliği çıkaran mercie, ... merkezine veya tebliğ memuruna müracaat etmesi durumunda da tebliğ yapılır.

Muhatabın adreste bulunmaması, ölmesi veya adresinden sürekli olarak ayrılması halinde yapılacak işlem

MADDE 30- (1) Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, ... veya ... adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir.

 

 

(2) ... ölmüşse veya gösterilen adresten sürekli olarak ayrılmış ve yeni adresi de tebliğ memurunca tespit edilememişse tebligat evrakı, tebligatı çıkaran mercie geri gönderilir.

(3) Yeni adres, tebliğ memuru tarafından tespit edilmişse bu adres, tebliğ mazbatasındaki mahsus yerine ve tebliğ evrakındaki adresin bulunduğu tarafa yazılır.

(4) Yeni adres, tebliğ memurunun tevzi bölgesi dâhilinde bulunduğu takdirde tebligat o adrese yapılır. Yeni adres, aynı ... merkezinin diğer bir tevzi bölgesinde veya başka bir ... merkezinin mıntıkası içinde bulunursa, tebliğ evrakı yeni adreste tebliğinin temini için memur tarafından bağlı olduğu merkeze iade olunur.

(5) 15 inci maddede yer alan hususlar göz önünde bulundurulduğunda tebligatın, tebliğ evrakında belirtilen tarihten önce yapılamayacağının anlaşılması veya yeni adresin yabancı bir ülkeye ait olması durumunda ... merkezi tebliğ evrakını tebligatı çıkaran mercie geri gönderir.

Tebliğ imkânsızlığı ve tebellüğden kaçınma ile adres kayıt sistemindeki adreste bulunamama halinde yapılacak işlem

MADDE 31 – (1) Tebliğ memuru;

a) ... veya ... adına tebligat yapılabilecek kişiler, o adreste bulundukları halde hiçbirinin tebliğ anında gösterilen adreste mevcut olmamaları,

b) ... ya da kendilerine tebligat yapılabilecek kişilerin tebellüğden kaçınması,

c) ..., gösterilen adreste hiç oturmamış veya bu adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi tebligatın, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine bu husus meşruhat verilerek çıkarılması hallerinden biri gerçekleştiği takdirde tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti veya meclisi üyesinden birine ya da kolluk amir veya memuruna imza karşılığında teslim eder. Tebliğ memuru, ek-1’de yer alan (2) numaralı örneğe uygun olarak düzenlenen ihbarnameyi gösterilen adresteki kapıya yapıştırır. (a) bendinde belirtilen halin gerçekleşmesi durumunda tebliğ memuru, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir.

(2) Birinci fıkranın (c) bendi gereğince yapılacak tebligatlarda tebliğ memurunca 30 uncu maddeye göre araştırma yapılmaz.

Yabancı ülkelerde bulunanlara tebligat

MADDE 38 - (1) Yabancı ülkelerde bulunanlara tebliğ olunacak evrak, tebligatı çıkaran merciin bağlı bulunduğu bakanlık aracılığıyla Dışişleri Bakanlığına, oradan da o yerdeki ... Büyükelçiliğine veya başkonsolosluğuna gönderilir.

(2) Dışişleri Bakanlığının aracılığına gerek görülmeyen hallerde, tebligat evrakı bakanlıklarca doğrudan o yerdeki ... Büyükelçiliğine veya başkonsolosluğuna gönderilebilir.

(3) Dışişleri Bakanlığı ve tebliği çıkaran merciin bağlı olduğu bakanlık tebliğ evrakını, 39, 40, 41, 43 ve 47 nci madde hükümlerine göre düzenlenip düzenlenmediği yönünden inceler, varsa yanlışlık ve eksiklikleri düzelttirir veya tamamlattırır.

Tebliğ evrakının düzenlenmesi

MADDE 39 - (1) Yabancı ülkelere gönderilecek tebliğ evrakı, anlaşma hükümleri ve mütekabiliyet esaslarına göre düzenlenir.

(2) Yabancı ülkelere gönderilecek tebliğ evrakında; muhatabın adı ve soyadı, tam adresi ve uyruğu gösterilir. Bu bilgiler yazı makinesi ile yazılır.

(3) Her takvim yılı başında, tebligat işleriyle ilgili anlaşmalar hükümleri, mütekabiliyet esasları ve hangi ülkeler için avans olarak ne kadar tebligat masrafı yatırılması gerektiği Adalet Bakanlığınca Dışişleri Bakanlığından görüş alınarak Resmî Gazete’de yayımlanır.

(4) Bir takvim yılı içinde meydana gelen değişiklikler de aynı usulle ilan edilir.

Yabancı ülkelerde Türk vatandaşına yapılacak tebligat

MADDE 43 - (1) Yabancı ülkede kendisine tebligat yapılacak kişi, Türk vatandaşı olduğu takdirde tebligat, o yerdeki ... siyasi memuru veya konsolosu vasıtasıyla da yapılabilir.

(2) Bu halde tebligatı ... siyasi memuru veya konsolosu ya da bunların görevlendirecekleri bir memur yapar.

(3) Tebliğin konusu ile hangi merci tarafından çıkarıldığı bilgilerinin yer aldığı ve otuz gün içinde başvurulmadığı takdirde tebliğin yapılmış sayılacağı ihtarını içeren bildirim, muhataba o ülkenin mevzuatının izin verdiği yöntemle gönderilir.

(4) Bildirimin o ülkenin mevzuatına göre muhataba tebliğ edildiği belgelendirildiğinde, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde ... Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna başvurulmadığı takdirde tebligat otuzuncu günün bitiminde yapılmış sayılır. ... ... Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna başvurduğu takdirde tebliğ evrakını almaktan kaçınırsa, bu hususta düzenlenecek tutanak tarihinde tebliğ yapılmış sayılır. Evrak bekletilmeksizin merciine iade edilir.

(5) Tebligat, ek-1’de yer alan (4) numaralı örneğe göre düzenlenecek bir mazbata ile belgelendirilir.

(6) Tebellüğden kaçınma halinde bu husus mazbataya yazılarak tebliğ yapan tarafından imzalanır.

(7) Bu maddeye göre kazaî merciler tarafından çıkarılacak tebligatta, tebliğ evrakı doğrudan o yerdeki ... Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna gönderilebilir. ... Büyükelçiliği veya Konsolosluğu tarafından tebliğ işleminin gerçekleştirilmesinden sonra evrak doğrudan ilgili kazaî mercie gönderilir.

(8) Tebligatı çıkaran kazaî merci bu madde hükmüne ya da 38 inci maddeye göre tebliğ yapma hususunda takdir hakkına sahiptir.

Adresin meçhul olması

MADDE 48- (1) Bu Yönetmelik hükümleri uyarınca kendisine tebligat yapılamayan, tebliğ memuru tarafından adresi tespit edilemeyen, adres kayıt sisteminde de yerleşim yeri adresi bulunmayan kişinin adresinin tespiti için tebligatı çıkaran merci tarafından adres araştırması yapılır.

(2) Tebligatı çıkaran merci, muhatabın adresini öncelikle resmî veya özel kurum ve dairelerden, bunlardan sonuç alınamadığı takdirde kolluk vasıtasıyla araştırabilir ve tespit ettirebilir. Yapılan araştırmalara rağmen muhatabın adresinin tespit edilememesi halinde adres meçhul sayılır.

(3) Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır.

(4) İlânen tebligat, bu maddedeki usuller izlendikten sonra başvurulacak son çaredir.

İlanen tebligat usulü

MADDE 49 - (1) İlanen tebliğ, 48 inci madde gereğince ilgili merciin sebebini göstermek suretiyle vereceği karar üzerine aşağıdaki şekilde yapılır:

a) İlan, kendisine tebliğ yapılacak kişinin en güvenilir bir şekilde öğrenmesini sağlayabilecek ve varsa tebliği çıkaran merciin bulunduğu yerde yayımlanan bir gazetede ve elektronik ortamda Basın İlan Kurumu vasıtasıyla yapılır. Muhatabın en güvenilir bir şekilde öğrenmesini sağlayabileceği umulan gazete, tebliği çıkaran merciin bulunduğu yerde yayımlanan bir gazete ise, ayrıca bir diğer gazete ile ilan yapılmaz.

b) Tebliğ olunacak evrak ve ilan sureti bir ay süreyle tebliği çıkaran mercide herkesin kolayca görebileceği bir yere asılır.

c) Merci, gerekirse, ikinci defa ilan yapılmasına karar verebilir. İkinci ilan da (a) ve (b) bendi hükümlerine göre yapılır. İki ilan arasındaki süre bir haftadan az olamaz. İkinci ilan, gerekiyorsa yabancı ülke gazeteleriyle de yaptırılabilir.

(2) Adresi yabancı ülkede bulunanlara ilan yoluyla tebliğ yapılmasını gerektiren hallerde, tebliği çıkaran merci, tebliğ olunacak evrak ile ilan suretlerini yabancı ülkede bulunan kişinin varsa bilinen en son adresine, ayrıca, iadeli taahhütlü mektupla gönderir ve posta makbuzunu dosyasında saklar.

İlanın yaptırılması

MADDE 50 – (1) İlan, tebliği çıkaran merci tarafından masrafı 8 inci maddeye göre ilgilisinden alınarak 49 uncu madde gereğince yayımlattırılır.

(2) İlan yabancı bir ülke gazetesiyle yayımlanacak ise 38 ilâ 41 inci madde hükümleri de kıyasen uygulanır.

İlanın içeriği

MADDE 51- (1) İlanda; ilgililerin ad ve soyadları, işleri, yerleşim yeri veya mesken ya da işyeri adresleri, tebliğ olunacak evrakın içeriğinin özeti, tebliğin anlaşılabilecek şekilde konusu, sebebi, ilanın hangi merciden verildiği, ilan daveti gerektiriyorsa nerede ve ne için, hangi gün ve saatte hazır bulunacağı hususlarına yer verilir.

Tebliğ tarihi

MADDE 52 - (1) İlan yoluyla tebliğ, son ilan tarihinden itibaren yedi gün sonra yapılmış sayılır. İlan yoluyla tebliğ yapılmasına karar veren merci, işin gereğine göre daha uzun bir süre tayin edebilir. Ancak bu süre onbeş günü geçemez.

D- 6706 sayılı Cezaî Konularda Uluslararası Adlî İş Birliği Kanunu;

Adli Yardımlaşma

Türk adli mercilerinin talepleri

MADDE 7- (1) Adli merciler, soruşturma veya kovuşturmanın sonuçlandırılması ya da verilen mahkûmiyet kararlarının yerine getirilmesi için ihtiyaç duyulan konularda adli yardımlaşma talebinde bulunabilir. Bu durumda aşağıdaki hükümler uygulanır:

a) Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde adli yardımlaşma talebinden önce delillerin korunması amacıyla geçici tedbirlerin alınması istenebilir.

b) Tebligata ilişkin adli yardımlaşma taleplerinde, kısıtlayıcı veya zorlayıcı tedbir uygulanacağına ilişkin ihtarlara yer verilmez.

c) Adli yardımlaşma talebine konu işlemin yerine getirilmesi sırasında hazır bulunma talebinde bulunulabilir.

ç) Adli yardımlaşma talebi kapsamında ilgili devletin iç hukukuna uygun olarak yerine getirdiği işlemler, Türk hukuku bakımından da geçerli sayılır.

(2) Adlî mercilerce, yürütülen bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında başka bir devletin ceza soruşturması başlatmasına neden olabilecek bilgilerin öğrenilmesi halinde, talep olmaksızın bu bilgiler, ilgili devlete gönderilmek üzere Merkezi Makama bildirilebilir.

E-... Cumhuriyet ile ... Hükümeti arasında mu'akit Muzahareti Adliye Mukavelenamesinin tasdiki hakkında kanun.

F- Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün 16.11.2011 tarih ve 69/3 sayılı Genelgesi.

G- Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Avrupa Sözleşmesi,

IV-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME;

Ayrıntıları, 14.11.1977 tarih, 3-2 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen istikrar kazanmış kararlarında (03.04.2012 tarih 2011/10-438 - 2012/141 sy. 10.05.2011 tarih 6-80-90 sy. 14.12.2010 tarih 4-210-259 sy. 15.06.2010 tarih 9-117-146 sy. 23.06.2009 tarih 9-30-177 sy. gibi) açıklandığı üzere; 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinde, olağanüstü ve istisnai bir kanun yolu olarak düzenlenen kanun yararına bozma ile; hakim ya da mahkemelerce verilen ve temyiz veya istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar yahut hükümlerdeki gerek maddi gerekse usule ilişkin hukuka aykırılıkların hem ilgilisi hem de toplum açısından giderilmesi ile ülkede uygulama birliğinin sağlanması amaçlanmaktadır. Ancak kesin kararlara karşı kabul edilmesi nedeniyle bu amaçlara hizmet etmeyen, sadece yapılan uygulamanın hatalı olduğunun tespiti ile yetinilmesi sonucunu doğuran hukuka aykırılıkların bu yolla çözülmesinde kanun yararı olmadığı gibi bu uygulamanın kesin hükmün otoritesini sarsacağı da açıktır.

Sanık aleyhine kanun yararına bozma yoluna başvurulabilmesi mümkündür; fakat, bu halde hükmün aleyhe sonuç doğurmamak üzere bozulması gerekir (CGK'nın 21.11.2006 gün, 2006/23-246 esas, 2006/241 karar ve 14.06.2005 gün ve 55-64; 04.07.2006 gün ve 185-175 sayılı kararları).

Usulüne uygun olarak tebliğ edilmeyen ve bu nedenle kesinleşmeyen kararlar aleyhine kanun yararına bozma yoluna başvurulamaz (CGK'nın 11.05.2004 gün, 2004/10-95-114 sayılı kararı).

7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adreste tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 sayılı Kanunun 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır. Tebligat Kanununun 35. maddesine göre, "Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır." Aynı maddenin 6099 sayılı Kanunun 9. maddesiyle değiştirilen 2. fıkrasına göre ise; "Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır." Tebligat Kanununun 35/2. maddesine göre tebliğin usulüne uygun olarak yapılabilmesi için, daha önce aynı adrese Kanunun gösterdiği usullere uygun bir tebligat yapılmış olması ve muhatabın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin de tespit edilememesi gerekmektedir. Aksi halde aynı Kanunun 35. maddesine göre tebligat yapılması mümkün değildir. Tebligat Kanununun 28. maddesinde, "Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır. Yukarıki maddeler mucibince tebligat yapılamıyan ve ikametgahı, meskeni veya iş yeri de bulunamayan kimsenin adresi meçhul sayılır. Adresin meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tesbit edilir. Bununla beraber tebliği çıkaran merci, muhatabın adresini resmi veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir." hükmünün yer aldığı, yine aynı şekilde Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 48. maddesinde “bu Yönetmelik hükümleri uyarınca kendisine tebligat yapılamayan, tebliğ memuru tarafından adresi tespit edilemeyen, adres kayıt sisteminde de yerleşim yeri adresi bulunmayan kişinin adresinin tespiti için tebligatı çıkaran merci tarafından adres araştırması yapılır. Tebligatı çıkaran merci, muhatabın adresini öncelikle resmi veya özel kurum ve dairelerden, bunlardan sonuç alınamadığı takdirde kolluk vasıtasıyla araştırabilir ve tespit ettirebilir. Yapılan araştırmalara rağmen muhatabın adresinin tespit edilememesi halinde adres meçhul sayılır. Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır.” şeklinde hüküm bulunmaktadır.

Diğer taraftan, 7201 sayılı Kanuna 4829 sayılı kanun ile eklenen 25/a maddesi gereğince yabancı ülkede kendisine tebliğ yapılacak kimse Türk vatandaşı olduğu takdirde tebliğ o yerdeki ... Büyükelçiliği veya konsolosluğu aracılığıyla da yapılabilir. Bu halde bildirimi ... Büyükelçiliği veya konsolosluğu veya bunların görevlendireceği bir memur yapar. Tebliğin konusu ile hangi merci tarafından çıkarıldığı bilgilerinin yer aldığı ve 30 gün içinde başvurulmadığı takdirde tebliğin yapılmış sayılacağı ihtarını içeren bildirim, muhataba o ülkenin mevzuatının izin verdiği yöntemle gönderilir. Bildirimin o ülkenin mevzuatına göre muhataba tebliğ edildiği belgelendirildiğinde tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde ... Büyükelçiliği veya konsolosluğa başvurulmadığı takdirde tebligat otuzuncu günün bitiminde yapılmış sayılır. Gösterilen şekil geçerlilik koşuludur. Yabancı ülkede bulunan Türk vatandaşlarına kanunun 25/A hükmü uyarınca tebligat bildiriminin yapılamaması durumunda kanunun 28. maddesinde düzenlenen ilanen tebligat usulünün izlenmesi gerekir.

Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; gönderilen istinabe evrakı kapsamında yurt dışında örgüt mensubu oldukları iddiası ile haklarında kovuşturma yapıldığı ve 11.12.2002 tarihinde tutuklandıkları daha sonra da kefaletle salıverildikleri bildirilen, süreçte müdafii atanmadığı gibi karar başlığında adının belirtilmesine rağmen soruşturmada görev alan müdafiine de duruşma günleri bildirilmeyen sanık ... ile yine müdafii yardımından yararlandırılmadıkları ve de haklarında süreçte kırmızı bülten hazırlanması yahut iade evrakı tanzim edilmesi de istenen, yakalama kararı çıkartılan ve bu minvalde gerek soruşturma gerekse kovuşturmadan haberdar edilemeyen, yurt dışında yaşadıkları belirlenmesine ve bildirilmesine rağmen, adreslerinin tespitine yahut istinabelerine tevessül edilmeden, gaiplik veya kaçaklık kararı da verilmeyen sanıkların, yurt dışında işledikleri tespit ve iddia olunan eylemlerine istinaden silahlı terör örgütüne üye olma suçundan açılan kamu davasında verilen düşme kararının; sanıklar ... ve ...'e tebliğ edilmemiş olması; yerleşim yeri adreslerinin bulunduğu belirtilen sanıklar ... ve ... yönünden belirtilen adreslerin aslında ailelerinin yerleşim yeri adresleri olduğunun ve bu adreslerde bulunmadıklarının, yurt dışında yaşadıklarının belirlenmesi ve bu kapsamda gönderilen tebligatların da iade edilmiş olması; soruşturma aşamasında yakalanan ve yurt dışında ikamet ettiğini beyan eden sanık ...'e ait tebligatın ise soruşturma aşamasında görev alan ve kovuşturmadan haberdar edilmeyen avukata tebliğ edildiğinin görülmesi karşısında, talebe konu karar usulüne uygun olarak kesinleştirilmediğinden istemin bu aşamada reddine karar verilmiştir.

VI- SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.03.2022 tarih ve 2022/25753 sayılı kanun yararına bozma isteğinin, ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/12/2017 tarihli ve 2016/196 esas, 2017/522 sayılı kararının kesinleşmemesi nedeni ile öngörülen şartlar oluşmadığı için yerinde görülmediğinden, bu aşamada

REDDİNE, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.