Ücret Alacağı Nedeniyle İcra Takibine Yapılan İtirazın İptali Talebi
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi
Esas No : 2016/21875
Karar No : 2020/8198
Karar Tarihi : 2020-09-17





Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, müvekkilinin aşçı olarak 02.06.2013 tarihli iş sözleşmesi ile 6.000,00 TL net ücret üzerinden çalışmaya başladığını, işveren tarafından bu ücret ödenemediği için davacının ücretinin 4.500,00 TL'ye düşürülmesini kabul ettiğini, iş sözleşmesinin 13.1 maddesi gereği catering cirosundan yüzde 3 komisyon alacağı yazılı olduğunu, ... Camiinde 1000 kişilik iftar yemeği catering işinin alındığını ancak davacıya her hangi bir ücret ödenmediğini buna karşılık işyeri sahibi ve yetkilisi ... tarafından imzalanan ve kaşelenen tutanak adlı belge ile Ağustos ayı ücretinden kalan 800 TL ile Eylül, Ekim ve Kasım ayları 4.500,00 TL ücret üzerinden 1.430,00 TL ve 4.500,00 TL ... İftar Komisyonu toplamı 1.880,00 TL ücret alacağı bulunduğunun tespit edildiğini, davalı tarafından 4.000,00 TL ödeme yapıldığı için 1.480,00 TL ücret alacağınan Kasım ayı başından itibaren 3 eşit taksitte ödeneceğine ilişkin tutanak gereği ödemelerin yerine getirilmediğini, 11.10.2013 tarihinde iş sözleşmesinin işverence feshedildiğini, tutanakta yazılı ücret alacağı sebebi ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından itiraz edildiğini, ...2. İcra Müdürlüğü'nün 2013/ 9957 Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali ile takibin devamına %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacı ile 01.06.2013 tarihli işe başlama sözleşmesi yapılmış ise de, işyerindeki tadilat sebebi ile 11.07.2013 tarihinde iş başı yapabildiğini, çalıştığı süre içerisinde kusurul ve ihmalkar hareket ettiğini, şirketin müşteri kaybetmesine ve zarar etmesine sebep olduğunu, düzensiz sağlık koşullarına uymayan uyarılara rağmen düzelmeyen çalışması sebebi ile 11.10.2013 tarihinde ihtarname ile iş sözleşmesine son verildiğini, bu ihtarname davacının eline geçmeden davacının işyerini 11.10.2013 tarihinde terk ettiğini, 4.500,00 TL brüt ücret ile anlaşma sağlandığını en son işten çıktığı tarihte ücret ödemelerini hepsini sundukları tediye makbuzları ile yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ile yapılan yargılama sonucu davalı tarafın davacının alacaklarının ödendiğini savunması ve ödemelere ilişkin tediye makbuzları sunmasına karşılık söz konusu tediye makbuzlarındaki rakamların sonradan yazıldığının grafoloji uzmanı bilirkişi raporu ile anlaşıldığı, takibe konu alacakların ödendiği hususunun davalı tarafça ispat edilemediği gerekçesi ile itirazın iptali ile takibin devamına; alacak yargılamayı gerektirdiğinden ve likit alacaktan söz edilemeyeceğinden şartları oluşmadığı gerekçesi ile davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiştir.

Temyiz:

Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Gerekçe:

1-Dosyadaki yazılara, hükmün, Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Taraflar arasında, davacının ücret alacağına hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

4857 sayılı İş Kanunu'nda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.

Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.

İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez.

Somut olayda; davacı işçi, iş sözleşmesinin 11.10.2013 tarihinde işveren tarafından sona erdirildiğini ileri sürerek ödenmeyen ücret alacaklarını talep etmiştir. Mahkemece aynı tarihli belge kapsamında 2013 yılı Ekim ayı ve Kasım ayı dahil olmak üzere ücret alacağının kabulüne karar verilmiştir.

Davacının fiilen çalışmadığı iş karşılığı ücrete hak kazanması mümkün değildir. Dolayısı ile 11.10.2013 tarihinde iş sözleşmesinin işveren tarafından sona erdirildiği davacının kendi kabulünde olduğuna göre ve ücret çalışma karşılığı olduğundan hesaplamanın fesih tarihine kadar yapılarak istek ile ilgili hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 17.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.