Davacı vekili, davalıların sürücüsü, maliki olduğu araç ile davacılardan ...’ın maliki, ...’in ise sürücüsü olduğu aracın karıştığı trafik kazası neticesinde, davacı malik kazanç kaybına uğramasından dolayı 500,00 TL, davacı sürücü ise geçici iş göremezlikten kaynaklanan 500,00 TL, tedavi gideri olarak 350,00 TL ile 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini artırmıştır.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı ...'ın davasının ıslah edilen şekliyle kabulüne, aracın kullanılamamasından kaynaklanan 2.530,00 TL maddi tazminatın 500,00 TL'sinin haksız fiil tarihi olan 16/02/2009 tarihinden itibaren, bakiyesinin ıslah tarihi olan 21/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine, davacı ...'in davasının ıslah edilen şekliyle kısmen kabulüne, geçici iş göremezlikten kaynaklanan 2.980,66 TL maddi tazminatın 500,00 TL'sinin haksız fiil tarihi olan 16/02/2009 tarihinden itibaren, bakiyesinin ıslah tarihi olan 21/10/2014 tarihinden itibaren, tedavi, ilaç vs.giderlerinden kaynaklanan 545,00 TL maddi tazminatın 300,00 TL'sinin haksız fiil tarihi olan 16/02/2009 tarihinden itibaren, bakiyesinin ıslah tarihi olan 21/10/2014 tarihinden itibaren, 10.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 16/02/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine, tedavi giderleri ve manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK'nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerektiği gibi, HMK 297/c maddesi gereğince hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekir.
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği T.C. Anayasası'nın 141/3. maddesinde de açıkça belirtilmiştir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, Yasa'nın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini bilmeleri gerekir.
Yargıtay'ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi açısında da önemlidir.
Davacı ... eldeki davada, meydana gelen trafik kazası nedeniyle malul kaldığını belirterek, geçici iş göremezlik ve tedavi giderlerini talep etmiş, tedavi giderlerine ilişkin olarak ayrıca, bacağında oluşan estetik bozukluğun giderilmesi için yeniden ameliyat olmak zorunda olabileceğini belirterek buna ilişkin oluşabilecek zararını da istemiştir.
Mahkemece 27.02.2014 tarihli estetik cerrahından alınan rapora göre, davacının yüzündeki sabit eser niteliğindeki basit iz için cerrahi tedavi gerekli olmayacağı, sağ diz anteriorundaki mevcut olan skarların yapılacak bir skar revizyonu ameliyatı ile %50 oranında giderilmekle birlikte tamamen kaybedilmesi mümkün olabileceği, uygulanacak skar revizyon ameliyatı 2.000,00TL yaklaşık maliyeti ile ameliyat sonrası dönemde kullanılacak iyileştirici ve iz azaltıcı ilaç ve tıbbi malzemelerin tahmini ederi 600TL civarında olacağı tespit edilmiştir.
05.05.2014 tarihli farklı doktor bilirkişiden yol ve ilaç masrafının tespitine ilişkin alınan raporda ise önceki bilirkişi raporuna atıfta bulunarak, önceki raporda belirttiği gibi tespit edilen 2 adet ayrım yapılmayan skar dokusunun tedavi gerektirmediği, yapılacak estetik cerrahi girişimin aynı şekilde skar dokusu bırakacağından ve şahsın yüz güzelliğinden hayatını kazanmayacağından olumsuz olacağı belirtilmiştir.
Mahkemece, davacının estetik ameliyatı giderine ilişkin talebi gerekçelendirilmeden reddine kararı verilmiştir. Anılan yasal düzenlemeler ve bilirkişi raporları da dikkate alınarak mahkemece raporlar arasındaki çelişkili hususlarda giderilmek suretiyle tarafların taleplerine göre karar verilmesi gerekirken, gerekçesiz olarak tedavi giderlerine ilişkin estetik gideri zararı isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davacı vekili hem dava dilekçesinde hem de ıslah dilekçesinde olay tarihinden (hakkız fiil) itibaren yasal faiz işletilmesi talebinde bulunmuştur. Dolayısıyla, zarar gören, gerek en başta dava dilekçesinde talep ettiği miktara, gerekse sonradan ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak olay tarihinden itibaren temerrüt faizi istemiş olmakla her iki durum için de faiz başlangıcı olay tarihi olacaktır. O halde, kabul edilen tazminat miktarında faiz başlangıcının dava ve ıslah edilen kısım yönünden olay tarihi olarak kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
4-Davacı vekili dava dilekçesinde, delil tespiti dosyasındaki yargılama giderlerini talep etmiş olmakla birlikte mahkemece eksik hesap edilerek hüküm altına alınması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2), (3), (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 16/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.