Davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... AŞ aleyhine 09/11/2012 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacılar ... ve ... yönünden destekten yoksun kalma tazminatına dair istemin kısmen kabulüne, diğer davacılar yönünden reddine, davacıların tarım makinaları ve kayısıların kaybından kaynaklı maddi tazminat istemlerinin reddine, manevi tazminat yönünden daha evvel verilen hüküm kesinleşmiş olduğundan yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına dair verilen 04/05/2017 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi olanağı bulunmamasına göre davalıların yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazları reddedilmelidir.
2) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine davacıların yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
3) Davacıların kaza sonucu kayısıların kaybı nedeniyle oluşan zararına ilişkin diğer temyiz itirazına gelince;
Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, destekten yoksun kalma tazminatına dair istemin davacılar ... ve ... yönünden kısmen kabulüne, diğer davacılar yönünden reddine, davacıların tarım makinaları ve kayısıların kaybından kaynaklı maddi tazminat istemlerinin reddine, manevi tazminat yönünden ise evvelce verilen hüküm kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, 07/08/2012 tarihinde davacıların desteğinin sevk ve idaresindeki traktör ile davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu aracın çarpışması sonucu yaşanan kazada desteğin vefat ettiğini, kaza sırasında taşınmaktayken yere dökülerek telef olan kayısıların gelirinden mahrum kaldıklarını, kazanın davalı sürücünün kusurundan kaynaklandığını belirterek, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılar vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, destekten yoksun kalma tazminatı isteminin davacılar ... ve ... yönünden kısmen kabulüne, diğer davacılar yönünden reddine, dökülen kayısılardan ve tarım makinalarından kaynaklanan istemin kabulüne, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne dair verilen 17/12/2013 tarihli karar, davalılar vekilince temyiz edilmiş, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 17/12/2015 tarihli ve 2014/6758 esas, 2015/14350 karar sayılı ilamı ile davalılar vekilinin diğer temyiz itirazları reddedilerek, “dava dilekçesinde olmamasına rağmen davacının ıslah dilekçesi ile kırıldığını tanık ifadeleri ile sonradan öğrendiğini belirttiği ot biçme makinası bedelini de talep ettiği, mahkemece bu konuda araştırma ve inceleme yapılmadan ziraat mühendisi raporuna göre talep aşımına yol açacak şekilde karar verildiği, ayrıca PMF verileri dikkate alınarak denetime olanak sağlayacak şekilde yeni bir rapor alınması gerektiği” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak, manevi tazminat yönünden verilen hüküm bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olduğundan yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, ilk karar davacılar tarafından temyiz edilmediğinden aleyhe bozma yasağı gözetilerek ilk kararda davacılar ... ve ... lehine hükmedilen destekten yoksun kalma tazminatına yeniden hükmedilmiş, diğer davacıların destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin istemleri reddedilmiş, tüm davacıların tarım makinaları ve dökülerek telef olan kayısılardan kaynaklanan maddi tazminat istemleri de reddedilmiştir. Mahkemenin 04/05/2017 tarihli temyize konu bu kararı ise taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamından; mahkemece 17/12/2015 tarihli bozma ilamına uyulduğu belirtilmiş ise de, bozma ilamının gereğinin tam olarak yerine getirilmediği, davacıların usuli kazanılmış hakkının gözetilmediği anlaşılmaktadır.
Şöyle ki; mahkemece verilen ilk kararda kayısıların kaybından kaynaklı tazminata hükmedilmiş, bu zarar istemi yönünden davalıların temyiz istemi yerinde görülmeyip reddedilmek suretiyle, davacıların bu nedenle oluşan zararı bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiştir. Ancak mahkemece bozmadan sonra kayısıların kaybına dayalı tazminat istemi reddedilmiştir.
Şu halde mahkemece; bozma kapsamı dışına çıkılarak davacıların telef olan kayısıların kaybı nedeniyle oluşan zararına hükmedilmemesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (3) nolu bentte açıklanan nedenle BOZULMASINA, ilk bentte gösterilen nedenle davalıların tüm, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacıların diğer temyiz itirazlarının reddine ve davacılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/09/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.