Davacı vekili, plakası tespit edilemeyen araç/araçların sebep olduğu kaza sonucu yolcu olan müvekkilinin yaralandığını, müvekkilinin kusursuz olduğunu, kazaya sebebiyet veren aracın süratının olmadığını belirterek, belirsiz alacak olarak 100,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek ticari faiziyle davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; trafik kazasının gerçekleştiğinin ispat edilememesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece meydana gelen yaralanmanın trafik kazası sonucu gerçekleştiğine dair yeterli kanaat elde edilemediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına mevcut delillere uygun düşmemektedir.
Yargılamada alınan 13.10.2015 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi'nin kusur raporunda plakası tespit edilemeyen araç sürücüleri ile davacının yolcusu olduğu motosiklet sürücüsünün kazanın oluşumunda kusurlu olduğunun belirtilmesi, 22.11.2012 tarihli ... Devlet Hastanesi kayıtlarında vakıanın trafik kazası olarak belirtilmesi, davacının sol tibia kemiğinin kırıldığının sabit olduğu ve tanık beyanları dikkate alındığında davacının yaralanmasının 22.11.2012 tarihinde meydana gelen kazadan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Sigortacılık Yasası hükümleri ve TTK'nın 1409.maddesine kıyasen uygulanması halinde bunun aksinin davalı tarafından da ispatlanamadığı görülmektedir.
O halde mahkemece işin esasına girilerek toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilip hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 26/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.