Trafik Kazası Nedeniyle Destekten Yoksun Kalma Tazminatı İsteminde Hatır Taşıması Savunmasında Bulunulduğu
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi
Esas No : 2016/12800
Karar No : 2019/5904
Karar Tarihi : 2019-05-13





Davacı vekili, 24.10.2014 tarihinde, dava dışı sürücü idaresindeki aracın karıştığı tek taraflı trafik kazasında, davacının yolcu konumundaki babasının vefat ettiğini belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, 500,00 TL maddi tazminatın yasal faizi ile tahsilini istemiş, 52.226,68 TL olarak talebini ıslah etmiştir.

Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kabulü ile 52.226,68 TL maddi tazminatın 16/12/2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.

2-Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nin 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Ayrıca hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi, indirim yapacak ise de Dairemizin uygulamalarına göre %20 oranında hatır taşıması indirimi yapması gerekmektedir.

Davalı taraf, hatır taşıması savunmasında bulunmuştur. Mahkemece karar verilirken, davalı vekilinin bu savunması hakkında değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece, BK 51. madde tartışılarak sonucuna göre hatır indirimi yapılıp yapılmamasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.

3-Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu'nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.

Somut olayda dava dışı araç sürücüsü ile yakın arkadaş ve iş ortağı olan davacı desteğinin, gece ırmak kenarında birlikte alkol aldıkları, kazanın saat 05.45 sularında, sürücünün aracı kuma kaptırması sonucu meydana geldiği anlaşılmaktadır. Buna göre mahkemece, BK.'nun 44. maddesi (TBK. md. 52) uyarınca maddi tazminattan %20 oranda müterafik kusur indirimi yapılarak sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

4-Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu/olacağı yardımın miktarı doğru şekilde belirlenmelidir.

Dairemizce kabul görmüş pay esasına göre; çocuksuz durumda destek, desteğin gelirini eşi ile ortak paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin %50 ve eşin %50 pay alacağı kabul edilmektedir. Çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise destek gelirden eşi ile birlikte 2’şer pay alırken çocuklara birer pay verileceği, yine eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocukların her birine 1’er pay, ana ve babaya 1’er pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır. Çocukların sayısı arttıkça hem desteğe ayrılan pay, hem de eş ve çocuklar ile ana ve babaya ayrılacak paylar düşecektir. Çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun payları destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılacak, anne ve babaya verilmeyecektir. Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payı artacaktır. Bu pay esası Türk aile sistemine çok uygun düşmektedir. Çünkü Türk aile sisteminde desteğin geliri aile bireyleri tarafından birlikte paylaşılmakta, aile bireyleri arttıkça gelirden alınacak pay düşmekte, aile bireyi azaldıkça da gelirden alınacak pay yükselecektir. Ana ve babadan birinin destekten çıkması ile payı diğerine aktarılacak, ana ve baba ile çocukların tamamının destekten çıkması durumunda ise yine çocuksuz eş gibi desteğe 2 pay, eşe 2 pay esasına göre %50 pay desteğe, %50 pay eşe verilerek varsayımsal olarak gelir paylaştırılarak tazminat bu ilkelere göre hesaplanmalıdır.

Somut olayda, murisin 50 yaşında vefat ettiği, boşandığı, kaza tarihinde davacı dışında iki kızının daha bulunduğu, bunlardan birinin (Hanım) kaza tarihi itibariyle 22 yaşını ikmal etmediği, hükme esas alınan aktüer raporda, dava dışı Hanım'a pay ayrılmadığı, UYAP ortamında yapılan araştırmada ise, desteğin kızı ... tarafından davalı ... aleyhine destekten yoksun kalma tazminatı istemli dava açılarak, tazminata hükmedildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacı ... ile desteğe %50'şer pay verilmiştir. Dairemizce yukarıda belirtilen pay esasına göre somut olayda desteğin kızı Hanım'a 22 yaşın ikmaline kadar davacı kardeşi ... ile birlikte pay ayrılması ve tazminat hesabında gözönüne alınması gerekir.

Bu durumda mahkemece; Dairemiz'in yerleşik uygulamaları ile belirlenen ve yukarıda ifade olunan destek payları esas alınmak suretiyle, davacının talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 13/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.