Toplu İş Sözleşmelerinde Yetki Tespitinde Farklı İşkollarında Hizmet Veren İşyerinde Çoğunluğun Sağlanması Kriteri
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi
Esas No : 2019/7068
Karar No : 2019/19196
Karar Tarihi : 2019-11-06





A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davalılardan ...’nın müvekkiline ait işyerinde işletme toplu iş sözleşmesi yapmak için 06.11.2017 tarihinde Bakanlığa başvurarak yetki tespiti talebinde bulunduğunu, Bakanlığın 14.11.2017 tarih ve 7403 8328-103.02(103.02)-E.94333 sayılı yazısı ile “Sendikanın Yasanın aradığı gerekli çoğunluğu sağladığını müvekkili Şirkete bildirdiğini, mezkur yazıda işçi sayısının 156, sendika üye sayısını 81 olduğunun beyan edildiğini, söz konusu yetki yazısının müvekkili Şirket tarafından 17.11.2017 tarihinde tebellüğ alındığını, müvekkili Şirketin merkezinin bulunduğu İstanbul Bölge Müdürlüğü SGK işyeri dosyası numarasının 2 ... olduğunu, Bakanlığın müvekkili Şirkete gönderdiği yetki yazısında müvekkili Şirketin ... ve ... nolu işyerlerinde ... Sendikasının yetkili olduğunun bildirildiğini, ancak müvekkili Şirketin yetki yazısında belirtilen sadece 2 işyeri bulunmadığını, İstanbul Genel Müdürlük olmak üzere İstanbul Marmara Bölge - Kartal Depo, Eskişehir Fabrika, Adana Depo, Adana - Çukurova Bölge Satış, İzmir Depo, İzmir - Ege Bölgesi Satış, Ankara Depo, Ankara - İç Anadolu Çankaya Satış ve ayrıca ihale ile alınan işlerle ilgili olarak çeşitli şehirlerde bulunan şantiyeler de dahil olmak üzere aynı iş kolunda toplam 19 farklı adreste işyeri bulunduğunu, Bakanlık tarafından müvekkili şirkete bağlı tüm bu işyerleri göz ardı edilerek toplam işçi sayısı hatalı bir değerlendirme ile ... Sendikasına Kanuna aykırı şekilde yetki verildiğini, diğer yandan yetki yazısında bildirilen ... nolu işyerinin kapandığını, bu işyerinin dikkate alınmasının da hatalı olduğunu, diğer yandan müvekkili şirketin tavan ve zemin kaplamalarının üretimi ve satışı ile iştigali neticesinde ayrıca Sakarya’da ağaç/parke imalatı bulunan 64 işçisinin çalıştığı işyerinin de bulunduğunu, Bakanlık tarafından yapılan diğer hatalardan birinin de müvekkili Şirketin 2 ... SGK işyeri nolu Genel Müdürlük işyerini hiç dikkate almadığını, Genel Müdürlük yerine pasif olan ... nolu işyerini dikkate aldığını iddia ederek, itirazlarının kabulü ile T.C. ... Çalışma Genel Müdürlüğü’nün 14.11.2017 tarih ve 74038328- 103.02(103.02)-E.94333 sayılı yetki tespit yazısının iptaline, ... Sendikasının yetkili olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı Bakanlık vekili; Bakanlıkça yapılan işlemlerin usul ve hukuka uygun olduğunu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 41. maddesinin yedinci fıkrasında “Bakanlık, yetkili sendikanın belirlenmesinde ve istatistiklerin düzenlenmesinde kendisine gönderilen üyelik ve üyelikten çekilme bildirimleri ile Sosyal Güvenlik Kurumu’na karşı yapılan işçi bildirimlerini esas alır.” denildiğini, aynı Kanunun 34. maddesinin ikinci fıkrasında da, “Bir gerçek ve tüzel kişiye veya bir kamu kurum ve kuruluşuna ait aynı iş kolunda birden çok işyerinin bulunduğu işyerlerinde, toplu iş sözleşmesi ancak işletme düzeyinde yapılabilir.” hükmüne yer verildiğini, ayrıca 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 42. maddesi gereğince işçi sendikasının, işveren sendikasının veya sendika üyesi olmayan işveren tarafından yapılan yetki tespit başvurulan karşılanırken işverenler tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimleri esas alındığını, Genel Müdürlük’te kurulu sendika yetki sistemine Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarından otomasyon sistemiyle yansıyan bilgiler doğrultusunda işlem yapıldığını, kayıtların incelenmesinde Çelik İş Sendikası tarafından 6.11.2017 tarihli itibariyle yetki tespit başvurusunda bulunulması üzerine yapılan incelemede, ... Yapı ve Zemin Sistemleri San. ve Tic. AŞ’ye ait İşkolları Yönetmeliğinin 12. sıra numaralı metal işkolundaki iki işyerinin bulunduğunun, bu nedenle yetki tespitinin iki işyeri üzerinden işletme olarak değerlendirildiğini, 156 işçinin çalıştığı 81 işçinin adı geçen sendikaya üye olduğunun tespit edildiğini ve buna ilişkin 14.11.2017 tarihli ve 94333 sayılı yetki tespiti yazısının taraflara gönderildiğinin anlaşıldığını, davacı tarafın iddialarının somut olay yönünden yerinde bulunmadığını, Bakanlıkça usul ve hukuka uygun olarak tesis edilen dava konusu işlemin iptalini gerektirecek bir husus bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

Davalı Sendika vekili; müvekkili Sendikanın 6.11.2017 tarihli başvurusuyla ilgili olarak ÇSGB’nca tesis edilen aynı işleme ilişkin olarak davacı tarafça aynı tarihte iki ayrı mahkemede dava açıldığını, iki ayrı davaya konu yapılmış olmasının dava hakkının açıkça kötüye kullanılması ve uyuşmazlığın sürüncemede bırakılmasına yönelik bir niyet olduğunu, davacı tarafça iptal istemine konu yapılan ÇSGB çoğunluk tespit işleminin mevzuata uygun ve sonucu itibariyle doğru olduğunu, müvekkili sendikanın yasanın aradığı çoğunluğa fazlasıyla sahip olduğunu, davacı itirazlarının bu yöneyle haksız ve kötü niyetli olduğunu, çoğunluk tespitinin başvuru tarihi itibariyle ÇSGB sisteminde görülen metal işkolunda tescilli işyerlerine ve 6.11.2017 başvuru tarihindeki duruma göre yapılmasının yasal zorunluluk olduğunu, bu nedenle davacı işverene ait olsalar bile 6.1L2017 başvuru tarihi itibariyle 12 nolu metal işkolunda tescilli-kayıtlı bulunmayan işyeri veya işyerlerinin nisaba dahil edilmesinin ve bizzat işverenliğin beyan ve talebine dayalı olarak ayrı ayrı tescil ettirildiğini, işyerlerinin tek bir işyeri ve/veya aynı işkolunda tescilli işyeri olarak kabul edilerek sonuca gidilmesinin hukuken mümkün olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

İlk Derece Mahkemesince, davacı Şirketin merkez ile fabrika arasında amaçta ve yönetimde birlik olduğu, yetki tespitinde merkez ve fabrikanın birlikte değerlendirilmesi gerektiği, merkezin İstanbul Şişli ilçesinde olduğu, buraya bağlı olarak Eskişehir fabrikası ve Sakarya fabrikasının bulunduğu, Sakarya fabrikasında üretim mamulleri ve satışları ile ilgili olarak ahşap ürünlerin ağırlıklı olduğu, dolayısıyla metal işkoluna girmediği ve yetki uyuşmazlığında nazara alınamayacağı, buna karşılık Eskişehir fabrikasında yapılan üretim ve kullanılan malzemenin metal pano, metal tavan taşıyıcı ve unsurlarının üretildiği, buna göre metal iş koluna girdiği ve yapılan tespitte dikkate alınması gerektiği, bu şekilde yapılanmasının bulunduğunun anlaşıldığı, Bakanlıkça ise iki ayrı işyerinin varlığı belirlendiği, bu işyerlerinden biri Eskişehir fabrikası diğerinin ise ... sicil sayılı işyeri olduğu ancak bu işyerinin davacı şirket tarafından adres değişikliği ile Eskişehirde faaliyet göstermesine karar verildiği ve bu kararın SGK ya bildirildiği ve bu adresteki işyeri sicil numarasının kapatılmasını istediği, buna göre yetki tespitinde nazara alınamayacağı, merkezle birlikte Eskişehir fabrikasının yetki tespitinde nazara alınması gerektiği, bu doğrultuda yetki tespitinde esas alınan işletme düzeyindeki iki işyerinin üye sayısı içeriğine göre toplam çalışan sayısının 232 olduğu, çoğunluğun da bu doğrultuda hesaplanması gerektiği, ne var ki 81 üyeye sahip davalı sendikanın bu çoğunluğu sağlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

D)İstinaf başvurusu:

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı taraflar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

E)İstinaf Sebepleri:

Davacı şirket vekili katılma yoluyla istinaf başvurusunda; İlk Derece Mahkemesi kararında bilirkişi raporuna dayanılarak müvekkili şirket bünyesindeki işyerlerinden olan ... SGK Sicil No'lu Sakarya (Hendek) Fabrikası'nın üretim mamulleri ve satışlarının ahşap ürünleri ağırlıklı olduğunu, metal iş koluna girmediğinin belirtildiğini, bu nedenle işletme düzeyinde işçi sayısı tespitinde söz konusu iş yeri dikkate alınmamış olduğunun belirtildiğini, söz konusu karar bu yönü ile kanuna aykırı olup, müvekkil lehine ilgili karara karşı istinaf yolu başvurulması zorunluluğu doğmuş olduğunu, İlk Derece Mahkemesince yapılan bu tespitin hukuki dayanaktan yoksun olmakla birlikte yine ...'nın iş kolu tespiti usulüne de uygun olmadığını, bir işyerinde iş kolu tespiti hususunda uyuşmazlık çıkması durumunda nasıl tespit yapılacağına ilişkin usul İş Kolları Yönetmeliği'nin 4. maddesinde; "Bir işyerinin hangi işkoluna girdiği konusunda anlaşmazlık çıkması halinde, ilgililerin başvurusu üzerine, işkolu, o işyerinde yürütülen işin niteliğine göre Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenir. Bakanlık tespit ile ilgili kararını Resmî Gazete’de yayımlar..." hükmü olduğunu, 28.03.2018 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 2018/20 Karar No'lu İş Kolu Tespit Kararı'nda ise ... SGK Sicil No'lu Sakarya (Hendek) Fabrikası'nın metal tüketim mallarından alüminyum ve galvanize sac üzerinde yapılan kesme, bükme, birleştirme, kaynak gibi işlemlerden sonra aydınlatma ekipmanları ile metal tavan taşıyıcı sistemlerinin üretildiği, üretimde gerek sayısal gerek de ekonomik değer yönünden ağırlığın metal tavan taşıyıcı sistemlerinde olduğu, işçilerin de üretime özgü işlerde çalıştıkları tespit edildiğinden metal iş koluna girdiği ifade edildiğini, ... tarafından yapılan bu işkolu tespitine bir itiraz olmadığından işkolu kararının kesinleşmiş olduğunu, İlk Derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda Sakarya (Hendek) fabrikasının işkoluna dair yorumunun hatalı olduğunu, 28.03.2018 tarihli Resmi Gazete'deki kararda da açıklandığı gibi Sakarya (Hendek) Fabrikasında metal zemin üretimi yapılmakta olup metal zemin üzerine olup ahşap kullanımı sadece metalin zemin yapının dekorasyon amacını gerçekleştirmeye yönelik olduğunu, dolayısıyla üretimde kullanılan dekoratif ahşap kullanımı asıl iş değil yardımcı iş niteliğinde olduğunda işkolu tespiti ahşap kullanımı esas alınarak yapılmamasının gerektiğini, ... tarafından Sakarya (Hendek) fabrikasının "metal" işkolunda kabul edilmesi ve bu işkolu tespit kararının kesinleşmesi karşısında Sakarya (Hendek) Fabrikasının da çalışan işçi sayısının da nazara alınması gerektiğini, bilirkişi raporunda müvekkil Şirket'e ait fabrikaların tüm idari, mali, İK, projelendirme ve satış işlemlerinin Genel Müdürlük tarafından yapıldığının kabul edilmesi ve işkolu kararının da kesinleştiği birlikte değerlendirildiğinde müvekkil Şirket'in genel müdürlük, Eskişehir Fabrika ve Sakarya (Hendek) Fabrikasındaki tüm çalışanların yetki tespitinde sayılması ve hesaplamaya dahil edilmesi gerekmekte olduğunu, bu itibarla Sayın Mahkemece Sakarya (Hendek) Fabrikası da metal iş kolunda bulunduğu sabit olduğundan yetki tespitinde esas alınan toplam işçi sayısı bu fabrikada çalışan 64 işçinin de dahil edilmesiyle 296 olarak belirlenmeliyken 232 olarak belirlenmesinin mevzuata ve işkolu tespitine de aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

Davalı Bakanlık vekili istinaf başvurusunda; müvekkili tarafından yapılan tespit ve işlemler usul ve hukuka uygun olarak tesis edildiğini, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 41 inci maddesinin yedinci fıkrasında "Bakanlık, yetkili sendikanın belirlenmesinde ve istatistiklerin düzenlenmesinde kendisine gönderilen üyelik ve üyelikten çekilme bildirimleri ile Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işçi bildirimlerini esas alır." denildiğini, aynı Kanunun 34'üncü maddesinin ikinci fıkrasında da; "Bir gerçek ve tüzel kişiye veya bir kamu kurum ve kuruluşuna ait aynı işkolunda birden çok işyerinin bulunduğu işyerlerinde, toplu iş sözleşmesi ancak işletme düzeyinde yapılabilir." hükmüne yer verildiğini, ayrıca 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 42 nci maddesi gereğince işçi sendikası, işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren tarafından yapılan yetki tespit başvuruları karşılanırken, işverenler tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimleri esas alınmakta olup, Genel Müdürlüğümüzde kurulu sendika yetki sistemine Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarından otomasyon sistemiyle yansıyan bilgiler doğrultusunda işlem yapılmakta olduğunu, bu itibarla ilgili yasa maddeleri uyarınca Bakanlığımıza yapılan yetki tespit başvuruları değerlendirilirken işverenler tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işyeri ve işçi bildirimleri ile müvekkili bakanlık tarafından yapılan sendika üyelik ve istifa bildirimleri esas alınarak değerlendirilmekte ve aynı işverene ait aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde işletme olarak tespit yapılmakta olduğunu, ... tarafından 06/11/2017 tarihi itibariyle yetki tespit başvurusunda bulunulması üzerine yapılan incelemede, ... Yapı ve Zemin Sistemleri San. ve Tic. A.Ş.'ye ait İşkolları Yönetmeliğinin 12 sıra numaralı "Metal" işkolunda iki işyerinin bulunduğunu, bu nedenle yetki tespitinin iki işyeri üzerinden işletme olarak değerlendirildiğini, 156 (yüz elli altı) işçinin çalıştığı, 81 (seksen bir) işçinin adı geçen Sendikaya üye olduğunun tespit edildiğini ve buna ilişkin 14/11/2017 tarihli ve 94333 sayılı yetki tespiti yazısının taraflara gönderildiğinin anlaşıldığını, dava dilekçesinde belirtilen listedeki; ..., ..., ... SGK numaralı işyerlerinin işveren tarafından 52.10 Nace koduyla İşkolları Yönetmeliğinin 16 sıra numaralı "Gemi Yapımı ve Deniz Taşımacılığı, Ardiye ve Antrepoculuk" işkoluna tescil ettirildiğini, ... SGK numaralı işyerinin 52.24 Nace koduyla İşkolları Yönetmeliğinin 15 sıra numaralı "Taşımacılık" işkoluna tescil ettirildiğini, ..., ..., ... SGK numaralı işyerlerinin 82.111, 46.13, 70.22 Nace kodlarıyla İşkolları Yönetmeliğinin 10 sıra numaralı "Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar" işkoluna tescil ettirildiğini, ... SGK numaralı işyerinin 16.10 Nace koduyla İşkolları Yönetmeliği’nin 06 sıra numaralı "Ağaç ve Kağıt" işkoluna tescil ettirildiğini, 0598575.034, ... SGK numaralı işyerlerinin ise 71.12, 43.39, 41.20, 43.32 Nace kodlarıyla İşkolları Yönetmeliği’nin 13 sıra numaralı "İnşaat" işkoluna tescil ettirildiği, bu nedenle yetki tespitine dahil edilmediğini; diğer taraftan yetki tespitinde dikkate alınan ve kapalı olduğu iddia edilen ... SGK numaralı işyeri ile ilgili olarak müvekkili bakanlık tarafından yapılan değerlendirmelerde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarının esas alınması nedeniyle bu işyerinin kayıtlarımızda henüz kapandığına ilişkin bir bilgiye rastlanılmadığından yetki tespitine dahil edildiğinin anlaşıldığını, söz konusu işyeri dahil edilmemiş olsa dahi aynı işverene ait aynı işkolunda başka işyeri olmaması nedeniyle işyeri olarak değerlendirme yapılacağından %51,92 ile ... Sendikasının yasanın aradığı gerekli çoğunluğu sağladığı anlaşılacağını, somut uyuşmazlıkta da müvekkil Bakanlık yetki tespiti kararını tesis ederken SGK' dan sendika yetki otomasyon sistemi ile gelen bilgiler doğrultusunda hareket etmiş ve bu sistemde, “taşınması dolayısıyla kapatılması gerektiği şeklinde Raporda belirtilen sicil numaralı işyerinin” halen daha faal olarak görünmesi dolayısıyla dikkate alınması gerektiğini, dava konusu yetki tespitine dâhil edilen işyeri faal olarak görülmesine karşın, davalı Bakanlığın bu işyerinin kapatıldığını, taşındığını vb. öngörmesi mümkün bulunmamakta olduğunu, zira bu işlemleri sistem üzerinden gerçekleştirmekte olan SGK olup, müvekkil Bakanlık SGK’nın resmi verilerine dayanarak dava konusu yetki tespitini tesis etmiş olduğunu, ayrıca raporda yerinde inceleme yapılmak suretiyle Şirket merkezinin faaliyetleri gereği yetki tespitine dahil edilmesi gerektiği ile Sakarya Fabrikası işyerinin “Metal” işkolunda faaliyet göstermediğinden yetki tespitinde dikkate alınmaması gerektiğinden bahsedilmiş ve bu doğrultuda rapor tanzim edilmiş olduğunu, İşkolları Yönetmeliğinin 4'üncü maddesinde "Bir işyerinin hangi işkoluna girdiği konusunda anlaşmazlık çıkması halinde ilgililerin başvurusu üzerine, işkolu o işyerinde yürütülen işin niteliğine göre Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenir. Bakanlık tespit ile ilgili kararını Resmi Gazete'de yayımlar. Bu tespite karşı ilgililer, 6356 sayılı Kanunun 5'inci maddesine göre kararın yayımından itibaren onbeş gün içinde dava açabilir." denildiğini, 6356 sayılı Kanunun 5'inci maddesi gereği de Bakanlığa işkolu tespiti konusunda başvuru yapılması halinde, işyerinin girdiği işkolu konusunda tespit yapılarak Resmi Gazete'de yayımlanmakta olduğunu, ancak yukarıda belirtilen yönetmelik ve kanun hükmü gereği davacı işveren tarafından işyerlerine ilişkin işkolu tespiti konusunda herhangi bir başvuru yapılmamış olduğunu, dolayısıyla davacı işyerlerinin kayıtlı bulunduğu işkolları dikkate alınarak yapılan yetki tespitinde merkezin dikkate alınmadığının belirtilmesinin hatalı olduğunu, Sakarya Fabrikası işyerinin kayıtlı bulunduğu işkolunda faaliyet göstermediğinden ötürü bu işyerinin yetki tespitinde dikkate alınmaması gerektiği yönündeki Bilirkişi Raporu’ndaki tespitler de hukuka uygun bulunmamakta olduğunu, zira işyerlerinin tescili yine işveren tarafından yapılmakta olup, işverenin işyerlerini hangi işkolunda tescil ettirdiğinin bilincinde olduğu hususunun da dikkate alınması gerekmekte olduğunu, sonuç itibariyle müvekkili Bakanlığın gerek SGK’nın resmi verilerini dikkate almak suretiyle gerek davacı işverenin işyerlerini tescil ettirdiği işkollarını göz önünde bulundurarak tesis ettiği olumlu yetki tespiti kararının iptalini gerektiren hukuki ve geçerli bir sebep bulunmamakta olduğunu ileri sürmüştür.

Davalı sendika vekili istinaf başvurusunda; farklı işkolunda olan merkezi işyerinin hatalı bir şekilde çoğunluk sayısına dahil edilerek karar verilmiş olmasının mevzuat ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin davalı işverene ait olan ... sicil numaralı ... Sok. ... İş Merkezi B blok K:3 D:14 ... adresindeki merkez işyerinin işkolları yönetmeliğinin 10 sıra numaralı büro iş kolunda olmasına rağmen burada çalışan işçilerinde sayıya dahil edilerek müvekkili Sendikanın işletme düzeyinde çoğunluğu sağlamadığı yönündeki kararının yerinde olmadığını, sözkonusu bu merkez işyerinin İşkolları Yönetmeliğinin 12 sıra numaralı metal işkolunda olmadığı, İşkolları Yönetmeliğinin 10 sıra numaralı büro işkolunda olduğu, mahkemeye ÇSGB Çalışma Genel Müdürlüğü tarafından 29/03/2018 tarihli müzekkere cevabında ve yine SGK İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Beşiktaş SGM tarafından dosyaya sunulan müzekkere cevap yazısında işbu işyerinin bizzat davacı işverenin talebi üzerine düzenlenen raporda işyerinin büro işkolunda olduğunun açıkça net bir şekilde ortada olduğunu, resmi kayıtlarda faal olan işyerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından dikkate alınmadan karar verildiğini, Bakanlıkça müvekkili sendikaya işletme düzeyinde verilen yetki tespitinde davacıya ait ... sicil numaralı, ... Sanayi Bölgesi ... Bulvarı 23. Cad. No:6 ... adlı işyeri ile ... Mah. ...Soğutma Havalandırma Küçük San. Sitesi. ... adresindeki işyeri dikkate alındığını ve işletme düzeyinde yetki verildiğini, söz konusu yetki tespiti doğru ve SGK kayıtları ve tüm resmi kayıtlar dikkate alınarak verildiğini ve yerinde olduğunu, yetki tespitinde dikkate alınan her iki işyerinin de metal İşkolunda olduğunu, keşif tarihi ve saati konusunda bilgi verilmeden yokluklarında yapıldığını, keşfin sadece evrak üzerinde ve farklı işkolunda olan davacıya ait merkez işyerinde yapıldığını ileri sürmüştür.

F)Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :

Bölge Adliye Mahkemesince, İstanbul 10. İş Mahkemesi'nin 05/03/2019 tarihli ve 2017/559 E., 2019/164 K. sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b/1 bendi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

G)Temyiz başvurusu :

Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı taraflar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

H) Gerekçe:

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Dosya içeriğine göre; itiraza konu yetki tespitinde davacı işverenliğe ait hangi işyerlerinin, özellikle de merkez işyerinin dikkate alınıp alınmayacağı ve buna bağlı olarak da davalı Sendika’nın gerekli çoğunluğu sağlayıp sağlamadığı hususlarının açıklığa kavuşturulması gereklidir.

Somut uyuşmazlıkta; davalı Bakanlıkça yapılan yetki tespitinde, davacı Şirkete ait Şişli/İSTANBUL da bulunan ... sicil numaralı ve Odunpazarı/ESKİŞEHİR de bulunan ... sicil numaralı işyerlerinde toplam çalışan sayısı 156, üye sayısı ise 81 olduğu ve bu nedenle davalı Sendika’nın 06.11.2017 başvuru tarihi itibariyle işletmesel düzeyde gerekli çoğunluğu sağladığı saptanmıştır.

Davacı vekili ise müvekkili Şirkete ait şantiyelerde dahil olmak üzere 20 işyeri olduğu, bu işyerlerinde yetki başvuru tarihi itibariyle toplam çalışan sayısının 370 olmasına karşın davalı Bakanlık tarafından sadece iki işyerinin olduğu kabul edilerek toplam 156 çalışan sayısı üzerinden işletme toplu iş sözleşme yapma yetkisinin verildiği ve özellikle de müvekkili Şirketin 0598575 SGK sicil nolu Genel Müdürlük işyerinin hiç dikkate alınmadığını, Genel Müdürlük yerine pasif olan ... nolu işyerinin dikkate alındığını iddia ederek yapılan yetki tespitine itiraz etmiştir.

Dosyadaki bilgi, belge ve bilhassa yoklama fişinden yetki tespitine konu ... sicil numaralı İstanbul’daki işyerinin yetki başvuru tarihinden önce kapatıldığı ve bu tarih itibariyle de gayrifaal olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim bu olgu Mahkemenin de kabulündedir.

Ne var ki, bu işyeri yetki tespitine dahil edilmemiş olsa dahi kayıtlara göre aynı işverenliğe ait aynı işkolunda başka bir işyeri bulunmaması nedeniyle bu defa tespit talebi işletme değil de işyeri düzeyinde değerlendirileceği ve bu durumda da davalı Sendika'nın Yasanın aradığı çoğunluğu (%51,92) sağlayacağı gözetildiğinde, bu olgunun sonuca etkisinin olmadığı anlaşılmaktadır.

İlk Derece Mahkemesi de, “merkezle birlikte Eskişehir Fabrikasının yetki tespitinde nazara alınması gerektiği, bu doğrultuda yetki tespitinde esas alınan işletme düzeyindeki iki işyerinin üye sayısı içeriğine göre toplam çalışan sayısının 232 olduğu, çoğunluğun da bu doğrultuda hesaplanması gerektiği” değerlendirmesiyle 81 üyeye sahip davalı Sendikanın bu çoğunluğu sağlayamadığını kabul etmiştir.

O halde davacı Şirkete ait merkez işyerinin yetki tespitindeki gerekli çoğunluk hesabına dahil edilip edilemeyeceği meselesinin özellikle açıklığa kavuşturulması gereklidir ki dosya içeriğine göre davacı Şirkete ait olup dava dilekçesinde belirtilen ..., ..., ... SGK sicil numaralı işyerlerinin 52.10 Nace koduyla İşkolları Yönetmeliği’nin 16 sıra numaralı "Gemi Yapımı ve Deniz Taşımacılığı, Ardiye ve Antrepoculuk" işkoluna; ... SGK sicil numaralı işyerinin 52.24 Nace koduyla İşkolları Yönetmeliği’nin 15 sıra numaralı "Taşımacılık" işkoluna; ..., ..., ... SGK sicil numaralı işyerlerinin 82.111, 46.13, 70.22 Nace kodlarıyla İşkolları Yönetmeliği’nin 10 sıra numaralı "Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar" işkoluna; ... SGK numaralı işyerinin 16.10 Nace koduyla İşkolları Yönetmeliği’nin 06 sıra numaralı "Ağaç ve Kağıt" işkoluna; 0598575.034, ... SGK sicil numaralı işyerlerinin ise 71.12, 43.39, 41.20, 43.32 Nace kodlarıyla İşkolları Yönetmeliği’nin 13 sıra numaralı "İnşaat" işkoluna davacı işverence tescil ettirildiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık konusu tespit ise davacı işverene ait olup, metal işkoluna tescil ettirilen işyerlerine ilişkindir. Bu durumda yetki başvuru tarihi itibariyle davacı işverenliğin metal işkolu dışında muhtelif işkollarına ait kayıtlı birçok işyeri bulunmakta olup, bu meyanda merkez işyerinin faaliyetlerinin tespiti yapılan işyerlerine hasredilmediği de açıktır. Yine kayıtlarda merkez işyerinin İşkolları Yönetmeliği’nin 10 sıra numaralı “büro” iş kolunda tescil ettirildiği de sabittir. Bu durumda merkez işyerinin çoğunluk hesabına dahil edilmesi dosya içeriğine göre yerinde değildir.

Yapılan bu tespit ve açıklamalara göre, davalı Sendika’nın işyeri düzeyinde Yasa’nın aradığı gerekli çoğunluğu sağladığının kabulü ile açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.

F) Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 06.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.