Davacılar vekili, müvekkillerinin desteği olan B.. K.. ve M.. E..'ye, davalıların işleteni, sürücüsü, zorunlu ve ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın çarparak ölümlerine neden olduğunu belirterek davacılar için destekten yoksun kalma tazminatı ile birlikte desteklerin anne ve babaları için 60.000,00'er TL, destek Mustafa'nın kardeşleri Zülküf için 20.000,00 TL, Fatma ve Ayşe için 10.000'er TL, Yağmur ve Medine için 2.000,00 TL manevi tazminat ile destek Bayram'ın kardeşleri Celal, Aliye, Asya, İbrahim, Saniye ve Adem için 20.000,00'er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren (davalı sigorta şirketleri yönünden dava tarihinden itibaren ve poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olmak üzere) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacıların maddi tazminat talebi konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davalı sigorta şirketleri açısından manevi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin davalılar M.. E.. ve E.. E.. açısından kısmen kabulü ile, davacı M.. E..'nin ölümü nedeniyle F.. E.. ve G.. E.. için 10.000,00'er TL, Z.. E.., F.. E.., A.. E.. için 2.000,00'er TL, Yağmur ve M.. E.. için 500,00'er TL olmak üzere toplam 27.000,00 TL manevi tazminat ile B.. K..'nın ölümü nedeniyle K.. K.. için 10.000,00 TL, C.. K.. için 10.000,00 TL, C.. K.., A.. A.., A.. K.., İ.. K.., S.. K.. ve A.. K.. için 2.000,00'er TL olmak üzere toplam 32.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi 23/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma zararının tazmini istemine yönelik maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların desteklerinin ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları da gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 13.1.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.