Davacılar vekili, davalının idaresindeki araçla kusurlu biçimde seyri sırasında, davacı Serdal'ın idaresindeki aracıyla kaza yapmasına neden olduğunu, her iki davacının da kazada yaralandığını ve bu sebeple manevi zarara uğradıklarını belirterek davacılar için 5.000,00'er TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, kazadaki kusur durumları ile zararın niteliğine göre istenen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı Serdal için 1.500,00 TL ve Şerif için 1.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK'nun geçici 3. maddesi delaletiyle mülga 1086 Sayılı HUMK'nun 427. maddesinde öngörülen temyiz kesinlik sınırı 01.01.2016 tarihinden itibaren 2.190,00 TL'ye çıkarılmıştır.
İhtiyari dava arkadaşı olan davacılar lehine hükmedilen manevi tazminatlara ilişkin karar, anılan tarihten sonra verildiğinden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece karar verilebileceği gibi 1.6.1990 gün 3/4 sayılı YİBK uyarınca Yargıtay'ca da karar verilebileceğinden, davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin nedeniyle REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 01/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.