Davacılar vekili; davalılardan ...’ün kayıt maliki, ...’ün sürücüsü olduğu araçla, davalılardan ... şirketine ait, ...'nin sürücüsü olduğu çekicinin kaza yapmış halde olması, çekicinin yolu kapatarak yol üzerinde önleyici tedbir almamasından dolayı trafikte seyir halinde olan davacıların desteği ... ve desteğin kardeşi olan ...’nin yolcu olarak bulunduğu aracın çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında ...’nin vefat ettiğini, ...’nin yaralandığını, halen yatağa bağlı olduğunu ve kazanç kaybına uğradığını, ölüm nedeniyle davacıların destekten yoksun kaldıklarını ve manevi olarak çöküntü yaşadıklarını, davalı ... şirketinin davalı kayıt maliklerinin trafik sigortacısı olduğunu belirterek davacılardan ... için 2.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın, ... için 2.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın, ... için 2.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın, ... için 2.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın ve ... için 1.000,00 TL kazanç kaybı, 1.000,00 TL iş ve çalışma gücü kaybı tazminatı ile 30.000,00 TL manevi tazminatın ve davalı ... şirketini maddi tazminatla sorumlu tutarak kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş,ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini ... için 91.787,50 TL, ... için 6.125,00 TL, ... için 22.243,00 TL, ... için 32.292,00 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin Organize Sanayi karşısına geçerek 10-15 dakika yolu kontrol ettiğini ve yolun boş olduğunu görmesi üzerine de karşı yola geçmeye başladığını, karşıya geçeceği esnada bir ses duyduğunu ve hemen aracını durdurduğunu, sürücü ...'ün yanına gittiğini, ikinci kazanın oluşumunda ise, müvekkilinin tüm ısrar ve çabalarına rağmen araçları bulunduğu yerden kaldırılmaması hususunda ...’ün direndiğini bu nedenle devamında fren dahi yapamadan davacı aracın çarpması neticesinde ikinci ölümlü trafik kazası meydana geldiğini kazada müvekkilinin kusursuz olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...Ş vekili, davalı sürücülerin sevk ve idaresindeki araçların müvekkili nezdinde trafik sigortalarının olduğunu, kabul anlamında olmamakla sorumluluğun sigortalının kusuru oranında poliçe ilimitleri ile sınırlı olduğunu, manevi tazminattan sorumlu olmadıklarını, davadan önce müvekkil şirkete destek tazminatına ilişkin başvurulduğunu ve 13.10.2009 tarihinde ... numaralı hasar dosyasının açıldığını ancak ödemeye esas belgeler sunulmadığından davacılara ödeme yapılmadığını, bu nedenle temerrüde düşmediklerini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalılar ... ve... vekili; Ceza mahkemesinde belirlenen kusur oranlarını kabul etmediklerini, kazada müvekkilerinin kusuru olmadığını mahallinde keşif yapılarak kusur oranlarının belirlenmesini istediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Ltd.Şti vekili; Kırıkkale 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/279 esas sayılı dava dosyasının aynı kaza için açıldığını, dosyanın temyiz incelemesinde olduğunu, bu dosyanın usul ekonomisi açısından kusura ilişkin hususların değerlendirilmesi için Yargıtay'dan dönüşünün beklenilmesi gerektiğini, hesap bilirkişisi raporu hazırlanırken kusur oranları dikkate alınarak bir hesaplama yapılmadığını ileri sürerek davalarının reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma,toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; maddi tazminat yönünden davanın kabulü ile ... için 91.787,50 TL, ... için 1.533,00 TL, ... için 6.125,00 TL, ... için 22.243,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile ... için yaralanması nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı olarak 32.292,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 30/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile ... için 15.000,00 TL, ..., ... ve ... için ayrı ayrı 10.000,00 TL, ... için 7.500,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 30/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... dışındaki tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalılar... ile ... vekili, davalılar ... vekili ve ... Ulus.Taş.Pet.İth.İhr.İnş.San. ve Tic.Ltd.Şti vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalılar... ile ... vekilinin, ... vekilinin ve ... Ulus. Taş. Pet. İth. İhr. İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK.'nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar için takdir olunan manevi tazminat tutarlarının bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar... ile ... vekili, ... vekili ve ... Ulus. Taş. Pet. İth. İhr. İnş. San. ve Tic.Ltd.Şti vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 7.023,14 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar..., ..., ... ve ... Ulus. Taş. Pet. İth. İhr. İnş. San. ve Tic.Ltd.Şti'den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde davacılara geri verilmesine, 26/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.