Davacı ..., davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, kendi idaresindeki araca çarpmasıyla oluşan kazada aracın kullanılamaz hale geldiğini, kazada yaralandığını, sigorta şirketi tarafından ödenen 2.030,00 TL hasar bedelinin düşülmesinden sonra fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL maddi tazminat ile 5.880,00 TL araç sovtaj bedelinin kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini, 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacının maddi tazminata, aracın teslim alınmamasına, sovtaj bedeline ve değer kaybına ilişkin isteminin reddine; manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 500,00 TL'nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar Fahri ve Halil'den tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen, birbiriyle uyumlu bilirkişi raporlarındaki kusur oranlarının benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; dava dilekçesinde talep edilmeyen, araç muhafazası için ödenen kira bedeli konusunda araştırma yapılmayışında bir isabetsizlik bulunmamasına; davacı aracının kazada ağır hasar görüp pert olduğu tespit edilmiş ve tarafların kabulünde olduğundan, pert araç için değer kaybından da bahsedilemeyeceğinden, bu istemin reddinde bir isabetsizlik bulunmamasına; davacının yaralanma derecesi de dikkate alınarak TBK'nun 56. (BK'nun 47.) maddesi gereği hak ve nasafete uygun biçimde manevi tazminatın belirlenmiş olmasına göre; davacı ...'ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı tarafça, davaya konu trafik kazası sonucu oluşan araç hasar bedeli, değer kaybı, sovtaj bedeli, aracın kullanılamamış olmasından kaynaklanan araç mahrumiyet bedeli talep edilmiştir. Davacı talebine konu edilen zarar ile miktarının belirlenmesi, özel ve teknik bilgiyi gerektiren bir husus olduğu için, uzman makine mühendisi bilirkişiden rapor alınması gerektiği halde, uzman olmayan avukat bilirkişiden alınan rapora göre karar verilmesi doğru değildir.
Diğer yandan; dava dilekçesinde kaza nedeniyle uğranılan maddi zararlar ifade edilirken, aracın hasar görmüş olması nedeniyle kullanılamadığı ve davacının uzun süre araçsız kalmış olması nedeniyle de zarara uğradığı belirtilmek suretiyle, araç mahrumiyet bedelinin talep edildiği; uzman olmayan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, bu hususta bir irdeleme yapılmadığı ve mahkemenin de davacının bu talebi hakkında inceleme yapmadan, eksik incelemeyle hüküm tesis ettiği görülmektedir.Davacının bu talebinin değerlendirilmesi de özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, 6100 sayılı HMK'nun 266/1. maddesi gereği uzman makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmadan karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; araç hasarı konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiden, davacı aracının pert olduğunun daha önce eksper tarafından tespit edildiği ve tarafların kabulünde olduğu, davacının araç sovtajını 3.750,00 TL'ye satıp sovtajı değerlendirdiği hususları da dikkate alınmak suretiyle; aracın kaza tarihindeki hasarsız rayiç bedeli ile sovtaj bedelinin ne kadar olacağı belirlenip zararın tespiti, araç hasar bedeli hesabının yapılması; davacının araç mahrumiyet bedeli istemi yönünden de, pert olan davacı aracı ile aynı nitelikteki bir aracın yeniden satın alınması için gerekli olan makul sürenin ne olduğu belirlenip, bu sürede emsal nitelikteki bir aracın (davacı tarafından kaza olmasaydı dahi yapılması gereken yakıt vs. gibi zorunlu giderler indirildikten sonra) kiralama ücretinin miktarına göre araç mahrumiyet bedelinin hesaplanması hususlarında ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı ...'ın sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ...'a geri verilmesine 29/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.