Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ...'ın sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı araçla müvekkili ...'a çarparak yaraladığını, kazanın oluşumunda tüm kusurun davalıda olduğunu, kaza sebebiyle müvekkillerinin maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek, 10.000,00 TL manevi, 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı ... poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere, davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Ordu 2. Asliye Hukuk Mahkemesince; maddi tazminat yönünden açılan davanın kabulü ile 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 236.415,46 TL maddi tazminatın ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, (A. Sigorta'nın poliçe limiti ile sınırlı kalmak şartıyla), manevi tazminat yönünden açılan davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile 2000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'tan alınarak, davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş,Samsun Bölge Adliye Mahkemesi’nceDavacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla zarar gören, haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. O halde, davalılar yönünden, maddi tazminata ilişkin faiz başlangıcının kaza tarihinden itibaren olması gerekir.
Davalı ... ise, kazaya karışan ve davacının zarara uğramasına neden olan aracın trafik sigortacısı olup 2918 sayılı KTK'nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları'nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt tarihinden itibaren faizden sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
Somut olayda, davalı şahıs yönünden kaza tarihinden, davalı ... şirketin yönünden başvurunun 28.10.2011 tarihinde yapıldığı, faizin başlangıç (temerrüt) tarihinin başvuru tarihi olan 28/10/2011 tarihinden itibaren 8 iş günü sonra (06/11/2011) kabul edilmesi gerekirken yazılı şekilde dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi de doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmeyeceğinden hükmün, 6100 sayılı HMK'nin geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nin 438/7. maddesi gereğince düzelterek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1.nolu bendine yer alan "dava tarihinden ve ıslah
tarihinde" ibarelerinin hükümden çıkarılarak yerine "davalı ... yönünden kaza tarihi olan 22.09.2011 tarihinden, sigorta şirketleri yönünden 06.11.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi" ibaresinin yazılmasına hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesi'ne, Dairemiz karar örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.