Davacı vekili, müvekkilinin ...linde doğal gaz dağıtımı işi ile iştiğal ettiğini, davalının bir adet mesken doğal gaz aboneliği nedeniyle 28.09.2016 tarihinde 505, 53 TL bağlantı bedeli, 14/10/2016 tarihinde 479 TL güvence bedeli ödediğini, tahsil edilen bu bedellerin, Abonelik Bağlantı Anlaşmasına, Doğal Gaz Kullanım Sözleşmesine, 4646 Sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu'na, Doğal Gaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'ne, Doğal Gaz Piyasası Tarifeler Yönetmeliği'ne, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun kararlarına uygun olduğunu, tüketiciye iade edilemiyeceğini, ileri sürerek ... Valiliği Tüketici İl Hakem Heyeti Başkanlığı'nın 08/03/2017 tarih ve ... sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı; dava dilekçesinde bağlantı bedelinin tarifelerle belirlenen, sözleşmeye dayalı bir bedel olduğunun belirtildiğini, oysaki tüketicinin bu tür sözleşmelere müdahale şansının olmadığını, bu tür tüketici aleyhine olan maddelerinin haksız şart olarak değerlendirilmesi gerektiğini, haksız şartların kesin hükümsüz olduğunu, güvence bedeli alınmasının hukuksal bir garabet olduğunu, doğal gaz aboneliği yaptıran bir çok kişinin aboneliğini iptal ettirmesinin söz konusu olmadığını, aboneliğin ölünceye kadar kullanıldığını, güvence bedelinin hiç bir zaman geri alınmadığını, böylece şirketin topladığı güvence bedelleri sayesinde sebepsiz zenginleştiğini, bu nedenle haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, duruşma açılmaksızın dosya üzerinden kesin olarak itirazın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekilinin talebi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına bozulması istenmiştir.Dava, doğal gaz abonesinden tahsil edilen güvence ve bağlantı bedellerinin iadesi için Tüketici Hakem Heyetine yapılan başvuru üzerine, tüketiciye iadesine karar verilen Tüketici Hakem Heyeti Kararının iptali istemine ilişkindir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, taraflararın hukuki dinlenme hakkı bağlamında yargılamayı yapan mahkemece tarafların iddia ve savunmaları toplanmak suretiyle duruşma açılması ve tarafların açıklamaları dinlendikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, davalıdan bağlantı ve güvence bedellerinin alınmasının kanun, yönetmelik ve taraflar arasındaki anlaşma hükümlerine uygun olduğunu ileri sürerek HMK'nun 363/1 maddesi uyarınca kanun yararına bozma isteminde bulunmuştur.Eldeki davada, ilk derece mahkemesinin duruşma açmaksızın dosya üzerinden karar verilip veremeceğine ilişkin yasa düzenlemelerinin incelemesinde; Anayasa'nın 36. maddesi: Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunmaları ile adil yargılanma hakkına sahiptir.Hiçbir mahkeme, görev ve yetksi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 70/4 maddesi: İtiraz olunan kararın, esas yönünden kanuna uygun olup da, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmiş olmasından dolayı itirazın kabul edilmesi gerektiği veya kanuna uymayan husus hakkında yeniden yargılamayı gerektirmediği takdirde tüketici mahkemesi evrak üzerinde, kararı değiştirerek veya düzelterek onama kararı verebilir. Tarafların kimliklerine, ticari unvanlarına ait yanlışlıklarla, yazı, hesap veya diğer açık ifade yanlışlıkları hakkında da bu hüküm uygulanır. Karar, usule ve kanuna uygun olup da gösterilen gerekçe doğru bulunmazsa, gerekçe değiştirilerek veya düzeltilerek onanır.
6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunun 27/(1) maddesi: Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.(2) Bu hak; a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b) Açıklama ve ispat hakkını, c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir. 137 maddesi: (1) Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir.
(2) Ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez ve tahkikat için duruşma günü verilemez. 320/(1) maddesi: Mahkeme, mümkün olan hâllerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir. Düzenlemelerini içermektedir.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 70/4 maddesinde açıklandığı üzere; itirazın kabul edilmesi, kararın değiştirilerek veya düzeltilerek onanması halinde, yada kararın usul ve kanuna uygun olupta gösterilen gerekçe doğru bulunmazsa, gerekçenin değiştirilerek veya düzeltilerek onanması halinde tüketici mahkemesi evrak üzerinden karar verebilecektir. Oysa ki somut olayda, ilk derece mahkemesi duruşma açmaksızın itirazın reddine karar vermiştir. Şu durumda ilk derece mahkemesinin duruşma açmaksızın dosya üzerinden karar verilmesi THK'nun 70/4 maddesine aykırıdır. Anayasa'nın 36, HMK'nun 27, 137 ve 320/1 maddeleri açısından inceleme yapılması halinde, savunma hakkı Anayasada güvence altına alınmış haklardandır. Buna göre herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia, savunma ve adil yargılanma hakkına sahiptir. (1982 Anayasası m. 36) Karar tarihinde yürürlükte bulunan HMK'nın 27. maddesi hükmüne göre, davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının tarafların açıklamalarını dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda hakim, tarafları dinlemeden, açıklama ve ispat hakkını kullanmaları için onları kanuna uygun biçimde duruşmaya davet etmeden karar veremez. (YHGK 2009/52 E., 2009/105 K.) Her ne kadar, HMK'nın 320/1. maddesinde, basit yargılama usulüne tabi dava ve işlerde taraflar duruşmaya davet edilmeden dosya üzerinden karar vereceği belirtilmiş ise de; bunun ancak ön inceleme aşamasında ve mümkün olan hallerde olduğu belirtilerek uygulama alanı dar bir çerçeve ile belirlenmiştir.HMK'nın 137. maddesinde; dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılacağı, ön incelemede dava şartlarının ve ilk itirazların inceleneceği, uyuşmazlık konularını tam olarak belirlenip, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemlerin yapılacağı, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onların sulhe veya arabuluculuğa teşvik edileceği düzenlenmiştir. Bu bağlamda, ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez.
Dosya üzerinden karar verilmesi mümkün olan ön inceleme işlemleri, dava şartları ve ilk itirazlardır.Dava şartları ve ilk itirazlarda eksiklik yoksa diğer ön inceleme işlemleri için duruşma açılmalıdır. Dava şartları ve ilk itirazlar dışında ön inceleme işlemlerinin duruşmalı olarak incelenmesi, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra gerekli görülmesi halinde tarafların tahkikat için duruşmaya davet edilerek davanın esasına yönelik karar verilmesi gerekir.Somut uyuşmazlıkta; mahkemece duruşma gününün verilmediği, ön inceleme için taraflara tebligat çıkarılmadığı, dosya üzerinden davanın esası hakkında karar verildiği görülmektedir.Hal böyle olunca mahkemece; ön inceleme işlemlerini yapmak üzere tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesi, ön inceleme duruşmasında gerekli usul işlemleri yapıldıktan sonra gerekli görülmesi halinde tahkikat duruşmasına geçilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, tüm bu hususlar göz ardı edilmek suretiyle tarafların hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.Bağlantı Anlaşması sırasında 28/09/2016 tarihinde alınan bağlantı bedeli ile Doğal Gaz Abonelik Sözleşmesi sırasında 14/10/2016 tarihinde alınan güvence bedeli ile ilgili yasal düzenlemeler ve taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri incelendiğinde; 28/09/2016 tarihili Bağlantı Anlaşmasının, Abone Yükümlülükleri başlığı altında düzenlenen; 3.1 maddesi: Bağlantı Anlaşmasına konu olan bağımsız bölüm veya bina (bağımsız bölümleriyle birlikte) için ilgili mevzuat hükümleri uyarınca Abone Bağlantı Bedelinin ödenmesi.
3.2 maddesi: Bağlantı bedeli, sözleşmesinin imzalanması sırasında bir defaya mahsus ve iade edilmemek üzere DAĞITIM ŞİRKETİ tarafından tahsil edilir.14/10/2016 tarihli Doğal Gaz Abonelik (konut) Sözleşmesi Özel Şartlarında: Abone; iş bu sözleşmeyi imzalamakla Ek’te bulunan Genel Şartlara 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasa Kanunu ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) ilgili mevzuatlarına, Tarife Yönetmeliği hükümlerine, dağıtım şirketi teknik esaslarına ve EPDK kurul kararlarına koşulsuz uymayı, bunların öngördüğü iş ve yükümlülükleri eksiksiz olarak yerine getirmeyi, yürürlüğe girecek mevzuata ve tarifelere göre oluşacak tüm bedelleri ve doğacak farkları ödemeyi peşinen kabul ve taahhüt eder. İş bu düzenlemeler ve bu düzenlemelerde meydana gelecek tüm değişiklikler Doğal Gaz Abonelik (Konut) Sözleşmesi'nin ayrılmaz parçaları olup, meydana gelebilecek değişiklikler yürürlüğe girdikleri tarih itibariyle sözleşme hükmü olarak uygulanır. İş bu sözleşmenin uygulanmasından ve yorumlanmasından ortaya çıkacak sorunlarda EPDK mevzuatı dikkate alınarak çözüm oluşturulacaktır.Aynı sözleşmenin genel şartlarının 5. Maddesinde: İş bu sözleşmeden doğabilecek her türlü vergi, resim ve harçlarla diğer kamusal mükelefiyetler ...'ye aittir. ..., 4646 sayılı yasa ve EPDK mevzuat ve Kararları çerçevesinde belirlenen; güvence bedeli doğal gaz tarifeleri fiyatlandırma ve iade esaslarına uymak ve bu bedelleri ödemekle yükümlüdür. 4628 numaralı 20.02.2001 tarihli Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 5/A-e, g maddelerine göre;
e) Doğal Gaz Piyasası Kanununda yer alan hükümler dahilinde özel hallerde uygulamaya konulabilecek sınırlama ve yükümlülüklerin tespiti ile fiyat belirlenmesine yönelik kararları almak,
g) Doğal Gaz Piyasası Kanununda belirlenen faaliyetlere ilişkin tarifeleri onaylamak veya tarife revizyonları hakkında karar almak.
4646 numaralı 18.04.2001 tarihli Doğal Gaz Piyasası Kanunun'nun 11. maddesine göre: " Bu Kanun kapsamında Kurulca onaylanmak üzere düzenlenen tarifeler, tarifelerin belirlenmesi ve uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar şunlardır."
1) Bağlantı Tarifeleri: Kurumca belirlenecek bağlantı tarife esasları, ilgili bağlantı anlaşmalarına dahil edilecek olan ve iletim sistemi ya da bir dağıtım sistemine bağlantı için eşit durumda olan serbest tüketiciler arasında ayrım yapılmaması esasına dayalı hükümleri ve şartları içerir. Fiyatlar, bu esaslar dahilinde taraflarca serbestçe belirlenir. Abonelere Kurum ve dağıtım şirketi arasında belirlenen sabit bağlantı tarifeleri uygulanır.
4)... Bu maddede belirtilen esaslar doğrultusunda Kurum, bütün tarife türleri için tarifeler yönetmeliği hazırlar. Bu yönetmelik çerçevesinde, ilgili tüzel kişilerce tarife önerileri hazırlanır ve Kuruma sunulur. Kurum ilgili tüzel kişilerin mali verileri ve tarife önerileri ile piyasa verilerinden hareketle tarifeleri belirler. İlgili tüzel kişiler, Kurul tarafından onaylanan tarifeleri uygular. Tarife esasları ve limitleri Kurumca enflasyon ve diğer hususlar göz önüne alınarak yeniden ayarlanabilir.
Doğal Gaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin,
3. maddesi: Bu Yönetmelik 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanmıştır.
4/5 maddesi: Abone bağlantı bedeli: sayaç dahil Dağıtım şebekesinin abone iç tesisatına bağlantısı için gereken proje, işçilik, malzeme, kontrol ve onay harcamalarının abone başına düşen payını ifade eden sabit bedeli,36 maddesi: Dağıtım şirketi, sorumluluk alanında bulunan tüketicileri talep etmeleri halinde, dağıtım şebekesine bağlamakla yükümlüdür. Ancak bağlantı yapma yükümlülüğü, dağıtım şirketinin tasarrufu altındaki sistemin bağlantı yapmaya imkan veren kapasitede olmasına ve bağlantının teknik ve ekonomik olarak mümkün olması yanında talep sahibinin ilgili mevzuatta öngörülen işlemleri yapmasına bağlıdır. Dağıtım şirketinin, sorumluluk alanı dışına bağlantı yapabilmesi Kurul izni ile mümkündür.Dağıtım şirketine yapılacak bağlantı talepleri; bağımsız bölüm maliki, binanın veya tesisin sahibi ya da bunların yetkili temsilcilerince yapılır. Dağıtım şirketi, bağlantı talebini en geç on beş gün içinde değerlendirir ve talebi uygun bulması durumunda bağlantının gerçekleştirilmesi için gereken işlemleri yapar, uygun bulmaması halinde ise gerekçelerini yazılı olarak talep sahibine bildirir. Talebi uygun bulunan talep sahibi ile bağlantı anlaşması imzalanır.Bağlantı hattı, servis hattı ve sayacın mülkiyetinin dağıtım şirketine devriyle ilgili hususlar talep sahibi ile dağıtım şirketi arasında yapılacak Bağlantı Anlaşmalarında yer alır.Abone bağlantı bedeli, bağlantı anlaşmasının imzalanması sırasında bir defaya mahsus olmak ve iade edilmemek üzere dağıtım şirketince tahsil edilir. Servis hattı, abone bağlantı bedelinin tahsilinden itibaren en geç 30 gün içerisinde tamamlanır, ancak talep sahibinin kabul etmesi halinde ve Bağlantı Anlaşmasına son tarihin yazılması kaydıyla bu süre 90 güne karar uzatılabilir. Aynı adresle ilgili daha önce bağlantı bedeli alınmış ise bu bedel tekrar alınamaz. Ancak, yapı veya tesisin genişletilmesi sonucunda ortaya çıkablicek ilave maliyetlerin bedeli ilgili mevzuata göre mülk sahibi gerçek veya tüzel kişi tarafından karşılanır.39 maddesi: Dağıtım şirketi, alacaklarını garanti altına alabilmek amacıyla, mekanik sayaç kullanan abonelerden abonelik sözleşmesinin imzalanması sırasında bir defaya mahsus olmak üzere güvence bedeli alabilir. Ancak ön ödemeli sayaç kullanan abonelerden güvence bedeli alınmaz.Güvence bedeli, doğal gazı fiilen kullanmak üzere sözleşme yapan kişilerden veya bunların yetkili temsilcilerinden alınır.
Güvence bedelleri ile bunların hesaplanmasına ilişkin usul ve esaslar, her yıl tarife önerisi ile birlikte dağıtım şirketi tarafından Kuruma önerilir ve Kurul tarafından belirlenir.
31.12.2011 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun 28.12.2011 tarihli 3603 nolu kararının,
1/(1)maddesi: Şehir içi doğal gaz dağıtım tüzel kişilerinin konut ve ısınma amaçlı doğal gaz kullanan abonelere uyguladığı;
Abone bağlantı bedeli: Sayaç dahil, dağıtım şebekesinin abone iç tesisatına bağlantısı için gereken proje, işçilik, malzeme, kontrol ve onay harcamalarının abone başına düşen payını ifade eden sabit bedeldir.
(2) Abone bağlantı bedeline sayaç bağlantı malzemeleri ve sayaç montaj bedelleri dahildir.
6/(1) maddesi: Şehir içi doğal gaz dağıtım şirketlerinin, ön ödemeli sayaç kullanan müşterileri hariç, diğer müşterilerinden her bir kullanım yerine göre ayrı ayrı tahsil edeceği güvence bedeli üst sınırı, abonenin kullanım yerlerine göre; kombi için 287 TL / adet, soba için 287 TL / konut, merkezi sistem için 287 TL x BBS, ocak ve / veya şofpen için 70 TL olarak belirlenmiştir.
Düzenlemeleri yer almıştır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Abonelik Bağlantı Anlaşması ve Doğal Gaz Kullanım Sözleşmesi imzalanırken, davalı tüketicinin ödemiş olduğu bağlantı bedeli ve güvence bedelini geri alıp alamayacağı, bağlantı ve güvence bedelinin aboneye iadesine yönelik Tüketici Hakem Heyeti Kararının iptalinin gerekip gerekmeyeceği, Tüketici Mahkemesinin duruşma açmaksızın dosya üzerinden karar verilip verilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Her ne kadar yerel mahkeme, HMK'nun 316 ve 320 maddeleriyle, 6502 sayılı kanunun 70/4 fıkrası dikkate alınarak, basit yargılama usulüne tabi dava işlerde taraflar duruşmaya davet edilmeden dosya üzerinden karar verilebileceğini, tüketici davalı ile davacı şirket arasında yapılan sözleşmede olduğu gibi abonelik sözleşmeleri kurumlarca maktu olarak hazırlanmakta olup tüketicilerin müdahale şansının olmadığı, dolayısıyla tüketici aleyhine olan maddelerin haksız şart niteliğinde olduğu, tüketicinin sözleşmeye müdahale şansı olmadığı gibi alınan abone bağlantı bedeli ile güvence bedeli kalemi adı altındaki hizmetlerin davacının sağlamakla yükümlü ve işin doğasında olan hizmet niteliğinde olduğu, dolayısıyla yasal dayanağı olmayan söz konusu bedellerin iadesi yönünde Afyonkarahisar İl Tüketici Hakem Heyeti kararının usul ve yasaya uygun olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, verilen bu karar isabetli olmamıştır.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, yönetmelikler, EPDK Kararları, taraflar arasında imzalanan Bağlantı Anlaşması, Doğal Gaz Abonelik Sözleşmesi dikkate alındığında, taraflara arasındaki çekişmenin duruşmalı görülmesi gerektiği, davacı şirket tarafından tahsil edilen bağlantı bedelinin yasal mavzuat, yönetmelik ve bağlantı anlaşması kapsamında davalı tüketiciden alındığı, açıklanan mevzuat hükümleri gözetildiğinde, yasalarda açıkca güvence bedeli alınacağı konusunda hüküm olmasa dahi 31/12/2011 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan EPDK'nun 2012-2016 yıllarını kapsayan 28/12/2011 tarihli 3603 sayılı kararı, Doğal Gaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri yönetmeliğinin 39/1,2,3 fıkraları uyarınca dağıtım şirketlerince hazırlanan tarife önerilerinin Kurum'a bildirilmesi üzerine, Kurumun onayı ile belirlenen "Tarifeler çerçevesinde" güvence bedeli tesbit edildiği, yönetmeliğin iptali için Danıştay'a dava açılabileceği, yönetmelik bu yolla iptal edilmedikçe mekanik sayaçlarda güvence bedelinin belirlenen esaslar dahilinde alınmasına devam olunacağı; dosyaya yansıyan böyle bir iptal kararı da mevcut olmadığı, dağıtım şirketlerince belirlenen ve Kurum tarafından onaylanan tarife uyarınca alınan güvence bedelinin yönetmelik ve Kurul kararına uygun olduğu,tüm bu bilgiler ışığında; davalının bağlantı bedelinden sorumlu olduğu gibi mekanik sayaç abonesi olması nedeniyle abonelik sözleşmesinin imzalanması sırasında bir defaya mahsus olmak üzere güvence bedeli alınabileceği, şu durumda yerel mahkemenin davayı kabul etmesi gerekirken aksi yönde karar verilmesi doğru görülmediğinden açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile ... 2.Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesinin 2017/199 E.- 2018/125 K sayılı itirazın reddine yönelik kararının sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 26.10.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.