
Özet:
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... AŞ (Eski Ünvanı: ... Güvenlik Hizmetleri AŞ) (... Şirketi) vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı ... AŞ vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ... Sendikasının üyesi olduğunu, davalıya ait işyerinde alt işverenler bünyesinde özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, ... Sendikasının özel güvenlik çalışanları için örgütlenerek toplu iş sözleşmesi yapmak için 30.04.2015 tarihli ve 71106642/103.02/8605 sayılı yetki tespiti aldığını, alınan bu yetki tespitine ... Yatırım Holding AŞ (... Şirketi ) tarafından Çankırı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde itiraz davası açıldığını, davanın reddi kararının Yargıtay tarafından onandığını, yetki tespitinin kesinleştiğini, alınan yetki belgesine istinaden ... Sendikası tarafından yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmeleri sonucunda tüm maddeleri Yüksek Hakem Kurulunca 26.02.2019 tarihli ve 2018/1248 Esas, 2019/67 Karar sayılı karar ile uygulamaya konulan 01.03.2015-31.12.2015 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret farklarının kendisine ödenmediğini, davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğundan işçilik haklarından birlikte sorumluluğun söz konusu olduğunu ileri sürerek davacının ödenmeyen ücret farkı, ikramiye, genel tatil, yakacak, silah tazminatı, bayram, çocuk yardımı ve öğrenim yardımı alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; yetkili mahkemelerin İstanbul mahkemeleri olduğunu, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, kısmi dava açılamayacağını, dava şartı eksikliği sebebiyle davanın reddi gerektiğini, müvekkili Şirketin diğer davalı ile güvenlik hizmeti alım sözleşmeleri imzaladığını, davacının da bu hizmet alım sözleşmeleri çerçevesinde, belirli süreli iş sözleşmesi ile özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, bir an için davacının toplu iş sözleşmesinde belirtilen haklardan yararlanması gerektiği düşünülse dahi, bundan kaynaklanan sorumluluğun diğer davalıya ait olacağını, zira toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret ve sosyal haklardaki bedel artışlarının idare tarafından yükleniciye fiyat farkı olarak ödenmesi gerektiğini, ihale dokümanları incelendiğinde talep edilen bedelle ilgili bir fiyatlandırma tanımlanmadığının ortaya çıkacağını, diğer davalı Kurum ile müvekkili Şirket arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığını, müvekkili Şirketin tüm çalışanlarının ücretlerini banka aracılığıyla ödemekte olduğunu, davacı işçinin de çalıştığı dönem boyunca ücretlerini müvekkili Şirkete bildirdiği aylık ücret hesabı aracılığıyla tam ve eksiksiz olarak aldığını savunarak davanın öncelikle usulden, aksi hâlde esastan reddini istemiştir.
Davalı ... ve ... AŞ vekili cevap dilekçesinde; husumet yokluğundan davanın reddi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, davada taraf sıfatlarının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının üye sıfatı ile toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakkı bulunduğu, davalı ... ile davacının üyesi olduğu ... Sendikası arasında Yüksek Hakem Kurulunun 26.02.2019 tarihinde 2018/1248 Esas, 2019/67 Karar sayılı kararı ile bağıtlanan toplu iş sözleşmesi kapsamında olduğu, davacıya ait ücret bordroları ile banka kayıtlarının incelenmesi ile davacı vekili tarafından talep edilen alacakların işveren tarafından eksik ödendiğinin usul ve kanuna uygun denetime elverişli bilirkişi raporunun tespit edildiği, davalı ... ve ... AŞ'nin ise asıl işveren sıfatıyla dava konusu işçilik alacaklarından sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı ... vekili; İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkili Şirketin diğer davalı ile özel hükümler çerçevesinde, güvenlik hizmeti alım sözleşmeleri imzaladığını, davacının da bu hizmet alım sözleşmeleri çerçevesinde, belirli süreli iş sözleşmesi ile özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, her ne kadar dava dilekçesinde davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan mali haklarına ilişkin alacağının bulunduğu iddia edilse de bu hususa ilişkin müvekkili Şirketin sorumluluğu bulunmadığını, bundan kaynaklanan sorumluluğun diğer davalıya ait olacağını, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret ve sosyal haklardaki bedel artışlarının İdare tarafından yükleniciye fiyat farkı olarak ödenmesi gerektiğini, ihale dokümanları incelendiğinde, talep edilen bedelle ilgili bir fiyatlandırma tanımlanmadığının ortaya çıkacağını, diğer davalı Kurum ile müvekkili Şirket arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığını, müvekkil Şirketin tüm çalışanlarının ücretlerini banka aracılığıyla ödediğini, davacı işçinin de çalıştığı dönem boyunca ücretlerini müvekkili Şirkete bildirdiği banka hesabı aracılığıyla eksiksiz şekilde aldığını, alacaklara uygulanan faiz oranının hatalı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmek üzere Mahkeme kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı Kuruma ait... Fabrikasında yüklenici firmalar bünyesinde özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığı, davalılardan birinin ikametgâhı olan Ankara iş mankemelerinin yetkili olduğu, davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğu, davaya konu taleplerin 01.03.2015-31.12.2015 tarihleri arasındaki ... Şirketi bünyesinde geçen çalışma dönemine ilişkin olduğu, işyerinde geçerli toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre alacağın hesaplandığı, toplu iş sözleşmesinden kaynaklı alacaklara işletme faizi yürütülmesinde bir hatanın bulunmadığı; ancak davanın kısmi dava olarak açıldığı, ıslah dilekçesinin 15.09.2021 tarihinde ibraz edildiği, davalı tarafın süresinde sunduğu ıslah zamanaşımı def'i nedeniyle 15.09.2016 tarihinden önceki alacaklarının ıslah zamanaşımına uğradığı, İlk Derece Mahkemesince dava dilekçesindeki talep miktarları ile sınırlı şekilde hüküm kurulması gerekirken ıslah edilen miktarların tamamının hüküm altına alınmasının hatalı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; Yüksek Hakem Kurulu Başkanlığının 26.02.2019 tarihli ve 2018/1248 Esas ve 2019/67 Karar sayılı kararının “Farkların Ödenmesi” başlıklı geçici maddesinin “Toplu İş Sözleşmesinin yürürlüğe girdiği tarih ile işyerine tebliğ edildiği aya kadar geçen süre için ödenecek farkların tutarı, iş bu Kararın işyerine tebliğ tarihinden itibaren bir (1) ay içinde ödenir.” hükmünü içerdiği, mezkûr toplu iş sözleşmesinden kaynaklı alacaklarda muacceliyetin işbu kararın davalılara tebliğinden itibaren bir aylık süre sonunda başlayacağı, 2019 tarihinde bağıtlanan toplu iş sözleşmesinden doğan bir alacağın ıslah tarihinden geriye doğru 5 yıl gidilerek 2016 yılında zamanaşımına uğradığının kabulü ile verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili; diğer davalı ... ve ... AŞ ile müvekkili Şirket arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi içeriği, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun "Fiyat Farkı Verilebilmesi" başlıklı 8 inci maddesi ile Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik hükümleri uyarınca talep konusu alacaklardan diğer davalı ... ve ... AŞ'nin sorumlu olduğunu, aksi kabulün diğer davalı Şirketin sebepsiz zenginleşmesine, müvekkili Şirketin zarara uğramasına sebebiyet vereceğini, bilirkişi raporundaki hesaplamanın hatalı olduğunu, davacı işçinin sendikaya üyelik tarihi ve hesaplama yapılan süre boyunca sendika üyesi olarak kalıp kalmadığı dikkate alınmaksızın yapılan hesaplamaların hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı işçinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığı, talep edilen alacaklardan davalının sorumlu olup olmadığı; alacakların hesabı ve zamanaşımı hususlarına ilişkindir.
İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedinci fıkrası, 34 üncü maddesi, 32 nci maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 ve 53 üncü maddeleri.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 90 ilâ 92 nci maddesi hükümleri.
Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı ... vekilinin tüm; davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Somut uyuşmazlıkta, talep konusu dönem, 01.03.2015-31.12.2015 tarihleri arasında yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara ilişkin ise de, söz konusu dönem için geçerli olacak şekilde ... Sendikası ile davalı ... (Eski Ünvanı ile ... Güvenlik Hizmetleri AŞ) arasında Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin karar tarihi 26.02.2019'dur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı tarafça 15.09.2021 tarihinde davanın ıslah edildiği, davalı tarafın süresinde sunduğu ıslaha karşı zamanaşımı def'i nedeniyle davacının 15.09.2016 tarihinden önceki taleplerinin zamanaşına uğradığı kabulü ile talep konusu alacaklar dava dilekçesindeki miktarlar ile sınırlı olacak şekilde hüküm altına alınmıştır.
Ne var ki söz konusu dönem için Yüksek Hakem Kurulu kararı ile yürürlüğe konulan toplu iş sözleşmesinin "Farkların Ödenmesi" başlıklı geçici 1 inci maddesinde "Toplu İş Sözleşmesinin yürürlüğe girdiği tarih ile işyerine tebliğ edildiği aya kadar geçen süre için ödenecek farkların tutarı, iş bu Kararın işyerine tebliğ tarihinden itibaren bir (1) ay içinde ödenir." düzenlemesi yer almaktadır. Davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacakların muaccel olduğu tarihe ilişkin özel düzenleme yer aldığı da gözetildiğinde söz konusu düzenleme dikkate alınarak Yüksek Hakem Kurulu kararının davalı işyerine tebliğ tarihi araştırılmalı, dava konusu alacakların davalının ıslaha karşı zamanaşımı def'inden etkilenip etkilenmediği yeniden değerlendirilmek suretiyle talep konusu alacaklar hakkında bir karar verilmelidir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.