Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, dava dışı ...'nun sürücüsü olduğu aracıyla karıştığı tek taraflı trafik kazası sonucu araçta yolcu olarak bulunan...'ın vefat ettiğini, kaza nedeniyle davacıların müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını, kaza yapan aracın davalı ... şirketi nezdinde trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigorta şirketine yapılan başvuru sonucunda 24.919,00 TL ödeme yapıldığını, müzayaka halinde bu bedeli kabul ettiklerini ve ibraname imzaladıklarını, desteğin yaşı, kazanın oluşu, geliri ve kusur durumları dikkate alındığında davalının üst limitten sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacı ... ... (anne) için 100,00 TL, davacı ... ... (baba) için 50,00 TL olmak üzere toplam 150,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren, aksi halde davalı tarafça yapılan ödeme tarihinden itiabren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili, 18/09/2014 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporunda davalı ... şirketi tarafından yapılan ödemenin faiz işletilerek güncellenmesine göre indirim yapılması gerektiğinin belirtilmesinin hatalı olduğunu, müterafik kusurunun bulunmadığını ve hatır taşımacılığının şartlarının oluşmadığını, müteveffanın alkol kullanmadığını ve şoförün de alkollü olduğunu bilebilecek durumda olmadığını, bu nedenle bilirkişi raporunun aleyhe olan kısımlarınının reddi ile müvekkilin maddi tazminat alacaklarını yansıttığı kanaatiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla maddi tazminat taleplerini toplam 17.140,00 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı ... şirketi vekili, süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesinde, davanın yetkisiz yerde açıldığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalının kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, müteveffanın sürücünün alkollü olduğunu bilmesine rağmen aracına binmesi nedeniyle müterafik kusuru olduğunu ve hatır taşıması indirimi yapılmasını, davanın işleten ...'ya ihbarını, davacıların başvurusu üzerine müvekkili şirket tarafından davadan önce müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi sonucu 24.919,00 TL ödeme yapıldığını, ödeme ile birlikte müvekkili şirketin başkaca sorumluluğunun kalmadığını, uygulanabilecek faiz türünün yasal faiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için oğlu... ...'ın ölümü nedeniyle 1.580,42 TL, davacı ... ... için oğlu... ...'ın ölümü nedeniyle 2.987,14 TL tazminatın 08.11.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, dair karar verilmiş, hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
Borçlar Kanunu'nun 44/1. maddesi hükmüne göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surete ağırlaştırmış ise, hakim, tazminat miktarını hafifletebilir.
Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. (EREN, Fikret. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2015. S. 582) Zararın doğumu ya da artmasına yol açan fiil, zarar görenin davranışlarından ileri gelmişse müterafik (ortak) kusurdan söz edilir. (KILIÇOĞLU, Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2012, s.418) Buna göre, müterafik kusur indirimi için zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında kusurlu olması aranmaktadır.
Somut olayda; otopsi raporunda müteveffa...'ın başının sağ yanının travmaya bağlı olarak tamamen kırık (çökme kırığı) olduğu belirtilmiş, kaza tespit tutanağında yolcu...'ın emniyet kemerinin takılı olmadığı tespit edilmiş, tanık beyanlarında müteveffa ile sürücünün birlikte alkol aldıkları beyan edilmiş ve klasik otopsi raporunda sürücünün kanında alkol olduğu tespit edilmiştir.
Bu durumda, müteveffanın ölüm nedeni dikkate alındığında, davacılar desteğinin araçta emniyet kemeri takılı olmadan yolculuk ettiği ve sürücünün alkollü olduğunu bilmesine rağmen araca bindiği anlaşılmakla olayda müterafik kusuru söz konusudur.
Mahkemece hükme esas alınan 12/10/2015 havale tarihli bilirkişi raporunda, tek taraflı kazada vefat eden araçta yolcu konumundaki müteveffanın emniyet kemeri takılı olmadığından %12,5 oranında kusurlu olduğu, alkollü olduğunu bildiği sürücünün aracına bindiği ve hatır için taşındığı gerekçesiyle de belirlenen tazminattan %25 oranında indirim yapılması gerektiği belirtilmiş olup, mahkemece buna ek olarak yine hatır için taşındığı gerekçesiyle % 20, emniyet kemeri takılı olmadığı gerekçesiyle %10 ve alkollü olduğunu bildiği sürücünün aracına binmekten dolayı %10 oranında olmak üzere belirlenen tazminattan toplam %40 oranında ayrıca indirim yapılarak karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
6098 sayılı Borçlar Yasasının, "Tazminatın belirlenmesi" üst başlıklı 51/1 maddesi ile (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 43.maddesi); Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır.
Tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen, Türk Borçlar Yasasının 52.maddesinde (Borçlar Kanunu 44. madde) öngörülen sebepler, daha çok zarar görenle ilgilidir. "Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı" yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır.
Destek, meydana gelen kazada yolcu olup, kusursuzdur. Desteğin emniyet kemeri takılı olmadan nizamlara aykırı ve kendi can emniyetini tehlikeye atacak şekilde yolculuk yapması ise sürüş kusurlarından olmayıp, hakim tarafından tazminattan indirim sebebi olarak kabul edilmelidir. Yolculuk yapmaya uygun olmayacak şekilde emniyet kemeri takılı olmadan yolculuk yapmak gibi hususlar bilirkişi tarafından kusur oranı belirlenirken dikkate alınacak hususlar değildir. Oysa mahkemece alınan bilirkişi raporunda desteğin emniyet kemeri takılı olmadığı gerekçesiyle destek yolcu %12,5 kusurlu görülmüştür.
Mahkemece; öncelikle destek yolcunun trafik akışına ilişkin olarak kusursuz olduğu kabul edilerek, desteğin emniyet kemeri olmadan yolculuk yaptığı hakim tarafından değerlendirilerek, dairemizin yerleşik uygulamasına göre %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken hem kusur raporunda desteğe %12,5 oranında kusur verilmesi ve mahkemece ayrıca tazminattan aynı gerekçeyle ikinci kez %10 oranında indirim yapılmasının hatalı olduğu; davacıların desteğinin, sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca binmiş olması nedeniyle olayda müterafik kusuru söz konusu olduğundan yalnızca mahkemece tazminat miktarı belirlenirken Dairemiz uygulamalarına göre desteğin müterafik kusuru nedeniyle %20 oranında indirim yapılması gerekirken, sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca binmiş olması nedeniyle bilirkişi raporunda indirim yapılmasının hatalı olduğu mahkemece değerlendirilmeden, tazminat miktarı belirlenirken mahkemece aynı gerekçeye dayanılarak müterafik kusur nedeniyle ikinci kez indirim yapılmasının hatalı olduğu; sigortalı araçta yolcu olan davacıların oğlu...'ın araç sürücüsü ...'nun arkadaşı olduğu anlaşılmakla sürücü ile davacılar desteği arasındaki bu taşımada hatır taşıması bulunmasına göre yalnızca mahkemece %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılması gerekirken, hatır taşıması nedeniyle bilirkişi raporunda indirim yapılmasının hatalı olduğu mahkemece değerlendirilmeden, tazminat miktarı belirlenirken mahkemece aynı gerekçeye dayanılarak hatır taşıması nedeniyle ikinci kez indirim yapılmasının hatalı olduğu anlaşılmakla belirtilen yönlerden eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeye dayalı olarak verilen kararın bozulması gerekmiştir.
3-Davacılar destek... ...'ın vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep etmekte olup, kaza tarihinde destek 17 (17 yıl 7 ay) yaşındadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda destek yaşasaydı, evleneceği ve muhtemel 2 çocuğu olacağı, bekar olduğu dönemde anne ve babasına %25'er oranda, çocuksuz evli olduğu dönemde %10'ar oranda, ilk çocuğunun olduğu dönemde %7,5'şer oranda, iki çocuğunun olduğu dönemde %5'er oranda, babası vefat ettiğinde destek payının annesinin payına ekleneceği kabul edilerek destek paylarının dağıtımı yapılmıştır. Anılan hesaplama hatalıdır. Şöyle ki; Dairemiz uygulamalarına göre desteğin 18 yaşında gelir elde etmeye başlayacağı, askere gideceği, askerlik görevini tamamladıktan sonra 2 yıl içinde evleneceği ve bir yıl sonra bir çocuğu daha sonra ikinci çocuğunun olacağı varsayılarak hayatın olağan akışına göre bekar olarak ölen çocuğun ileride evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek, desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babanın her birine %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki eşe iki anne ve babaya birer pay verilerek, yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16’şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe, iki pay eşe bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14'er pay verilmesi daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya %12,5’er pay verilmesinin uygun olacağı, daha sonra anne ve babadan yaşam tablosuna göre hangisi destekten çıkacaksa kalan kişiye diğerinin payının ilave edilerek destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekeceği kabul edilmektedir. Bu haliyle bilirkişi raporunda davacı anne ve babaya hatalı destek payı belirlenmesi doğru görülmemiş olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 27/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.