Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki birleşen dosyada davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 20.03.2019 Çarşamba günü davalı ...Ş. vekili Av. ... geldi. Davacı ve diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı ... AŞ. dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin davalı ... şirketine karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta poliçesi ile sigortalı araçta yolcu iken meydana gelen tek taraflı trafik kazasında yaralandığını belirterek şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, davalıya ZMMS ile sigortalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin meydana gelen trafik kazasında ağır yaralandığını belirterek şimdilik 10.000,00 TL daimi işgörememezlik tazminatının tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini artırmıştır.
Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile 199.836,80 TL iş görememezlik tazminatının birleşen davanın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, birleşen dosyada davalı
vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, birleşen dosyada davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-) Birleşen dava, trafik kazasından kaynaklanan daimi maluliyet tazminatının davacının yolcu olduğu trafik sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
Birleşen dosyada davalı ...Ş’nin, davacının yolcu olarak bulunduğu aracın zorunlu trafik sigortacısı olduğu hususu çekişmesizdir.
Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.1. maddesine göre, “ Bu sigorta ile sigortacı, poliçede belirtilen motorlu taşıtta seyahat eden yolcuların, duraklamalar da dahil olmak üzere, kalkış noktasından varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelebilecek bir kaza sonucu bedeni zarara uğraması halinde, sigortalının 10.07.2003 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunundan doğan sorumluluğunu, poliçede yazılı sigorta tutarlarına karar temin eder.”
4925 Sayılı Karayolu Taşıma Kanununun 18. maddesi uyarınca taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanunun 17. maddesinde düzenlenen sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar. Anılan Kanunun 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.8. maddeleri hükümlerine göre, meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak bu sigortanın hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için, sırasıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur.
Bahse konu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucu, yolcuların uğradığı bedeni zararlar bakımından taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı, trafik sigortacısı ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmemiş, sıralı bir sorumluluk düzenlemiştir. Başka bir anlatımla, yolcunun uğradığı bedeni zararlar, taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası kapsamında ise bu aracın trafik veya ihtiyari mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğu doğmayacaktır. Ancak limit aşımında sırasıyla zorunlu ve ihtiyari mali mesuliyet sigortacılarının sorumluluğu söz konusu olacaktır.
Bu durumda, yukarıda açıklanan düzenlemeler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında aracın taşımacılık sigortası bulunup bulunmadığı büyük önem arz etmektedir. Oysa ki, mahkemece, aracın kaza tarihini kapsayan taşımacılık sigorta poliçesi bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın eksik inceleme ile karar verilmiştir. O halde, somut olayda ticari taşıma olup Taşıma ve Ticaret Kanunu hükümlerine göre aracın taşımacılık sigorta poliçesinin olup olmadığı araştırılarak, bulunmaması halinde sıralı sorumluluk uyarınca aracın trafik sigortacısı birleşen dosyada davalı ... şirketine dava yöneltilebileceğinden, işin esasına girilerek inceleme yapılması; taşımacılık sigorta poliçesinin bulunması ve hesaplanan zararın taşımacılık poliçe limiti içinde kalması halinde ise davanın husumetten reddi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de;
Mahkemece, davacının maluliyet oranının belirlenmesi hususunda 08.12.2014 tarihinde 3 ... uzmanı bilirkişi kurulundan ... Sağlık İşlemleri Tüzüğü yeni ismiyle Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği denilmek suretiyle alınan raporda; davacıda maluliyet bulunmadığı, geçici iş göremezliğinin 3 ay olduğu belirtilmiş, mahkemece hükme esas alınan 07.07.2015 tarihli bilirkişi kurulu raporunda ise ... Sağlık İşlemleri Tüzüğü yeni ismiyle Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri esas alınarak denilmek suretiyle davacının %41 daimi maluliyetinin, 9 ay geçici iş göremezliğinin bulunduğu belirlenmiştir. Kaza tarihi 18.11.2012 itibariyle yürürlükte olan " Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği" hükümleri esas alınması gerekirken yazılış şekli gözetildiğinde tüzük hükümlerinin mi, yönetmelik hükümlerinin mi esas alındığının tespiti mümkün bulunmayan %41 oranında kalıcı maluliyet, 9 ay geçici iş göremzlik olduğuna dair raporun dosya kapsamında bulunan 08.12.2014 tarihli bilirkişi raporuyla da çeliştiği dikkate alındığında hükme dayanak yapılması doğru olmamıştır. O halde, mahkemece yapılacak iş, ATK’dan çelişkileri gideren " Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği" hükümleri esas alan yeni bir rapor alınmasıdır.
Kabule göre;
Davacı vekili, birleşen dosyada dava dilekçesinde 10.000,00 TL daimi maluliyet tazminatı talep etmiş ıslah dilekçesi ile talebini artırmış, ayrıca geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat talep etmemiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; davacıya ait geçici iş göremezlik ve daimi maluliyet zararı olarak toplam 199.836,80 TL meydana geldiği tespit edilmiş; mahkeme geçici ve daimi iş göremezlik toplamı olan 199.836,80 TL tazminatını hüküm altına almıştır.
HMK'nın 26. maddesi gereğince "Hakim, tarafların talep sonuçları ile bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." Mahkemece davacının dava dilekçesindeki talebi ile bağlı kalınarak, sadece daimi maluliyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken davacının talep etmediği geçici iş göremezlik zararının da hüküm altına alınması doğru değildir.
Yine kabule göre;
Davacı taraf, trafik kazası sonucu müvekkilinin davacının malul kaldığını belirterek daimi maluliyet tazminatı talep etmiş, buna göre de bilirkişi tarafından TRH yaşam tablosu dikkate alınarak davacının kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresi belirlenmiş ve hesaplama yapılmış olup mahkemece bu rapor hükme esas alınmıştır.
Ancak karara esas alınan hesaplama, Hukuk Genel Kurulu'nun 1989/4-586 esas,1990/199 sayılı kararına ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına uygun değildir. Bu itibarla, Yargıtay kriterlerine uygun olarak Population Masculine Et – Feminine (PMF 1931) Tablosu esas alınarak davacının muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi ile davacının daimi iş göremezlik zararının hesaplanması gerekirken tazminat esaslarına uygun olmayan yaşam süresine göre hesaplama yapılan bilirkişi raporunun hükme esas alınarak yazılı olduğu biçimde karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle birleşen dosyada davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle birleşen dosyada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 2.037,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ... AŞ.'ye verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden birleşen dosya davalısı ... Sigorta A.Ş.'ye geri verilmesine, 21/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.