Davacılar vekili, 21.06.2012 tarihinde, davalıların işleten, sürücü ve trafik sigortacısı oldukları aracın müvekkillerinin eş/baba/dedeleri idaresindeki araca çarptığını ve ...'nun ölümüne neden olduğunu belirterek, eş ... için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte, eş ... için 50.000,00 TL, kızı ... için 20.000,00 TL., torunlar ... ve ... için 10.000,00'er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte (sigorta şirketi teminat poliçesi kapsamında kalmak kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... ve ... vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacı ...'nun maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 9.402,83 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen ve davalı sigortadan 07/07/2013 tarihinden itibaren, diğer davalılardan ise olay tarihi 21/06/2012 tarihinde itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı ... hakkındaki manevi tazminat teleplerinin reddine, davacı ...'nun manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, bu davacı için 40.000,00 TL., diğer davacıların manevi tazminat taleplerinin kabulü ile ... için 20.000,00 TL., ... için 10.000,00 TL. ve ... için 10.000,00 TL.nin olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'den müştereken müteselsilen tahsiline ve adı geçen davacılara ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar ve davalı ... vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2-Dava dilekçesinin içeriği ve taleplerin ileri sürülüş biçimi dikkate alındığında, davalı ... şirketinden manevi tazminat talep edilmediği anlaşılmakla, bu davalı yönünden manevi tazminat taleplerinin reddi ile lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, doğru değil, (davacı ... için reddedilen manevi tazminat yönünden kendini vekille temsil ettiren davalı ... yönünden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmekte olup) bozma sebebi ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK'nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 2. paragrafında yer alan; “Davalı ... hakkında açılan manevi tazminat taleplerinin REDDİNE,” ibaresinin tamamen hüküm fıkrasından çıkartılmasına, 12. paragrafının sonuna gelmek üzere; “(vekalet ücretinin davacı ...'ndan tahsili ile kendisini vekil ile temsil ettiren ...'e verilmesine” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davacılara yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 4.580,10 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...'den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 25/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.