Trafik Kazası - Ölüm - Destekten Yoksun Kalma - Destek Payları - Müştereken ve Müteselsilen Sorumluluk
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi
Esas No : 2016/9172
Karar No : 2019/3566
Karar Tarihi : 2019-03-26





Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

- K A R A R -

Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi ...'nın 15.09.2013 tarihinde yolcu olarak bulunduğu araçla, ... adına kayıtlı bulunan ... plakalı olan ve davalı şirket tarafından sigortalı bulunan minibüsün çarpması sonucunda vefat ettiğini, minibüs sigortacısı davalı şirkete sigorta tazminatının ödenmesi amacıyla 21.01.2014 tarihinde başvuru yaptıklarını ancak tazminat taleplerinin kabul edilmediğini belirterek davacıların her biri için şimdilik 1.000,00'er TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL'nin 23.11.2013 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında talebini yükseltmiştir.

Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kabulü ile 12.347,02 TL maddi tazminatın 10/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ...'ya verilmesine, 14.035,94 TL maddi tazminatın 10/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ...'ya verilmesine, karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.

2-Dava, trafik kazası sonucunda ölüm nedeni ile maddi tazminat (destekten yoksun kalma) istemine ilişkindir.

Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalan(lar)a müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu yardımın miktarı belirlenmelidir.

Davacıların desteği olan ..., kaza tarihinde 24 yaşında ve bekar olarak vefat etmiştir. Hükme esas alınan aktüer raporunda, desteğin evlenene kadar ana babasına gelirinin %25'i kadar, evli ve henüz çocuksuz olduğu dönem için %10'u kadar, evlenip çocuklarının olduğu dönem için %7.5'u kadar ve en son dönemde de %5'i kadar destek payı ayıracağı varsayılarak hesaplama yapılmış ve ayrıca davacı babanın muhtemel ölüm tarihi sonrasında davacı anneye, destek ihtiyacı son bulan babanın payı eklenmemiştir.

Hayatın olağan akışına göre bekar olarak ölen çocuğun ileride evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek, desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönemde anne ve babanın her birine %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki eşe iki anne ve babaya birer pay verilerek, yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16 şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe, iki pay eşe bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14'er pay verilmesi daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya 12,5'er pay verilmesinin uygun olacağı, daha sonra anne ve babadan yaşam tablosuna göre hangisi destekten çıkacaksa kalan kişiye diğerinin payının ilave edilerek destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekeceği, Dairemizin yerleşik uygulaması gereğidir.

Bu nedenle; mahkemece, Yargıtay uygulamaları da gözetilmek suretiyle, bilirkişiden işaret edilen hususta ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetli görülmemiştir.

3-Davacıların uğradığı zarar tek olaydan kaynaklanmakta olup, 2918 sayılı KTK’nın 88. maddesi ve BK’nın 50. maddesi uyarınca, haksız fiile karışanların her biri meydana gelen zarardan müteselsilen sorumludurlar. Davacı, zararını sorumlulardan müştereken ve müteselsilen talep edebileceği gibi, Yasanın verdiği müteselsil talep hakkından açıkça vazgeçerek her bir sorumlunun kusuru oranında da talepte bulunabilir.

Somut olayda araçta yolcu olarak bulunan desteğin kazanın oluşuna etken bir kusuru bulunmadığı gibi, davacılar vekili de, tarafların kusur oranına bakılmaksızın, zararının tamamının tazminine karar verilmesini talep etmiştir.

Bu durumda mahkemece, kazaya karışan sürücülerin kusuru oranında bir ayrıma gidilmeksizin (ve müterafik kusur ihtimalinin kazaya etken olan ana kusur içinde değerlendirilemeyecek bir unsur olduğu gözetilerek) tespit edilen zarar yönünden ve müşterek müteselsil sorumluluk esaslarına göre davalının sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 26/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.