Davacılar vekili, davalıların sürücü ve trafik sigortacısı olduğu aracın davacıların çocuğu ...'a çarparak yaralanmasına sebep olduğunu belirterek fazlaya ilişkin tüm talep ve haklarının saklı kalmak kaydı ile davacı ... için kaza tarihinden itibaren en yüksek reeskont faizi ile 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 03.07.2015 tarihli dilekçesi ile talebini yükseltmiştir.
Davalılar davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulüne, 72.608,81 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Sigorta şirketinin sözleşme limiti ile sorumlu tutulmasına, Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/884 esas sayılı dosyasındaki masrafların davalılara tahmiline, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası sonucu maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusu trafik kazasına ilişkin kaza sonrası düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında ; davacı çocuğun yola aniden çıkması nedeniyle elini bırakarak buna sebep olan annesi kusurlu bulunmuş, davalı sürücüye ise herhangi bir kusur atfedilmemiştir. Yargılama sırasında kusur oranlarının belirlenmesi amacıyla yapılan keşif sonrası trafikçi bilirkişiden alınan 18.04.2011 tarihli kusur raporunda ise; yine davacı çocuğun yola aniden çıkması nedeniyle annesi 1. dereceden kusurlu görülmüş, davacı çocuğun indiği otobüsün sürücüsü dava dışı ... yolun en sağ kısmında durarak yolcuların inişini bu kısımdan sağlamaması nedeni ile 2. dereceden kusurlu bulunmuş, davalı sürücüye ise kusur verilmemiştir.
Mahkemece hükme esas alınan, Adli Tıp Kurumundan alınan 24.08.2011 tarihli kusur raporunda; davacı çocuğa aynı kural ihlalinden %75 oranında kusur verilirken davalı sürücüye, otobüsten inen yolcuların karşıya geçebileceğini dikkate alarak hızını asgari hadde indirmediği, kontrolsüz ve seyir hızıyla seyrettiği için %25 kusur oranı verilmiş, trafikçi bilirkişi raporunda belirttiği üzere davacı çocuğun indiği otobüsün sürücüsüne neden kusur verilmediği anlatılmamış sadece rapordaki kusur oranlarına iştirak edilmediği belirtilmiştir. Bu yönüyle hükme esas alınan kusur raporu yeterli olmadığı gibi bilirkişi raporları arasındaki kusur durumuna ilişkin çelişki giderilmeden karar verilmesi de doğru değildir. Bu durumda mahkemece, İTÜ trafik kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyetinden kusur durumuna ilişkin çelişki giderici, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
2-Kabule göre de; hükmün 5 numaralı bendinde belirtilen davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi gerekirken hazineye gelir kaydına hükmolunması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...'ın, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davacılar ile davalı ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı ...'a geri verilmesine 19/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.