Asıl ve birleşen davada davacılar ... ve ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 04/12/2012 ve 28/01/2019 günlerinde verilen verilen dilekçeler ile trafik kazasına bağlı yaralama nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne; birleşen davanın kabulüne dair verilen 28/06/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi birleşen dosya davalısı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Asıl ve birleşen dava, trafik kazasına bağlı yaralama nedeniyle tedavi giderlerinin tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne; birleşen davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, birleşen dosya davalısı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili asıl davada; 02/05/2010 tarihinde davacıların yolcu olarak bulunduğu dava dışı sürücü ...’in sevk ve idaresinde olan ... plaka sayılı araç ile davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu... plaka sayılı aracın karıştığı çift taraflı kazada müvekkillerinin yaralandığını, uzun süre tedavi gördüklerini, olayın davalılardan sürücü ...’un kusuru ile meydana geldiğini belirterek, tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminatın davalılardan tahsili isteminde bulunmuştur.
Davacılar vekili birleşen davada; müvekkillerinin bir kısım tedavi giderlerinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi uyarınca davalı ...’ndan tahsili isteminde bulunmuştur.
Asıl dosya davalıları; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Birleşen dosya davalı vekili, davanın zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; asıl davanın kabulüne dair verilen 22/07/2015 tarihli ilk kararın davalılar tarafından temyizi üzerine 17. Hukuk Dairesinin 05/07/2018 tarihli ve 2015/13506 Esas-2018/6802 Karar sayılı ilamı ile "... davacılar tarafından talep edilen ve belgelendirilen tedavi giderleri 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesi kapsamında olup, dava dışı SGK'nın sorumluluğunda bulunmaktadır. Ancak temyiz eden sıfatı ve temyiz nedenlerine göre tedavi giderlerinin, raporda belirtilen 8.220,25 TL'sinden davalıların sorumluluğunun olmadığı yönündeki beyanları dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesi ile bozulmuş; bozma sonrası aleyhine açılan davanın asıl dosya ile birleştirilmesine karar verilmiş; bozmaya uyularak asıl davada belgelendirilen tedavi giderleri mahsup edilerek davanın kısmen kabulüne; birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesinin birinci fıkrasında; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.” aynı maddenin ikinci fıkrasında; “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” şeklinde düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda, kaza nedeniyle davalılardan ...’un taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan mahkumiyetine karar verilmiş ve karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçu ise olay tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 89. maddesinin 4. fıkrası kapsamındadır ve ceza zamanaşımı süresi 5237 sayılı TCK’nun 66/e maddesi uyarınca 8 yıldır.
Dosya kapsamından; davacılar vekili birleşen davada, 02/05/2010 tarihinde yolcu olarak bulundukları araç ile davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu 34 EBS 55 plaka sayılı aracın karıştığı çift taraflı kaza nedeniyle yaralandıkları iddiası ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi uyarınca tedavi giderlerinin davalı ...’ndan tahsili isteminde bulunmuşlar, tedavi olay tarihinde başlamakla beraber son olarak 02/02/2012 yapılmış ve faturalandırılmıştır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacıların trafik kazası sonucu yaralandığı, dava konusu eylemin aynı zamanda suç oluşturduğu ve TCK’nun 89/4 maddesine göre ceza yargılaması yapıldığı anlaşılmaktadır. Yaralama olayı 02/05/2010 yılında gerçekleşmiş, son tedavi gideri 02/02/2012 yılında yapılmış, birleşen dava 28/01/2019 tarihinde açılmıştır. Şu durumda davanın açıldığı tarih itibariyle son tedavi giderinin yapıldığı günden itibaren 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 109. maddesinde düzenleme altına alınan 2 yıllık zamanaşımı süresi ile olay tarihinden itibaren de 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 89/4 ve 66/1-e maddeleri uyarınca 8 yıllık uzamış ceza zamanaşımı süresi geçmiştir.
Birleşen dosya davalı vekili tarafından cevap dilekçesi ile zamanaşımı def'i ileri sürüldüğüne göre; davacıların istemlerinin birleşen dava yönünden zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile esası incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:
Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA 10/03/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.