Davacı vekili,19/09/2010 tarihinde davalının kullandığı aracın sola dönülmez levhasına rağmen doğrultu değiştirerek aniden sola girmesi üzerine bu araca çarpmamak için dava dışı aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek kaldırımdaki bisiklet sürücüsü müvekkiline çarptığını, davacının ağır şekilde yaralanarak %12 oranında malul kaldığını, maluliyeti nedeniyle askerliğe elverişli olmadığına dair sağlık raporu verildiğini, olayın meydana gelmesinde kusurun tamamının davalı araç sürücüsüne ait olduğunu belirterek 20.000,00-TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece,davanın kısmen kabulü ile, 6.000,00-TL manevi tazminatın 19/09/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
karar verilmiş, hüküm,taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-)Dava trafik kazası sonucunda yaralanma nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak BK'nın 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K'nın 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Belirtilen hususlar dikkate alındığında, olayın meydana geliş şekli, kusur durumu, davacının yaşı ve maluliyet durumu dikkate alındığında davacı için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun şekilde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 306,86 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 02/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.